Vergi mahkemeleri, idari yargının özel görevli, idare mahkemeleri ise genel görevli yargı mercileridir. Bir başka deyişle; vergi ihtilafları, idari yargı manzumesi içerisinde vergi mahkemelerinde görülmektedir. Vergi mahkemelerinin görev alanı, 2576 sayılı Kanunun 6. maddesinde, “Genel bütçeye, il özel idareleri, belediye ve köylere ait vergi, resim ve harçlar ile benzeri mali yükümler ve bunların zam ve cezaları ile tarifelere ilişkin davalar ile bu konularda 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun uygulanmasına ilişkin davalar ve çeşitli kanunlarla özel olarak görev verilen davalar” şeklinde belirlenmiştir.
İdari Yargılama Usulü Kanununa göre, vergi mahkemelerinde dava açma süresi otuz gün olarak belirlenmiştir. Dolayısıyla genel süre, otuz gündür. İkmalen, re’sen veya idarece yapılacak tarhiyatlarla, idarece düzeltme yoluyla re’sen yapılan tarhiyatlara, ihtirazi kayıtla yapılan beyanlara veya tahakkuklara yahut kesilen cezalara karşı açılacak davalarda bu süre uygulanır.
Ancak Kanun, vergi mahkemelerinde açılacak davalarda süreyi belirlerken özel kanunlarda yer alan düzenlemeleri saklı tutmuştur. Nitekim pek çok kanunda konumuzu ilgilendiren sürelere rastlamak mümkündür. İşte örnekleri:
6183 sayılı Kanunda ödeme emrine karşı açılacak davalar, 15 günlük süreye tabi tutulmuştur. Yine 6183 sayılı Kanunda, haklarında ihtiyati haciz uygulanan kişilerin ihtiyati hacze karşı dava açma süresi 15 gün, haklarında ihtiyati tahakkuk uygulanan kişilerin ihtiyati tahakkuka karşı ihtiyati hacizle birlikte dava açma süresi de 15 gündür.
Aleyhlerine tarhiyat yapılanların uzlaşma yoluna gitmeleri ve uzlaşmanın vaki olmaması halinde, uzlaşmanın vaki olmadığına dair tutanağın kendilerine tebliğinden itibaren dava açabilirler. Burada dava açma süresinin kısaca, 15 gün olduğunu söyleyebilirim (VUK. ek madde 7).
Dava açma süresi içerisinde dava açmak yerine –koşulları varsa- düzeltme talep eden mükelleflerin, düzeltme taleplerinin açıkça veya 30 günlük sürede cevap verilmemek suretiyle zımnen reddedilmesi halinde dava açma süresi, 30 günlük dava açma süresinden düzeltme talep etmek için harcanan gün sayısının düşülmesi suretiyle hesaplanır.
Buna karşılık dava açma süresi de geçtikten sonra –koşulları varsa- düzeltme talep eden mükelleflerin, düzeltme taleplerinin açıkça veya 30 günlük sürede cevap verilmemek suretiyle zımnen reddedilmesi halinde, red işlemine karşı şikayet yolu ile Maliye Bakanlığına müracaat etmeleri ve taleplerinin Maliye Bakanlığınca da açıkça veya 30 günlük sürede cevap verilmemek suretiyle zımnen reddedilmesi halinde dava hakkı doğar. Düzeltme talebinin reddi dolayısıyla açılacak bu gibi davalarda ise dava açma süresi yine 30 gündür.
Vergi hukuku ile ilgili Cumhurbaşkanı Kararı veya Genel Tebliğ gibi genel düzenleyici işlemlere karşı doğrudan açılacak davalarda görevli mahkeme, Danıştay’dır. (Danıştay Kanunu md. 24) Danıştay’da görülecek bu tür soyut veya objektif iptal davalarında dava açma süresi ise 60 gündür (İYUK md. 7).
Süre düzenlemeleri, bu kadar değildir. İstihkak iddiası, üçüncü şahıs haciz ihbarnamesine karşı dava süresi, emlâk vergisi ile ilgili bina m² değerleri ile arsa değerleri ile ilgili itiraz / temyiz süreleri hep özel süreler içermektedir.
Tatil günleri sürelere dahildir. Ancak bu sürelerin son gün, resmi tatil gününe denk gelirse süre, tatili izleyen ilk iş gününün mesai saati bitimine kadar uzar. Bu sürelerin son günün adli tatile rast gelmesi halinde, İdari Yargılama Usulü Kanunda belirlenmiş olanlarında süre, ara vermenin sona erdiği günü izleyen tarihten itibaren yedi gün uzamış sayılır (İYUK md.8/3). Diğer kanunlarda yazılı süreler ise uzamaz. Ancak aksi yönde içtihatlarda vardır.
Adli tatil gibi mali tatil de dava açma sürelerini uzatmaktadır. Tebliğ tarihi itibariyle mali tatil adli tatille birleşirse, 30 günlük dava açma süresi 99 güne kadar çıkabilmektedir. Örneğin 2 Haziran da tebliğ edilen bir ihbarnameye karşı dava açma süresi 7 Eylül tarihine kadar uzayabilmektedir. Bu ihbarname iki gün önce tebliğ edilse idi dava açma süresi 30 gün sonra dolacaktı.
Bu sürelerin son günün idari tatil veya idari izin olarak adlandırılan günlere gelmesi halinde ise, sürenin tatili izleyen ilk iş günü mesai saati bitimine kadar uzayıp uzamayacağı net değildir. Ancak genelde uzamadığı kabul edilmektedir.
Bu süreler genelde yazılı bildirimin yapıldığı tarihi, elektronik ortamda yapılan tebliğlerde bildirimin yapıldığı tarihi izleyen 5. günü izleyen günden itibaren işlemeye başlamaktadır. Tahakkuku tahsile bağlı olan vergilerde tahsilatın, tevkif yoluyla alınan vergilerde istihkak sahiplerine ödemenin yapıldığı, tescile bağlı vergilerde tescilin yapıldığı tarihi izleyen günden itibaren dava açma süreleri başlamaktadır.
Görüldüğü gibi basit bir süre konusu mevzuatta bir hayli karmaşık hale getirilmiştir. Bu süreler, hak düşürücü sürelerdir. Bu süreleri saptayan kanunlarda bu sürelerin nasıl belirlendiğine ilişkin hiçbir gerekçe açıklaması da yoktur. Bu sürelerin hak kaybına yol açmaması için rastgele belirlenmiş süreler olmaktan çıkartıp, olabildiğince standartlaştırılması gerekmektedir. Bumin Doğrusöz
https://www.dunya.com/kose-yazisi/vergi-yargisinda-dava-acma-sureleri/657553