Paylaşımlı yolculuk, dünyada 2009 yılından beri uygulanan ve araç sahiplerinin araçlarını başka kişilerle paylaşarak yolculuk etmelerini sağlayan bir seyahat şeklidir.
Ekonomik yolculuk sağladığı gerekçesiyle fiilen uygulanmakla birlikte, henüz yasal alt yapısı ve yönetmeliği bulunmayan, yasal altyapısı olmadığı için trafik cezaları yaptırımına maruz kalan, yolcu ve sürücü güvenliği gerekçeleri nedeniyle eleştirilen, taksiciler tarafından yasal olmayan yolcu taşımacılığı yapıldığı gerekçesiyle istenilmeyen bir sistem olarak karşımıza çıkmaktadır. Uygulamanın vergi boyutuyla ilgili olarak geçtiğimiz günlerde Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından verilen bir özelge kamuoyuyla paylaşıldı.
Paylaşımlı yolculuk sisteminin genel işleyişi
Sürücüler tarafından sisteme dahil olma süreci araç paylaşımı hizmet sağlayıcılarına ait uygulamanın mobil telefonlara indirilmesi, araç sahibinin sisteme dahil olması için yapmış olduğu başvuru ve başvurunun hizmet sağlayıcı tarafından kabul edilmesi aşamasıyla başlamış oluyor. Başvuru değerlendirme ve onay süreciyle ilgili bir takım güvenlik araştırmaları aşamaları olduğunu da belirtelim.
Sisteme dahil olan araç şehir içi veya şehir dışı yol güzergahı, tarihi ve saati ile bu güzergâh için sürücülerin kendi belirlemiş oldukları katkı payı tutarını sisteme giriyor. Aynı güzergâh için yolculuk yapacak kişi veya kişilerin seyahat için mobil uygulamadan onay vermesi durumunda paylaşımlı yolculuk sürücü ve yolcu tarafından onaylanmış olmaktadır.
Paylaşımlı yolculuk gelirlerinin vergilemesi
Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından geçtiğimiz hafta verilen bir özelgede, Gelir Vergisi Kanunu’nun 37’nci maddesindeki her türlü ticari ve sınai faaliyetlerden doğan kazançların ticari kazanç olduğu, ticari kazancın Vergi Usul Kanunu hükümlerine ve Gelir Vergisi Kanunu’nda yazılı gerçek veya basit usullere göre tespit edileceği, binek otomobil ile paylaşımlı yolculuk platformu üzerinden yapılan şehir içi yolcu taşımacılığı faaliyeti dolayısıyla elde edilen kazancın ticari kazanç hükümlerine göre vergilendirilmesi gerektiği açıklanmıştır.
Ayrıca söz konusu özelgede Gelir Vergisi Kanunu’nun 47 ve 48’inci maddelerinde yer alan basit usule tabi olmanın genel ve özel şartlarının topluca taşınması halinde, kazancın basit usulde tespit edilebileceği açıklanmıştır.
Sürücüler ne yapacak
Paylaşımlı yolculuk sistemine araçlarıyla dahil olarak yolcu taşımak isteyen sürücülere mükellefiyet tesis edilerek ticari kazanç hükümleri çerçevesinde vergilendirilmesi gerekmektedir. Mükellefiyet tesis ettirilecek kişiler gelir vergisi kanununda belirtilen şartları taşımaları halinde kazançları basit usule tabi olarak tespit edilebilecektir.
Ticari faaliyet çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetler katma değer vergisinde tabi olduğundan dolayı, gerçek usulde mükellef olan sürücülerin aynı zamanda katma değer vergisi mükellefiyetleri de tesis ettirmeleri gerekmektedir. Kazançları basit usulde tespit edilen mükellefler tarafından yapılan teslim ve hizmetler ise katma değer vergisinden istisnadır.
Gerçek usulde vergilendirilecek mükelleflerin defter tutma, beyanname verme gibi mükellefiyet ödevleri olacağını da belirtmiş olalım. Sonuç olarak, fiilen uygulanmakta olan paylaşımlı yolculuk sisteminin hem kendi işleyişi ve kuralları ile ilgili olarak yasal düzenlemelere ihtiyacı olduğu hem de vergi mevzuatı yönünden kanun ve tebliğ düzenlemesine ihtiyaç olduğu görülmektedir.
Mahmut Bülent YILDIRIM
This email address is being protected from spambots. You need JavaScript enabled to view it.
https://www.dunya.com/kose-yazisi/paylasimli-yolculuga-vergi-aciklamasi/741478