Son dönemlerde yoğun şekilde dostlarımızdan ve çevremizden mükelleflerin ihracat veya transit gibi gelirlerini yurtdışında elden almaları sebep gösterilerek vergi müfettişleri tarafından ağır şekilde özel usulsüzlük cezaları kesildiği şikayetleri alıyoruz. Bu mükelleflere derhal dava seçeneğini kullanma önerilerimiz bulunmaktadır. Konuyla ilgili olarak düzenlenmiş Genel Tebliğlerde mükelleflerin muameleleri ile ilgili tahsilat ve ödemelerini banka, benzeri finans kurumları veya posta idarelerince düzenlenen belgelerle tevsik etmeleri zorunluluğu kapsamında “transit taşıma", "ihracat" vb bedellerinin tahsilatına ilişkin olarak” 213 sayılı VUK.nun Mükerrer 257. maddesinde yer alan “yetki” çerçevesinde herhangi bir düzenleme yapılmamıştır.
Maliye Bakanlığı’na Kanunda açıkça usul ve esasları belirleme yetkisi verilmişken, yurtdışı tahsilatlar ile ilgili açık, hukuki belirlilik içinde anlaşılabilen bir ifade ve değerlendirme bulunmamaktadır. Aksi düşünce tarzı hukuki belirlilik içinde olmayan bir hukuk kuralına dayanarak ceza uygulanmasına ve mükellef haklarının kaybolmasına neden olacaktır.
Dolayısıyla, Maliye Bakanlığının da konuyla ilgili özelgeleri de dikkate alınarak fiili zorunluluktan dolayı yapılmış işlemlerde usule aykırı bir durum bulunmamaktadır. GİB Ankara Vergi Dairesi Başkanlığı’nın 25.04.2011 tarih ve B.07.1.GİB.4.06.18.02-32mük257-7932-248 sayılı özelgesi gibi pek çok özelgede yurtdışından getirilecek olan ihracat geliri gibi, transit gibi gelirlerin getirilmesine ilişkin Maliye Bakanlığı tarafından kullanılmış bir yetkinin bulunmadığı açıktır. Maliye Bakanlığının kendisine verilen yetkiyi kullandığı düzenleme ile ancak Türkiye siyasi sınırları içerisinde sınırlayıcı bir düzenleme yapılabilir, iç mevzuatın yurtdışında geçerli olmaması, orada banka veya finans sisteminin bulunmaması gibi pekçok neden de uygulamanın mümkün olmadığını gösterdiği gibi, aksi düşünce tarzı açıkça hukuk düzenine de aykırıdır. Bakanlık, düzenlemeyle yer vermediği, yetkisi kapsamında değerlendirmediği şekilde yurtdışı tahsilatların banka ve finans kanalıyla ödenmesi zorunluluğu bulunduğunu iddia etmek, açıkça “yetki gaspı” olup, görevi kötüye kullanma sonucuna yol açacaktır. Ali Çakmakcı www.TaxAuditingYMM.com