Binek Otomobillerdeki 'Büyük Vergi Avantajı' 31 Aralık'ta Sona Eriyor
Binek otomobillerin ÖTV ve KDV'sinin gider yazılmasındaki büyük vergi avantajı 31 Aralık'ta sona eriyor, acele etmekte yarar var!.
Geçtiğimiz hafta Cuma günü TBMM Genel Kurulu'nda yasalaşan ve imzalanmak üzere Sayın Cumhurbaşkanımıza sunulan 7193 sayılı Dijital Hizmet Vergisi Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun'da, çok önemli düzenlemeler yer alıyor. Söz konusu Kanunun, Cumhurbaşkanımızca imzalanmasını müteakip birkaç gün içerisinde Resmi Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe girmesi bekleniyor.
7193 sayılı Kanun ile, özellikle binek otomobillerin giderleri ve amortismanlarının gider yazılmasına yönelik ciddi kısıtlamalar getiriliyor. Yapılan düzenlemelerin yürürlüğe girmesiyle beraber, mükellefler, binek otomobillerle ilgili sağladıkları vergisel avantajların büyük bir kısmını kaybediyor. Ama mükelleflerin büyük bir kısmı şu an için bunun farkında bile değil ya da farkında değilmiş gibi davranıyor.
Binek otomobiller ile ilgili en önemli vergi avantajı, binek otomobil alımlarına ilişkin olarak ödenen ÖTV ve KDV'nin tutarına bakılmaksızın doğrudan gider yazılabilmesi. Bu gerçek anlamda büyük bir avantaj, iyi bir vergi planlama aracı. Ancak, yürürlüğe girecek yeni düzenlemeyle, buna ciddi bir kısıtlama getiriliyor ve binek otomobil alımlarına ilişkin ÖTV ve KDV'nin tamamının bir defada gider yazılmasına yönelik avantaj, 1 Ocak 2020 tarihinden itibaren yürürlükten kaldırılıyor. Yani, ÖTV ve KDV'nin tamamını doğrudan gider yazmada son tarih, 31 Aralık 2019.
İşte detaylar!
Mevcut Uygulama Nasıl?
31 Aralık 2019 tarihine kadar (bu tarih dahil) geçerli olan mevcut uygulamada, şirketler, binek otomobillerin iktisabına ilişkin olarak ödedikleri ÖTV ve KDV'nin tamamını, tutarına bakmaksızın doğrudan gider olarak dikkate alabiliyor ya da binek otomobilin maliyetine dahil ederek amortisman yoluyla itfa edebiliyorlar.
Örneğin, 2019 hesap döneminde şirkete alınan sıfır lüks bir binek otomobil için toplam 1 Milyon TL. KDV ve ÖTV ödendiğini varsayalım. Şirket, bu 1 Milyon TL. tutarındaki KDV ve ÖTV'nin tamamını ilgili hesap dönemi kurumlar vergisi matrahının tespitinde doğrudan gider yazabiliyor, bu şekilde 220 Bin TL (1 Milyon TL x % 22) daha az vergi ödeyebiliyor. Şahıs işletmelerinde bu oran ortalama 350 Bin TL civarında.
7193 Sayılı Kanunla Getirilen ve Binek Otomobil ÖTV ve KDV’sinin Tamamının Gider Yazılmasını Engelleyen Yeni Düzenleme Ne?
7193 sayılı Kanunun 13. Maddesiyle GVK’nın 40/1. Maddesine parantez içi bir hüküm eklenerek, binek otomobillerin iktisabına ilişkin olarak ödenen ÖTV ve KDV toplamının en fazla 115 Bin Türk Lirasının doğrudan gider olarak ticari kazançtan – kurum kazancından düşülmesi öngörülüyor. Yani, doğrudan gider yazmaya ciddi bir kısıtlama getiriliyor.
Yapılan düzenleme aynen şu şekilde:
"(Faaliyetleri kısmen veya tamamen binek otomobillerinin kiralanması veya çeşitli şekillerde işletilmesi olanların bu amaçla kullandıkları hariç olmak üzere, kiralama yoluyla edinilen binek otomobillerinin her birine ilişkin aylık kira bedelinin 5.500 Türk lirasına kadarlık kısmı ile binek otomobillerinin iktisabına ilişkin özel tüketim vergisi ve katma değer vergisi toplamının en fazla 115.000 Türk lirasına kadarlık kısmı gider olarak dikkate alınabilir.)"
Yani, binek otomobillerin iktisabına ilişkin ÖTV ve KDV tutarları toplamının en fazla 115 Bin Türk lirası gelir ve kurumlar vergisi matrahlarının tespitinde gider olarak dikkate alınabilecek. Peki, 115 Bin Türk Lirası’nın üzerinde kalan kısmı ne olacak? Cevap hazır, kalan kısım KKEG olarak dikkate alınacak.
Kısıtlama Getiren Yeni Düzenleme Ne Zaman Yürürlüğe Giriyor?
Yukarıda belirtilen yeni düzenleme, 1 Ocak 2020 tarihinden itibaren başlayan vergilendirme dönemi gelir ve kazançlarına uygulanmak üzere yayımı tarihinde yürürlüğe giriyor. Yani, yeni düzenleme 1 Ocak 2020 tarihinden itibaren satın alınacak binek otomobiller için söz konusu. Dolayısıyla, 2019 yılı sonuna kadar binek otomobil alan vergi mükellefleri, ÖTV ve KDV toplamının tamamını gider olarak yazabilecek ve vergi matrahlarından düşebilecekler. 2019 yılı sonuna kadar alınacak binek otomobillerin ÖTV ve KDV'si, bu yeni düzenlemeye tabi değil.
Kısıtlama Sadece Şirketlere Getirilmedi; Doktor, Diş Hekimi, Avukat, Mimar, Mühendis, YMM, SMMM Gibi Serbest Meslek Mensupları İçinde Geçerli!
Binek otomobillerin ÖTV ve KDV'sinin tamamının gider yazılamamasına yönelik kısıtlayıcı düzenleme sadece şirketler için yapılmadı, aynı kısıtlama Doktor, Avukat, Mimar, Mühendis, YMM, SMMM gibi serbest meslek erbabı için de getirildi. Böyle kısıtlayıcı düzenlemeler Şirketlere getirilir de, serbest meslek erbabına hiç getirilmez mi? Onlar hiç unutulur mu? Tabi ki de unutulmadı!
Yine, 7193 sayılı Kanunun 13. Maddesiyle Gelir Vergisi Kanunun 68. maddesinin birinci fıkrasının (5) numaralı bendine aşağıdaki parantez içi hükmün eklenmesi öngörüldü.
"(Şu kadar ki binek otomobillerine ilişkin giderlerin en fazla %70’i ve kiralama yoluyla edinilen binek otomobillerinin her birine ilişkin aylık kira bedelinin 5.500 Türk lirasına kadarlık kısmı ile binek otomobillerinin iktisabında ödenen özel tüketim vergisi ve katma değer vergisi toplamının en fazla 115.000 Türk lirasına kadarlık kısmı gider olarak dikkate alınabilir.)"
Yani, serbest meslek erbabı da, 1 Ocak 2020 tarihinden itibaren satın alacakları binek otomobiller nedeniyle ödedikleri ÖTV ve KDV toplamının en fazla 115 Bin Türk Lirasını serbest meslek kazançlarının tespitinde gider olarak dikkate alabilecekler. Yeni düzenleme, 1 Ocak 2020 tarihinden itibaren satın alınacak binek otomobiller için söz konusu. Dolayısıyla, 2019 yılı sonuna kadar binek otomobil alan serbest meslek erbabı da, ÖTV ve KDV toplamının tamamını gider olarak yazabilecek.
Sonuç Olarak;
Binek otomobil ÖTV ve KDV'sinin bir defada gider yazılamamasına ilişkin düzenleme, üst düzey binek otomobil alımlarını olumsuz yönde etkileyecek, söz konusu araçlara olan talepte ciddi düşüşlere neden olacak. Burada, Devletimizin binek otomobillerde en çok vergiyi (bedelin % 70’i ÖTV ve KDV) üst segment araçlardan aldığı da gözden kaçırılmamalı.
Ayrıca, sektör temsilcileri dahil çok sayıda uzman; doğrudan gider yazılacak kısmın 115 Bin Türk Lirası olarak belirlenmesinin, hayatın olağan akışına uygun olmadığı, bu rakamın en az 250 – 350 Bin Türk Lirası arasında belirlenmesi, bu tutarların da her yıl yeniden değerleme oranında artırılması gerektiği görüşünde. Abdullah Tolu