5510 sayılı Kanunun 22. maddesi gereği; ceza sorumluluğu olmayanlar hariç, ağır kusuru yüzünden iş kazasına uğrayan, meslek hastalığına tutulan veya hastalanan sigortalıların geçici iş göremezlik ödeneği veya sürekli iş göremezlik geliri kusur derecesi esas alınarak üçte birine kadarı Kurumca eksiltilmektedir.
Peki “ağır kusur” ne anlama gelmektedir? 5510 sayılı Kanunda “ağır kusur” un tanımı yapılmamıştır. Ancak Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği 44. maddesinin 2. fıkrasında;
1-Sigortalının, iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili kurallara uymamasının,
2-Tehlikeli olduğu veya hastalığa sebep olacağı bilinen bir hareketi yapmasının,
3-Yetkili kimseler tarafından verilen emirlere aykırı hareket etmesinin,
4-Açıkça izne dayanmadığı gibi, hiçbir gereği veya yararı bulunmayan bir işi bilerek yapması ve yapılması gerekli bir hareketi savsamasının,
ağır kusurlu fiil sayılacağı bildirilmiştir.
Yargıtay yerleşmiş kararlarında “ağır kusur irdelenirken, kasta varmayan, yani sonucun sigortalı tarafından istenmemekle birlikte, açıkça öngörülebilir olduğu ve SSİY’nin 44.maddesinde belirtilen hallerden bir veya birkaçının bir arada bulunması hallerinde fiilin “ağır kusur” kapsamında değerlendirilmesi gerektiği” belirtilmektedir.
“Buna göre, Kurum tarafından ödenen geçici iş göremezlik ödeneği veya sürekli iş göremezlik gelirinin eksiltilmesi için, ağır kusuru veya kasıtlı hareketinin veya hekimin bildirdiği tedbir ve tavsiyelere uymaması halinin saptanması önem taşımaktadır.
5510 sayılı Kanunda ağır kusur kavramı tanımlanmamış olup, SSİY'nin 44. maddesinde ağır kusurlu harekete ilişkin olarak; '' ... sigortalının, iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili kurallara uymaması, tehlikeli olduğu veya hastalığa sebep olacağı bilinen bir hareketi yapması, yetkili kimseler tarafından verilen emirlere aykırı hareket etmesi, açıkça izne dayanmadığı gibi, hiçbir gereği veya yararı bulunmayan bir işi bilerek yapması ve yapılması gerekli bir hareketi savsaması, ağır kusuruna esas tutulur'' açıklaması yapılmıştır. Buna göre, ağır kusur irdelenirken, kasta varmayan, yani sonucun sigortalı tarafından istenmemekle birlikte, açıkça öngörülebilir olduğu ve yukarıda belirtilen hallerden bir veya birkaçının bir arada bulunması hallerinin bu kapsamda değerlendirilmesi gerekmektedir.” 10. Hukuk Dairesi 2016/5056 E. , 2018/4123 K. , 10. Hukuk Dairesi 2015/8246 E. , 2016/14043 K.