Kıymetli okurlarım, bu haftaki yazımı son günlerde vergi idaresince kendilerine izaha davet yazısı gönderilen mükelleflerin soruları üzerine kaleme aldım.
Bu yazımız ile vergi literatüründe İZAHA DAVET olarak ifade edilen ve esasen ileriki zamanlarda daha da karşılaşacağımız vergisel uygulama hakkında sizleri kısaca bilgilendirmek ve bu uygulama kapsamında henüz kendilerine tebligat yapılmamış olan vergi mükellefleri veya vergi mükellefi olmayan kişilerin PİŞMANLIK uygulamasından yararlanabilme durumunu farazi bir örnek olay üzerinden irdelemeye çalışacağım.
Yazımın biraz uzun olduğunu ancak yararlı ve kritik bilgileri buluyor olacağınızı düşünerek sabırla okuyacağını değerlendiriyorum.
İZAHA DAVET UYGULAMASINDAN ÖNCEKİ DURUMA GENEL BAKIŞ:
Vergi mevzuatımızda, mükelleflerin beyanı üzerine vergi tarh edilmesi ve bu verginin vadesinde ödenmesi esastır. Ancak beyan üzerine tarh olunan vergiler, vergi idaresince daha sonradan yapılan araştırma, analiz, inceleme vb. tetkik yöntemleri ile eksik tarh edildiği ve ödendiğinin değerlendirilmesi, durumunda, mükellefin beyanına konu edilen işlemlerin, faaliyetlerin detaylı olarak yetkili birimlerce tetkiki ve eksik ödenen verginin hazineye intikalini sağlamak amacıyla çalışmalar vergi idaresince yürütülmektedir.
Bu çalışmalar matrah takdiri yapan takdir komisyonları, vergi incelemesini yürüten vergi inceleme elemanları tarafından veya vergi dairesinde vergi incelemesine yetkililer tarafından (Vergi Dairesi Müdürü) yürütülmekte ve bu yapılan çalışmalar sonucunda bulunan vergi farkı mükellef veya vergi sorumlusu adına ilave olarak tarh edilmektedir.
Bu ilave vergi istenmesine matuf işlem niteliğindeki tarhiyatlar vergi uygulayıcılarının çok iyi bildiği İKMALEN, RE’SEN veya İDARECE tarhiyat şeklinde gerçekleştirilmektedir.
Verginin mükellefi tarafından bilinçli veya hatalı davranışı nedeniyle eksik tahakkuk ettirilmesi halinde vergi idaresi söz konusu eksik kalan vergi tutarına ilave olarak, mükellefin davranışındaki kusur veya ihmalin seviyesine ya da davranışının ayrıca nitelikli suç teşkil etmesine göre bazen verginin bir katı, bazen üç katı, bazen %50’si, bazen % 25 gibi oranlarda VERGİ ZİYAI CEZASI alınmakta ve suç teşkil eden eylemleri için ayrıca adli makamlara suç duyurusunda bulunulabilmektedir. Bazen de söz konusu eksik beyan veya ödemenin vergi kanunlarına yeterince nüfuz edememekten, idareden aldığı görüşten, idarenin görüş değiştirmesinden kaynaklı yanılmadan, vergilendirme hatalarından, yargının farklı görüşe sahip olmasından kaynaklandığı durumlarda, mükellef ile idare arasında yapılan uzlaşma görüşmesi neticesine göre vergi ve cezada uzlaşılan tutar vergi idaresince talep edilmektedir.
Örneğin, beyannamenin kanuni süresinden sonra verilmiş olması veya kanuni süresinde verilmiş olan beyana ilave olarak düzeltme beyanının mükellef tarafından kendiliğinden verilmesi durumunda, eksik kalan vergi ve bu verginin % 50 si oranında VERGİ ZİYAI CEZASI vergi idaresince talep edilmekte, söz konusu eksik beyana ilişkin olarak vergi idaresine bir ihbarda bulunulmasından ya da buna ilişkin takdir komisyonu veya vergi incelemesine sevkinden önce PİŞMANLIK müessesesi kapsamında verilmesi ve ödenmesi halinde sadece eksik kalan vergi alınmakta VERGİ ZİYAI CEZASI istenmemekte, idare tarafından gerek kurum içi gerekse kurum dışından temin edilen veriler, bilgiler çerçevesinde yapılan araştırma, inceleme, analiz ve diğer tetkikler sonrasında takdir komisyonlarının yeni matrah takdiri, vergi inceleme elemanlarının vergi inceleme raporu ile ya da vergi dairesinin idarece tarhiyatı ile eksik beyan edilen vergi ve bu verginin 1 katı ( mükellefin eylemi suç teşkil ediyor ise 3 katı ) tutarındaki VERGİ ZİYAI CEZASI vergi idaresine ödenmesi gerekmektedir. Özel kanunlarında yer alan bazı vergiler (örneğin; ismi vergi olmamakla birlikte 213 sayılı Vergi Usul Kanunu uyarınca usul hükümleri yönünden Vergi Usul Kanunu’na tabi olan tapu harcı) açısından ise eksik ödenen vergiler % 25 oranında vergi ziyaı cezası ile mükelleften geri istenmektedir.
İZAHA DAVET UYGULAMASI:
Verginin eksik beyan edildiğine yönelik idari değerlendirmelere ilişkin olarak, idari aşamada yapılan çalışmaların etkinliğinin ve verimliliğinin artırılması, vergi inceleme ve takdir komisyonu yoğunluklarının azaltılması, mükellef ile idare arasında hukuki ihtilafların en az seviyede yaşanması, eksik kalan verginin mükelleften daha hızlı bir idari prosedürle hazineye intikal ettirilmesi, mükelleflerin eksik beyana ilişkin açıklamalarının öncelikle dikkate alınması ve mükellefin bu açıklamalarının yeterli olması halinde vergi incelemesine veya takdir komisyonuna iletilmeden konunun kapatılması, mükellefin açıklamalarının yeterli olmadığının değerlendirilmesi halinden sonra vergi inceleme veya takdir komisyonuna konuların intikal ettirilmesini sağlamak amacıyla vergi mevzuatımıza İZAHA DAVET UYGULAMASI dahil edilmiştir.
Bu uygulama ile temel amaç verginin ziyaa uğradığına delalet eden emareler bulunduğuna dair yetkili merciler tarafından yapılmış ön tespitlerle ilgili olarak aynı merciler tarafından mükelleflerden açıklama talep edilmesi olup bu müessese ile izaha davet edilen mükelleflerle ilgili yapılan değerlendirmeler sonucunda vergi ziyaına sebebiyet vermediği anlaşılan mükelleflerin konuyla ilgili vergi incelemesine veya takdir komisyonuna sevk edilmesini önlemekte veya vergi ziyaına sebebiyet verildiği durumlarda mükellefleri belirli şartlar dahilinde indirimli ceza uygulanmak suretiyle daha ağır müeyyidelerden korumaktadır.
Bir başka yönüyle; izaha davet uygulamasının temel amacının; verginin eksik beyan edilmiş ve ödenmiş olduğuna ilişkin idari değerlendirmelere (ön tespitlere) ilişkin olarak öncelikle mükellefe bu hususta yazı ile bilgi verilmesi, eksik beyana ilişkin hususları kendiliğinden belirli bir süre içinde düzeltmesine yönelik işlemleri yapmasının istenmesi, bunu yapmadığında veya vergi idaresine yapacağı İZAHAT’ların yeterli ve ikna edici bulunmaması halinden sonra konunun takdir komisyonuna veya vergi inceleme birimlerine intikal ettirilmesini sağlamak olduğunu düşünüyoruz.
İZAHA DAVET UYGULAMASINDAN SONRAKİ DURUM:
İzaha davet uygulaması 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 370 inci maddesinde “İzaha Davet” başlığı ile düzenlenmiştir.
Konuya ilişkin olarak önce 482 sonrasında 519 sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğleri yayımlanmıştır. 519 sıra No.lu Tebliğ 482 sıra No.lu Tebliği yürürlükten kaldırmış olduğundan hali hazırda yürürlükte olan tebliğ 519 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğidir. Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından ayrıca söz konusu uygulamanın usul ve esasları rahat anlaşılır bir broşür ile tüm kamuoyuna duyurulmuştur. https://www.gib.gov.tr/node/128637 linkinde yer alan “ İzaha Davet Uygulaması Broşürü”nü okumanızı mutlaka öneririm.
İzaha davet uygulamasının ana hatların ve aşamaları aşağıdaki şekildedir:
1-Vergi idaresi ve Vergi Denetim Kurulu kurum içi ve kurum dışı verileri analiz ederek eksik vergi ödenmiş olunan durum ve konuları tespit eder (ÖN TESPİT) ve bunu Vergi Dairesi Başkanlıkları, Defterdarlıklar ve Vergi Denetim Kurulunda teşekkül ettirilen ÖN TESPİT VE İZAH DEĞERLENDİRME KOMİSYONLARI’na iletir.
2- ÖN TESPİT VE İZAH DEĞERLENDİRME KOMİSYONLARI mükellefe İZAHA DAVET YAZISI gönderir.
3- Mükellefe izaha davet yazısının tebliği tarihinden itibaren 30 günlük süre verilir. Bu süre içinde ilgili komisyona İZAHTA BULUNULMASI / AÇIKLAMA YAPILMASI istenir.
4- Mükellefin bu 30 günlük süre içinde ilgili komisyona yaptığı açıklamaların, komisyon tarafından değerlendirilme ve sonuca bağlanma işlemi ise en geç 45 gün içinde yapılır.
Mükellef tarafından yapılan izahlar, izaha davet yazısında yer verilen ziyaa uğramış olabilecek vergi tutarını doğrular nitelikte olması halinde veya bu açıklamalar komisyonca yeterli bulunmaması halinde, mükellefe yeni bir yazı komisyon tarafından gönderilir ve bu yazı ile mükellefe; bu yazının kendisine tebliği tarihinden itibaren 30 gün içerisinde, hiç verilmemiş olan vergi beyannamelerinin verilmesi, eksik veya yanlış yapılan vergi beyanının tamamlanması veya düzeltilmesi ve ödeme süresi geçmiş bulunan vergilerin, ödemenin geciktiği her ay ve kesri için, 6183 sayılı Kanunun 51 inci maddesinde belirtilen nispette uygulanacak gecikme zammı oranında bir zamla (izah zammı) aynı sürede ödenmesi şartıyla vergi ziyaı cezasının ziyaa uğratılan vergi üzerinden %20 oranında (indirimli olarak) kesileceği bildirilir.
5- Mükellefe gönderilen ilk izaha davet yazısında ayrıca Vergi Usul Kanununun 370 inci maddesinin (a) fıkrası kapsamında %20 oranında vergi ziyaı cezası kesilmesi halinde (ön tespitlerin, Vergi Usul Kanununun 359 uncu maddesinde yer alan fiillerle verginin ziyaa uğratıldığı durumlar haricinde olması halinde) bu ceza için, uzlaşma talep edilebileceği veya cezada indirim müessesesinden yararlanılabileceği, mükellefin, yapacağı izahı desteklemek amacıyla, başta defter ve belgeler olmak üzere Vergi Usul Kanununun 3 üncü maddesi kapsamında her türlü delili sunabileceği, yapılan izahın; ziyaa uğramış olabilecek vergi tutarını doğrular nitelikte olması veya yeterli bulunmaması ve bu duruma uygun olarak beyanname verilmemiş olması halinde vergi incelemesine veya takdir komisyonuna sevk işlemlerinin yapılacağı ve davet konusu ön tespitle ilgili olarak Vergi Usul Kanununun 371 inci maddesinde yer alan pişmanlık hükümlerinden yararlanılamayacağı bildirilir.
6- İzahın Değerlendirilmesi Sonucu Vergi Ziyaına Neden Olunmadığının Tespit Edilmesi Üzerine Yapılacak İşlemler: Haklarında yapılan ön tespite ilişkin vergi ziyaına neden olunmadığı yönünde mükellefçe izahta bulunulması üzerine, mükellefin izahının komisyonca yeterli bulunması ve beyanname verilmesini veya vergi beyanının tamamlanmasını gerektirir bir durumun olmadığının değerlendirilmesi halinde, değerlendirme sonucunu içeren yazı mükellefe tebliğ edilir ve mükellef hakkında söz konusu tespitle ilgili olarak vergi incelemesine ve takdir komisyonuna sevk işlemi yapılmaz.
7- İzahın Değerlendirilmesi Sonucu Vergi Ziyaına Neden Olunduğunun Tespit Edilmesi Üzerine Yapılacak İşlemler: Haklarında yapılan ön tespite ilişkin olarak, mükelleflerce yapılan izahın, izaha davet yazısında yer verilen ziyaa uğramış olabilecek vergi tutarını doğrular nitelikte olduğunun veya söz konusu ön tespite ilişkin yapılan izahın yeterli bulunmayarak beyanname verilmesini gerektiren bir durumun bulunduğunun komisyonca değerlendirilmesi halinde, değerlendirme sonucunu içeren yazının tebliğ edildiği tarihten itibaren 30 gün içerisinde hiç verilmemiş olan vergi beyannamelerinin verilmesi, eksik veya yanlış yapılan vergi beyanının tamamlanması veya düzeltilmesi, ödeme süresi geçmiş bulunan vergilerin, ödemenin geciktiği her ay ve kesri için, 6183 sayılı Kanunun 51 inci maddesinde belirtilen nispette uygulanacak gecikme zammı oranındaki izah zammıyla ödenmesi şartlarıyla vergi ziyaı cezası, ziyaa uğratılan vergi üzerinden %20 oranında kesilir.
Yapılan izahın; ziyaa uğramış olabilecek vergi tutarını doğrular nitelikte olması veya yeterli bulunmaması ve mükellef tarafından beyanname verilmemiş olması halinde vergi incelemesine veya takdir komisyonuna sevk işlemleri yapılır.
Mükellef tarafından beyanname verilmiş olmakla birlikte beyan edilen verginin, değerlendirme sonucunu içeren yazıda yer verilen ziyaa uğramış olabilecek vergi tutarından az olması durumunda da vergi incelemesine veya takdir komisyonuna sevk işlemleri yapılır. Şu kadar ki, komisyonun değerlendirme sonucunu içeren yazısının tebliğ edildiği tarihten itibaren 30 gün içinde verilen beyanname ile tahakkuk eden verginin aynı süre içerisinde, ödemenin geciktiği her ay ve kesri için, 6183 sayılı Kanunun 51 inci maddesinde belirtilen nispette uygulanacak gecikme zammı oranındaki izah zammıyla ödenmesi halinde vergi ziyaı cezası, ziyaa uğratılan vergi üzerinden %20 oranında kesilir.
8- Mükellefin İzahta Bulunmadığı Durumda Yapılacak İşlemler: Haklarında yapılan ön tespite ilişkin olarak kendilerine izaha davet yazısı tebliğ edilen mükelleflerin, bu yazının tebliğ tarihinden itibaren 30 gün içerisinde yetkili komisyona izahta bulunmamaları durumunda, komisyon tarafından izaha davet yazısında yer verilen ziyaa uğramış olabilecek vergi tutarının beyan edilmesi gerektiğine karar verilir. Komisyonun değerlendirme sonucunu içeren yazısının tebliğ edildiği tarihten itibaren 30 gün içerisinde hiç verilmemiş olan vergi beyannamelerinin verilmesi, eksik veya yanlış yapılan vergi beyanının tamamlanması veya düzeltilmesi, ödeme süresi geçmiş bulunan vergilerin, ödemenin geciktiği her ay ve kesri için, 6183 sayılı Kanunun 51 inci maddesinde belirtilen nispette uygulanacak gecikme zammı oranındaki izah zammıyla ödenmesi şartlarıyla vergi ziyaı cezası, ziyaa uğratılan vergi üzerinden %20 oranında kesilir.
9- İndirimli Ceza Koşullarını Taşımayanların Vereceği Beyanname Açısından Ceza Uygulaması: İndirimli ceza uygulanması için gereken şartlardan herhangi birini taşımadığı anlaşılan mükelleflerin vergi beyannamelerini vermelerine engel bir durum bulunmamakta olup, vergi incelemesine başlanılmadan veya takdir komisyonuna sevk edilmeden beyannamelerini vermiş olanlara, ziyaa uğratılan vergi üzerinden Vergi Usul Kanununun 344 üncü maddesi gereği %50 oranında vergi ziyaı cezası kesilir.
10- 30 Gün İçinde Ödeme Yapılmaması: Vergi Usul Kanununun 370 inci maddesi kapsamında verilen beyanname üzerine tahakkuk eden vergiler ile izah zammının mükelleflerce maddede öngörülen 30 günlük süre içerisinde ödenmemesi durumunda %20 oranında kesilmiş olan indirimli ceza, %50 oranı esas alınarak ikmal edilir ve izah zammının gecikme faizine dönüştürülmesi işlemi yapılır.
11- İzaha Davet’de Uzlaşma Başvurusu: Vergi Usul Kanununun 370 inci maddesinin (a) fıkrası kapsamında kendilerine izaha davet yazısı tebliğ edilen mükellefler, bu maddeye göre %20 oranında kesilen vergi ziyaı cezasına ilişkin ihbarnamelerin tebliği üzerine süresi içerisinde tarhiyat sonrası uzlaşma başvurusunda bulunabilir. Ancak, maddenin (b) fıkrası kapsamında ön tespite ilişkin yazı tebliğ edilen mükellefler, (ön tespitlerin, Vergi Usul Kanununun 359 uncu maddesinde yer alan fiillerle verginin ziyaa uğratıldığı durumlarda) bu madde uyarınca kesilecek vergi ziyaı cezası için uzlaşma başvurusunda bulunamaz.
PİŞMANLIK UYGULAMASI:
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun “Pişmanlık ve Islah” başlıklı 371 inci maddesinde; beyana dayanan vergilerde vergi ziyaı cezasını gerektiren fiilleri işleyen mükelleflerle bunların işlenişine iştirak eden diğer kişilerin kanuna aykırı hareketlerini ilgili makamlara kendiliğinden dilekçe ile haber vermesi hâlinde, haklarında aşağıda yazılı kayıt ve şartlarla vergi ziyaı cezası kesilmeyeceği hüküm altına alınmıştır.
- Mükellefin keyfiyeti haber verdiği tarihten önce bir muhbir tarafından herhangi resmi bir makama dilekçe ile veya şifahi beyanı tutanakla tevsik edilmek suretiyle haber verilen husus hakkında ihbarda bulunulmamış olması (Dilekçe veya tutanağın resmi kayıtlara geçirilmiş olması şarttır.).
- Haber verme dilekçesinin yetkili memurlar tarafından mükellef nezdinde haber verilen olayın ilgili olduğu vergi türüne ilişkin bir vergi incelemesine başlandığı veya olayın ve ilgili olduğu vergi türünün takdir komisyonuna intikal ettirildiği günden evvel (Kaçakçılık suçu teşkil eden fiillerin işlendiğinin tespitinden önce) verilmiş ve resmi kayıtlara geçirilmiş olması.
- Hiç verilmemiş olan vergi beyannamelerinin mükellefin haber verme dilekçesinin verildiği tarihten başlayarak onbeş gün içinde tevdi olunması.
- Eksik veya yanlış yapılan vergi beyanının mükellefin keyfiyeti haber verme tarihinden başlayarak onbeş gün içinde tamamlanması veya düzeltilmesi.
- Mükellefçe haber verilen ve ödeme süresi geçmiş bulunan vergilerin, ödemenin geciktiği her ay ve kesri için, 6183 sayılı Kanunun 51 inci maddesinde belirtilen nispette uygulanacak gecikme zammı oranında bir zamla birlikte haber verme tarihinden başlayarak onbeş gün içinde ödenmesi.
Pişmanlık uygulamasında temel şart, vergi idaresine bir ihbarda bulunulmamış olmasından, konunun vergi incelemesine veya takdir komisyonuna intikalinden önce, mükellefin kendiliğinden bir dilekçe ile vergi idaresine beyanda bulunmak suretiyle ve bu beyan ile tahakkuk ettirilen vergi ve pişmanlık zammını dilekçe tarihinden itibaren engeç 15 gün içinde ödemesidir. Bu şartlar yerine getirildiğinde, mükelleften vergi ziyaı cezası alınmamaktadır.
FARAZİ BİR ÖRNEKLE DURUM DEĞERLENDİRMESİ:
Örnek Olay: Sürekli bir vergi mükellefiyeti olmayan Vatandaş (A), 15.10.2019 tarihinde yine vergi mükellefiyeti bulunmayan Vatandaş (B) den 2.000.000 TL’ye bir arsa satın almış ve tapu tescil sırasında söz konusu arsa bedeli, emlak vergi değeri olan 100.000 TL gösterilerek bu bedel üzerinden % 2 şer oranda olmak üzere A ve B tarafından (2.000’er TL olmak üzere) toplam 4.000 TL tapu harcı ödenmiştir.
Vatandaş (A), (B)den satın aldığı bu arsayı Vatandaş (C) ye 04.08.2021 tarihinde 3.500.000 TL’ye satmış (Vatandaş (C) bu arsa için X bankasından 3.000.000 TL kredi kullanmış, kalanını nakit olarak ödemiştir.) ve bu satış işleminde tapu tescili sırasında söz konusu arsanın emlak vergi değeri olan 200.000 TL dikkate alınarak taraflar % 2 şer oranda olmak üzere A ve C tarafından (4.000’er TL olmak üzere) toplam 8.000 TL tapu harcı ödemişlerdir.
Vergi idaresi, Vatandaş A ve C’ye 01.08.2022 tarihinde; İZAHA DAVET tebligatları (İZAHA DAVET YAZISI) göndererek söz konusu arsanın devir işlemi sırasında 200.000 TL üzerinden tapu harcı ödenmiş olduğunu ancak, bankalardan yapılan araştırmalarda C’nin bu arsanın alımı için 3.000.000 TL kredi çekmiş olduğunu ve bu nedenle arsanın gerçek satış bedelinin 3.000.000 TL yerine 200.000 TL dikkate alınmış olması nedeniyle her bir tarafın (3.000.000 – 200.000) x % 2 = 56.000’er TL tapu harcını eksik ödediklerini ve bu hususa ilişkin izahta bulunmalarını istemiştir.
Vatandaş A ve C, kendilerine vergi idaresi tarafından izaha davet yazısının tebliğ edilmiş olması nedeniyle bu harç tutarını PİŞMANLIK müessesinden yararlanarak beyan etmeleri mümkün bulunmamaktadır. Vatandaş A ve C, 20.08.2022 tarihinde komisyona giderek, söz konusu durumun tapu idaresinde görevli memurun kendilerine emlak vergi değeri üzerinden işlem yapılmasının yeterli olduğu, bu tutarın altında kalmamak şartıyla beyan edecekleri bir tutar üzerinden harç hesaplanacağını bildirmesi ancak gerçek işlem bedelinin bildirilmesi gereği hakkında ayrı bir hatırlatma yapmaması üzerine böyle bir durumun oluştuğunu, konuya ilişkin mevzuatı bilmediklerini bu hususta tapu idaresinin kendilerine sağlıklı bilgi vermesi durumunda böyle bir sonucun oluşmayacağını ve eksik vergi beyan edilmiş olduğu kısmını kabul ettiklerini ve kendilerine gerçek satış bedeli olan 3.500.000 TL dikkate alınarak gerekli tarhiyatın ve ceza işlemin izaha davet kapsamında indirimli olarak yapılması talep etmişlerdir:
Bu izah üzerine, komisyon sekreteryası A ve C ye yeni bir yazı tebliğ ederek, eksik beyan edilmiş olan vergi ve izah zammını yazının tebliğ tarihinden itibaren 30 gün içinde ödemeleri koşuluyla kendilerinden % 20 oranında vergi ziyaı cezası aranılacağını bildirmiştir. Bu yazı üzerine A ve C ilgili vergi dairesine müracaatla, belirtilen süre içinde eksik kalan tapu harçlarını (3.500.000 – 200.000 =3.300.000 x%2=) 66.000’er TL, bu harç üzerinden hesaplanacak izah zammını ve % 20 oranındaki (66.000 x % 20=)13.200 TL vergi ziyaı cezasını tahakkuk ettirerek (66.000 – 13.200 =) 52.800 TL tutarındaki VERGİ ZİYAI CEZASI’ndan kurtulmuşlardır. A ve C daha sonra kendilerine % 20 oranında kesilen 13.200 TL lik vergi ziyaı cezalarını ayrı ayrı dilekçeleri ile 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 376 ncı maddesinde belirtilen CEZADA İNDİRİM imkanından da yararlanarak % 50 oranında daha cezada indirimden yararlanarak 6.600’er TL VERGİ ZİYAI CEZASI ödemesi yapmışlardır. Toplamda 66.000 TL Vergi Ziyaı Cezası ödemek yerine 6.600’er TL Vergi Ziyaı Cezası ödeme imkanını kullanmışlardır.
Vatandaş A, ayrıca Vatandaş B’den yapmış olduğu arsa alımı nedeniyle eksik ödemiş olduklarını değerlendirdiği tapu harcı tutarını cezasız olarak ödemek amacıyla, kendilerine henüz bir izaha davet yazısı tebliğ edilmeden önce, kendiliğinden ve PİŞMANLIK müessesesi kapsamında ilave beyanda bulunmuşlar ve her biri için eksik ödenen harç tutarı olan (2.000.000 – 100.000) x % 2 = 38.000 TL’yi ve pişmanlık zammı tutarını beyanlarından sonraki 15 günlük süre içinde ödemişlerdir. Bu davranışları nedeniyle vergi idaresi kendilerinden ayrıca vergi ziyaı cezası aramamıştır. Zira, bu işlemleri bakımından A ve B’nin kendilerine tebliğ edilen herhangi bir izaha davet yazısının olmadığı, konu hakkında vergi idaresine bir ihbarda, bildirimde bulunulmadığı, konunun ayrıca henüz takdir komisyonuna ve incelemeye sevk edilmemiş olduğu vergi dairesi kayıtlarından tetkik edilmiştir.
Vatandaş A, ayrıca 2.000.000 TL’ye aldığı söz konusu arsayı 5 yıl geçmeden 3.500.000 TL ye satmış olması nedeniyle oluşan değer artış kazancı (https://hazirbeyan.gib.gov.tr/#/deger-artisi-kazanci-hesaplama modülü kullanılmıştır)’nın istisna tutarı (2021 yılı için 19.000 TL) ve bu arsayı alım ve satım sırasında ödemiş olduğu toplam tapu harcını gider olarak ( (2.000.000 x %2=40.000) + (3.500.000 x %2=70.000) =110.000 TL düşüldükten sonra kalan 216.588,72 TL gelir vergisi matrahı üzerinden hesaplanan toplam 60.496,05 TL gelir vergisi için vergi dairesine pişmanlık ile beyanda bulunmuştur. Vergi idaresi mükellefe gönderilen ve tebliğ edilen izaha davet yazısında sadece tapu harcının eksik beyanına ilişkin tespitlerde bulunulduğunu, beyan dışı kalmış bir kazanç ile ilgili olarak bir tespitte bulunulmadığını ve bunun mükellefe tebliğ edilmediği hususunu göz önünde bulundurarak mükellefin pişmanlık dilekçesini işleme almış ve mükelleften sadece gelir vergisi, pişmanlık zammı tutarını talep etmiş, mükellef de bu tutarları beyanından sonraki 15 günlük süre içinde ödemiştir. Vergi dairesinin, gelir vergisi yönünden pişmanlık talepli başvuruyu kabul etmiş olmasının doğru olduğunu düşünmekteyim. Değerlendirmesini ayrıca sizlere bırakıyorum. (213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun “İzaha Davet” başlıklı 370 inci maddesinde “…Kendisine izaha davet yazısı tebliğ edilen mükellefler, davet konusu tespitle sınırlı olarak, bu Kanunun 371 inci maddesinde yer alan pişmanlık hükümlerinden yararlanamaz…” hükmüne yer verilmiştir.)
SONUÇ OLARAK;
İzaha davet müessesi vergisel yükümlülüklerini eksik yerine getiren mükellefler bakımından, uzun idari prosedürler (takdir komisyonu veya vergi incelemesi) gerektirmeden ve idare ile mükellef arasında hukuki ihtilafı büyük ölçüde ortadan kaldıracak şekilde vergi cezasında önemli indirimler sağlayan bir müessese olarak vergi mevzuatımızda yerini almaktadır. Bununla birlikte iyi niyetli ve vergisel yükümlülüğünü eksik yerine getirdiğini anlayan ve bunun pişmanlığı içinde olarak bu yükümlülüğünü uzun vergisel prosedürlere tabi olmadan hızlı ve kolay bir şekilde gidermek isteyen mükellefler için PİŞMANLIK müessesesi de vergi mevzuatımızdaki kritik yerini halen koruyor. İzaha davet yazısı gönderilmeden önce eksik beyanların pişmanlık yoluyla bildirimi ve ödenmesi halinde vergi ziyaı cezası tamamen alınmamaktadır. Bu yönüyle mali danışmanlarınızla mutlaka görüşerek bu vergisel avantajlardan süresinde yararlanmanızı tavsiye ederim.
Abdullah KİRAZ
YMM / Bağımsız Denetçi
https://www.dunya.com/kose-yazisi/izaha-davet-ve-pismanlik-uygulamasi/668869