EYT Yasası'nda son yaklaşıldı. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı sayın Vedat Bilgin çok önemli ipuçları veriyor. Ancak EYT’de henüz gündeme gelmeyen çok önemli bir sorun daha var! O da EYT’linin hizmet birleştirme sorunu! Bu sorun çözülmezse sayısı bir milyona yakın EYT’li GÜNE TAKILACAK! EYT konusunda hiçbir uzman, yazar, muhabir yazmıyor; ama, ilk kez ben dile getireyim yine…
Ayrıntıları net olarak belli olmasa da Türk sosyal güvenlik rejiminde önemli düzenlemeler yapacak “erken emeklilik” yasasının Aralık ayında Türkiye Büyük Millet Meclisi gündemine gelmesi ve 2023 yılının ilk aylarında yasalaşması bekleniyor.
Söz konusu EYT Yasasında ayrıntılar netleşmeye başladı. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı dün yaptığı açıklama ile üç hususa açıklık getirdi:
1- EYT Yasası’nda borçlanma ile 08.09.1999 öncesine gitmek mümkün olmayacak. Yani kanunda “borçlanmalar hariç” ibaresi konularak sadece ilk defa 08.09.1999 öncesinde başlangıcı olanlar emekli edilecek. Askerlik, doğum, yurtdışı gibi borçlanmalar sadece eksik günü olan EYT’lilere yarayacak.
2- EYT’linin kıdem tazminatına dokunulmayacak. Emekli olan EYT’liler kıdem tazminatını alabilecek. İşverenler ancak işçi kabul ederse enflasyon farkını ödeyerek kıdem tazminatı ödemesini taksitlendirebilecek. Buna karşılık, işverenler kıdem tazminatını gider yazabilecek.
3- EYT’li olup emekli olduktan sonra çalışmaya devam etmek isteyenlere de 5 Puanlık Teşvik getirilecek, böylece EYT’lilerin çalışmaya devam etmesi desteklenecek.
***
Bunlar belli olan ayrıntılar…
Ancak EYT’de henüz gündeme gelmeyen çok önemli bir sorun daha var!
O da EYT’linin hizmet birleştirme sorunu!
Bu sorun çözülmezse sayısı bir milyona yakın EYT’li GÜNE TAKILACAK!
EYT konusunda hiçbir uzman, yazar, muhabir yazmıyor; ama, ilk kez ben dile getireyim yine…
Sorunu şöyle açıklayalım:
Varsayalım ki, Ahmet bey ve Mehmet bey aynı anda 1998 yılında çalışmaya başlamış iki işçi olsun. Yani her ikisi de EYT’li.
Her ikisi de 14 yıl çeşitli işyerlerinde çalışmış 5 bin günü tamamlamış.
Her ikisi de yaşa takıldığı için bir türlü emekli olamamış, zira 1998 girişine göre ikisinin de 57 yaşında emekli olması gerekiyor. Yani tam EYT’liler…
Yaşa takılmış bekliyorlar…
***
Ama bir farklılık var Ahmet bey ve Mehmet bey arasında!
Türkiye şartlarında çalışanlar yüksek vasıfları yoksa ve mesleksiz iseler 40-45 yaşından sonra iş bulamıyor.
Ahmet bey iş bulamayınca açıkta kalmış.
Bakmış ki olmayacak günümü tamamlayayım diyerek isteğe bağlı ödemeye başlamış.
Bu şekilde iş bulamayan sigortalılar eksik günlerini tamamlamak için yahut da sağlıktan yararlanmak için isteğe bağlı sigorta ödemeyi tercih ediyor.
Yada ufak bir dükkân açıyor, bari üç-beş kuruş rızkımız gelsin diyor.
Yada iş bulamayınca köyüne dönüyor, tarlasını ekip rızkını kazanıyor, tarım Bağ-Kur yatırıyor devlete prim katkısı olsun diye…
Ama, isteğe bağlı sigorta yaptırınca, tarlanızı ekince veya dükkân açınca Bağ-Kur’a sayılıyor günler.
Dahası üç buçuk yıl böyle çalışırsa çok önemli bir şey oluyor.
2829 sayılı Hizmet Birleştirme Kanunu gereğince son 3,5 yıl (yani 1261 günü) isteğe bağlıya sayılınca Ahmet bey Bağ-Kur statüsüne geçiyor.
Yani 15 yıllık işçi oldu mu size Bağ-Kur’lu işveren statüsünde!
Kırk yıllık Kani oldu mu size yani!
***
Oysa burada Mehmet bey, daha uyanık davranmış!
Mehmet bey işten ayrılmış, 5 bin günü tamamlayınca sigortaya ihtiyacım yok demiş, hiç çalışmamış.
Yahut çalışmış da SGK bildirimi yapmadan çalışmış…
Sigortasız, kayıtdışı çalışmış yani!
Yani demiş ki işverene, bana bundan sonra prim ödemek lazım değil, SGK’ya prim ödemiyorum, sen o parayı bana ver!
Yani Mehmet bey 5 bin güne gelince bırakmış SGK’ya prim ödemeyi…
O günden beri SGK’ya bir kuruş prim ödemesi yok!
***
İşte zurnanın zırt dediği yer burası!
Yarışa aynı yerden başlayan Ahmet bey ve Mehmet bey SIRF HİZMET BİRLEŞTİRME KANUNU VAR DİYE, farklı zamanlarda emekli olacak.
Aslında 5 bin günle emekli olacak olan Ahmet bey sırf bu düzenlemeden ötürü 9 bin günü beklemek zorunda kalacak!
Yani emekliliği 12 yıl uzayacak!
Az buz değil on iki yıl!
Mehmet bey ise 5 bin günle emekli olacak…
5 bin nere 9 bin nere!
Neredeyse Ahmet bey Mehmet beye tur bindirecek…
***
Oysa ikisi de işçi, ikisi de aynı çalışmış çalışma yaşamında…
Aslında Ahmet bey de Mehmet bey gibi bir işçi, ömrünü bir işçi olarak geçirmiş…
Ama EYT’li olup yaşa takılınca bari üç beş işim olsun diye ufak bir dükkan açmış, bari sağlık hizmetlerinden yararlanayım diye isteğe bağlı sigorta yatırmış…
Yani devlete güvenmiş, boşta kalmayayım diyerek prim ödemiş devlete.
Sen misin fazladan para ödeyen!
Al sana ceza!
Şimdi devlet bu EYT’li Ahmet beyi cezalandıracak, emeklilik için 12 yıl daha uzun çalışması gerekecek!
Ahmet beye patron, Mehmet beye işçi muamelesi olacak!
Üstelik 10 yıldan fazla prim ödeyip 5 bin günle emekli olan Mehmet Beye göre daha düşük maaş alacak!
Yanlış duymadığınız 5 bin ödese alacağı maaşın yarısı kadar maaş alacak 9 bin gün ödeyip!
İki katı çalışma, yarısı kadar maaş!
Nasıl, iyi değil mi?
***
Ne derdi Necip Fazıl: Bu taksimi kurt yapmaz kuzulara şah olsa!
EYT’liler arasında böyle olanların sayısı az buz değil!
Bir milyondan fazla!
Zaten 2000 öncesi Bağ-Kur’luların tescil mağduriyeti var, bir de üstüne bu zulüm nedir?
Eğer 2916 sayılı Hizmet Birleştirme Kanunu’nda esnetme yapılmazsa EYT’lilerin önemli bir kısmı (özellikle şirket ortağı veya esnaf olanlar veya isteğe bağlı prim ödeyenler) mağdur olacak.
Emeklilikte 10 yıldan fazla yaşa değil, ama GÜNE TAKILACAK!
EYT sorunu gidecek yerine GÜNE TAKILANLAR gelecek!
Gitti YAŞA TAKILANLAR, geldi GÜNE TAKILANLAR!
Buyur buradan yak!
***
Oysa Ahmet abiye Bağ-Kur’lu patron muamelesi yapmak ve 9 bin gün beklemek haksızlık!
Zira bu arkadaş çalışma yaşamı boyunca işçi olarak çalışmış!
Yani emeğiyle, ücretiyle, alınteriyle, fabrikada-inşaatlarda çalışarak yaşamış.
Ama, Ahmet beyle aynı durumda olan Mehmet bey EYT Kanunu çıkınca hemen emekli olabilecek. Oysa Ahmet bey 12 yıl beklemek zorunda kalacak emekli olabilmek için!
Zira Ahmet bey devlete güvendi, fazladan prim ödedi!
Ahmet bey sağlıktan yararlanayım diye isteğe bağlı ödedi, şimdi cezalandırılıyor!
***
Prim ödediği için bu işçiyi cezalandırmak doğru değil!
Aslında bu sorunu Çalışma Bakanı Vedat Bilgin de dile getirdi. “Emeklilikte statü farklılıkları dolayısıyla farklı farklı prim ödeme günleri var, bu haksızlığı gidermeliyiz” dedi EYT konusunu anlatırken. Dahası “Statü farklılıklarını eşitleyeceğiz, bu adaletsizliği gidereceğiz, çalışma yaptırıyorum” dedi sayın bakan.
Aynı koşulda olan, aynı gün işe başlayan iki işçi arasında sırf 1261 gün kuralında dolayı böyle bir ayrım yaratılması doğru değil!
Bu dürüst vatandaşı, prim yatıran vatandaşı cezalandırmak demek!
İş bulamadığı için ufak bir dükkân açan, şirket ortağı olan, isteğe bağlı ödeyen, yahut köyüne dönüp tarlasını eken diken ve böylece ödediği primi fazla olan EYT’liye ceza vermek doğru değil!
Bu adam devletine güvenmiş, fazla fazla prim ödemiş…
***
Çok uzattım biliyorum. Konu önemli o yüzden uzun uzadıya anlattım!
Bir milyon kişinin emeklilik hakkı var işin ucunda, bir milyon kişinin mağdur olması var…
Peki nedir bu işin çözümü, yok mu bir adil yol?
Bakan Vedat Bilgin’in de dediği üzere “Hizmet statülerinin farklılığından kaynaklanan” bu haksızlık giderilebilir…
Çözüm çok basit:
EYT’lilere özel olarak 1261 gün kuralı esnetilmeli! 1,5 milyon kişi emekli oluyor normal kurallar dar geliyor bu mağduriyeti çözmeye, esnetmek şart!
2829 sayılı Hizmet Birleştirme Kanunu’nda EYT’ye özgür bir geçici madde eklenerek düzenleme yapılması gerekiyor.
Değişiklik ile EYT’liler ya çalışma yaşamında geçen en fazla sigortalılık statüsüne yahut da en son 360 günlük prim ödediği statüden TERCİH ETTİĞİNE GÖRE emekli edilmeli…
Böyle olursa haksızlık giderilir!
Böyle olursa bir işçinin 5 bin günle diğer işçinin 9 bin günle emekli olması adaletsizliği yok olur…
Hadi size kanun maddesi değişikliğini de yazayım!
2829 sayılı Kanuna eklenecek şöyle bir madde sorunu çözer: “Geçici Madde 1: 5510 sayılı Kanuna eklenen Geçici Madde “X” (EYT Maddesi) gereğince aylık bağlanması talebinde bulunanlar için Kanunun 7 inci maddesinin birinci fıkrasına göre aylığı bağlayıp ödeyecek Kurumun tayininde, sigortalının tercihine göre ya Kanunun 7 inci maddesinin birinci fıkrasındaki süre ya sigortalının çalışma yaşamı boyunca fiili hizmet süresinin toplamı yahut da sigortalıların emeklilik tarihinden geriye doğru prim veya kesenek ödenerek geçen son 360 günlük süre esas alınır.”
Böyle bir düzenleme isteğe bağlı ödeyen, tarımsal faaliyette bulunan, ufak bir işyeri açan, şirket ortağı olan ve bu nedenle 9 bin GÜNE TAKILACAK EYT’lilerin sorununu çözer.
Bu düzenlemeyi yapmaz isek EYT’liler arasındaki adaletsizlik yıllarca konuşulur…
Benden söylemesi…
Bünyamin Esen
This email address is being protected from spambots. You need JavaScript enabled to view it.
https://www.internethaber.com/eytlinin-hizmet-birlestirme-sorunu-cozulmeli-2279992y.htm