Danıştay 3. Daire |
Tarih : 19.09.2023 |
Esas No : 2023/4419 Karar No : 2023/3035 |
VUK Md. 153/A |
VERGİ USUL KANUNUNUN 153/A MADDESİ GEREĞİ DÜZENLENEN ÖDEME EMRİ İÇERİĞİ |
213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 153/A maddesi gereğince düzenlenen ödeme emrine karşı açılan davada, öncesinde davacıya tebliğ edilen yazı içeriğindeki durumların hukuka uygunluğu incelenebilecek olup söz konusu yazıda, bu isteme karşı kanun yolu, mercii ve süresi gösterilmediğinden bahisle hak arama özgürlüğünün ihlal edildiğinden söz edilemeyeceği hk.
İstemin Konusu: İstanbul 4. Vergi Mahkemesinin 26.11.2020 tarih ve E:2020/849, K:2020/2461 sayılı kararına yöneltilen istinaf başvurusuna ilişkin İstanbul Bölge İdare Mahkemesi 6. Vergi Dava Dairesinin 27.05.2021 tarih ve E:2021/897, K:2021/1873 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Dava Konusu İstem: Davacı şirket adına, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 153/A maddesi uyarınca talep edilen teminatın süresinde verilmemesinden oluşan kamu alacağının tahsili amacıyla düzenlenen 05.02.2020 tarih ve 1 takip numaralı ödeme emrinin iptali istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti: Dava konusu ödeme emrinin dayanağını oluşturan 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 153/A maddesi uyarınca yapılan tahakkuka ilişkin vade belirleme yazısında, Anayasa'nın amir hükmüne rağmen, söz konusu işleme karşı ilgili kişilerin hangi kanun yolları ve mercilere başvuracağının ve başvurusu sürelerinin gösterilmediği, dolayısıyla davacı şirketin bu işleme karşı meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkını kullanmasına imkan verilmeyerek, hak arama hürriyetinin önüne geçildiği sonucuna varıldığından davacının takibinde hukuka uygunluk görülmediği gerekçesiyle dava konusu ödeme emri iptal edilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi Kararının Özeti: İstinaf başvurusunun, usul ve hukuka uygun olduğu sonucuna varılan Vergi Mahkemesi kararının kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği gerekçesiyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca reddine karar verilmiştir.
Temyiz Edenin İddiaları: Davacıdan teminat istenilmesine ilişkin şartlar oluştuğundan dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülerek kararın bozulması istenilmektedir.
Karşı Tarafın Savunması: Savunma verilmemiştir.
Karar: ... İnşaat Nakliyat Otomotiv ve Orman Ürünleri Sanayi Ticaret Limited Şirketi'nin 2017 ve 2018 yıllarında sahte belge düzenleme fiili nedeniyle incelenmesi neticesinde tanzim edilen vergi tekniği raporunda, kuruluş tarihinden, 31.12.2018 tarihine kadar gerçek bir ticari faaliyetinin bulunmadığı, bu tarihler arasında tamamen komisyon karşılığı sahte fatura düzenlediği, tek ortağı ve kanuni temsilcisi olan ...'in, davacı şirketin de %100 ortağı ve kanuni temsilcisi olması nedeniyle 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 153/A maddesi kapsamında takip edilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varıldığı, 21.12.2019 tarihli Olur ile davacı şirketten 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 153/A maddesinin 1. fıkrası uyarınca 985.166,25 TL teminat istenmesine dair 24.12.2019 tarih ve 71140518 sayılı yazının, davacı şirket yetkilisi ...'e 27.12.2019 tarihinde bizzat tebliğ edildiği, söz konusu teminatın belirlenen vadede ödenmemesi üzerine bu tutardaki teminatın cebren tahsili için davacı şirket hakkında dava konusu ödeme emrinin düzenlendiği anlaşılmıştır.
213 Sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 153/A maddesinin 1. fıkrasında; başkaca bir ticari, zirai ve mesleki faaliyeti olmadığı halde münhasıran sahte belge düzenlemek amacıyla mükellefiyet tesis ettirdiğinin vergi incelemesine yetkili olanlarca düzenlenen rapor ile tespit edilmesi ve mükellefiyet kaydının devamına gerek görülmediğinin raporda belirtilmesi üzerine işi bırakmış addolunan ve mükellefiyet kayıtları vergi dairesince terkin edilenlerden, serbest meslek erbabının, şahıs işletmelerinde işletme sahibinin, adi ortaklıklarda ortaklardan her birinin, ticaret şirketlerinde; şirketin, kanuni temsilcilerinin, yönetim kurulu üyelerinin, şirket sermayesinin asgari %10'una sahip olan gerçek veya tüzel kişilerin ya da bunların asgari %10 ortağı olduğu veya yönetiminde bulundukları teşebbüslerin, tüzel kişiliği olmayan teşekküllerde bunları idare edenlerin veya düzenlenen raporda fiillerin işlenmesinde bilfiil bulundukları tespit edilenlerin işe başlama bildiriminin alınması halinde, bunlar adına mükellefiyet tesis edilebilmesi için işe başlama bildiriminde bulunanların ve mükellefiyeti terkin edilenlerin tüm vergi borçlarının ödendiği ve 6183 sayılı Kanun'un 10. maddesinin birinci fıkrasının (1), (2) ve (3) numaralı bentlerinde sayılan nev'iden ... Türk Lirasından ve düzenlenmiş olan sahte belgelerde yer alan toplam tutarın %10'undan az olmamak üzere teminat verilmiş olması şart olduğu hükmüne yer verilmiş olup, aynı maddenin 3. fıkrasında ise; birinci fıkrada sayılanların, mükellefiyeti bulunan adi ortaklık, ticaret şirketleri ve tüzel kişiliği olmayan teşekküllerin kanuni temsilcisi, yönetim kurulu üyesi, idarecisi, asgari %10 ortağı olması, bunları devralması, kısmen veya tamamen bunlara devrolunması halinde, keyfiyetin vergi dairesinin ıttılaına girdiği tarihten itibaren bir ay içinde birinci fıkrada yer alan şartların yerine getirilmesi bu mükelleflerden yazılı olarak isteneceği, otuz günlük süre içinde şartların yerine getirilmemesi ve sayılan kişilerin statülerinin devam ettirilmesi halinde, istenilen teminat tutarı verilen sürenin son günü vade tarihi olarak kabul edilmek suretiyle mükellef adına teminat alacağı olarak tahakkuk ettirileceği, tahakkuk ettirilen teminat alacağı, gecikme zammı tatbik edilerek mükelleften, birinci fıkrada sayılan kişilerin teminat isteme tarihi itibarıyla tahakkuk etmiş tüm vergi borçları ise mükellef müşterek ve müteselsil sorumlu olmak üzere, bu kişilerden 6183 sayılı Kanun uyarınca takip ve tahsil edileceği kurala bağlanmıştır.
213 Sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 153/A maddesi gereğince düzenlenen ödeme emrine karşı açılan davada, davacıya tebliğ edilen yazı içeriğindeki durumların gerçekleşip gerçekleşmediği ve hukuka uygunluğu incelenebilecek olup söz konusu yazılarda, bu işlemlere karşı başvurulacak kanun yolu, mercii ve süresi gösterilmediğinden bahisle hak arama özgürlüğünün ihlal edildiğinden bahsedilemeyeceğinden bu kapsamda yapılacak araştırma ve değerlendirme sonucu yeniden karar verilmek üzere Vergi Mahkemesi kararına yöneltilen istinaf başvurusunun reddine ilişkin Vergi Dava Dairesi kararının bozulması gerekmiştir.
Açıklanan nedenlerle; temyiz isteminin kabulüne, temyize konu Vergi Dava Dairesi kararının bozulmasına, oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.