- Önerilen düzenlemeye göre hesaplanan vergi, indirim ve istisnalar düşülmeden önceki kurum kazancının %10'undan az olamayacaktır.
Bu hesaplamada;
Üzerinden %10 kurumlar vergisi hesaplanacak kurum kazancı olarak ticari bilanço karına veya zararına kanunen kabul edilmeyen giderlerin eklenmesi ve maddede öngörülen istisna ve indirimlerin düşülmesi suretiyle bulunan tutar dikkate alınacaktır.
Örneğin (A) A.Ş.'nin; ticari bilanço kan 1.000.000 Türk lirası olup iştirak hissesi satış kazancı istisnası 800.000 Türk lirasıdır. (A) A.Ş.'nin beyan üzerine (1.000.000-800.000) 200.000 Türk lirası matrah üzerinden hesaplayacağı %25 oranındaki kurumlar vergisi 50.000 Türk lirasıdır. Mükellef kurumun bu madde kapsamında indirim ve istisnalar düşülmeden önceki kurum kazancının %10'u üzerinden hesapladığı vergi (1.000.000x0,10) 100.000 Türk lirasıdır. Bu durumda, mükellef kurumun bu maddeye göre hesaplayıp ödemesi gereken kurumlar vergisi 100.000 Türk lirası olacak ve 50.000 Türk lirası ilave kurumlar vergisi ödenecektir.
Bahse konu düzenlemeden de anlaşılacağı üzere Asgari kurumlar vergisi belirli istisnalar düşüldükten sonra TBK+KKEG’nin toplamının %10’nundan aşağı olamayacağı yönündedir. Bu konudaki düşüncem Ticari Bilanço Karına ulaşımına imkan veren kayıtlarını doğru tutan ve buna mukabil idareye doğru beyan veren mükellefler için asgari kurumlar vergisi ek vergi yükü getireceği aşikardır. Hazırlanan Kanun Teklifinin amaçlarından bir tanesinin vergilemede güvenliğin sağlanması ve kayıt dışılıkla mücadele olduğu ifade edilmiştir. Asgari kurumlar vergisi doğru beyan veren (Bu her yurttaşın vatandaşlık görevi) mükellefleri vergilendirecek ancak kayıtlarına gelirlerini doğru yansıtmayarak düşük ticari bilanço kar beyan eden mükellefler için ise çokta bir hüküm ifade etmeyecektir. Bu konuda sektörel bazda araştırmaların yapılarak Asgari kurumlar vergisinin sektörel bazda farklılaştırılması gerektiği kanaatindeyim.
Linkedin paylaşımından alıntı yapılmıştır.