Gelir Vergisi Kanunu’na göre, gerçek kişilerin gelirleri gelir vergisine tabidir. Gelir vergisine tabi gelir unsurları; ticarî kazanç, ziraî kazanç, ücret, serbest meslek kazancı, gayrimenkul sermaye iradı, menkul sermaye iradı ve diğer kazanç ve iratlardan oluşmaktadır.
Sahibinin nakdi sermaye veya para ile temsil edilebilen değerlerden oluşan sermaye dolayısıyla elde ettiği kar payı, faiz, kira ve benzeri gelirler-iratlar menkul sermaye iradı kapsamına girmektedir. Gelir Vergisi Kanunu‘nun 75-79’uncu maddelerinde nelerin menkul sermaye iradı sayılacağı, indirim ve istisnalar hükme bağlanmıştır. Vergilendirme, menkul sermaye iradı sahibinin yıllık beyanı ve /veya tevkif yoluyla olmaktadır.
1 / 1 / 2006 tarihinden önce ihraç edilen tahvil/bonolar ile bu tarihten önce iktisap edilen menkul kıymetlerden elde edilen gelirlerin vergilendirilmesi ile 1.1.2006 tarihinden itibaren elde edilen gelirlerin vergilendirilmesi önemli ölçüde değişmiştir.
1 / 1 / 2006 tarihinden itibaren elde edilen gelirlere uygulanmak üzere Gelir Vergisi Kanunu’na eklenen geçici 67’nci madde ile büyük ölçüde kaynakta kesinti esasına dayalı vergileme rejimi benimsenmiştir.
Bu gün yazımızda menkul sermaye iradı sayılan gelirler ve beyan durumunu ele alacağız. Gelecek yazımızda menkul sermaye iradının safi tutarının belirlenmesinde önem taşıtan indirim ve istisnalar üzerinde duracağız.
Menkul sermaye iradı sayılan gelirler
Yukarıda belirtildiği gibi, sahibinin ticari, zirai veya mesleki faaliyeti dışında nakdi sermaye veya para ile temsil edilen değerlerden müteşekkil sermaye dolayısıyla elde ettiği kar payı, faiz, kira ve benzeri iratlar menkul sermaye iradıdır. Belirtmek gerekirse aşağıda yazılı gelirler menkul sermaye iradı sayılmaktadır;
- Her türlü hisse senetlerinin kar payları (temettü gelirleri),
- İştirak hisselerinden doğan kazançlar (Limited şirket ortaklarının, iş ortaklıkları ortaklarının ve komanditerlerin kar payları ile kooperatiflerin dağıttıkları kazançlar),
- Kurumların idare meclisi başkan ve üyelerine verilen kar payları,
- Devlet tahvili ve Hazine bonosu faizleri ile diğer her türlü tahvil ve bono faizleri (Toplu Konut İdaresi, Kamu Ortaklığı İdaresi ve Özelleştirme İdaresince çıkarılan menkul kıymetler ve varlık kiralama şirketleri tarafından ihraç edilen kira sertifikalarından sağlanan gelirler dahil olmak üzere),
- Her türlü alacak faizleri,
- Mevduat faizleri,
- Hisse senetleri ve tahvillerin vadesi gelmemiş kuponlarının satışından elde edilen bedeller,
- İştirak hisselerinin sahibi adına henüz tahakkuk etmemiş kar paylarının devir ve temliki karşılığında alınan para ve ayınlar,
- Her çeşit senetlerin iskonto edilmesi karşılığında alınan iskonto bedelleri,
- Faizsiz olarak kredi verenlere ödenen kâr payları ile kar ve zarar ortaklığı belgesi karşılığı ödenen kar payları ve katılım bankalarınca kar ve zarara katılma hesabı karşılığında ödenen kar payları,
- Yatırım fonlarının katılma paylarına ödenen kar payları,
- Menkul kıymetlerin geri alım veya satım taahhüdü ile iktisap veya elden çıkarılması karşılığında sağlanan menfaatler (Repo gelirleri),
- Tüzel kişiliği haiz emekli sandıkları, yardım sandıkları ile sigorta ve emeklilik şirketleri tarafından ayrılmalar nedeniyle yapılan ödemelerin içerdiği irat tutarları,
- Bireysel emeklilik sisteminden ayrılanlara yapılan ödemelerin içerdiği irat tutarları,
- Yukarıda sayılanlar dışında Sermaye Piyasası Kanunu hükümlerine göre ihraç edilen her türlü sermaye piyasası aracından elde edilen kar payı, faiz, kira vb. gelirler.
Yukarıda yazılı iratlar, bunları elde eden sermaye sahibinin ticari faaliyetine bağlı bulunduğu takdirde, ticari kazancın tespitinde nazara alınır.
Gelir Vergisi Kanunu’nun 76’ncı maddesine göre; menkul kıymetin kuponlu veya kuponsuz olarak satılması, iştirak hisselerinin devir ve temliki, menkul kıymetler ile iştirak hisselerinin tamamen veya kısmen itfa olunması karşılığında alınan paralarla itfa dolayısıyla verilen ikramiyeler menkul sermaye iradı sayılmaz.
Menkul sermaye iratlarının yıllık beyanname ile beyan edilmesi
Gerçek kişilerce 2023 takvim yılında elde edilen menkul sermaye iratlarının bir kısmı beyan edilecek gelir toplamının 150 bin TL’yi (2024 takvim yılı için 230 bin TL) aşması halinde, yıllık beyanname ile beyan edilecektir. Bir kısmı ise vergi kesintisine ve istisnaya tabi olmadıklarından, 8 bin 400 TL’yi (2024 takvim yılı için 13 bin TL) aşması halinde yıllık beyanname ile beyan edilecektir. Bir kısmı da tutarı ne olursa olsun beyan edilmesine gerek bulunmamaktadır.
Tutarı ne olursa olsun beyan edilmeyecek menkul sermaye iratları
Aşağıda sayılan menkul sermaye iratları tutarı ne olursa olsun beyan edilmez ve diğer gelirler nedeniyle verilen beyannameye de dahil edilmez;
1) Gelir Vergisi Kanunu’nun geçici 67’nci maddesi kapsamında vergi kesintisine
tabi tutulmuş olan (Ticari kazançla ilişkisi olmaması şartıyla);
- Mevduat faizleri,
- Katılım bankalarınca kâr ve zarara katılma hesabı karşılığında ödenen kar payları,
- Repo gelirleri,
- Menkul kıymetler ve diğer sermaye piyasası araçlarından elde edilen gelirler.
2) 10 / 7 / 2001 tarihinden önce kurulmuş olanlar hariç olmak üzere tüzel kişiliği haiz emekli sandıkları, yardım sandıkları ile emeklilik ve sigorta şirketleri tarafından ayrılmalar nedeniyle yapılan ödemelerin ve bireysel emeklilik sisteminden ayrılanlara yapılan ödemelerin içerdiği irat tutarları.
3) Kurumlar vergisi mükelleflerince 31 / 12 / 1998 ve daha önceki tarihlerde sona eren hesap dönemlerinde elde edilen kazançların dağıtımı halinde, gerçek kişilerce elde edilen kar payları.
4) Kurumların karlarını sermayeye eklemek suretiyle gerçekleştirdikleri kar dağıtım işlemlerinde gerçek kişi ortaklarca elde edilen kar payları.
8 bin 400 TL’lik tutarı aşması halinde beyan edilecek menkul sermaye iratları
Türkiye’de vergi kesintisine tabi olmayan ve istisna uygulanmayan aşağıda belirtilen menkul sermaye iratları 8 bin 400 TL’lik tutarı aşması halinde yıllık beyanname ile beyan edileceklerdir;
1- Kıyı bankacılığından (off-shore bankacılık) elde edilen faiz gelirleri,
2- Hisse senetleri ve tahvillerin vadesi gelmemiş kuponlarının satışından elde edilen bedeller (1 / 1 / 2006 tarihinden önce ihraç/iktisap edilenler),
3- İştirak hisselerinin sahibi adına henüz tahakkuk etmemiş kar paylarının devir ve temliki karşılığında alınan para ve ayınlar,
4- Her çeşit senetlerin iskonto edilmesi karşılığında alınan iskonto bedelleri,
5- Yurt dışından elde edilen diğer menkul sermaye iratları (Yurt dışından elde edilen ve GVK 22/4 Md’ye göre istisna kapsamında olan kar payları hariç),
6- Her türlü alacak faizleri.
Şunu da belirtelim, burada bahsedilen 8 bin 400 TL’lik tutar bir istisna olmayıp, gelirin beyan edilip edilmeyeceğinin tespitinde dikkate alınacak bir haddir. Buna göre, menkul sermaye iradı olarak elde edilen gelir 8 bin 400 TL’yi aşıyorsa elde edilen gelirin tamamı beyan edilecektir.
150 bin TL’lik tutarı aşması halinde beyan edilecek menkul sermaye iratları
Bir kısım menkul sermaye iradı türünde ise yıllık beyanname verme gereği doğması için elde edilen gelirin 150 bin lirayı aşması gereği hükme bağlanmıştır. Elde edilen gelirin 150.000 TL’yi aşması halinde aşağıdaki gelirlerin tamamı yıllık beyanname ile beyan edilecektir;
1) 1.1.2006 tarihinden önce ihraç edilmiş olan her çeşit tahvil ve Hazine bonosu faizleri ile Toplu Konut İdaresi, Kamu Ortaklığı İdaresi ve Özelleştirme İdaresince çıkarılan menkul kıymetlerden elde edilen gelirler (Eurobondlar için ihraç tarihinin önemi bulunmamaktadır.),
Bu had yukarıda belirtilen gelirlerin her biri için ayrı ayrı uygulanmayacak olup bu gelirler ile vergi kesintisine tabi olmayan ve istisna uygulanmayan menkul ve gayrimenkul sermaye iratlarının toplam tutarı dikkate alınarak hesaplanacaktır.
2) Tam mükellef kurumlar tarafından yurt dışında ihraç edilen tahviller ile tam mükellef varlık kiralama şirketleri tarafından yurt dışında ihraç edilen kira sertifikalarından sağlanan gelirler,
3) Tam mükellef kurumlardan elde edilen kar payları.
Menkul sermaye iratları toplamının 150 bin TL’yi aşıp aşmadığının tespitinde, indirim oranı ve istisna uygulanabilecek menkul sermaye iratlarının, indirim oranı ve istisna uygulandıktan sonra kalan kısımlarının dikkate alınması gerekmektedir. İndirim ve istisnalarla ilgili açıklamalarımıza gelecek yazımızda yer vereceğiz.
Akif AKARCA / Dr.Mehmet ŞAFAK