13 Kasım 23 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 28.09.2023 tarih ve 2023/35 E. 2023/163 K. Numaralı Anayasa Mahkemesi kararı ile 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu’nun 14.02.2019 tarihli ve 7164 sayılı kanunun 33. Maddesi ile değiştirilen 20. Maddesinin 2. Fıkrasına 29.04.2021 tarihli ve 7318 sayılı Kanunun 10 maddesiyle eklenen g bendinin; “… ve Kurum tarafından her türlü tesiste (rafineri hariç) lisansa tabi tüm faaliyetler kovuşturmaya yer olmadığına dair karar veya mahkeme kararı kesinleşinceye kadar geçici olarak durdurulur” bölümü ile “…ve bu süre içinde söz konusu tesis için başka bir gerçek veya tüzel kişiye de lisans verilmez.” Bölümü İPTAL edilmiştir.
Bu karar ne anlama geliyor?
Mevcut uygulamada gerçek ve tüzel kişilere petrol piyasasında faaliyet gösterebilmeleri için Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu tarafından verilen lisans sonucu yürütülen faaliyetler ile ilgili olarak, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 359 uncu maddesinin (a) ve (b) fıkraları kapsamında; muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge düzenleme veya bu belgeleri kullanma, belgelerin asıl veya suretlerini tamamen veya kısmen sahte olarak düzenleme veya bu belgeleri kullanma suçları ile aynı maddenin (ç) fıkrasında yazılı vergi kaçakçılığı suçlarının işlenip işlenmediğinin tespiti amacıyla lisansa tabi faaliyet gösterenlerin eylemlerinin incelemeye konu edilerek Vergi Denetim Kurulu Başkanlığı bünyesinde bulunan Vergi Müfettişlerince bu gerçek veya tüzel kişiler hakkında rapor düzenlenmesi gerekmektedir. Daha sonra Vergi Müfettişlerince yapılan inceleme sonucunda bu fiillerin işlendiği yönünde rapor tanzim edilmesi durumunda düzenlenen rapor sonucunda 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 367 nci maddesi uyarınca Rapor Değerlendirme Komisyonu’nun mütalaasıyla Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilerek suç duyurusunda bulunulması gerekmektedir. Sonrasında ise lisansa tabi tüm faaliyetlerin geçici olarak durdurulması tedbirinin uygulanması amacıyla Vergi Denetim Kurulu Başkanlığı tarafından söz konusu durum Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’na bildirilir ve Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu tarafından her türlü tesiste (rafineri hariç) lisansa tabi tüm faaliyetler kovuşturmaya yer olmadığına dair karar veya mahkeme kararı kesinleşinceye kadar geçici olarak durdurulmaktadır. Ayrıca bu süre içinde söz konusu tesis için başka bir gerçek veya tüzel kişiye de faaliyette bulunabilmesi için lisans verilmeyecektir.
Anayasa Mahkemesi kararı sonucunda ise Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu tarafından uygulanan lisansa tabi tüm faaliyetler kovuşturmaya yer olmadığına dair karar veya mahkeme kararı kesinleşinceye kadar geçici olarak durdurulması ve bu süre içinde söz konusu tesis için başka bir gerçek veya tüzel kişiye de lisans verilmemesi tedbirleri uygulanamayacak. Ancak şunu belirtmek de fayda var bu karar şimdilik lisansa tabi tüm faaliyetlerin söz konusu incelemeler sonucu yapılan bildirimlere rağmen devam edeceği anlamına da gelmiyor.
Karar Ne Zamandan İtibaren Hüküm İfade Edecek?
Anayasa Mahkemesi tarafından Kanun, Cumhurbaşkanlığı kararnamesi veya Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğü ya da bunların hükümlerine ilişkin verilen iptal kararlarının Resmî Gazetede yayımlandığı tarihte yürürlükten kalkacağı Anayasada düzenlenmiştir. Ancak yine Anayasa’nın aynı maddesinde gereken hallerde Anayasa Mahkemesi’nin iptal hükmünün yürürlüğe gireceği tarihi ayrıca kararlaştırabileceği, bu tarihin de, iptal kararının Resmî Gazetede yayımlandığı günden başlayarak bir yılı geçemeyeceği düzenlenmiştir. Ertelemeye ilişkin bu düzenlemenin sebebi de Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin, iptal kararının ortaya çıkardığı hukuki boşluğu dolduracak kanun teklifini görüşüp karara bağlaması için gerekecek süreden kaynaklanmaktadır.
Anayasa Mahkemesi’de 13 Kasım 23 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 28.09.2023 tarih ve 2023/35 E. 2023/42 K. Sayılı kararında bahsi geçen iptal kararının Resmî Gazete’de yayımlanmasından başlayarak dokuz ay sonra yani 14.8.2024 tarihinde yürürlüğe gireceğini hüküm altına almıştır.
Bu ne demek oluyor? Mevcutta yer alan Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu tarafından uygulanan her türlü tesiste (rafineri hariç) lisansa tabi tüm faaliyetler kovuşturmaya yer olmadığına dair karar veya mahkeme kararı kesinleşinceye kadar geçici olarak durdurulması ve bu süre içinde söz konusu tesis için başka bir gerçek veya tüzel kişiye de lisans verilmemesine ilişkin kanun hükümleri 14.8.2024 tarihine kadar geçerliğini koruyacak.
Söz Konusu Duruma İlişkin Devam Eden Davalar İle Geçmişte Açılmış Ve Sonuçlanmış Davalar Ne Olacak?
Bu konuyla ilgili olarak Anayasa Mahkemesi kararını kendi özelinde değerlendirmek de oldukça yararlı olacaktır. Şöyle ki Anayasa Mahkemesi tarafından verilen iptal kararı detaylı olarak incelendiğinde geçici tedbir olarak uygulanacak faaliyeti durdurma işlemi için kovuşturmaya yer olmadığına dair karar veya mahkeme kararı kesinleşinceye kadar şeklinde olmak üzere ikili bir süre kısıtı belirtilmiştir, bu husus da bize söz konusu tedbirlerin hali hazırda devam eden soruşturma yada davalar için uygulama alanı bulduğunu göstermektedir. Bununla birlikte Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilen kanunun ilgili bendinde “Kesinleşmiş mahkeme kararına göre lisans sahiplerinin lisansı iptal edilir.” Hükmü yer almakta olup, iptal müeyyidesi bu bölümü kapsamamaktadır.
İlerleyen dönemlerde, iptal edilen kanun hükümlerinin yerine kanun koyucu tarafından yeni tedbirler belirlendikten sonra, geçmişe dönük olarak aynı durum özelinde bir kısım mükelleflerin faaliyeti geçici olarak durdurulurken bir kısmı belki de iptal kararının yeni tedbirler beklenmeksizin uygulanması veya iptal kararı sonrasında yürürlüğe konulan yeni tedbirlerin uygulanması nedenleriyle faaliyetlerine ara vermeksizin devam edebileceklerdir. Böyle bir durumda mükelleflerin yapabileceği herhangi bir şey var mıdır? Kural olarak Anayasa’ya göre iptal kararları geriye yürümez . Ancak şunu da belirtmekte fayda var Danıştay tarafından verilen birçok karar da Anayasa’nın ilgili hükmü kazanılmış hakların korunması yönünde yorumlanmaktadır. Peki lehe oluşan hukuki durumlar korunurken aleyhe verilen kararların durumu ne olacak? Bu sorunun cevabı uygulamada tartışmalı olsa da bizim de katıldığımız birçok görüşe göre bu durum anayasanın eşitlik ilkesine aykırı olacaktır. Bu noktada bir hak kaybına uğramamak daha doğrusu kaybedilen bir menfaatin geri alınmasına ilişkin olarak hukuk çerçevesinde gerekli adımların atılması gerekmektedir.
Anayasa’nın 152. Maddesinde yer alan “Bir davaya bakmakta olan mahkeme, uygulanacak bir kanun veya Cumhurbaşkanlığı kararnamesinin hükümlerini Anayasaya aykırı görürse veya taraflardan birinin ileri sürdüğü aykırılık iddiasının ciddi olduğu kanısına varırsa, Anayasa Mahkemesinin bu konuda vereceği karara kadar davayı geri bırakır.
…
Anayasa Mahkemesi, işin kendisine gelişinden başlamak üzere beş ay içinde kararını verir ve açıklar. Bu süre içinde karar verilmezse mahkeme davayı yürürlükteki kanun hükümlerine göre sonuçlandırır. Ancak, Anayasa Mahkemesinin kararı, esas hakkındaki karar kesinleşinceye kadar gelirse, mahkeme buna uymak zorundadır.” Hükümlerinden anlaşıldığı üzere devam eden davalarda mahkemelerin Anayasa Mahkemesi tarafından verilen iptal kararına göre hareket etmesi gerekmektedir. Yalnız yukarıda da bahsettiğimiz üzere iptal kararı 14.8.2024 tarihinde hüküm ifade edeceğinden bu tarihe kadar verilecek kararlarda yürürlükte olan kanun hükümlerinin uygulanması gerekmektedir. Ancak Danıştay’ın uygulamalarında her ne kadar uygulanması ileri bir tarihe ertelenmiş olsa da Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilen hükümlere göre hareket edilmesi gerektiği de yer almakla birlikte bu durum da Anayasanın Üstünlüğü ilkesi ile çelişmektedir. Çünkü Anayasa normlar hiyerarşisinde en üstte yer almaktadır.
Bundan Sonra Ne Olacak?
Bundan sonra ne olacağı da netlik kazanmaya başladı. Şöyle ki Anayasa Mahkeme’sinin iptal kararına 13.11.2023 tarihinde yayımlanan Resmi Gazete’de yer verilmişti. Yazımızın önceki bölümlerinde de detaylı bir şekilde bahsettiğimiz üzere Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararı 14.8.2024 tarihinden itibaren hüküm ifade edecekti. Bunun sebebi de Yasama Organına yani TBMM’ye gerekli düzenlemeyi yapabilmesi için bir nevi süre sağlamaktı. İşte 24.11.2023 tarihinde TBMM Başkanlığı’na verilen “Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifinde” bu hususa da yer verildi.
TBMM Başkanlığı’na verilen Torba Kanun Teklifinde 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunun 20. Maddesinin ikinci fıkrasının (g) bendinin birinci cümlesinde yer alan (Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilen hüküm) “ve Kurum tarafından her türlü tesiste (rafineri hariç) lisansa tabi tüm faaliyetler kovuşturmaya yer olmadığına dair karar veya mahkeme kararı kesinleşinceye kadar geçici olarak durdurulur ve bu süre içinde söz konusu tesis için başka bir gerçek veya tüzel kişiye de lisans verilmez” ibaresi “ve Kurum tarafından her türlü tesiste (rafineri hariç) lisansa tabi tüm faaliyetler geçici olarak durdurulur ve bu süre içinde söz konusu tesis için başka bir gerçek veya tüzel kişiye de lisans verilmez” şeklinde değiştirilmiştir. Ayrıca söz konusu bende birinci cümlesinden sonra gelmek üzere “Kurum tarafından geçici durdurma işleminin kaldırılıp kaldırılmayacağı bu fıkrada yer verilen suçlarla sınırlı olmak üzere Cumhuriyet Başsavcılığı veya Mahkemelerden temin edilecek bilgilere göre altı ayda bir değerlendirilir. Ancak kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın kesinleşmesi üzerine ya da mahkumiyet dışında bir hüküm veya hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesi halinde kesinleşmesi beklenmeksizin Kuruma yargı merciince bildirilmesiyle veya sair suretlerle Kurumca ıttıla edilmesi durumunda geçici durdurma işlemi kurum tarafından kaldırılır” cümlesi eklenmiştir.
Sonuç olarak kanun teklifi bu şekilde yasalaşırsa mevcut durumda faaliyetin geçici olarak durdurulması tedbiri kovuşturmaya yer olmadığına dair karar veya mahkeme kararı kesinleşinceye kadar uygulanıyorken, yeni durumda faaliyetin geçici olarak durdurulması tedbirinin kovuşturmaya yer olmadığına dair karar veya mahkeme kararının kesinleşmesinden bağımsız olarak 6 ay aralıklarla Kurum tarafından soruşturmanın veya kovuşturmanın seyrine göre değerlendirilmesi ayrıca kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın kesinleşmesi yada mahkemelerce mahkumiyet dışında bir hüküm veya hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesi halinde kararın kesinleşmesi beklenmeksizin tedbirin Kurumca kaldırılması şeklinde uygulanacaktır. Yine kanun teklifinin bu şekli ile yasalaşması durumunda faaliyeti geçici olarak durdurulan işletmeler faaliyetlerine devam edebilmek için soruşturma veya devamında kovuşturma aşamasında geçen süreleri 6 ayı bulmuşsa Kurumca yapılacak değerlendirmeyi beklemek veya kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın kesinleşmesini yada mahkemelerce mahkumiyet dışında bir hüküm veya hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesini beklemek zorunda gibi gözüküyor. Son olarak belirtmek de fayda var 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nda yer alan “Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması” kurumu da 01.08.2023 tarihinde yayımlanan Resmi Gazete’de yer alan Anayasa Mahkemesi kararıyla iptal edilmişti, söz konusu iptal kararı da 01.08.2024 tarihinde yürürlüğe girecek.
Fatih KAYA
Vergi Müfettişi