Tüm ülkelerde olduğu gibi Türkiye’de de emekli olunca alacağımız aylık, çalışırken kazandığımız maaşla aynı olmuyor. Yani emekli olduğumuzda hak ettiğimiz aylık azalıyor. Ancak emekli aylığının daha da azalmasını engellemek mümkün. Bu detaylara girmeden önce emekli aylığı nasıl hesaplanıyor ona bakalım.
Nasıl hesaplanıyor?
Emekli aylıklarının hesaplanması yönteminde de memur, kendi hesabına çalışan ve işçi ayrımı söz konusu. Bunun yanı sıra çeşitli dönemlerde yapılan sosyal güvenlik reformları ile sadece emekli olma yaşı değil emekli aylığı hesaplama yöntemleri de değiştiği için birkaç farklı hesap dönemi var. Bu dönemler 2000 yılı öncesi dönem, Ocak 2000 ile Ekim 2008 arası dönem ve Ekim 2008 sonrası dönem olarak üçe ayrılmakta.
2000 yılından itibaren çok temel olarak emekli aylıklarının hesaplanmasındaki formül şu şekilde:
Emekli aylığı:
Aylık bağlama oranı X ortalama aylık kazanç.
Ortalama aylık kazanç, kişinin her yıla ait prime esas kazançlarının, kazancın ait olduğu yıldan emekli aylığı talep edilen tarihe kadar güncelleme katsayısı ile güncellenmesiyle bulunuyor. Bu şekilde bulunan ortalama aylık kazanç aylık bağlama oranı ile çarpılıyor ve ortaya emekli aylığı çıkıyor. Ocak 2000 ile Ekim 2008 arası dönem için güncelleme katsayısında büyüme hızının tamamı dikkate alınmakta iken Ekim 2008 sonrası dönemde
büyüme hızının sadece yüzde 30’u
güncelleme katsayısında dikkate alınıyor.
2000 yılı öncesi
2000 yılından önceki çalışmalar için ise emekli aylığı formülü şu şekilde:
Memur maaş katsayısı X gösterge X aylık bağlama oranı.
Düşükten prim ödeyenler açısından gerek 1 Ocak 2000 tarihi öncesindeki aylık bağlama oranının yüksek belirlenmesi, gerekse alt sınır aylık uygulamasının bulunması nedeniyle
Ekim 2008 dönemi öncesine ait çalışmaların emekli aylığına etkisi yüksek oluyor. Yani 2000 öncesi çalışması çok olan kişinin az olana göre emekli aylığı yüksek oluyor. 2000 sonrası dönemde ortalama aylık kazancın hesaplanmasında güncelleme katsayısı ve TÜFE ile gayri safi yurt içi hasıla gelişme hızının tamamı dikkate alınmakla birlikte bu dönemin aylık bağlama oranı 2000 yılı öncesi döneme göre daha düşük belirlendiği için aylık miktarı da düşük oluyor.
Ancak 1 Ekim 2008 sonrasında aylık bağlama oranı eski dönemlere göre daha da düşürüldüğü ayrıca ortalama aylık kazanç hesaplanırken gayri safi yurt içi hasıla gelişme hızının tamamı değil yüzde 30’u dikkate alındığı için en düşük emekli aylıkları bu dönemde ortaya çıkıyor. Bunda Ekim 2008 dönemi sonrası çalışmalar için eski alt sınır aylığının uygulanmamasının da ciddi payı var. Dolayısıyla Ekim 2008 sonrası çalışmaların emekli aylığına etkisi daha az hatta düşükten prim ödeyenler için negatif oluyor. Bunun sonucunda diğer dönemlerdeki çalışmaları daha fazla olan kişilerin bir an önce emekli olmaları onlara daha yüksek bir emekli aylığının bağlanmasını sağlayabiliyor.
Memur emekli aylığı nasıl hesaplanıyor?
Memurlar emekli aylıkları en rahat hesaplanan grup. Memurun emekli aylığını memurun derecesi, kademesi, hizmet süresi ve ek göstergesi belirliyor. Memurların emekli aylığını en çok etkileyen husus ise ek gösterge. Bu da memurun görevine ve unvanına göre belirleniyor.
Ekim 2008’den önce göreve başlayan memurların emekli aylığı hesaplamasında gösterge ve katsayı sistemi esas alınıyor.
Bu hesaplamaya göre 25 yıl hizmet vermiş memurun aylık bağlama oranı yüzde 75. Yani ortalama aylık kazancın yüzde 75’i emekli aylığı olarak bağlanıyor.
Ekim 2008 sonrası ilk kez sigortalı olan memurlar 25 yıl çalışmaları karşılığı ancak ortalama aylık kazançlarının yüzde 50’sini yani yarısını emekli aylığı olarak alabiliyorlar. Dolayısıyla bu durum, eski memurların emekli aylıkları ile yeni memurların emekli aylıkları arasında ortalama yüzde 30’luk bir fark doğmasına neden oluyor.
Bağ-Kur’luların emekli aylığı nasıl hesaplanıyor?
Bağ - Kur’luların emekli aylıklarının hesaplanmasında aynı SSK’lılar gibi üç dönem çalışmaları ve bu çalışmaların karşılığında belirlenen aylık bağlama oranı söz konusu. Bu çerçevede Bağ - Kur’lular da 2000 öncesi dönemde yüksek gelir düzeyi üzerinden yani yüksek basamaktan prim ödemişler ise emekli maaşları daha yüksek oluyor. 1 Ekim 2008 sonrasında ise Bağ Kur’luların da emekli aylıkları ne yazık ki daha düşük hesaplanıyor. Bu nedenle emekli aylığının yüksek olmasını isteyen Bağ - Kur sigortalılarının prime esas kazançlarını yükseltmeleri, yüksekten prim ödemeleri menfaatlerine olacak.
Eski SSK’lıların emekli aylığı...
SSK’lıların emekli aylığı hesaplamasında ise üç ayrı dönem ve üç ayrı hesap var.
- 2000 yılından önceki çalışmalar için gösterge sistemi esas alınıyor. Bu dönemde aylık bağlama oranı yüksek. Bu dönem içerisinde ne kadar çok prim ödenmiş ise emekli aylığı o kadar yüksek oluyor.
- İkinci dönem; 2000 sonrası ile 2008 Ekim ayı öncesi dönem: Bu dönemde aylık hesabında gösterge sistemi yerine TÜFE ve gelişme hızının birlikte dikkate alındığı güncelleme katsayısı sistemi uygulanıyor. Bu tarihler arasında aylık bağlama oranı düşük olduğu için ödenen primlerin etkisi biraz daha az.
- Üçüncü dönem; 1 Ekim 2008 sonrası dönem: Bu dönemde en düşük aylık bağlama oranı ortaya çıkıyor. Çünkü bu dönemdeki hesaplamalarda güncelleme katsayısı hesaplanırken gayri safi yurt içi hasıla gelişme hızının yüzde 30’u dikkate alınıyor. Dolayısıyla üç dönem içerisinde en düşük aylık bağlama oranı bu dönemde oluşuyor.
Eski SSK’lıların şimdiki adıyla 4/a’lıların emekli aylıkları da bu şekilde üç dönemdeki aylık bağlama oranları ve ortalama aylık kazançları üzerinden hesaplanıyor. Ancak aylık bağlama oranı hesaplanmasındaki farklılık dolayısıyla düşükten prim ödeyenler açısından 2000 öncesi dönemlerdeki çalışmaların karşılığı en yüksek, 2000 sonrası ile Ekim 2008 öncesi dönemdeki çalışmaların karşılığı daha düşük ve Eylül 2008 sonrası çalışmaların karşılığı en düşük aylık bağlama oranı üzerinden hesaplanıyor ve emekli aylığını etkiliyor.
Belirtmek lazım, yüksekten prim ödeyenler açısından da 2000 ile 2008 dönemleri arası en avantajlı dönem, 2008 sonrası dönem de 2000 öncesi döneme göre daha fazla emekli aylığı ödenmesini sağlıyor. Bunun en büyük nedeni 2000 yılından önce yüksekten prim ödeyenlere düşükten prim ödeyenlere nispeten düşük maaş bağlanması sosyal güvenlik reformu ile getirilen değişiklikler daha çok sistemin ekonomik dengesini gözettiği için emekli aylıkları eskiye nazaran düşük olacak. Bu nedenle emeklilikte gelir desteği sunacak bireysel emeklilik gibi sistemlerin tercih edilmesinde fayda var. Bu şekilde emeklilikteki maaş düşmesi ile mücadele etmek için ek bir gelir yaratılmış olacaktır.
Emekli aylığı çalıştıkça düşüyor mu?
Aylık bağlama oranı bakımından üç dönemin söz konusu olduğunu ifade etmiştik. Birinci dönem 31.12.1999 öncesi dönem; bu dönemde aylık bağlama oranı göstergeden aylık hesaplanacaklar için 25 yıl sigortalılık süresi üzerinden ele alınırsa yüzde 76 olarak belirlenmişti. Bu dönemde 3600 gün üzerinden emekli olanların da aylık bağlama oranı yüzde 70’ti.
İkinci dönem 1.1.2000 ve 30.09.2008 arası dönem. Bu dönemde aylık bağlama oranı 25 yıllık sigortalılar için yüzde 65’e geriledi. Üçüncü dönem 1.10.2008 sonrası dönem; 5510 sayılı Sosyal Sigortalar Yasası’yla 25 yıl sigortası olanların aylık bağlama oranı yüzde 50’ye düşürüldü.
Emekli aylığını yükseltmek mümkün mü?
Emekli aylığını düşürmeyecek aksine yükseltecek en basit çözüm prime esas kazanç tutarının yüksek gösterilmesi. Yani SGK’ya yüksek ücret seviyesinden prim yatırmak. Dolayısıyla çalışanların sık sık kendi adlarına SGK’ya yatırılan primleri takip etmeleri gerekiyor. İşverenlerinin gerçek ücretleri üzerinden prim yatırıp yatırmadığını kontrol etmek sigortalı açısından çok önemli. Aksi takdirde emeklilik vakti geldiğinde hayal kırıklıkları yaşanabilir.
Emekli aylığını yükseltecek bir diğer yöntem ise Ocak 2000 dönemi öncesi askerlik, doğum ve yurt dışı borçlanmaları. Bu dönem için borçlanma yapılırsa, bir de tavandan yani en yüksekten ödeyerek borçlanılırsa emekli aylığını yükseltmek mümkün. Askerlik borçlanmasının emekli aylığına etkisi, prim ödeme gün sayısı, askerlik yapılan dönem ve göstergeye bağlı olarak değişiyor. Cem Kılıç