Ülkemizde 06 Şubat 2023 tarhinde yaşanan Kahramanmaraş merkezli deprem felaketi sebebi ile zayi olan kanuni defter ve belgeler kapsamında hak kaybı yaşanmaması için dikkat edilmesi gereken hususlar aşağıda bilgilerinize sunulmaktadır.

1. Zayi belgesinin hukuki tanımı ve temin edilecek yetkili mahkeme

Bilindiği üzere 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (“TTK”) 64. maddesi “Her tacir, ticari defterleri tutmak ve defterlerinde, ticari işlemleriyle ticari işletmesinin iktisadi ve mali durumunu, borç ve alacak ilişkilerini ve her hesap dönemi içinde elde edilen neticeleri, bu Kanuna göre açıkça görülebilir bir şekilde ortaya koymak zorundadır.” şeklinde düzenlenmiş olup gerçek veya tüzel kişi her tacirin ticari defter tutma yükümlülüğü açıklanmıştır.

Bu noktada, zayi belgesi ise TTK ve 213 sayılı Vergi Usul Kanunu (“VUK”) hükümlerine göre kanuni defterleri tutmak ve belgeleri düzenleme zorunda olan vergi mükelleflerinin, bu kanuni defter ve belgeleri muhafaza etme ve talep halinde ilgili makamlara ibraz etme sorumluluğunun, yangın, deprem, sel felaketi, hırsızlık gibi elde olmayan mücbir sebeplerle yerine getirilemediğinin ispatı amacıyla alınması gereken hukuki bir belgedir.

Belirtilmelidir ki, zayi belgesi VUK uyarınca açıkça düzenlenmemiştir. TTK’nın 82. maddesinin 7. fıkrasında ise bir tacirin zayi belgesi alması gerektiği hususu aşağıdaki şekilde belirtilmiştir:

“Bir tacirin saklamakla yükümlü olduğu defterler ve belgeler; yangın, su baskını veya yer sarsıntısı gibi bir afet veya hırsızlık sebebiyle ve kanuni saklama süresi içinde zıyaa uğrarsa tacir zıyaı öğrendiği tarihten itibaren otuz gün içinde ticari işletmesinin bulunduğu yer yetkili mahkemesinden kendisine bir belge verilmesini isteyebilir. Bu dava hasımsız açılır. Mahkeme gerekli gördüğü delillerin toplanmasını da emredebilir.“

Yukarıda belirtilen kanun hükmünden de anlaşılacağı üzere, kanuni defter ve belgelerin 10 yıllık kanuni saklama süresi içinde yangın, su baskını, yer sarsıntısı gibi afetler veya hırsızlık sebebiyle ziyaa uğramış olması halinde, bu durumun öğrenildiği tarihten itibaren 30 gün içerisinde ticari işletmenin bulunduğu yetkili bir mahkemeden belge ile tespiti talep edilebilmektedir.

2. Zayi belgesinin yetkili mahkemeler dışında başka mercilerden temin edilmesi

Yukarıda belirtilen TTK’nın 82/7. maddesi kapsamında zayi belgesi talebi, tacir tarafından zayi durumunun öğrenildiği tarihten itibaren 30 içinde ve ticari işletmesinin bulunduğu yetkili mahkemeden yapılmaktadır.

Bu noktada,1999 yılında yaşanan Marmara Depreminden sonra düzenlenen 7269 Sayılı Umumi Hayata Müessir Afetler Dolayısıyla Alınacak Tedbirlerle Yapılacak Yardımlara Dair Kanun’a 31.08.1999 tarih ve 574 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin 3. maddesiyle eklenen Geçici 15. maddesi aşağıdaki şekilde düzenlenmiştir:

“Türk Ticaret Kanunu’na ve Vergi Usul Kanunu’na göre tutulması ve tasdiki zorunlu defterleri ile kullanmak mecburiyetinde bulunduğu belgelerini 17 Ağustos ve 12 Kasım 1999 tarihlerinde vuku bulan depremler nedeniyle kaybeden mükellefler, durumu öğrendiği tarihten itibaren 2 ay içinde yetkili mahkemeden kendisine bir belge verilmesini isteyebilir. Mahkeme gerekli gördüğü delillerin toplanmasını da emredebilir. Böyle bir belge almamış olan mükellef, defterlerini ve belgelerini ibrazdan kaçınmış sayılır. Ancak tabii afete uğrayan yerlerde bulunan mükellefin il veya ilçe idare kurullarından defter ve belgelerinin zayi olduğuna ilişkin olarak alacağı belge de yetkili mahkemeden alınmış belge hükmündedir.”

Belirtilmelidir ki, bu düzenleme 17 Ağustos ve 12 Kasım 1999 tarihlerindeki depremler için geçerli olup, 6 Şubat 2023 tarihinde yaşanan deprem felaketini kapsamamaktadır.

İlgili düzenleme ile, deprem bölgelerindeki yetkili mahkemeler nezdinde oluşabilecek yoğunluğun önüne geçilerek taleplerin hızlı ve farklı noktalardan da giderilebilmesine yönelik çözüm getirilmiştir. Bu kapsamda, anlaşılmaktadır ki, gerek VUK gerek TTK nezdinde yeni ve kalıcı bir düzenleme ile zayi belgesi başvurusunun mahkemelere ilave olarak il veya ilçe idare kurullarına ya da bu anlamda Ticaret veya Hazine Maliye Bakanlığınca görevlendirilebilecek yetkili yeni kurullara da yapılabilmesi ve bu birimler tarafından da belge temin edilebilmesinin önü açılmalıdır.

3. Tacir sıfatını haiz olmayan ancak kanuni defter ve belgelerini muhafaza, ibraz zorunluluğunda olan diğer vergi mükelleflerinin durumu

Tacir sıfatını haiz olmayan ancak kanuni defter ve belgelerini muhafaza ve ibraz zorunluluğunda olan diğer vergi mükelleflerinin (serbest meslek erbapları, zirai kazanç elde eden çiftçiler, beyanname vermek durumunda olan ve kayıtlarını muhafaza eden bazı ücretliler, menkul ve gayrimenkul sermaye iradı ile diğer kazanç ve irad elde eden mükellefler vb.) kanuni defter ve belgeleri ile bunlar dışında kalan diğer önemli kayıt ve belgeleri deprem nedeniyle zayi olması halinde zayi belgesi temin zorunluluğunun olup olmadığı mevzuat uyarınca açık olmayıp ilgili durumlarda izlenmesi gerekilen prosedürün yetkili makamlarca açıklanması ve konuya ilişkin yasal düzenlemelerin yapılması gerekmektedir.

4. Zayi belgesi başvurusu için yetkili kişi

TTK ve 7269 sayılı Kanun hükümleri kapsamında zayi belgesi başvurusu esasen mükellefin kendisi veya vekili tarafından yapılmalıdır.

Fakat, mükellefin vefatı veya ağır yaralanması halinde kanuni mirasçıları ile mükellefin mali iş ve işlemlerini yürüten, arasında hizmet sözleşmesi bulunan Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ile Yeminli Mali Müşavirlerinin de bu belgenin talebini gerçekleştirebilmesi gerektiği düşünülmektedir.

5. Mükellefin vergi yükümlülükleri ile ilgili süreler

Belirtilmelidir ki, Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından 08.02.2023 tarihinde Kahramanmaraş’ta meydana gelen depremden etkilenen Adana, Adıyaman, Diyarbakır, Gaziantep, Hatay, Kahramanmaraş, Kilis, Malatya, Osmaniye ve Şanlıurfa illeri için mücbir sebep hali ilan edilmiş sonrasında ise, 14.02.2023 tarihli ilan ile Elazığ ili de mücbir sebep kapsamına alınmıştır.

Bu kapsamda, söz konusu illerde deprem tarihi itibarıyla mükellefiyet kaydı bulunan mükelleflerin, bu mükellefiyetleri nedeniyle vergi kanunlarının uygulanması bakımından 06.02.2023 ile 31.07.2023(bu tarih de dahildir) tarihleri arasında mücbir sebep halinde olduğu kabul edilmiştir.

İlgili mücbir sebep süresince aşağıdaki süreler uzatılmıştır:

  • Verilmesi gereken vergi beyannameleri ve bildirimlerinin verilme süreleri,
  • Bu beyanname ve bildirimler üzerine tahakkuk eden vergilerin ödeme süreleri,
  • Deprem tarihinden önce tahakkuk etmiş, ödeme süresi mücbir sebep hali ilan edilen süreye rastlayan her türlü vergi, ceza ve gecikme faizinin ödeme süresi,
  • 2023 yılı motorlu taşıtlar vergisinin ikinci taksit ödeme süresi,
  • Deprem tarihinden önce ikmalen, re'sen veya idarece tarh edilen ve vadesi mücbir sebep halinin başladığı tarihten sonrasına rastlayan her türlü vergi, ceza ve gecikme faizinin ödeme süresi.

Bu kapsamda, mücbir sebep halinin geçerli olduğu dönemde verilmesi gereken beyanname ve bildirimler 15.08.2023 Salı günü sonuna kadar verilebilecek, bu beyanname ve bildirimler üzerine tahakkuk eden vergiler ile yukarıda ifade edilen diğer vergi, ceza ve gecikme faizleri 31.08.2023 Perşembe günü sonuna kadar ödenebilecektir. Ayrıca söz konusu yerlerde bulunan mükellefler tarafından, mücbir sebep hali süresi içerisinde verilmesi gereken 2023 yılı 1. geçici vergi dönemine ilişkin geçici vergi beyannameleri verilmeyecektir. Bu yerlerde bulunan vergi mükelleflerinin vergi borçları 02.10.2023 Pazartesi günü sonuna kadar başvuru yapmaları ve gerekli şartları da taşımaları kaydıyla faiz alınmaksızın 24 aya kadar taksitlendirilecektir.

Fakat belirtilmelidir ki, mücbir sebep ilanı kapsamında zayi belgesi taleplerine ilişkin sürelerin uzadığına ilişkin düzenleme mevcut değildir.

6. Yargı alanında alınan tedbirlere ilişkin süreler ve zayi belgesine ilişkin süre

11.02.2023 tarihli ve 32101 mükerrer sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan 120 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi kapsamında 08.02.2023 tarihli ve 9785 sayılı Cumhurbaşkanı Kararıyla olağanüstü hal ilan edilen illerde, yargı alanında hak kayıplarının önlenmesi amacıyla;

  • Dava açma, icra takibi başlatma, başvuru, şikayet, itiraz, ihtar, bildirim, ibraz ve zamanaşımı süreleri, hak düşürücü süreler ve zorunlu idari başvuru süreleri de dahil olmak üzere bir hakkın doğumu, kullanımı veya sona ermesine ilişkin tüm süreler,
  • 06.01.1982 tarihli ve 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu, 04.12.2004 tarih ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ve 12.01.2011 tarih ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanuni ile usul hükmü içeren diğer kanunlarda taraflar veya ilgililer bakımından belirlenen süreler ve bu kapsamda hakim tarafından tayin edilen süreler ile arabuluculuk ve uzlaştırma kurumlarındaki süreler

06.02.2023 tarihinden 06.04.2023 tarihine kadar durdurulmuştur. Bu süreler, durma süresinin sona erdiği günü takip eden günden itibaren yeniden işlemeye başlayacaktır.

Bu kapsamda, bir başvuru işlemi olan zayi belgesi talebine ilişkin sürenin de 06.04.2023 tarihine kadar duracağı ve bu tarihten sonra kalan talep süresinin kullanılabileceği anlaşılmaktadır.

7. Zayi belgesinin temin edilmemesi durumu

Zayi belgesi irade dışında gerçekleşen ve ibraz edememeye ilişkin haklı bir gerekçenin bulunduğunu ispat eden bir belge olması sebebi ile kesinlikle temin edilmesi gerekmektedir. Ek olarak, elektronik defter ve belgelerin de zayi olabileceği ve zayi belgesi müracaatlarında bu hususun da gözetilmesi belirtilmesi gerektiği düşünülmektedir. Zayi belgesinin temin edilmemesi halinde, kanuni defter ve belgelerin yetkili makama ibraz etmeme fiili ile muhatap tutulma ve bunun sonucunda da vergisel ve cezai işlemlere muhatap olma ile karşı karşıya kalınması mümkündür. Ayrıca, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 222. maddesi gereğince tarafların delil olarak dayandığı defter ve belgeleri ibraz yükümlülüğü yerine getirilemeyecek olup bu ticari defterlerin sahibi lehine delil olarak kullanılması mümkün olamayacaktır. https://www.vergidegundem.com/

Leave a comment

Make sure you enter all the required information, indicated by an asterisk (*). HTML code is not allowed.

Hakkımızda

 ö z d o ğ r u l a r, 18.08.1988 tarihinde kurularak, Mali Müşavirlik faaliyetine başlamıştır. 

Sektöründe en iyi olma duygusu ile personeline "Kalite" bilincini yerleştirmeyi, Kalite Yönetim Sistemini sürekli iyileştirmeyi, müşterilerine en iyi hizmeti sunmayı, amaç edinerek, 2003 Yılında, alanında Türkiye' de ilk olarak ISO 9001: 2000 Belgesi almıştır.

 

Mali Takvim

Öne Çıkanlar

  • TAM İSTİSNA KAPSAMINDA YÜKLENİM KDV İADESİ ANALİZİ * Yüklenilen KDV’nin Yüklenildiği Dönem İle İadenin Talep Edildiği Dönem…
  • İTUS, HİS , ATU KAPSAMINDA KDV İADE HADLERİ İndirimli Teminat Uygulama Sistemi ( İTUS) Hızlandırılmış İade Sistemi (…
  • Araç Alım Satımlarında Yeni Dönem Başlıyor, Trafik Sigortasında 15 Gün Kuralı Kalkıyor Böylece araç alım satımlarında trafik sigortası kaynaklı sorunlar ortadan kalkacak…
Top