T.C
YARGITAY
9.HUKUK DAİRESİ
Esas No: 2022/8934
Karar No: 2022/8962
Tarihi: 13.09.2022
» Tazminat Adı Altında Ödemelerin Yapılması
» İşçinin Ödemelerin İşverence Hesabından Çekildiğini Kanıtlayamaması
» İş Sözleşmesi Devam Ederken Yapılan Tazminat Adı Altındaki Ödemelerin Yasal Faizi İle Kıdem Tazminatından Mahsup Edilmesinin Gerektiği
DAVA: Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı Sağlık Bakanlığı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
YARGITAY KARARI
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin 01.11.2007-01.04.2014 tarihleri arası davalı işyerinde çalıştığını, iş sözleşmesinin haklı neden olmaksızın işverence feshedildiğini beyanla kıdem ve ihbar tazminatı, hafta tatili, yıllık ücretli izin, fazla çalışma ile genel tatil ücret alacaklarını istemiştir.
Davalıların Cevaplarının Özeti:
Davalı Şirket vekili, davacının iş sözleşmesini haklı neden olmaksızın feshettiğini, işyerinde vardiyalı çalışma yapıldığını ve fazla çalışma olmadığını beyanla davanın reddini savunmuştur.
Davalı Kurum vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, bozma ilâmına uyularak toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davalı Sağlık Bakanlığı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalı Sağlık Bakanlığı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-İşçinin iş sözleşmesi feshedilmediği halde çeşitli nedenlerle kıdem tazminatı adı altında yapılan ödemeler avans niteliğinde sayılmalıdır. İşçinin iş sözleşmesinin feshinde kıdem tazminatına hak kazanılması durumunda, işyeri ya da işyerlerinde geçen tüm hizmet sürelerine göre kıdem tazminatı hesaplanmalı, daha önce avans olarak ödenen miktar yasal faiziyle birlikte mahsup edilmelidir. Dairemizin kararlılık kazanmış olan uygulaması bu doğrultudadır.
Somut olayda, davacı işçi davalı asıl işveren Kuruma ait işyerinde diğer davalı alt işveren nezdinde 01.11.2007-01.04.2014 tarihleri arası aşçı olarak çalıştığını, davalı alt işveren Şirketin banka hesabına yapmış olduğu havaleleri davacının banka kartını kullanarak, eline geçmeden çektiğini ve bu şekilde kendisine bir kısım ödemeler yapılmış gibi gösterildiğini ileri sürmüştür. Davalı alt işveren Şirket ise davacıya iş sözleşmesinin devamı sırasında bir kısım avans ödemeleri yapıldığını savunmuştur. Mahkemece davalı alt işveren Şirket tarafından sunulan avans ödemelerine dair banka dekontları dikkate alınmadan davanın kısmen kabulüne dair hüküm kurulmuş; bu kararın davalılar tarafından temyizi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin 27.09.2018 tarihli ve 2017/14594 Esas, 2018/20359 Karar sayılı ilâmı ile ” …Mahkemece davalı Urfa Damak şirketi tarafından anılan avans ödemelerine dair banka dekontları ibraz edildiği halde söz konusu ödeme belgeleri dikkate alınmaksızın karar verilmesi yerinde olmamıştır. Dava dilekçesinde davacının ileri sürdüğü iddialarda araştırılarak davalı tarafça ibraz edilen ödeme belgeleri değerlendirildikten sonra sonucuna göre karar verilmesi…” gerektiği gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan araştırma sonrasında davacıya davalı Şirket tarafından yapılan ödemelerin avans niteliğinde olmayıp işverenin mutfak için aldırdığı malzemelerin bedeli olduğu ve ödemelerin davacının eline geçmeden esnaflara yapıldığının ispatlandığı gerekçesi ile söz konusu ödemeler mahsup edilmeksizin karar verilmiştir. Ancak davacının dava dilekçesinde kendisine yapılan ödemelerin banka kartı kullanılmak suretiyle eline geçmeden davalı Şirketçe geri alındığını iddia ettiği, söz konusu ödemelerin işverenin mutfak için aldırdığı malzemelerin bedeli olduğu yönünde bir iddiası bulunmadığı gibi dosya kapsamına göre yapılan ödemelerin banka kartı kullanılarak davacının eline geçmeden davalı Şirketçe geri alındığı hususunun da ispatlanamadığı anlaşılmaktadır. Buna göre davacının banka hesap özetinde “tazminat” açıklaması ile yapılan ödemelerin yasal faizi ile hesaplanan kıdem tazminatından mahsup edilerek sonucuna göre usuli kazanılmış haklar da gözetilmek suretiyle karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi isabetli değildir.
3-Davalı Sağlık Bakanlığının Harçlar Kanunu’nun 13/j. maddesi uyarınca harçtan muaf olduğu dikkate alınmaksızın Mahkemece davalı Bakanlık aleyhine harca hükmedilmesi hatalı olup kararın bu sebeple de bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, 13.09.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.