Kurumlar Vergisi Mükelleflerinin İndirebilecekleri Giderler
I- GİRİŞ
Vergi uygulamalarında verginin sağlıklı bir şekilde hesaplanabilmesi için matrahın doğru bir şekilde bulunması ve bulunan matraha da vergi oranlarının doğru bir şekilde uygulanması gerekmektedir. Matrahın doğru bir şekilde tespiti için de indirilecek ve indirilemeyecek giderlerin bilinmesi ve uygulanması icap eder. Makalemizde kurumlar vergisinde indirilecek giderler ve diğer indirimler genel hatları ile belirtilecek ve özellik arz edan hususlar da detaylı bir şekilde izah edilecektir.
Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 6/1. maddesi uyarınca kurum kazancı, ticari kazancın hesaplanması esasına göre tespit edildiğinden, kurum kazancının tespitinde Gelir Vergisi Kanunu’nun 40. maddesinde yer alan giderler Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 8. maddesinde yer alan giderler hasılattan indirilecektir. KVK 10. maddesine göre ise, “Diğer İndirimler” altında yer alan indirim kalemleri kurumlar vergisi beyannamesinde ayrıca gösterilmek kaydıyla, beyana tabi kurum kazancından indirilebilecektir.
II- GELİR VERGİSİ KANUNU’NUN 40. MADDESİ HÜKMÜNDE YER ALAN VE TİCARİ KAZANCIN TESPİTİNDE İNDİRİLECEK GİDERLER
Gelir Vergisi Kanunu’nun (GVK) 40. maddesinde 11 bent halinde ticari kazancın tespitinde gayrisafi hasılattan indirilecek giderler sayılmıştır. Bu madde hükmü gereği ticari kazancın tespitinde indirilmesine izin verilen giderler şunlardır.
A- TİCARİ KAZANCIN ELDE EDİLMESİ VE İDAME ETTİRİLMESİ İÇİN YAPILAN GENEL GİDERLER
Ticari kazancın tespitinde gayri safi hasılattan indirilmesi kabul edilen birinci gider unsuru, ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılan genel giderlerdir. Bu giderlerin ticari kazancın tespitinde gayrisafi hasılattan indirilebilmesi için aşağıdaki şartları taşıması gerekmektedir;
- Yapılan genel giderler ile ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi arasında illiyet bağı bulunmalıdır.
- Söz konusu giderler karşılığında maddi ve gayri maddi bir kıymet iktisap edilmiş olmamalı ve maliyet olarak nazara alınmamalıdır,
- Söz konusu giderlerin indirimini engelleyen bir hüküm bulunmamalıdır,
- Söz konusu gider, Vergi Usul Kanunu (VUK) hükümlerine göre tevsik edilmelidir.
Ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesiyle ilgisi olmayan giderlerin ticari kazancın tespitinde gayrisafi hasılattan indirilerek gider yazılması mümkün değildir.
B- HİZMETLİ VE İŞÇİLERİN İŞYERİNDE VEYA İŞYERİNİN MÜŞTEMİLATINDA İAŞE VE İBATE GİDERLERİ, TEDAVİ VE İLAÇ GİDERLERİ, SİGORTA PRİMLERİ VE EMEKLİ AİDATI, GVK’NIN 27. MADDESİNDE YAZILI GİYİM GİDERLERİ
GVK’nın 40. maddesinin 2. bendinde çalışanlara sağlanan bir takım sosyal harcamaların ticari kazancın tespitinde gayri safi hasılattan indirilmesine imkân tanınmıştır. Bu sosyal giderler madde hükmünde şu şekilde belirlenmiştir:
·İşyerinde veya işyerinin müştemilatında iaşe ve ibate giderleri
·Tedavi ve ilaç giderleri
·Çalışanlara ve yöneticilere ilişkin sigorta primleri ve emekli aidatı
·GVK’nın 27. maddesinde yazılı giyim giderleri(demirbaş olarak verilen giyim eşyası ve tahsilde bulunanlar için yapılan giyim giderleri)
C- İŞLE İLGİLİ OLMAK ŞARTIYLA, MUKAVELENAMEYE VEYA İLAMA VEYA KANUN EMRİNE İSTİNADEN ÖDENEN ZARAR, ZİYAN VE TAZMİNATLAR
İş hayatının doğal akışı içerisinde iş sahibinin, işletmeyi idare edenlerin veya istihdam edilen personelin hata, ihmal, bilgisizlik gibi kusurlu davranışları sonunda çeşitli tazminatlar ödenebilmektedir. GVK’nın 40. maddesinin 3. bendinde işle ilgili olmak şartıyla, mukavelenameye veya ilama veya kanun emrine istinaden ödenen zarar, ziyan ve tazminatların ticari kazancın tespitinden gayri safi hasılattan indirilmesine imkân tanınmıştır.
D- İŞLE İLGİLİ VE YAPILAN İŞİN EHEMMİYETİNE VE GENİŞLİĞİ İLE MÜTENASİP SEYAHAT VE İKAMET GİDERLERİ
Gelir Vergisi Kanunu’nun 40. maddesinin 4. bendinde; işle ilgili ve yapılan işin ehemmiyeti ve genişliği ile mütenasip seyahat ve ikamet giderlerinin (seyahat maksadının gerektirdiği süreye maksur olmak şartıyla) gayri safi hasılattan indirilebileceği belirtilmiştir.
İşletmelerin ticari kazancın tespitinde indirebileceği seyahat giderleri aşağıdaki özellikleri taşımalıdır:
·Seyahat ya da ikamet işle ilgili olmalı,
·Seyahat ya da ikamet süresi işin gereğini aşmamalı,
·Seyahat ve ikamet giderleri işin genişliği ve önemi ile uyumlu olmalıdır.
E- KİRALAMA YOLUYLA EDİNİLEN VEYA İŞLETMEYE DAHİL OLAN VE İŞTE KULLANILAN TAŞITLARIN GİDERLERİ
Gelir Vergisi Kanunu’nun 40. maddesinin 5. bendinde; kiralama yoluyla edinilen veya işletmeye dahil olan ve işte kullanılan taşıtların giderlerinin (tamir, bakım, yakıt, amortisman ve benzeri cari giderler) ticari kazancın tespitinde gayri safi hasılattan indirilebileceği öngörülmüştür.
Bu konuda dikkate alınması gereken en önemli husus, Gelir Vergisi Kanunu’nun 41/1. maddesinin 8. bendidir. Buna göre, kiralama yoluyla edinilen veya işletmede kayıtlı olan yat, kotra, tekne, sürat teknesi gibi motorlu deniz, uçak ve helikopterler gibi hava taşıtlarından işletmenin esas faaliyet konusu ile ilgili olmayanların giderleri ile amortismanlarının gider olarak indirilemeyeceği belirtilmiştir.
F- İŞLETME İLE İLGİLİ OLMAK ŞARTIYLA; BİNA, ARAZİ, GİDER, İSTİHLAK, DAMGA, BELEDİYE, VERGİLERİ, HARÇLAR VE KAYDİYELER GİBİ AYNİ VERGİ, RESİM VE HARÇLAR
GVK’nın 40/6. bendinde işletme ile ilgili olmak şartıyla; bina, arazi, gider, istihlak, damga, belediye vergileri, harçlar ve kaydiyeler gibi ayni vergi, resim ve harçların ticari kazancın tespitinde gayrisafi hasılattan indirilebilecek giderlerden olduğu belirtilmiştir.
Buna göre, işletmeyle ilgili olmayan, başka bir deyimle mükellefi işletme veya kurum olmayan vergiler, maddede sayılanlardan olsa da gider yazılamaz.
G- VERGİ USUL KANUNU HÜKÜMLERİNE GÖRE AYRILAN AMORTİSMANLAR
Gelir Vergisi Kanunu’nun 40. madde-
sinin 7. bendi hükmü uyarınca; VUK hükümlerine göre ayrılan amortismanlar gider yazılabilmektedir. Bu bende göre, gider yazmanın tek sınırlaması amortismanın Vergi Usul Kanunu’nda yer alan oran ve şartlar dâhilinde ayrılmış olmasıdır. Amortisman konusu Vergi Usul Kanunu’nun 313 ile 330. maddeleri arasında düzenlenmiştir.
H- İŞVERENLERCE, SENDİKALAR KANUNU HÜKÜMLERİNE GÖRE SENDİKALARA ÖDENEN AİDATLAR
Gelir Vergisi Kanunu’nun 40. maddesinin 8. bendinde, işverenlerce, Sendikalar Kanunu hükümlerine göre sendikalara ödenen aidatlar da ticari kazancın tespitinde dikkate alınabilecek bir diğer gider unsuru olarak kabul edilmiştir. Söz konusu aidatların gider olarak kabul edilebilmesi için;
·Söz konusu aidatların ödenmesi,
·Bu aidatın bir aylık tutarının, işyerinde işçilere ödenen çıplak ücretin bir günlük toplamını aşmaması gerekmektedir.
Sendika aidatının işverenler tarafından gider yazılabilmesi için aidatın ilgili bulunduğu yılda sendikaya ödenmesi gerekir. Ancak dönemsellik ilkesi gereğince, ilgili bulunduğu yılda ödenmeyen sendika aidatları, daha sonraki yıllara ait ticari kazancın tespitinde gider olarak dikkate alınamayacaktır.
İ- İŞVERENLER TARAFINDAN ÜCRETLİLER ADINA BİREYSEL EMEKLİLİK SİSTEMİNE ÖDENEN KATKI PAYLARI
GVK’nın 40. maddesinin 9. bendinde yer alan hüküm işverenler tarafından ücretliler adına bireysel emeklilik sistemine ödenen katkı paylarının, ücretlerle ilişkilendirilmeksizin, ticari kazancın tespitinde gider olarak indirilmesine imkân tanımaktadır.
Ancak gerek işverenler gerekse ücretliler tarafından bireysel emeklilik sistemine ödenen ve vergi matrahının tespitinde dikkate alınan katkı paylarının toplamının Gelir Vergisi Kanunu’nun 63. maddesinin 1. fıkrasının 3. bendinde belirlenen oran ve haddi (indirim konusu yapılacak prim ödemelerinin toplam tutarı, ödemenin yapıldığı ayda elde edilen ücretin %15’ini ve yıllık olarak asgari ücretin yıllık tutarını) aşmaması gerekmektedir.
GVK’nın 63. maddesinin 1. fıkrasının 3. bendinde belirlenen oran ve hadde göre, sigortanın Türkiye’de kâin ve merkezi Türkiye’de bulunan bir emeklilik veya sigorta şirketi nezdinde akdedilmiş olması şartıyla; ücretlinin şahsına, eşine ve küçük çocuklarına ait hayat sigortası poliçeleri için hizmet erbabı tarafından ödenen primlerin %50’si ile ölüm, kaza, sağlık, hastalık, engellilik, işsizlik, analık, doğum ve tahsil gibi şahıs sigorta poliçeleri için hizmet erbabı tarafından ödenen primler (İndirim konusu yapılacak primler toplamı, ödendiği ayda elde edilen ücretin %15’ini ve yıllık olarak asgari ücretin yıllık tutarını aşamaz.
J- FAKİRLERE YARDIM AMACIYLA GIDA BANKACILIĞI FAALİYETİNDE BULUNAN DERNEK VE VAKIFLARA MALİYE BAKANLIĞINCA BELİRLENEN USUL VE ESASLAR ÇERÇEVESİNDE BAĞIŞLANAN GIDA, TEMİZLİK, GİYECEK VE YAKACAK MADDELERİNİN MALİYET BEDELİ
GVK’nın 40. maddesine 5035 sayılı Kanun ile eklenen hüküm çerçevesinde fakirlere yardım amacıyla gıda bankacılığı faaliyetinde bulunan dernek ve vakıflara Maliye Bakanlığı’nca belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde bağışlanan gıda, temizlik, giyecek ve yakacak maddelerinin maliyet bedelinin ticari kazancın tespitinde gayri safi hasılattan indirilmesi öngörülmüştür.
K- TÜRKİYE İŞ KURUMU TARAFINDAN DÜZENLENEN İŞ BAŞI EĞİTİM PROGRAMLARINDAN FAYDALANANLARA, PROGRAMI YÜRÜTEN İŞVERENLERCE FİİLEN ÖDENEN TUTARLAR
GVK’nın 40. maddesinin 11. bendinde yer alan hüküm, Türkiye İş Kurumu tarafından düzenlenen iş başı eğitim programından faydalanan ve programı yürüten işverenlerce ödenen tutarları ticari kazancın tespitinde gider olarak her bir katılımcı için kanunda belirtilen haddi (ücretle ilişkilendirilmeksizin her bir katılımcı itibariyle indirim konusu yapılacak tutar aylık olarak asgari ücretin brüt tutarının yarısı) aşmamak kaydıyla indirilmesine imkan tanımaktadır.
III- KURUMLAR VERGİSİ KANUNU’NUN 8. MADDESİNDE YER ALAN VE TİCARİ KAZANÇ GİBİ HESAPLANAN KURUM KAZANCININ TESPİTİNDE İNDİRİLECEK GİDERLER
Kurumlar Vergi Kanunu’nun (KVK) “İndirilecek Giderler” başlıklı 8. maddesinde, ticari kazanç esaslarına göre hesaplanan kurum kazancının tespitinde mükelleflerin GVK kapsamında indirilecek giderlerin yanında indirebilecekleri bir takım giderler sayılmıştır.
A- MENKUL KIYMET İHRAÇ GİDERLERİ
KVK’nın 8. maddesinin (a) bendine göre; ihraç edilen menkul kıymetlere ilişkin tüm giderler hasılattan indirilebilecektir. Bu giderler arasında senetlerin kâğıt ve basım giderlerini, mahkeme, noter ve diğer tasdik ve tescil giderlerini, damga vergisini ve ihraç dolayısıyla ödenen sair harç ve resimleri, ihraç dolayısıyla bankalara verilen komisyonları, hisse ve tahvil senetlerinin borsaya kaydı için yapılan giderleri ve bunlara benzer diğer her türlü giderleri saymak mümkündür.
B- KURULUŞ VE ÖRGÜTLENME GİDERLERİ
Kuruluş ve örgütlenme tabiri VUK’un 282. maddesinde belirtilen ilk tesis ve taazzuv giderleri yerine kullanılmaktadır. Anılan Kanun maddesinde kuruluş ve örgütlenme giderleri, kurumun tesis olunması veya yeni bir şubenin açılması veyahut da işlerin devamlı bir surette genişletilmesi için yapılan ve karşılığında maddi bir kıymet iktisap olunmayan giderler olarak ifade edilmektedir.
VUK’un 282. maddesinde kuruluş ve örgütlenme giderlerinin aktifleştirilmesi mükellef tercihine bırakılmıştır. Bu giderler, aktifleştirme tercih edilmediğinde doğrudan gider olarak indirilebilecektir. Nitekim bu durum KVK’nın 8. maddesinin (b) bendi ile de ortaya konmuştur.
Bu kapsamda 1 Seri No.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliği’nde kurumların kuruluşları sırasında yapılan; ana sözleşmenin hazırlanması, kuruluş genel kurul toplantılarının yapılması, tanıtma ve reklam gibi kuruluş ve örgütlenmeye ilişkin birtakım giderlerin kurum kazancından indirilebilmesinin mümkün olduğu belirtilmiştir.
C- GENEL KURUL TOPLANTILARI İÇİN YAPILAN GİDERLER İLE BİRLEŞME, DEVİR, BÖLÜNME, FESİH VE TASFİYE GİDERLERİ
KVK’nın 8. maddesinin (c) bendinde, genel kurul toplantıları için yapılan giderler ile birleşme, devir, bölünme, fesih ve tasfiye giderlerinin kurum kazancının tespitinde indirilmesi öngörülmüştür. 1 Seri No’lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliği’nde genel kurul toplantıları için kurumlar tarafından yapılacak giderlerin; ilan ve posta giderleri, toplantı salonu kira bedeli ve benzeri giderlerden oluşacağı belirtilmiştir.
Anılan Tebliğde genel kurul üyelerinin genel kurula katılmak için yaptıkları giderlerin, genel kurulu yapan kuruma ait giderler olmaması, bu giderlerin ortakların kuruma koydukları sermayelerin idaresi ile ilgili olan gider olması nedeniyle, kurumlarca karşılansa dahi gider kaydedilemeyeceği belirtilmiştir.
Ayrıca genel kurul toplantılarında, genel kurul üyelerinin ağırlanmaları ile ilgili giderlerin ise, genel örf ve adetlere uygun temsil ve ağırlama gideri niteliğinin ötesine geçmemek koşuluyla gider kaydedilebilecektir.
Diğer taraftan birleşme, devir, bölünme, fesih ve tasfiye aşamalarında yapılan giderler de kazancın tespitinde indirim konusu yapılabilecektir. Matrahtan düşülecek birleşme ve devir giderleri, birleşme ve devir dolayısı ile infisah edecek kurumlardaki giderleri kapsamaktadır. Buna karşın birleşilen veya devir alan kurum bünyesinde yapılanlar, kuruluş ve örgütlenme gideri niteliğindedir.
D- SERMAYESİ PAYLARA BÖLÜNMÜŞ KOMANDİT ŞİRKETLERDE KOMANDİTE ORTAĞIN PAYI
KVK’nın 8. maddesinin (ç) bendinde sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketlerde komandite ortağın payının kurum kazancının tespitinde gider olarak indirilmesi öngörülmüştür.
Sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketlerde kurumlar vergisi matrahı, şirket kazancından komandite ortaklara düşen pay dışındaki tutardan ibarettir. Komandite ortakların şirket kârından aldıkları pay, GVK’nın ticari kazançla ilgili hükümleri uyarınca şahsi ticari kazanç sayılmaktadır (GVK md. 37). Bu nedenle, söz konusu payın şirket bünyesinde kurumlar vergisine tabi tutulmaması için komandite ortağın kâr hissesi gider olarak hasılattan indirilebilecektir.
E- KATILIM BANKALARINCA KATILMA HESABI KARŞILIĞINDA ÖDENEN KÂR PAYLARI
KVK’nın 8. maddesinin (d) bendinde katılım bankalarınca katılma hesabı karşılığında ödenen kar paylarının kurum kazancının tespitinde gider olarak indirilmesi öngörülmüştür. 1 Seri No.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliği’nde katılım bankalarının faizsiz olarak kredi temin etmeleri karşılığında yaptıkları kâr payı ödemeleri, finansman gideri niteliğinde olduğundan söz konusu giderlerin GVK’nın 40. maddesinin 1. bendi uyarınca gider olarak dikkate alınabileceği belirtilmiştir.
Ayrıca, mükelleflerin katılım bankalarından sağladıkları bu nitelikteki krediler için hesapladıkları finansman giderleri de ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılan genel gider mahiyetinde olduğundan, kurum kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınabilecektir.
F- SİGORTA VE REASÜRANS ŞİRKETLERİNDE BİLANÇO GÜNÜNDE HÜKMÜ DEVAM EDEN SİGORTA SÖZLEŞMELERİNE AİT OLUP, KANUNDA BELİRTİLMİŞ TEKNİK KARŞILIKLAR
KVK’nın 8. maddesinin (e) bendi, sigorta ve reasürans şirketlerinde bilanço gününde hükmü devam eden sigorta sözleşmelerine ait olup, aşağıda belirtilen teknik karşılıklar, kurum kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınabilecektir.
·Muallak hasar ve tazminat karşılıkları
·Kazanılmamış prim karşılıkları
·Hayat sigortalarında matematik karşılıklar
·Dengeleme karşılığı
IV- KURUM KAZANCININ TESPİTİNDE BEYANNAMEDEN İNDİRİLEBİLECEK İNDİRİMLER
Muhasebe kârı olarak da isimlendirilen ticari kâr, işletmelerin normal kayıtları sonucuna göre ve muhasebe standartları esas alınarak raporladıkları kârdır. Mali kâr ise, vergi uygulamaları nedeniyle kanunen kabul edilmeyen giderler nedeniyle ticari kâra eklenecek unsurlar ile, indirim ve istisnalar nedeniyle ticari kârdan indirilecek unsurların dahil edilmesiyle ulaşılan kârdır. Dolayısıyla mali kar, vergisel düzenlemelere göre ticari kârın düzeltilmiş halidir. KVK’nın 10. maddesinde kurumların, kurumlar vergisi matrahının tespitinde ve mali karın tespitinde dikkate alabilecekleri diğer indirimler hükme bağlanmıştır. Söz konusu indirimler kanundaki düzenlenme sırasıyla aşağıdaki gibidir.
- Bağış ve Yardımlar.
- Sponsorluk Harcamaları,
Yukarıda yer alan harcamaların kurum kazancından indirilebilmesi için kurumlar vergisi beyannamesinde ayrıca gösterilmesi gerekmektedir.
A- BAĞIŞ VE YARDIMLAR
Bağış ve yardımların kurum kazancından indirimine ilişkin hükümlere KVK’nın 10. maddesinin 1. fıkrasının c, ç, d, e ve f bentlerinde yer verilmiştir. KVK’nın 10/1. maddesinin c, ç, d bentlerinde sayılan kurum ve kuruluşlara belli şartlar dahilinde yapılacak bağış ve yardımların, kurumlar vergisi beyannamesi üzerinde ayrıca gösterilmek şartıyla kurum kazancından indirilmesi mümkündür.
Bu bağış ve yardımlardan; KVK’nın 10/1. maddesinin;
·(c) bendinde ilgili yıla ait kurum kazancının %5’ine kadar olan kısmı,
·(ç) bendinde yer alanların tamamı;
·(d) bendinde yer alanların %100’ü,
kurum kazancının tespitinde indirim olarak dikkate alınabilecektir.
KVK’nın 10/1-c maddesine göre, aşağıda sayılan kurum ve kuruluşlara makbuz karşılığında yapılan bağış ve yardımların toplamının o yıla ait kurum kazancının %5’ine kadar olan kısmı, kurumlar vergisi beyannamesinde ayrıca gösterilmek şartıyla kurum kazancından indirim konusu yapılabilecektir.
·Genel ve özel bütçeli kamu idareleri,
·İl Özel İdareleri,
·Belediyeler,
·Köyler,
·Bakanlar Kurulunca vergi muafiyeti tanınan vakıflar,
·Kamu yararına çalışan dernekler,
·Bilimsel araştırma ve geliştirme faaliyetinde bulunan kurum ve kuruluşlar.
Bağış ve yardımların indirilmesi için şu şartlara uymak gerekmektedir.
·Bağış ve yardım yukarıda sayılan kurum ve kuruluşlara yapılmalıdır.
·Bağış ve yardım makbuz karşılığı olmalıdır.
·Bağış ve yardımın karşılıksız yapılması gerekmektedir. Örneğin kamu menfaatine yararlı derneğin balosu için alınan bilet bedeli bağış ve yardım olarak matrahın tespitinde dikkate alınamaz.
·Bağış ve yardımın sadece ilgili dönem kazancından indirilmesi mümkündür. Kazanç yetersizliği nedeniyle indirilemeyen kısım sonraki yıla devredilemez.
·Bağış ve yardım ayrıca beyannamede gösterilmelidir.
Kurumlar tarafından yapılan bağış ve yardımlar, bağış ve yardımın yapıldığı tarihte kayıtlarda gider olarak dikkate alındığından, söz konusu bağış ve yardımların kurum kazancının tespitinde kanunen kabul edilmeyen gider olarak dikkate alınması ve kurum kazancının yeterli olması halinde, bu bölümde yer alan açıklamalar çerçevesinde, beyanname üzerinde ayrıca gösterilmek şartıyla kurum kazancının tespitinde indirim olarak dikkate alınması gerekmektedir.
B- SPONSORLUK HARCAMALARI
3289 sayılı Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun ile 3813 sayılı Türkiye Futbol Federasyonu Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun kapsamında yapılan sponsorluk harcamalarının; sözü edilen kanunlar uyarınca tespit edilen amatör spor dalları için tamamı, profesyonel spor dalları için %50’si kurumlar vergisi matrahının tespitinde, beyan edilen kurum kazancından indirilebilecektir.
Sponsorluk harcamaları, ticari kazancın elde edilmesi ile doğrudan ilişkili olmayan veya ilişkisi ölçülemeyen, sosyal amacı öne çıkan harcamalar olup ticari kazancın elde edilmesi ile doğrudan ilişkili olan reklam harcamalarından farklılık arz etmektedir.
Sponsor olan kurumun adının anılması koşuluyla,
- ·Resmi spor organizasyonları için yapılan saha, salon veya tesis kira bedelleri,
- ·Sporcuların iaşe, seyahat ve ikamet giderleri,
- ·Spor malzemesi bedeli,
- ·Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü’nün uygun göreceği spor tesisleri için yapılan ayni ve nakdi harcamalar,
- ·Sporcuların transfer edilmesini sağlayacak bonservis bedelleri,
- ·Spor müsabakaları sonucuna göre sporculara veya spor adamlarına prim mahiyetinde ayni ve nakdi ödemeler
gibi harcamalar sponsorluk harcaması olarak değerlendirilecektir.
Spor sahalarına, sporcuların veya diğer ilgililerin spor giysilerinin ya da spor araç ve gereçlerinin üzerine yazılı veya elektronik sinyaller yardımıyla sanal olarak kurumun tanıtımının yapılmasını sağlayacak amblem, marka, isim ve benzeri işaretler konulması gibi doğrudan ticari fayda sağlayan ve kurumun tanıtımını amaçlayan harcamalar ise reklam harcaması olarak değerlendirilecektir.
Ayrıca, sponsorluk faaliyetinin yanında reklam ve tanıtım amacını da içeren işlemler nedeniyle yapılan harcamaların, sözleşmede belirtilmek ve emsaline uygun olmak şartıyla, reklam ve sponsorluk harcamaları olarak ayrıştırılabilmesi mümkündür. Örneğin, bir kurumun, bir kulübe bonservis bedelini karşılayarak transfer ettiği bir sporcuyu aynı zamanda şirketin veya ürünlerinin tanıtımına yönelik reklamlarda kullanması halinde, reklam faaliyetine ilişkin harcamalar, bonservis bedelinden sözleşmede belirtilmek ve emsallerine uygun olmak şartıyla ayrıştırılabilecek ve reklam gideri olarak dikkate alınacaktır.
Sponsorların, sponsor olunan dönemlerde tahakkuk eden vergi borçlarını ödememeleri halinde, ilgili vergi dairesi durumu derhal bir yazı ile bulunulan mahaldeki Gençlik ve Spor İl Müdürlüğüne bildirecektir.
V- SONUÇ
Vergi mevzuatımızda giderin vergilendirilecek kazancın tespitinde indirim unsuru olarak dikkate alınıp alınamayacağı değerlendirilirken dikkate alınan temel husus giderle elde edilen kazanç arasındaki illiyet bağıdır. Bu anlamda yapılan giderle kazancın elde edilmesi ve idamesi arasında doğrudan ve açık illiyet bağı mevcutsa söz konusu gider kazancın tespitinde indirim unsuru olarak dikkate alınabilmekte, illiyet bulunmaması durumunda ise gider vergi matrahının tespitinde dikkate alınamamaktadır.
Kurumlar Vergisinde bazı giderler hasılattan, bazı giderler ise beyanname üzerinden indirim yapılmaktadır. Buna göre hasılattan indirilecek giderler Kurumlar Vergisi Kanunu 6/1. maddesi ile Gelir Vergisi Kanunu 40. maddesinde sayılmış olup, söz konusu indirilecek giderler ticari karın hesaplanmasında dikkate alınmaktadır. Beyanname üzerinden indirilecek giderler ise mali karın tespiti açısından Kurumlar Vergisinde ayrıca gösterilmek şartıyla indirim konusu yapılabilecek olup, KVK’nın 10. maddesinde kurumların, kurumlar vergisi matrahının tespitinde ve mali karın tespitinde diğer indirimleri dikkate alacaklardır.
Fırat İNSEL*
Yaklaşım / Mart 2022 / Sayı: 351
* Vergi Müfettişi