... Müdürlüğü Proje Koordinatörlüğünün Vergi Muafiyetinin Olup Olmadığı

T.C.

ÇORUM VALİLİĞİ

Defterdarlık Gelir Müdürlüğü

 

Sayı

:

E-76071283-125-42434

21.10.2022

Konu

:

… Müdürlüğü Proje Koordinatörlüğünün Vergi Muafiyetinin Olup Olmadığı

İlgi

:

Doğu Karadeniz Projesi (DOKAP) kapsamında … Müdürlüğünce uygulanacak projelerin yürütme aşamalarının yapılabilmesi için kurum bünyesinde kar amacı gütmeyen, gelir getirici faaliyeti bulunmayan ve kamu tüzel kişiliğine haiz … vergi kimlik numaralı … Müdürlüğü Proje Koordinatörlüğü kurulduğunu belirterek, Proje Koordinatörlüğünüzün vergi muafiyeti kapsamında (Kurumlar, Gelir ve Damga Vergisi muafiyeti) bulunup bulunmadığı hakkındaki ilgi yazınızdaki özelge talep formu incelenmiştir.

Kurumlar Vergisi Kanunu Yönünden:

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 1 inci maddesinin birinci fıkrasının (c) bendinde, iktisadi kamu kuruluşlarının kazançları verginin konusu kapsamına alınmış olup aynı Kanunun 2 nci maddesinin üçüncü fıkrasında da Devlete, il özel idarelerine, belediyelere, diğer kamu idarelerine ve kuruluşlarına ait veya bağlı olup faaliyetleri devamlı bulunan ve birinci ve ikinci fıkralar dışında kalan ticari, sınai ve zirai işletmelerin iktisadi kamu kuruluşu olduğu; aynı maddenin altıncı fıkrasında ise iktisadi kamu kuruluşları ile dernek veya vakıflara ait iktisadi işletmelerin kazanç amacı gütmemeleri, faaliyetlerinin kanunla verilmiş görevler arasında bulunması, tüzel kişiliklerinin olmaması, bağımsız muhasebelerinin ve kendilerine ayrılmış sermayelerinin veya iş yerlerinin bulunmamasının mükellefiyetlerini etkilemeyeceği, mal veya hizmet bedelinin sadece maliyeti karşılayacak kadar olması, kar edilmemesi veya karın kuruluş amaçlarına tahsis edilmesinin bunların iktisadi niteliğini değiştirmeyeceği hükme bağlanmıştır.

Konuya ilişkin açıklamaların yer aldığı 1 seri no.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin (2.3.1.) bölümünde iktisadi kamu kuruluşlarının ticari, sınai veya zirai bir işletme oluşturup oluşturmadığı hususunda, Tebliğin (2.4.) bölümünde yapılan açıklamaların dikkate alınması gerektiği belirtilmiştir.

Söz konusu Tebliğin (2.4.) bölümünde ise iktisadi işletmenin belirlenmesinde işletmenin belirgin özelliklerinin bağlılık, devamlılık ve faaliyetin ticari, sınai veya zirai bir mahiyet arz etmesinin, diğer bir anlatımla iktisadi işletmenin unsurlarının ticari faaliyetin de temel özelliklerinden olan, bir organizasyona bağlı olarak piyasa ekonomisi içerisinde bedel karşılığı mal alım-satımı, imalatı ya da hizmet ifaları gibi faaliyetler olduğu, Kanunun bu gibi halleri tek tek saymak yerine, dernek veya vakıf tarafından piyasa ekonomisi içerisinde icra edilen tüm iktisadi faaliyetleri kapsamına aldığı, satılan mal veya hizmete ait bedelin sadece maliyeti karşılayacak kadar olmasının, kar edilmemesinin, karın kuruluş amaçlarına tahsis edilmesinin bunların iktisadi işletme olma vasfını değiştirmeyeceği açıklanmıştır.

İktisadi işletme tanımı içinde yer alan ve devamlı olarak yapılan ticari, sınai veya zirai faaliyetten söz edebilmek için bu işletmenin tedavül ekonomisine katılması, başka bir ifadeyle işletmede üretilen veya alınan malların veya verilen hizmetin bir bedel karşılığı satılmış olması gerekir; aksi halde diğer unsurlar var olsa dahi bir iktisadi işletmenin varlığından söz edilemeyecektir.

… Müdürlüğünce … Çalışma Usul ve Esaslarının birinci maddesinin birinci fıkrasında, "DOKAP ve benzeri projeler kapsamında, yönetim kurulu kararına istinaden tüzel kişilere ile paydaşlarından sağlanan kaynaklarla yürütülecek faaliyetleri gerçekleştirmek..." şeklinde açıklamaya yer verilmiş olup, ancak paydaşlardan sağlanacak kaynakların neler olduğunun ayrıntısına yer verilmediği görülmüştür.

Yukarıda yer alan hüküm ve açıklamalar doğrultusunda, … Müdürlüğü Proje Koordinatörlüğünüz tüzel kişilik itibarıyla kurumlar vergisi mükellefi olmayıp, bir organizasyona bağlı olarak piyasa ekonomisi içerisinde bedel karşılığı mal alım-satımı, imalat ya da hizmet ifası gibi devamlılık arz eden ticari, sınai veya zirai nitelikte faaliyetlerinin bulunması halinde oluşacak iktisadi kamu kuruluşu nezdinde kurumlar vergisi mükellefiyetinin tesis edilmesi gerekecektir.

Damga Vergisi Kanunu Yönünden:

488 sayılı Damga Vergisi Kanununun 1 inci maddesinde, bu Kanuna ekli (1) sayılı tabloda yazılı kağıtların damga vergisine tabi olduğu; 3 üncü maddesinde, damga vergisinin mükellefinin kağıtları imza edenler olduğu, resmi dairelerle kişiler arasındaki işlemlere ait kağıtların damga vergisini kişilerin ödeyeceği; 8 inci maddesinde, bu Kanunda yazılı resmi daireden maksadın, genel ve özel bütçeli idarelerle, il özel idareleri, belediyeler ve köyler olduğu, bu dairelere bağlı olup ayrı tüzel kişiliği bulunan iktisadi işletmelerin resmi daire sayılmayacağı; 24 üncü maddesinde ise, birden fazla kişi tarafından imza edilen kağıtlara ait vergi ve cezanın tamamından imza edenlerin müteselsilen sorumlu olduğu, bunlar arasında vergiden müstesna olanların bulunmasının damga vergisinin noksan ödenmesini gerektirmeyeceği, damga vergisinden muaf kuruluşlarca kişilerin (1) sayılı tabloda yer alan işlemleriyle ilgili olarak düzenlenen ve sadece bu kurumların imzasını taşıyan kağıtlara ait verginin tamamının kişiler tarafından ödeneceği, ancak bu kağıtlara ait verginin hiç ödenmemesi veya noksan ödenmesi halinde vergi ve cezanın tamamından kişilerle birlikte kurumların müteselsilen sorumlu olacağı hükme bağlanmıştır.

Diğer taraftan Kanuna ekli (2) sayılı tablonun "I-Resmi işlerle ilgili kağıtlar" başlıklı bölümünün A/1 fıkrasında, resmi daireler arasındaki işlemleri kapsayan her türlü kağıtlarla bu dairelerin soruları üzerine kişiler tarafından yazılan cevaplar ve eklerinin damga vergisinden istisna olduğu hükme bağlanmıştır.

Damga vergisi uygulaması bakımından Kanunda tanımı yapılan resmi dairelere bağlı olmakla birlikte ayrı tüzel kişilik ve iktisadilik vasıflarından her ikisine birden haiz olan kuruluşlar resmi daire olarak kabul edilmemekte, buna karşılık bu iki özellikten birisine sahip olan kuruluşlar resmi daire olarak değerlendirilmektedir.

Buna göre, Proje Koordinatörlüğünüzün bağlı olduğu … Müdürlüğünden ayrı bir tüzel kişiliğinin bulunmaması ya da iktisadilik vasfını taşımaması halinde, Damga Vergisi Kanununun 8 inci maddesine göre resmi daire olarak kabul edilmesi ve 488 sayılı Kanunun 8 inci maddesinde tarifi yapılan resmi daireler veya damga vergisinden muaf tutulmuş kişi ve kuruluşlarla düzenleyeceği kağıtların damga vergisine tabi tutulmaması; ancak resmi daire sayılmayan veya damga vergisi muafiyeti bulunmayan kişi ve kuruluşlarla düzenleyeceği kağıtların damga vergisine tabi tutulması ve verginin bu kişi ve kuruluşlarca ödenmesi gerekmektedir.

Bilgi edinilmesini arz ederim.

Bayi Çalışanlarına Yapılan BES Ödemelerinin Gider Yazılıp Yazılmayacağı

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

Büyük Mükellefler Vergi Dairesi Başkanlığı

Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü

 

Sayı

:

E-64597866-120-19610

21.10.2022

Konu

:

Bayi çalışanlarına yapılan BES ödemelerinin gider yazılıp yazılmayacağı.

İlgi

:

a)

30.03.2021 tarihli özelge talep formunuz.

b)

14.04.2021 tarihli ek dilekçeniz.

İlgide kayıtlı özelge talep formu ve ek dilekçenizde;

- Şirketinizin, ısıtma-soğutma ve havalandırma ekipmanlarının üretimi ve satışı alanında faaliyet gösterdiği, satışlarını bayileri vasıtasıyla gerçekleştirdiği ve satılan ürünlerin son kullanıcının adresinde montajını ve ilk çalıştırmasını bayi veya tesisatçılık alanında faaliyet gösteren işletmelere yaptırdığı,

- Bayi ve tesisatçılardan alınan satış, kurulum ve benzeri hizmetler yoluyla yapılan satışları ve bayilerin şirketinize olan bağlılıklarını arttırmak amacıyla çeşitli pazarlama yöntemleri uygulandığı,

- Ürünlerinizin satışı ve ilk çalıştırma işlemini gerçekleştiren bayi ve tesisatçı firmalara işlem adedi ile orantılı olarak Bireysel Emeklilik Sigortası (BES) ödemesi desteğinde bulunulduğu,

- Bu kapsamda yapılan ödemelerin, bayi ve tesisatçı firmaların belirlediği kişilerin BES hesabına toplu olarak aktarıldığı,

- Bayinin veya tesisatçının "www….com.tr" internet adresi üzerinden sisteme kaydının yapılarak, kombinin satın alınması, çalıştırılması, çalıştırılan kombinin sisteme kaydedilmesi ile bayinin BES primi hakedişinin hesaplandığı ve buna göre BES hesabına toplu ödeme gerçekleştirildiği

belirtilmiş olup, bayi ve tesisatçı firmaların personeli için Şirketinizce ödenen BES primlerinin, kurumlar vergisi matrahının tespitinde gider olarak değerlendirilip değerlendirilemeyeceği hususunda Başkanlığımız görüşü sorulmuştur.

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 6 ncı maddesinde kurumlar vergisinin, mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safî kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı ve safî kurum kazancının tespitinde de, Gelir Vergisi Kanununun ticarî kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı hükme bağlanmıştır.

Bu hüküm uyarınca tespit edilecek kurum kazancından Kurumlar Vergisi Kanununun 8 inci maddesi ile Gelir Vergisi Kanununun 40 ıncı maddesinde yer alan giderlerin indirileceği belirtilmiştir.

193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 40 ıncı maddesinin birinci fıkrasının; (1) numaralı bendinde, ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılan genel giderlerin, (9) numaralı bendinde, işverenler tarafından ücretliler adına bireysel emeklilik sistemine ödenen katkı paylarının (İşverenler tarafından bireysel emeklilik sistemine ödenen ve ücretle ilişkilendirilmeksizin ticari kazancın tespitinde gider olarak indirim konusu yapılacak katkı paylarının toplamı, ödemenin yapıldığı ayda elde edilen ücretin %15'ini ve yıllık olarak asgari ücretin yıllık tutarını aşamaz. Gerek işverenler tarafından bireysel emeklilik sistemine ödenen katkı payları, gerekse bu Kanunun 63 üncü maddesinin birinci fıkrasının (3) numaralı bendi kapsamında indirim konusu yapılacak prim ödemelerinin toplam tutarı, ödemenin yapıldığı ayda elde edilen ücretin %15'ini ve yıllık olarak asgari ücretin yıllık tutarını aşamaz.) safi kazancın tespitinde indirim konusu yapılacağı hükme bağlanmıştır.

Aynı Kanunun 61 inci maddesinde, "Ücret, işverene tabi ve belirli bir işyerine bağlı olarak çalışanlara hizmet karşılığı verilen para ve ayınlar ile sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatlerdir. Ücretin ödenek, tazminat, kasa tazminatı (Mali sorumluluk tazminatı), tahsisat, zam, avans, aidat, huzur hakkı, prim, ikramiye, gider karşılığı veya başka adlar altında ödenmiş olmasının veya bir ortaklık münasebeti niteliğinde olmamak şartı ile kazancın belli bir yüzdesi şeklinde tayin edilmiş bulunmasının onun mahiyetini değiştirmez." hükmü yer almaktadır.

Anılan Kanunun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinde ise, Hizmet erbabına ödenen ücretler ile 61 inci maddede yazılı olup, ücret sayılan ödemelerden (istisnadan faydalananlar hariç) 103 ve 104 üncü maddelere göre tevkifat yapılacağı hükme bağlanmıştır.

Bu hüküm ve açıklamalara göre, firmanızın satışları teşvik gayesiyle sözleşmeli bayi ve tesisatçı firmaların bordrosunda kayıtlı olan personele verilen BES primi ödemesi desteği, bayi ve tesisatçı firmalara ödenen ciro primi niteliği taşımaktadır. Söz konusu ciro primlerinin, bayi ve tesisatçı firmalar tarafından şirketinize fatura edilmesi koşuluyla, şirketiniz tarafından kurum kazancının tespitinde pazarlama ve satış gideri, bayi ve tesisatçı firmalar tarafından da gelir olarak dikkate alınması gerekmektedir.

Öte yandan bayi ve tesisatçı firmalar tarafından söz konusu BES ödemelerinin, ücretle ilişkilendirilmeksizin Gelir Vergisi Kanununun 40 ıncı maddesinin birinci fıkrasının (9) numaralı bendine göre gider olarak dikkate alınması mümkündür.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

4691 Sayılı Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanunu Kapsamında Yapılan Satışların KDV ve KV Yönünden Değerlendirilmesi

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı

Gelir Kanunları Gelir Ve Kurumlar Vergileri Grup Müdürlüğü

 

Sayı

:

E-62030549-125[5-2020/542]-1217006

21.10.2022

Konu

:

4691 sayılı Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanunu kapsamında yapılan satışların KDV ve KV yönünden değerlendirilmesi.

İlgide kayıtlı özelge talep formunda; şirketinizin … Üniversitesi Teknoloji Geliştirme Bölgesinde faaliyette bulunduğunu, "…" isimli projeye ilişkin olarak yapılan Ar-Ge çalışmalarına bağlı olarak ortaya çıkacak olan tarım ünitelerinin toptan ve perakende satışının yapılacağını belirterek, satıştan elde edilecek gelirin kurumlar vergisi ve katma değer vergisi yönünden değerlendirilmesi hususunda Başkanlığımız görüşünün bildirilmesi talep edilmektedir.

KURUMLAR VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN

4691 sayılı Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanununun "Tanımlar" başlıklı 3 üncü maddesinde;

"Bu Kanunun uygulanmasında;

...

c) Araştırma ve Geliştirme (AR-GE): Araştırma ve geliştirme, kültür, insan ve toplumun bilgisinden oluşan bilgi dağarcığının artırılması ve bunun yazılım dahil yeni süreç, sistem ve uygulamalar tasarlamak üzere kullanılması için sistematik bir temelde yürütülen yaratıcı çalışmaları,

...

 l) Yazılım: Bir bilgisayar, iletişim cihazı veya bilgi teknolojilerine dayalı bir diğer cihazın çalışmasını ve kendisine verilen verilerle ilgili gereken işlemleri yapmasını sağlayan komutlar dizisinin veya programların ve bunların kod listesini, işletim ve kullanım kılavuzlarını da içeren belgelerin, belli bir sistematik içinde, tasarlama, geliştirme şeklindeki ürün ve hizmetlerin tümü ile bu ürün ya da mal ve hizmetlerin lisanslama, kiralama ve tüm hakları ile devretme gibi teslim şekillerinin tümünü,

...

ifade eder."

hükümlerine yer verilmiştir.

Aynı Kanunun geçici 2 nci maddesinde, "Yönetici şirketlerin bu Kanun uygulaması kapsamında elde ettikleri kazançlar ile Bölgede faaliyet gösteren gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerinin, münhasıran bu Bölgedeki yazılım, tasarım ve AR-GE faaliyetlerinden elde ettikleri kazançları 31/12/2028 tarihine kadar gelir ve kurumlar vergisinden müstesnadır." hükmü yer almaktadır.

Söz konusu madde hükmünden yararlanılabilmesi için;

- Bu Kanunda tanımlanan teknoloji geliştirme bölgelerinde faaliyet gösterilmesi,

- Kazancın münhasıran bu bölgedeki yazılım, tasarım ve Ar-Ge'ye dayalı üretim faaliyetlerinden elde edilen kazançlardan olması,

- Bölge içi ve dışı faaliyetlerden elde edilen kazanç ayırımının yapılması gerekmektedir.

Konu ile ilgili açıklamaların yer aldığı 1 seri no.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin;

- "5.12.2.2. Yazılım ve Ar-Ge faaliyetlerinden elde edilen kazançlarda kurumlar vergisi istisnasının kapsamı" başlıklı bölümünde, "Yapılan düzenlemeyle teknoloji geliştirme bölgelerinde faaliyet gösteren mükelleflerin, münhasıran bu bölgedeki yazılım ve Ar-Ge faaliyetlerinden elde ettikleri kazançlar, faaliyete başlanılan tarihten bağımsız olmak üzere, 31/12/2028 tarihine kadar kurumlar vergisinden istisna edilmiştir.

Bölgede faaliyette bulunan mükelleflerin bölge dışında gerçekleştirdikleri faaliyetlerinden elde ettiği kazançlar, yazılım ve Ar-Ge faaliyetlerinden elde edilmiş olsa dahi istisnadan yararlanamaz.

Öte yandan, teknoloji geliştirme bölgelerinde yazılım ve Ar-Ge faaliyetinde bulunan şirketlerin, bu faaliyetler sonucu buldukları ürünleri kendilerinin seri üretime tabi tutarak pazarlamaları halinde, bu ürünlerin pazarlanmasından elde edilen kazançların lisans, patent gibi gayrimaddi haklara isabet eden kısmı, transfer fiyatlandırması esaslarına göre ayrıştırılmak suretiyle istisnadan yararlanabilecektir.

Üretim ve pazarlama organizasyonu nedeniyle doğan kazancın diğer kısmı ise istisna kapsamında değerlendirilmeyecektir. Ancak, lisans, patent gibi gayrimaddi haklara bağlanmamış olmakla birlikte uyarlama, yerleştirme, geliştirme, revizyon, ek yazılım gibi faaliyetlerden elde edilen kazançların istisna kapsamında değerlendirileceği tabiidir...",

- "5.12.2.4. İstisna kazanç tutarının tespiti" başlıklı bölümünde, "4691 sayılı Kanunun Geçici 2 nci maddesinde yer alan istisna, bir kazanç istisnası olup istisna kapsamındaki faaliyetlerden elde edilen hasılattan bu faaliyetler nedeniyle yüklenilen gider ve maliyet unsurlarının düşülmesi sonucu bulunacak kazancın tamamı kurumlar vergisinden istisna olacaktır.

İstisna kazancın ve bu bağlamda kurumlar vergisi matrahının tespiti açısından, Kanun uygulaması kapsamında bulunan ve bulunmayan hasılat, maliyet ve gider unsurlarının ayrı ayrı izlenmesi ve istisna kapsamında olan faaliyetlere ait hasılat, maliyet ve gider unsurlarının, diğer faaliyetlerle ilişkilendirilmemesi ve kayıtların da bu ayrımı sağlayacak şekilde tutulması gerekmektedir.

Kanun uygulaması kapsamında istisna olan faaliyetlerin zararla sonuçlanması halinde, bu zararların istisna kapsamında olmayan diğer faaliyetlere ilişkin kazançlardan indirilmesi mümkün değildir.",

açıklamalarına yer verilmiştir.

Bu hüküm ve açıklamalar çerçevesinde;

- 4691 sayılı Kanunda belirtilen şartların sağlanması halinde ve anılan Tebliğde yer alan açıklamalar çerçevesinde teknoloji geliştirme bölgesinde yürüttüğünüz "…" isimli Ar-Ge projesi kapsamında elde ettiğiniz kazançların 31/12/2028 tarihine kadar kurumlar vergisinden istisna tutulması mümkün bulunmaktadır.

- Söz konusu proje kapsamında geliştirdiğiniz ürünün deneme üretiminin yapılıp pazarlanabilir aşamaya geldiği sırada seri üretimin başladığı kabul edilecek, seri üretim kapsamında yapılacak ürün satışından elde edilen kazancın sadece teknoloji geliştirme bölgesinde gerçekleştirilen Ar-Ge ve yazılım faaliyetlerinden doğan gayrimaddi hakka isabet eden kısmı transfer fiyatlandırması esaslarına göre ayrıştırılmak suretiyle söz konusu istisnaya konu edilebilecektir.

KATMA DEĞER VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN

3065 sayılı KDV Kanunun;

- 1/1 inci maddesinde, ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde Türkiye'de yapılan teslim ve hizmetlerin KDV'ye tabi olduğu,

- Geçici 20/1 inci maddesinde, 4691 sayılı Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanununa göre teknoloji geliştirme bölgesinde ve ihtisas teknoloji geliştirme bölgesinde faaliyette bulunan girişimcilerin kazançlarının gelir veya kurumlar vergisinden istisna bulunduğu süre içinde münhasıran bu bölgelerde ürettikleri ve sistem yönetimi, veri yönetimi, iş uygulamaları, sektörel, internet, oyun, mobil ve askeri komuta kontrol uygulama yazılımı şeklindeki teslim ve hizmetlerinin KDV'den istisna olduğu ve Maliye Bakanlığının program ve lisans türleri itibarıyla istisnadan yararlanılacak bedele ilişkin olarak asgari sınır belirlemeye, istisna uygulanacak yazılım programlarını tanımlamaya ve uygulamaya ilişkin usul ve esasları tespit etmeye yetkili olduğu,

hüküm altına alınmıştır.

Konuya ilişkin KDV Genel Uygulama Tebliğinin "II/G-2. Teknoloji Geliştirme Bölgesinde ve İhtisas Teknoloji Geliştirme Bölgesinde Verilen Teslim ve Hizmetler" başlıklı bölümünde,

"Bu hükme göre, teknoloji geliştirme bölgelerinde veya ihtisas teknoloji geliştirme bölgelerinde bulunan mükelleflerin 31/12/2023 tarihine kadar bu bölgede ürettikleri sistem yönetimi, veri yönetimi, iş uygulamaları, sektörel, internet, oyun, mobil ve askeri komuta kontrol uygulama yazılımları şeklindeki teslim ve hizmetleri KDV'den istisnadır. Söz konusu bölgede üretilen yazılımın farklı kişilere satılması ya da satışın CD veya elektronik ortamda yapılması istisna uygulanmasına engel değildir.

Üniversitelere bağlı Teknokentler de Teknoloji Geliştirme Bölgesi olarak değerlendirilir. Kanunun geçici 20/1 inci maddesi kapsamında üretilen söz konusu yazılımların fikri mülkiyet hakkının, bu bölgede faaliyette bulunan mükellefte kalmak suretiyle belirli zaman aralıklarıyla farklı kişilere satılması veya söz konusu yazılımların sanal ortamda paylaşımının sağlanması halinde de KDV istisnası uygulanır.

Ayrıca, yazılımların pazarlanması işinin bayi kanalıyla yapılması halinde, Teknokent bünyesinde geliştirilen sistem yönetimi, veri yönetimi, iş uygulamaları, sektörel, internet, oyun, mobil ve askeri komuta kontrol uygulamalarına yönelik genel anlamda yazılım programlarının bayiye tesliminde KDV istisnası uygulanır. Bayiler tarafından satışında ise (bu satış işlemi istisna kapsamında değerlendirilmeyeceğinden) genel hükümler çerçevesinde KDV hesaplanır.

Ancak, teknoloji geliştirme bölgesinde veya ihtisas teknoloji geliştirme bölgesinde faaliyette bulunan girişimciler tarafından münhasıran bu bölgelerde üretilen yazılımlar için yapılacak her türlü mal ve hizmet alımları, söz konusu yazılımın vergiden istisna olup olmadığına bakılmaksızın KDV'ye tabidir.

Güncelleme dışında bir yazılımla ilgili olarak verilen bakım, destek (otomasyon) hizmetleri, teknoloji geliştirme bölgesinde veya ihtisas teknoloji geliştirme bölgesinde üretilse dahi, network uygulamaları gibi yazılımlar, işlevlerini yerine getirmek için yazılım kullanan ürün, aygıt, eşya vb. donanımlar ile bu donanımlara ilişkin hizmetler, web sitesi aracılığıyla verilen reklam hizmetleri ve ar-ge çalışmaları kapsamında yer alan teslim ve hizmetler istisna kapsamında değerlendirilmez.

1/1/2019 tarihinden itibaren bu istisna kapsamında yapılan işlemlere ilişkin yüklenilen KDV indirilebilir, ancak indirim yoluyla giderilemeyen KDV iade edilmez.

...

Örnek 2:(A) Ltd. Şti.'nin Teknoloji Geliştirme Bölgesindeki faaliyetleri neticesinde ürettiği bir ürünün lisans, patent gibi gayrimaddi haklara isabet eden kısmı KDV'den istisnadır. Ancak, söz konusu ürünün seri üretime tabi tutulup pazarlanmasından elde edilen kazancın istisnadan yararlanması mümkün değildir. Ayrıca, Teknokent binası içinde telefon ve internet yardımı ile satış sonrasında müşterilere çağrı destek hizmeti verilmesi durumunda bu hizmetler KDV istisnası kapsamında değerlendirilmez.

..."

açıklamalarına yer verilmiştir.

… Üniversitesi Teknoloji Geliştirme Bölgesinde faaliyette bulunan Şirketiniz kazançlarının kurumlar vergisinden istisna bulunduğu süre içinde ürettiği yazılımların münhasıran bu bölgelerde üretilen ve sistem yönetimi, veri yönetimi, iş uygulamaları, sektörel, internet, oyun, mobil ve askeri komuta kontrol uygulama yazılımı şeklinde olması halinde Şirketinizin bu yazılım teslim ve hizmetleri KDV'den istisna olup, bunun dışında yer alan yazılımlar ile Ar-Ge çalışmaları kapsamında yer alan teslim ve hizmetleri genel hükümlere göre KDV'ye tabi tutulacaktır.

Buna göre, …Üniversitesi Teknoloji Geliştirme Bölgesinde geliştirilen, "…" isimli projeye ilişkin olarak yapılan Ar-Ge çalışmalarına bağlı olarak ortaya çıkacak olan tarım ünitelerinin toptan ve perakende satışından elde edilen kazancın lisans, patent gibi gayrimaddi haklara isabet eden kısmı için 3065 sayılı Kanunun geçici 20/1 inci maddesinde yer alan istisna hükmünden yararlanılması mümkündür. Bu istisna kapsamında yapılan işlemlere ilişkin yüklenilen KDV, vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan KDV'den indirilebilir, ancak indirim yoluyla giderilemeyen KDV'nin iade edilmesi mümkün değildir.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

Polonya Mukimi Firmadan Alınan Yazılım Nedeniyle Yapılan Ödemelerin Vergilendirilmesi

T.C. 

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı

Gelir Kanunları Gelir ve Kurumlar Vergileri Grup Müdürlüğü

Sayı

:

62030549-125[30-2019/415]-1219145

21.10.2022

Konu

:

Polonya mukimi firmadan alınan yazılım nedeniyle yapılan ödemelerin vergilendirilmesi

İlgi

:

…. sayılı özelge talep formu

İlgide kayıtlı özelge talep formu ekinde yer alan sözleşmenin konusunun, Polonya mukimi  ... ile Şirketinizin medya ve reklam tüketimine ilişkin araştırma projelerinin gerçekleştirilmesinde işbirliğinin koşullarını belirlemek olduğu,  ... firmasının şartnamede belirtilen sistemlerle uyumluluk standartlarını koruyan yazılım geliştirme, yazılım için bakım sağlama, araştırmayı geliştirmek için yazılımı sürekli olarak geliştirme, göstergelerden gelen veri akışını sürekli izleme, programların işlevlerini ve hizmet biçimlerini sunmak ve görüşmek üzere Şirketiniz tarafından belirtilen kişilere yönelik eğitim verme, yazılımın yaratılması sırasında yazılımın test versiyonlarını sağlayarak Şirketinizin onu tanımasını ve olası yorum ve önerileri hazırlamanızı sağlama taahhüdünde bulunduğu,  ... firmasının Şirketinize ölçüm yazılımının ve güncellemelerinin kullanımı için zaman ve yerde sınırlama olmaksızın lisans vereceği belirtilerek, Polonya mukimi  ... firmasına bu hizmetleri karşılığında yapılacak ödemeler üzerinden tevkifat yapılıp yapılmayacağı hususunda bilgi talep edildiği anlaşılmakta olup, konu hakkında Başkanlığımız görüşleri aşağıda açıklanmıştır.

 KURUMLAR VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN:

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 3 üncü maddesinin; ikinci fıkrasında, Kanunun 1 inci maddesinde sayılı kurumlardan kanunî ve iş merkezlerinin her ikisi de Türkiye'de bulunmayanların, dar mükellefiyet esasında, sadece Türkiye'de elde ettikleri kazançları üzerinden vergilendirileceği, üçüncü fıkrasında, dar mükellefiyet mevzuuna giren kurum kazancının hangi kazanç ve iratlardan oluştuğu, hükme bağlanmıştır.

Aynı Kanunun 30 uncu maddesinde, dar mükellefiyete tabi kurumların maddede sayılan kazanç ve iratları üzerinden, bu kazanç ve iratları avanslar da dahil olmak üzere nakden veya hesaben ödeyen veya tahakkuk ettirenler tarafından kurumlar vergisi kesintisi yapılacağı belirtilmiş olup, maddenin birinci fıkrasının (b) bendinde serbest meslek kazançlarından, ikinci fıkrasında ise ticari veya zirai kazanca dahil olup olmadığına bakılmaksızın telif, imtiyaz, ihtira, işletme, ticaret unvanı, marka ve benzeri gayrimaddi hakların satışı, devir ve temliki karşılığında nakden veya hesaben ödenen veya tahakkuk ettirilen bedeller üzerinden, kurumlar vergisi kesintisi yapılacağı hükme bağlanmıştır. Vergi kesintisi oranları, 2009/14593 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı uyarınca petrol arama faaliyetleri dolayısıyla sağlanacak kazançlarda %5, diğer serbest meslek kazançlarında %20, ticari veya zirai kazanca dahil olup olmadığına bakılmaksızın telif, imtiyaz, ihtira, işletme, ticaret unvanı, marka ve benzeri gayrimaddi hakların satışı, devir ve temliki karşılığında nakden veya hesaben yapılan ödemelerde de %20 olarak belirlenmiştir.

Bu hükme göre, Polonya mukimi  ... firmasından medya ve reklam tüketimine ilişkin araştırma projeleri için alınan yazılım, yazılım geliştirme ve benzeri hizmetler ile lisans karşılığı yapılan ödemelerin, gayrimaddi hak bedeli olarak değerlendirilmesi ve bu ödemelerin gayrisafi tutarı üzerinden %20 oranında vergi kesintisi yapılması gerekmektedir.

ÇİFTE VERGİLENDİRMEYİ ÖNLEME ANLAŞMALARI YÖNÜNDEN:

Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Polonya Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Gelir ve Servet Üzerinden Alınan Vergilerde Çifte Vergilendirmeyi Önleme Anlaşmasının "Gayrimaddi Hak Bedelleri" başlıklı 12 nci maddesinde,

"1. Bir Akit Devlette doğan ve diğer Akit Devletin bir mukimine ödenen gayrimaddi hak bedelleri, bu diğer Devlette vergilendirilebilir.

2. Bununla beraber, sözkonusu gayrimaddi hak bedelleri elde edildikleri Akit Devlette ve o Devletin mevzuatına göre de vergilendirilebilir; ancak, gayrimaddi hak bedeli elde eden kişi, gayrimaddi hak bedelinin gerçek lehdarı ise, bu şekilde alınacak vergi gayrimaddi hak bedelinin gayrisafi tutarının %10'unu aşmayacaktır.

3. Bu maddede kullanılan "gayrimaddi hak bedelleri" terimi, sinema filimleri dahil olmak üzere edebi, artistik ya da bilimsel her nevi telif hakkının, her nevi patentin, alameti farikanın, desen veya modelin, planın, gizli formül veya üretim yönteminin kullanma imtiyazı veya kullanma hakkı ile sınai, ticari, bilimsel teçhizatın veya sınai, ticari, bilimsel tecrübeye dayalı bilgi birikiminin kullanma imtiyazı veya kullanma hakkı karşılığında ödenen her türlü bedelleri kapsar.

...";

"Çifte Vergilendirmenin Önlenmesi" başlıklı 23 üncü maddesinde,

"...

2. Polonya'da çifte vergilendirme aşağıdaki şekilde önlenecektir:

a) Bir Polonya mukimi, bu Anlaşma hükümleri çerçevesinde Türkiye'de vergilendirilebilen bir gelir elde ettiğinde veya servete sahip olduğunda, Polonya, b) bendi hükümleri saklı kalmak üzere, sözkonusu geliri veya serveti vergiden istisna edecektir. Polonya bu mukimin diğer veya servetinin vergisini hesaplarken, istisna edilen gelir veya servetin bu şekilde istisna edilmemesi halinde uygulanacak olan vergi oranını uygulayabilir.

b) Bir Polonya mukimi 10, 11 ve 12 nci madde hükümlerine uygun olarak Türkiye'de vergilendirilebilen bir gelir unsuru elde ettiğinde, Polonya bu mukimin Türkiye'de ödediği gelir vergisine eşit miktarın gelir vergisinden mahsup edilmesine izin verecektir. Bununla beraber, sözkonusu mahsup, Türkiye'de elde edilen gelir unsurları için mahsuptan önce hesaplanan vergi miktarını aşmayacaktır."

hükümleri yer almaktadır.

Bu hüküm ve açıklamalara göre, Polonya mukimi  ... firmasından alınan yazılımın mülkiyet hakkının Şirketinize geçmeyip Polonya mukimi firmada kalması ve sadece kullanım hakkının tarafınıza verilmesi hususu dikkate alındığında, Şirketiniz tarafından Polonya mukimi firmaya yapılacak yazılım ödemeleri ile yazılım sözleşmesinde yer alan ve ayrı bir fiyat olarak belirtilmeyen yazılım ile ilgili olarak sağlanan kurulum, eğitim, teknik destek, danışmanlık, güncelleştirme ve bakım vb. gibi hizmetlere ilişkin ödemelerin, Anlaşmanın 12 nci maddesi kapsamında gayrimaddi hak bedeli olarak değerlendirilmesi ve bu ödemelerin gayrisafi tutarının %10 oranını aşmayacak şekilde kurumlar vergisi tevkifatına tabi tutulması gerekmektedir.

Anlaşma hükümlerinin iç mevzuata göre değişiklik getirdiği durumlarda, Anlaşma hükümlerinden yararlanabilmek için Polonya mukimi firmanın Polonya'da tam mükellef olduğunun ve tüm dünya kazançları üzerinden bu ülkede vergilendirildiğinin Polonya yetkili makamlarından alınacak bir belge (Mukimlik Belgesi) ile kanıtlaması ve bu belgenin aslı ile noterce veya Polonya'daki Türk konsolosluklarınca tasdik edilen Türkçe tercümesinin bir örneğinin vergi sorumlularına ve ilgili vergi dairesine ibraz edilmesi gerekmektedir. Söz konusu mukimlik belgesinin ibraz edilememesi durumunda ise Anlaşma hükümleri yerine iç mevzuat hükümlerimizin uygulanacağı tabiidir.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

Üniversite Döner Sermaye İşletme Müdürlüğünün Kurumlar Vergisi Muafiyeti

T.C.

SİNOP VALİLİĞİ

Defterdarlık Gelir Müdürlüğü

 

Sayı

:

E-83128357-125-13164

20.10.2022

Konu

:

Üniversite Döner Sermaye İşletme Müdürlüğünün Kurumlar Vergisi Muafiyeti.

İlgi

:

İlgide kayıtlı özelge talep formu ve eklerinin tetkikinden, … Araştırma Merkezi Döner Sermaye İşletmesi tarafından ekli yönetmeliklerde belirtilen faaliyet alanlarında kurum dışı hizmet verilmesi hallerinde elde edilen gelirlerden Kurumlar Vergisi Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (m) bendinde belirtilen münhasıran bilimsel araştırma ve geliştirme faaliyetlerinde bulunan kurum ve kuruluşların kurumlar vergisinden muaf olduğu, bunların vergi muafiyetinden yararlanmasına ve muafiyetlerinin kaybedilmesine ilişkin şartların Hazine ve Maliye Bakanlığınca belirleneceği hükmüne istinaden kurumlar vergisinden muafiyet hakkınızın olup olmayacağı hususunda Defterdarlığımız görüşü talep edilmiştir.

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 2 nci maddesinde iktisadi kamu kuruluşları, kurumlar vergisi mükellefleri arasında sayılmış olup anılan maddenin üçüncü fıkrasında, Devlete, il özel idarelerine, belediyelere, diğer kamu idarelerine ve kuruluşlarına ait veya bağlı olup faaliyetleri devamlı bulunan ve sermaye şirketleri ile kooperatifler dışında kalan ticari, sınai ve zirai işletmelerin iktisadi kamu kuruluşu olduğu; maddenin altıncı fıkrasında ise iktisadi kamu kuruluşlarının kazanç amacı gütmemeleri, faaliyetlerinin kanunla verilmiş görevler arasında bulunması, tüzel kişiliklerinin olmaması, bağımsız muhasebelerinin ve kendilerine ayrılmış sermayelerinin veya iş yerlerinin bulunmamasının mükellefiyetlerini etkilemeyeceği, mal veya hizmet bedelinin sadece maliyeti karşılayacak kadar olması, kâr edilmemesi veya kârın kuruluş amaçlarına tahsis edilmesinin bunların iktisadi niteliğini değiştirmeyeceği hükme bağlanmıştır.

Aynı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde, kamu idare ve kuruluşları tarafından tarım ve hayvancılığı, bilimi, fennî ve güzel sanatları öğretmek, yaymak, geliştirmek ve teşvik etmek amacıyla işletilen okullar, okul atölyeleri, konservatuvarlar, kütüphaneler, tiyatrolar, müzeler, sergiler, numune fidanlıkları, tohum ve hayvan geliştirme ve üretme istasyonları, yarış yerleri, kitap, gazete, dergi yayınevleri ve benzeri kuruluşların kurumlar vergisinden muaf olduğu hükme bağlanmıştır. Ayrıca, bu maddenin (m) bendinde münhasıran bilimsel araştırma ve geliştirme faaliyetlerinde bulunan kurum ve kuruluşların kurumlar vergisinden muaf olduğu, bunların vergi muafiyetinden yararlanmasına ve muafiyetlerinin kaybedilmesine ilişkin şartların Hazine ve Maliye Bakanlığınca belirleneceği hüküm altına alınmış olup bu bendin gerekçesinde de, sadece bilimsel araştırma ve geliştirme faaliyetinde bulunan kurum ve kuruluşların, Bakanlar Kurulunun onayı ile kurumlar vergisinden muaf olabileceği, ayrıca maddenin ikinci fıkrası ile bu maddede sayılan muafiyetlerin uygulanmasına ilişkin Maliye Bakanlığına yetki verildiği belirtilmiştir.

Anılan Kanunun uygulanmasına ilişkin açıklamaları içeren 1 seri no.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin;

-(2.3.1.) bölümünde, iktisadi kamu kuruluşlarının ticari, sınai veya zirai bir işletme oluşturup oluşturmadığı hususunda, Tebliğin (2.4.) bölümünde yapılan açıklamaların dikkate alınması gerektiği,

-(2.4.) bölümünde, iktisadi işletmelerin belirgin özelliklerinin bağlılık, devamlılık ve faaliyetin ticari, sınai veya zirai bir mahiyet arz etmesi olduğu, diğer bir anlatımla iktisadi işletmenin unsurlarının ticari faaliyetin de temel özelliklerinden olan, bir organizasyona bağlı olarak piyasa ekonomisi içerisinde bedel karşılığı mal alım-satımı, imalatı ya da hizmet ifaları gibi faaliyetler olduğu, Kanunun bu gibi halleri tek tek saymak yerine, dernek veya vakıf tarafından piyasa ekonomisi içerisinde icra edilen tüm iktisadi faaliyetleri kapsamına aldığı, satılan mal veya hizmete ait bedelin sadece maliyeti karşılayacak kadar olmasının, kâr edilmemesinin, kârın kuruluş amaçlarına tahsis edilmesinin bunların iktisadi işletme olma vasfını değiştirmeyeceği

açıklanmıştır.

İktisadi işletme tanımı içinde yer alan ve devamlı olarak yapılan ticari, sınai veya zirai faaliyetten söz edebilmek için bu işletmenin tedavül ekonomisine katılması, başka bir ifadeyle işletmede üretilen veya alınan malların veya verilen hizmetin bir bedel karşılığı satılmış olması gerekir; aksi halde diğer unsurlar var olsa dahi bir iktisadi işletmenin varlığından söz edilemeyecektir.

Diğer taraftan, 2547 sayılı Yüksek Öğretim Kanununun 56 ncı maddesinin (b) fıkrasında, "Üniversiteler ve yüksek teknoloji enstitüleri, genel bütçeye dahil kamu kurum ve kuruluşlarına tanınan mali muafiyetler, istisnalar ve diğer mali kolaylıklardan aynen yararlanırlar."

hükmü yer almaktadır.

Öte yandan, … Yönetmeliğinin;

"Merkezin amacı ve faaliyet alanları" başlıklı 5 inci maddesinin birinci fıkrasında;

a) Üniversite bünyesinde mevcut her türlü araç, gereç, cihaz ile birlikte araştırma laboratuvarı, uygulama ve araştırma merkezi ile benzer birimler arasındaki ilişkilerde eşgüdümü sağlamak, geliştirmek, güçlendirmek ve bunların AR-GE olanaklarının birimler arası kullanıma açılmasını sağlamak,

b) Üniversite birimlerinin ortak ihtiyacı olan ileri araştırma düzeneklerini temin ederek, Üniversite bünyesinde veya Merkeze bağlı olarak kurulan AR-GE birimlerinde ortak kullanıma sunmak,

c) AR-GE faaliyetlerinin ortak ihtiyaçları olan altyapıyı oluşturmak, bu amaçla merkez laboratuvarı, alet bakımı, onarım, yapım, ayar ve benzeri hizmetleri verebilecek atölyeleri kurmak,

ç) Bilim ve teknoloji alanında gelişmeye katkıda bulunmak ve endüstriye ilişkin temel bilim sorunlarını çözümlemek üzere araştırmalar yapmak, kalkınma planlarının ön gördüğü alanlarda gelecekte karşılaşılabilecek araştırma sorunlarına çözüm yolları aramak,

...

hükümlerine yer verilmiştir.

Buna göre, Kurumlar Vergisi Kanununun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (m) bendinde münhasıran bilimsel araştırma ve geliştirme faaliyetlerinde bulunan kurum ve kuruluşların vergi muafiyetinden yararlanmasına ve muafiyetlerinin kaybedilmesine ilişkin şartlar belirlenmediğinden, Üniversitenizin kuruluş amaçlarına uygun olarak kurulan … Araştırma Merkezinin bu kapsamda kurumlar vergisi muafiyetinden yararlanması mümkün değildir.

Öte yandan, … Araştırma Merkezi Döner Sermaye İşletmesinin Kurumlar Vergisi Kanununun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında belirtilen amaçlar doğrultusunda faaliyetlerini yürütmesi halinde ise kurumlar vergisi muafiyetinden yararlanılması mümkün olmakla birlikte, yürütülen faaliyetlerin söz konusu Merkezin kuruluş amaçları kapsamı dışında bilimsel ve teknolojik araştırma faaliyetlerini aşacak boyutta bir organizasyona bağlı olarak piyasa ekonomisi içerisinde bedel karşılığı mal alım-satımı, imalatı ya da hizmet ifası gibi devamlılık arz eden ticari, sınai veya zirai nitelikte faaliyetler olması halinde anılan döner sermaye işletmesi bünyesinde oluşacak iktisadi kamu kuruluşu nezdinde kurumlar vergisi mükellefiyetinin tesis edileceği tabiidir.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

Hakkımızda

 ö z d o ğ r u l a r, 18.08.1988 tarihinde kurularak, Mali Müşavirlik faaliyetine başlamıştır. 

Sektöründe en iyi olma duygusu ile personeline "Kalite" bilincini yerleştirmeyi, Kalite Yönetim Sistemini sürekli iyileştirmeyi, müşterilerine en iyi hizmeti sunmayı, amaç edinerek, 2003 Yılında, alanında Türkiye' de ilk olarak ISO 9001: 2000 Belgesi almıştır.

 

Mali Takvim

Öne Çıkanlar

  • 1 TL için 532.000 TL Fazla Vergi Ödeme Riski Sosyal içerik üreticilerinden ile Appstore, Google Play üzerinden gelir elde…
  • BORSAYA AÇILAN ŞİRKETLER AÇISINDAN EMİSYON PRİMLİ PAYLARA YÖNELİK ÖRNEK UYGULAMA EMİSYON PRİMİ TİCARİ KARA DÂHİL DEĞİLDİR. ÖZKAYNAKLAR ARASINDA 520 PAY…
  • Yatırım Teşvik Belge Kapsamında KDV İstisnası Yatırım Teşvik Belgesi Sahibi Mükellefe Belge Kapsamındaki:· Makine Ve Teçhizat İthal…
Top