Anonim şirketlerde temsil yetkisi TTK’ nın 370’inci maddede ve temsil yetkisinin kapsam ve sınırları ise 371’inci maddede düzenlenmiştir. 370’inci maddeye göre, esas sözleşmede aksi öngörülmemiş veya yönetim kurulu tek kişiden oluşmuyorsa temsil yetkisi çift imza ile kullanılmak üzere yönetim kuruluna aittir. Yönetim kurulu, temsil yetkisini bir veya daha fazla murahhas üyeye veya müdür olarak üçüncü kişilere devredebilir. En az bir yönetim kurulu üyesinin temsil yetkisini haiz olması şarttır.
TTK’ nın 371’inci maddesinin 1 ve 2’nci fıkraları uyarınca, temsile yetkili olanlar şirketin amacına ve işletme konusuna giren her tür işleri ve hukuki işlemleri, şirket adına yapabilir ve bunun için şirket unvanını kullanabilirler. Kanuna ve esas sözleşmeye aykırı işlemler dolayısıyla şirketin rücû hakkı saklıdır. Temsile yetkili olanların, üçüncü kişilerle, işletme konusu dışında yaptığı işlemler de şirketi bağlar; meğerki, üçüncü kişinin, işlemin işletme konusu dışında bulunduğunu bildiği veya durumun gereğinden, bilebilecek durumda bulunduğu ispat edilsin. Şirket esas sözleşmesinin ilan edilmiş olması, bu hususun ispatı açısından, tek başına yeterli delil değildir.
Temsile yetkili olanların yaptıkları fiiller nedeniyle şirketin şirket yetkililerine rücu edebilmesinin (başvurması) sınırları birinci fıkra ile çizilmektedir. Şirketin imza yetkilisine rücu edip edemeyeceğinin sınırını şirketin amacı ve konusu belirleyecektir.
İkinci fıkrada düzenlendiği üzere, şirketin amacı ve işletme konusu dışında yapılan işlemler de şirketi bağlayacaktır (ultra vires sistemi kalktığı için), üçüncü kişiye karşı şirket sorumludur, fakat, sınırı aşan kanuni temsilciye karşı şirket rücu edebilecektir. İkinci fıkra düzenlemesi, işletme konusu dışındaki işlemlerin şirketi bağlamasının istisnasını düzenlemektedir.
TTK’nın 371/3’e fıkrasına göre, temsil yetkisinin sınırlandırılması, iyiniyet sahibi üçüncü kişilere karşı hüküm ifade etmez; ancak, temsil yetkisinin sadece merkezin veya bir şubenin işlerine özgülendiğine veya birlikte kullanılmasına ilişkin tescil ve ilan edilen sınırlamalar geçerlidir.
Üçüncü fıkra düzenlemesi ile, temsil yetkisinin sınırlandırılması halinde bunun iyiniyet sahibi üçüncü kişilere karşı hüküm ifade etmeyeceğini belirtilmektedir. Bunun anlamı iyiniyet sahibi üçüncü kişilerin korunacağıdır. Şirket ortaklarının ben kanuni temsilcinin yetkilerini sınırlandırmıştım demesi iyiniyet sahibi kişilere karşı bir anlam ifade etmeyecektir.
Bunun istisnasını da kanun düzenlemiştir. Temsil yetkisinin sınırlandırılması yalnızca merkezin veya bir şubenin işlerine özgülendiğinde veya birlikte kullanılmasına ilişkin tescil ve ilan edildiğinde geçerli olacaktır.
371/4 uyarınca da, temsile yetkili kişiler tarafından yapılan işlemin esas sözleşmeye veya genel kurul kararına aykırı olması, iyiniyet sahibi üçüncü kişilerin o işlemden dolayı şirkete başvurmalarına engel değildir. 5’inci fıkraya göre ise, temsile veya yönetime yetkili olanların, görevlerini yaptıkları sırada işledikleri haksız fiillerden şirket sorumludur. Şirketin rücû hakkı saklıdır.
Sonuç olarak anonim şirketlerde kanuni temsilcinin yetkilerinin sınırlandırılsa bile bu durum iyiniyetli üçüncü kişilerin korunmasına engel değildir. Tek ortaklı olan anonim şirket sahipleri de dışarıdan kanuni temsilci seçebileceklerdir. Ancak, onlar bakımından da yukarıda yapılan açıklamalar geçerli olacaktır. Önümüzdeki yazımızda ise limited şirketlerde müdürlerin yetkilerinin kısıtlanıp kısıtlanamayacağı konusu ele alınacaktır. Ekrem Öncü
http://www.thelira.com/yazar/31/ekrem-oncu/2436
Yukarıda yer verilen açıklamalar, konuya ilişkin genel bilgiler içermektedir. Özdoğrular smmm ltd. şti./ www.ozdogrular.com, işbu dokümanın içeriğinden kaynaklanan veya içeriğine ilişkin olarak ortaya çıkan sonuçlardan dolayı herhangi bir sorumluluk iddiasında bulunulamaz.