Limited şirketin borçlarından, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun ile amme alacaklarına ilişkin olarak ortaklara yüklenilen sorumluluğa dair istisnaî haller dışında, ortaklar değil bizzat şirket tüzel kişiliği birinci derecede sorumludur. Ancak, limited şirket ortağının üçüncü kişilere karşı olan kişisel borçlarından ötürü, şirket tüzel kişiliği değil bizzat ortağın kendisi sorumlu olur. Bu yönüyle, limited şirket ortağının kişisel borçlarından ötürü, alacaklısı, ortağın şirketten olan kâr ile tasfiye payı yanında esas sermaye paylarını da haczettirebilir. Kişisel borcu bulunan ortağın payı 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun taşınırlara ilişkin hükümlerine göre haczedilir.
Buna karşılık, pay senedinin teslimi ortaklık hakkının devrini sağlamadığından, pay senedinin haczedilmesi borçlunun, limited şirketteki ortaklık payının haczedildiği sonucunu doğurmaz. Diğer yandan, eski uygulamada ortağın şirket paylarını haczettiren kişisel alacaklı aynı zamanda şirketin feshini de talep edebiliyor iken, TTK uyarınca ortağın paylarını haczettiren alacaklının limited şirketin fesih ve tasfiyesini istemesi de mümkün değildir. Dolayısıyla, eski Ticaret Kanunu döneminde, ortağın şahsi borcundan dolayı, ortaklık payının doğrudan haczi mümkün olmayıp, sadece ortağın kâr payı, masraf ve avans alacağı veya tasfiye halinde tasfiye bakiyesine katılma hakkı haczedilebiliyor iken, günümüzde limited şirket ortağının esas sermaye paylarının, kişisel borçları nedeniyle haczedilebilmesi mümkün hale getirilmiştir.
Soner ALTAŞ*
Yaklaşım / Haziran 2019 / Sayı: 318