“Poşet vergisi” olarak da bilinen geri kazanım katılım payı (GKKP) uygulaması yıl başından beri uygulanıyor. Bu uygulama, her kesim tarafından takip ediliyor ve biliniyor. Tüketiciden doğrudan alınan bu payın/verginin geniş yankı uyandırmasını da normal karşılamak gerekiyor. Bir de asıl amacın poşet gibi plastik ürün kullanımını azaltmak ve temiz çevreye destek olmak olduğu düşünüldüğünde yapılan düzenlemenin yanında olmak gerekiyor. Nitekim çarşı veya pazarda eskiden olduğu gibi file kullanımının veya uzun süre kullanıma uygun poşet/torbaların yaygınlaştığını görüyoruz. Bu acıdan amacına ulaşmış gibi duruyor.
Bu uygulama devam ederken, poşet dışında kalan ürünler için GKKP hakkında Çevre ve Şehircilik Bakanlığının resmi internet sitesinde bir taslak yayınlandı. Taslakta, uygulamaya 30 Haziran’da geçileceği belirtiliyordu. Ancak hem taslak metnin Bakanlığın resmî sitesinden kaldırıldığı hem de 30 Haziran itibarıyla bu uygulamanın hayata geçmediği görüldü. Diğer ürünler için poşet kadar basit olmayan uygulama biraz ertelenmiş gibi görünüyor.
Poşette GKKP uygulamasına devam ediliyor
10 Aralık 2018 tarihinde Çevre Kanunu’na Ek Madde 11 eklenerek geri kazanım katılım payı, depozito ve poşet ücreti düzenlemeleri getirilmiştir. Ancak poşetlere yönelik katılım payının usul ve esaslarının belirlenmesi 4 Nisan tarihi itibarıyla yapılmıştır. Bu düzenleme ile yıl başından itibaren poşet ücretleri vergi dairesi tarafından tahsil edilmeye başlanmıştır.
Buna göre, plastik poşetler 25 kuruş ücrete tabi olup; tahsil edilen bu tutarın 15 kuruşluk kısmı kurumlar vergisi mükellefleri tarafından aylık olarak geri kazanım katılım payı adı altında beyan ediliyor. Geri kazanım katılım payı beyannamesi, plastik poşetin satışının yapıldığı beyan dönemini takip eden ayın 24. günü saat 23.59’a kadar yetkili vergi dairesine elektronik ortamda gönderiliyor. Ödemenin ise beyannamenin verildiği ayın sonuna kadar yapılması gerekiyor.
Poşet harici ürünleri için uygulamaya yönelik detaylar
Mayıs 2019’da Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın internet sayfasında, Çevre Kanunu’na ekli (1) sayılı listede yer alan ürünlerin tanımlanmasına, bildirilmesine, geri kazanım katılım paylarının belirlenmesine, hesaplanmasına, beyan edilmesine, tahsilatına ve izlenmesine ilişkin idari ve teknik usul ve esasların belirlenmesi amacıyla Geri Kazanım Katılım Payına İlişkin Yönetmelik Taslağı yayımlandı.
Taslakta, ekli (1) sayılı listedeki aşağıda sayılan ürünlere yönelik, ölçü birimine göre 1 kuruş ile 10 TL arasında değişen bedel alınması öngörülüyor.
- Ambalaj (plastik, metal, kompozit, cam, ahşap)
- Plastik poşet
- Lastik
- Akümülatör
- Pil (araç bataryaları dahil)
- Madeni ve bitkisel yağ
- Elektrikli ve elektronik eşya
- İlaç
Burada öne çıkan bir konu, kapsam belirlemede şirketlere bir takdir yetkisi verilmiyor olması. Şöyle ki şirketlerin ilk etapta ürünlerini Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından yetki verilmiş kişiler ile tartışıp hangi ürünün hangi kapsama girdiğini tespit etmesi ve bu ürünleri de bilgi olarak sisteme yüklemesi gerekiyor. Bu kısım, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından yürütülmesi gereken kısım.
Vergi dairesi ise kapsama giren ürünlere ilişkin katılım paylarının beyan tarafını yürütüyor. Şirketlerin kapsama giren ürünlere yönelik katılım paylarını vergi dairesine bir beyanname ile beyan etmeleri ve ödemeleri gerekiyor. Poşet dışında kalan ürünlere yönelik şu an için usul ve esaslar yayınlanmadığı için nasıl bir beyan yöntemi olduğunu/kullanılacağını bilemiyoruz. Ancak poşet katılım payına yönelik uygulama ne ise bu ürünler için de benzerinin olacağını tahmin ediyoruz.
Ne yapılmalı?
Poşet ücretlerine yönelik uygulama doğrudan tüketicileri ilgilendirdiği için geniş bir yankı buldu. Hatta İstanbul seçimleri ile bu uygulama arasında bağlantı kuran yazarlar bile oldu. Poşet harici ürünler içinse aynı yansımanın olmayacağı ortada. Ancak birçok şirketi yakından ilgilendiren bu uygulamanın günün sonunda tüketiciye yansıyacağı aşikâr. Ürün fiyatına dahil olacağı ve tüketiciye dolaylı yansıyacağı için poşet gibi bir tepki yaratmayacaktır. Bu da dolaylı vergilerin neden bu kadar fazla olmasına karşın fazla tepki ile karşılanmamasındaki sırrı oluşturuyor.
Konu çevre olunca belki bu maliyetlere katlanmak ve çok tepki de vermemek gerekiyor. Ancak poşet harici ürünlerdeki tahsil edilmesi planlanan katkı payları için taslak metnin çok yetersiz olduğu görülüyor ve alt yapı eksikliğinin bulunduğu anlaşılıyor. Bu nedenle hem kamu hem özel sektörün bir araya gelerek daha fazla çalışmaya ihtiyaç olduğu anlaşıyor. Bütün bunların sonucunda, uygulamaya en erken 2020 yılında geçilebileceği tahmin ediliyor. Sercan Bahadır https://www.vergidegundem.com