Değerli okurlar, yakınlarda şahit olduğum bir mükellefin başına gelenleri paylaşayım.
Tedarikçi kabul süreci Mükellef, sektörü sorunlu olduğu için herkesten mal almıyor. Önce tedarikçi olarak kabul süreci var. Kendisine mal satmak isteyen şirketlerden belge ve bilgiler istiyor.
-Vergi levhası, -Beyanname örnekleri,
-Ticaret sicil kayıtları,
-İmza sirküleri,
-İnternet sitesi varsa görselleri,
-Kalite belgeleri,
-Şirketin YMM’sinin araştırması ve oluru.
Mal alım süreci
Her haftanın ilk günü belli bir saatte kendinde kayıtlı tedarikçilere almak istediği ürünün evsaf, miktar ve fiyatını mail göndererek ilan ediyor. Tedarikçiler maille geri dönüyor ve ne kadar malı, ne zaman teslim edeceklerini teyit ediyorlar. Alıcının onayı ile alım kesinleşiyor.
Teslim süreci
Satıcı malı teslim ederken; Fatura ve sevk irsaliyesi dışında mutlaka kendisi de tartıp bir tartı fişi ile getirmek zorunda. Taşıma irsaliyesi, taşıyan aracın ruhsat ve şoförün ehliyetinin fotokopisi de mutlaka alınıyor. Araçlar ayrıca teslim anında da dolu/boş kantarda tartılarak gelen kantar fişi ile karşılaştırılıyor. Malın evsafı uygunsa kabulü yapılıyor. Bu süreç de kameralarla kayda alınıyor. Faturaların ödemesi de mutlaka banka kanalıyla, doğrudan ve sadece fatura muhatabının banka hesabına yapılıyor.
Yapılmadık ne var?
Böyle bir uygulamada yapılması gerekirken yapılmayan, müdebbir bir tüccara yakışmayan, hayatın olağan akışına aykırı, normal olmayan bir şey ben bulamadım. Siz bulursanız ve paylaşırsanız mükellef onu da uygulamaya hazır.
Sahte belge kullanma suçu ihbarı yapıldı
Bu kadar tedbirli davranan mükellefin başı dertte. Üç sene üst üste mal aldığı bir-iki mükellefte inceleme yapılmış, bu şirketlerin komisyon karşılığı fatura düzenleyen şirketler olduğu sonucuna varılmış, dolayısıyla o şirketlerden mal alan kim varsa onlarla beraber bu mükellef te sahte belge kullanan durumuna düşmüş.
Mükellef bu alımlar özelinde de her şeyini ayrıntılı olarak belgelemesine rağmen dinlenmemiş. Bu alımlar yıllık alımlar içinde yüzde 1 civarında. İnceleme sonucunda kurumlar vergisi açısından da (malların gerçekten alındığı sonucuna varıldığından) bir işlem yapılmamış.
KDV açısından da bir işlem yok çünkü bu malların alımları KDV ye tabi değil. Mükellefe sadece özel usulsüzlük cezaları kesilmiş ve üst üste üç yıldır bu mükelleflerden belge almak suretiyle, daha az vergi ödemek kastıyla bilerek sahte belge kullanıldığı sonucuna varılıp savcılığa ihbarda bulunulmuş. Ama ortada kayıp bir vergi iddiası ve tarhiyatı da yok.
Seri incelemelerde seri hatalar ve uyarı
Ne yazık ki seri incelemelerde bu tür hatalı uygulamalara rastlıyoruz. İlk raporda bir hata yapıldığında bu husus zincirleme sorun haline gelebiliyor. Mali İdarenin de bu konuda çok zorluk çektiğine şahit oluyoruz. Bu arada bu konuyu özellikle paylaştım ki herkes tedarik sürecini gözden geçirsin. Bu kadar tedbirli ve özenli davranan mükellefin başına bile bu geliyorsa, biraz gevşek olan haklılığını belgeleyemez, mahkemeyi de ikna edemez. Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılında dirlik,birlik ve beraberlik içinde mutlu ve huzurlu bir yaşam diliyorum. Zeki GÜNDÜZ
https://www.dunya.com/kose-yazisi/mukelleflerde-aldigimiz-fatura-sahte-cikarsa-korkusu/709339