Son günlerde gündemin en önemli konularından biri EYT meselesi, artık hemen hemen herkesin bildiği gibi 08/09/1999 tarihinden önce sigortalı olmak EYT kapsamına girme konusunda en önemli ölçüt. Belirtilen tarih öncesinde normal sigortalılığı olmadığı halde stajyer sigortalılığı söz konusu olan binlerce kişi var. Bu yüzden haklı olarak aynı grup, stajyer sigortalı başlangıcının EYT düzenlemesinde dikkate alınmasını talep ediyor.

Bu sebeple stajyer sigortalılığı hakkında bazı hususların bilinmesi gerekmekte. Hepimizin bildiği gibi gerek hizmet akdi ile çalışanlar gerek bağımsız çalışanlar gerekse de kamu çalışanları, genel sağlık sigortası primi dahil hem kısa vadeli (iş kazası ve meslek hastalığı, hastalık sigortası primleri gibi), hem de uzun vadeli sigorta kolları kapsamında (malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları) prim ödemesi yapıyorlar. Ancak stajyerler nitelikleri gereği işyerlerinde bir hizmet akdi kapsamında çalışmadıkları için Kanunlardaki özel haller hariç zorunlu sigortalılık kapsamında bulunmuyorlar. Bu yüzden uzun vadeli sigorta kollarına ilişkin prim ödemiyorlar. Bu sebeple de stajyerlerin sigorta başlangıçları uzun vadeli sigorta (emeklilik) uygulamasında dikkate alınmıyor. Dolayısıyla stajyerlerin sigorta başlangıcının emeklilik sigortaları uygulamasında dikkate alınmamasını yasaya aykırı olduğunu ileri sürmemiz mümkün değil.

Ancak Anayasa’nın 60. Maddesi gereği “Herkes, sosyal güvenlik hakkına sahiptir. Devlet, bu güvenliği sağlayacak gerekli tedbirleri alır ve teşkilatı kurar.” Yine aynı yasanın 65. maddesine göre DEVLET, SOSYAL VE EKONOMİK ALANLARDA ANAYASA İLE BELİRLENEN GÖREVLERİNİ, BU GÖREVLERİN AMAÇLARINA UYGUN ÖNCELİKLERİ GÖZETEREK MALÎ KAYNAKLARININ YETERLİLİĞİ ÖLÇÜSÜNDE YERİNE GETİRİR.

Dolayısıyla sosyal devlet ilkesi kapsamında stajyer sigortalıların sigorta başlangıçlarının emeklilik sigortaları uygulamasında dikkate alınıp alınmayacağı meselesi tamamen kamu bütçesi ile ilgili bir konudur.

Sizce stajyer sigortalıların sigorta başlangıçları EYT uygulamasında dikkate alınmalı mı?

ÇIRAK/STAJYER OLARAK BİLDİRİLDİKLERİ İÇİN EYT KAPSAMINA GİREMEYENLER BİLDİRİLDİKLERİ İŞYERİNDE HİZMET AKDİ İLE ÇALIŞMIŞLARSA HAK DÜŞÜRÜCÜ SÜREYE TABİ OLMAKSIZIN HİZMETLERİNİ TESPİT ETTİRİP İŞE GİRİŞ TARİHLERİNİ GERİ ÇEKEBİLİRLER
“…Somut olayda, 20.01.1969 doğumlu davacı adına, ... işyeri sicil numaralı ... ünvanlı işyerinden, 01.1.1983 tarihinde işe başladığına ilişkin işe giriş bildirgesinin verildiği, ... Kaymakamlığı Mesleki Eğitim Müdürlüğü nezdinde tornacılık meslek dalında 1.1.1987 ile 30.06.1989 yılları arası eğitim gördüğü, 03.07.1989 tarihinde kalfalık belgesi olduğu, ilk derece mahkemesi tarafından davanın sübuta ermediğinden reddine dair verilen kararın Bölge Adliye Mahkemesi tarafından da esastan red şeklinde yazılı şekilde karar verildiği anlaşılmıştır…

Diğer taraftan bir kişiye çırak denilebilmesi için, o kimsenin durumunun bu özel kanunda çıraklar hakkında yapılan tarife ve nitelendirmeye uyması gerekir. Yani, taraflar arasındaki ilişkinin niteliği belirlenirken, başka bir ifade ile davacının belirtilen tarihte çırak olup-olmadığına karar verilirken, çalışma ilişkisine bakılarak karar verilmelidir. Kişi işyerinde üretimle ilgili çalışmalara bilfiil katılıyor, meslek ve sanat eğitimi arka planda tutuluyorsa, bu durumda çıraklık ilişkisinden söz edilemeyecektir.

Eldeki davada, talep tarihinde davacının 18 yaşını ikmal ettiği, kısa vadeli sigorta kolundan 01.01.1983 itibari ile düzenlenen işe giriş bildirgesinin uzun vade sigorta koluna dayalı bir talebe esas alınamayacağı tartışmasız olmakla birlikte , yapılan işin niteliği gereği, talep tarihindeki davacı yaşına göre işyerindeki faaliyetinin çalışmanın bir mesleğin öğrenilmesine yönelik olarak çıraklık ilişkisine mi yahut üretime yönelik bir faaliyet ve imalat olup olmadığı araştırılıp açık ve net olarak belirlenip sonuca göre karar verilmesi gereğinin gözetilmemesi isabetsizdir…” 10. Hukuk Dairesi        2019/6182 E. , 2020/4812 K.

Diğer taraftan bir kişiye çırak denilebilmesi için, o kimsenin durumunun bu özel kanunda çıraklar hakkında yapılan tarife ve nitelendirmeye uyması gerekir. Yani, taraflar arasındaki ilişkinin niteliği belirlenirken, başka bir ifade ile davacının belirtilen tarihte çırak olup-olmadığına karar verilirken, çalışma ilişkisine bakılarak karar verilmelidir. Kişi işyerinde üretimle ilgili çalışmalara bilfiil katılıyor, meslek ve sanat eğitimi arka planda tutuluyorsa, bu durumda çıraklık ilişkisinden söz edilemeyecektir…

3-İkinci dönem olan 03/10/1997-15/07/1998 tarihleri arasında davacının üretime yönelik hizmet ettiğinin tüm yazılı delil ve tanık anlatımlarıyla ortaya konulduğu davanın bu dönem için kabulü gerektiği dikkate alınarak karar verilmelidir… 10. Hukuk Dairesi        2020/5383 E. , 2021/6640 K.

Harun Ordu
T.C. Sosyal Güvenlik Kurumu-Başmüfettiş-Hukukçu

Leave a comment

Make sure you enter all the required information, indicated by an asterisk (*). HTML code is not allowed.

Hakkımızda

 ö z d o ğ r u l a r, 18.08.1988 tarihinde kurularak, Mali Müşavirlik faaliyetine başlamıştır. 

Sektöründe en iyi olma duygusu ile personeline "Kalite" bilincini yerleştirmeyi, Kalite Yönetim Sistemini sürekli iyileştirmeyi, müşterilerine en iyi hizmeti sunmayı, amaç edinerek, 2003 Yılında, alanında Türkiye' de ilk olarak ISO 9001: 2000 Belgesi almıştır.

 

Mali Takvim

Öne Çıkanlar

  • AK Parti'den Açıklama Geldi: Genel Sağlık Sigortası (GSS) Borçları Silinecek AK Parti Grup Başkanvekili Usta, AK Parti grubunun Meclis Başkanlığı'na…
  • TAM İSTİSNA KAPSAMINDA YÜKLENİM KDV İADESİ ANALİZİ * Yüklenilen KDV’nin Yüklenildiği Dönem İle İadenin Talep Edildiği Dönem…
  • İTUS, HİS , ATU KAPSAMINDA KDV İADE HADLERİ İndirimli Teminat Uygulama Sistemi ( İTUS) Hızlandırılmış İade Sistemi (…
Top