213 sayılı VUK’nun 116 ila 124. maddelerinde düzeltme talepleri ve bunların dava konusu edilebilirliği konuları işlenmektedir. Düzeltme yoluyla ıslahı talep edilen vergi, tahakkuk fişi veya ihbarname ile önceki aşamalarda tarh ve tahakkuk ettirilmiştir.
Tahakkukun mükellefin beyanına göre yapılmış olması, varsa, hatanın düzeltilmesi engel değildir.[1]
İhbarname esasında tarh edilen vergiler, tahakkuk yahut ödemeden önce çeşitli safhalardan geçerek ödeme aşamasına gelebilmektedirler. Vergilendirme sürecinde yaşanan hatalar genellikle ihbarname tebliğ edildiği tarihten itibaren 30 gün içerisinde düzeltme talep edilebilmektedir. Buna dava açma süresi içerisinde yapılan düzeltme talepleri olarak da ifade edebilmekteyiz. Ne var ki, 30 gün geçtikten sonra yani dava açma süresi dolduktan sonra yapılan düzeltme talepleri için dava konusunda farklı yollar izlenebilmektedir.
Düzeltme talebinin dava açma süresi içerisinde yapılması halinde istemlerinin reddi şeklinde cevap alan kimseler için yargı yoluna başvurması İYUK md.11 hükmü gereğince mümkün bulunmaktadır. Düzeltme talepleri dava açma süresi geçtikten sonra yapılması durumunda ise: vergi dairesinin düzeltme talebine karşı mükellefe red yazısının tebliğ tarihinden itibaren Maliye Bakanlığına şikayet yoluyla başvurulması gerekecektir.[2]Maliye Bakanlığından alınacak yazı üzerine vergi mahkemesinde 30 gün içinde dava açılmalıdır. Burada üzerinde durulması gereken bir diğer konu Maliye Bakanlığının kendisine gelen şikayet yoluyla başvuru dilekçesine karşı 60 gün içinde yanıt vermesi gerekmektedir. Maliye Bakanlığı mükellefe 60 gün içinde yanıt vermezse bu durumda idari makamlar sükut kalmış sayılacaklarından dolayı mükelleflerin 61. günden itibaren yerel vergi mahkemesinde davalı idare Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığı olarak dava açması mümkündür.[3]
Kural olarak 213 sayılı VUK md.378 hükmü gereği mükelleflerin kendi beyanlarına karşı dava açmaları olanaksızdır. Ancak, tahakkukun mükellefin beyanına göre yapılması halinde varsa mevcut hatanın düzeltilmesi her zaman olasıdır.[4] Hatta VUK md.376 hükmü gereğince, ceza indiriminden yararlanılarak ödenen vergi ve cezalarda da hata bulunması durumunda gerekli düzeltme yapılmalıdır.[5]
Yine aynı şekilde 213 sayılı VUK’nun ek md 6 hükmü gereğince üzerinde uzlaşılan ve mutabık kalınan tarhiyatlarda vergi hatası mevcut bulunması durumunda yine düzeltme talebi yapılabilecektir.[6]Diğer taraftan, vergi mahkemeleri, bölge idare mahkemeleri ve Danıştay’dan geçen işlemlerde hata bulunması durumunda ise gene aynı şekilde kararlar kesinleşmiş olsa dahi, düzeltme talebi yapılabilecektir. Burada tek koşul söz konusu yargı organlarının yapılan hata ile ilgili karar vermemiş olmaları koşulu aranacaktır.[7]
Vergi mahkemeleri veya Danıştay kararlarında maddi hata bulunması durumunda ise ya da kararın hüküm fıkrası ile netice kısmında farklılık veya çelişki olması halinde ise yine düzeltme talep edebilecektir. Bu gibi hataların vergi dairesi tarafından değil, ilgili mahkemelerden talep edilmesi gerekmektedir.[8]
Vergi cezaları üzerinde yapılan hatalar ise vergi hataları ile ilgili esaslar çerçevesinde düzeltilmesi gerekecektir.[9]
Sonuç olarak, vergi hatalarında düzeltme konusunda zamanaşımı genel ilke 5 yıldır. Buna tarh zamanaşımı denilmektedir. Zamanaşımı asli mükellefler için geçerli olduğundan, ikincil planda sorumlu olan mükellefler için de aynı süre geçerlidir.[10]Danıştay 3. Dairesi tarafından verilen bir kararda, “asıl borçlu şirket hakkında zamanaşımını kesecek nitelikte herhangi bir işlem yapılmaması dolayısıyla 31/12/… tarihinde zamanaşımına uğradığı anlaşılan vergi borcunun kanuni temsilci sıfatıyla davcıdan istenilmesi mümkün bulunmamaktadır” şeklinde karar verilmiştir.[11]Sürelerin başlangıcı düzeltme konusu verginin doğduğu yılı izleyen takvim yılının başıdır. Vergi hatalarının düzeltilmesi konusundaki zamanaşımı düzeltme konusu verginin doğduğu yılı izleyen takvim yılının başından başlamak suretiyle 5 yıldır. Zamanaşımı süresinin son yılı içerisinde tarh ve tebliğ olunan vergilerde, düzeltme zamanaşımı, hatanın yapıldığı tarihten itibaren 1 yıldır.
Öte yandan, ilanen tebliğde tahakkuk eden vergiler yönünden bir kısım özel durumlar vardır. İlan yoluyla tebliğ edilip dava konusu edilmeksizin tahakkuk eden vergilerde zamanaşımı süresi ödeme emrinin tebliğinden itibaren 1 yıldan az olamaz.Nazlı Gaye Alpaslan
------------
[1] 213 sayılı VUK md.378.
[2] VUK md.124
[3]İ YUK md.10,11 ve bkz. İzmir 4. Vergi Mahkemesi hasım düzeltme kararı: 21/6/2010 gün ve E:2010/1098. Bu gibi durumlarda vazifeli mahkeme yerel vergi mahkemeleri olup, davalı taraf Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığı Dikmen Ankara şeklinde olacaktır.
[4] VUK uzlaşma ile ilgili ek md. 6
[5] VUK md.376
[6] ÖZBALCI, Vergi Usul Kanunu Yorum ve Açıklamaları, Ocak 2008, Ankara, s.412-413
[7] VUK md.375
[8] İYUK md. 28,30
[9] VUK md.125, 376
[10] ŞENTÜRK A. Gencer, Hukukçu Gözüyle Vergi Uygulamaları 2, Etki Yayınları, İzmir, s. 272-298.
[11] Bkz. Danıştay 3. Dairesi kararı, 20/01/2009 gün ve E:2006/3902-K:2009/51 sayılı karar.