16/4/2018 tarihinden bu yana bir işyerinde çalışıyorum. SGK’dan genel sağlık sigortası prim borçlarımın olduğu ve bu borçların ödenmesi için bir yazı geldi. Halen aktif olarak çalışıyorum, ne yapmam gerekir? Hakan K.
Genel sağlık sigortası (GSS) uygulamasına 1/1/2012 tarihinden itibaren başlanılmış olup, 1/1/2012 tarihinden itibaren bakmakla yükümlü olunan kişi kapsamında olmayan ve sosyal güvencesi bulunmayan 18 yaşından büyük vatandaşlar genel sağlık sigortası kapsamına alınmışlardır.
Genel sağlık sigortası uygulaması zorunlu olduğundan, kapsama giren vatandaşlar istesinler veya istemesinler GSS kapsamına dahil edilmişlerdir.
Genel sağlık sigortası kapsamına alınan vatandaşlar brüt asgari ücretin %3’ü üzerinden prim ödemek üzere (2022/Temmuz ayından itibaren 194,13 TL) tescil edilmekte, sonrasında Kurumca gönderilen tebligat üzerine bir aylık süre zarfında sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakfına başvurarak, yapılacak gelir testi sonucu aile içinde kişi başına düşen gelir miktarı brüt asgari ücretin üçte birinden az çıktığı takdirde GSS primleri devlet tarafından karşılanmaktadır.
Ne var ki genel sağlık sigortası kapsamına alınmış olan vatandaşlara zorunlu GSS kapsamına alındıklarına dair yazılar kimi zaman ilerleyen tarihlerde, hatta sigortalı olarak çalışmaya başladıkları tarihten sonra dahi gönderilebilmektedir.
Genel sağlık sigortası kapsamına alındıklarına dair SGK tarafından gönderilen tebligatı alan kişilerin, gelir testine başvurmaları gereken sözkonusu bir aylık süre içinde zorunlu GSS kapsamı dışına çıkmaları veya GSS kapsamı dışındaki (60/g’den) farklı bir statüden sigortalı olmaları durumunda gelir testi yaptırmaları mümkün bulunmamaktadır. Bu durumdaki, vatandaşların gelir testine başvurmaları gereken bir aylık süre 2019/17 sayılı Genelgeye göre, SGK tarafından ikinci bir tebligat gönderilmeden zorunlu GSS kapsamına alındıkları tarihten itibaren yeniden başlatılmaktadır.
Sigortalı olarak çalışmakta iken işten ayrılan sigortalılar işten ayrıldıkları tarihten önceki son bir yıl içinde adlarına 30 gün SGK primi yatırılmışsa 10 gün daha, 90 gün SGK primi yatırılmışsa 10+90 gün daha sağlık hizmeti alabildiklerinden, zorunlu GSS kapsamına da 10 veya 90+10 günlük sürenin bittiği tarihten itibaren dahil edilmektedir. Bu bakımdan sigortalı olarak çalışırken kendilerine GSS yazısı tebliğ edilen ve geliri düşük olan vatandaşların gelir testi yaptırabilmeleri için sigortalı çalıştıkları işyerinden ayrıldıktan sonraki sözkonusu 10 günlük veya 90+10 günlük sürenin sona ermesinin ardından bir aylık süre içinde sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakfına müracaat etmeleri gerekiyor.
Gelir testi başvurusunun SGK tarafından gönderilen yazının tebliğinden itibaren bir aylık süre geçirildikten sonra yapıldığı ve gelir testi sonrası aile içinde kişi başına düşen gelir miktarının asgari ücretin üçte birinden az çıktığı durumlarda ise gelir testine başvurulan tarihten sonraki primler devlet tarafından karşılanacağından, başvuru tarihine kadar tahakkuk eden primlerin sigortalı tarafından ödenmesi gerekecektir.
Diğer taraftan, her ne kadar sigortalı olarak çalışmakta olan vatandaşların son bir yıl içinde 30 prim gün sayıları varsa GSS borçları provizyon almalarına engel olmasa da GSS kapsamına alınan vatandaşlar adına tahakkuk eden sigorta primlerinin süresi içinde ödenmemesi halinde günlük olarak gecikme zammı tahakkuk ettirildiğinden, GSS prim borçlarının e-Devlet uygulamalarında yer alan “Genel Sağlık Sigortası Tescil ve Prim Borcu Sorgulama” ekranından sorgulanması ve banka kanalıyla ödenmesi mümkün bulunmaktadır.
İHBAR TAZMİNATI İŞÇİNİN YILLIK İZİN ÜCRETİNDEN KESİLEBİLİR Mİ?
İstifa eden bir işçimizin hakkedilmiş yıllık izni var. İhbar tazminatını işçinin yıllık izin ücretinden mahsup edebilir miyiz? Meryem D.
İşçinin önceden haber vermeksizin işten ayrılması halinde, işveren işçiden ihbar süresine ilişkin ücret tutarında tazminat talep edebilecektir.
Ancak bu durumda Borçlar Kanunu’nun 407. maddesinde yer alan; “İşveren, işçiden olan alacağı ile ücret borcunu işçinin rızası olmadıkça takas edemez. Ancak, işçinin kasten sebebiyet verdiği yargı kararıyla sabit bir zarardan doğan alacaklar, ücretin haczedilebilir kısmı kadar takas edilebilir.
Ücretin işveren lehine kullanılacağına ilişkin anlaşmalar geçersizdir.”
Hükmüne istinaden, işveren ihbar tazminatını işçinin rızası olmadığı takdirde işçi alacaklarından mahsup edemez. Hatta iş sözleşmesine böyle bir hüküm konulmuş olsa bile, bu hüküm geçersiz kabul edilmektedir.
İşçinin ücret kesintisine rıza göstermemesi ve ihbar tazminatını da ödememesi halinde işveren önce arabulucuya, ardından yargı yoluna başvurabilecektir. Eyüp Sabri Demirci