Danıştay VDD |
Tarih : 10.02.2021 |
Esas No : 2019/1030 |
Karar No : 2021/79 KDVK Md. 29, 30 |
BİNEK OTOMOBİL KİRALAMA FAALİYETİNDE KULLANILAN OTOMOBİLLERİN SATILMASI HALİNDE KDV İADESİ |
Binek otomobil kiralama faaliyetiyle uğraşan davacı tarafından işletmede kullanılmak üzere satın alınan otomobillerin %1 vergi oranı uygulanarak satılması halinde indirim konusu yapılamayan fark verginin iade konusu yapılabileceği, binek otomobillerin işletme olarak kullanıldığından ve bu nedenle de verginin itfa edilmiş olduğunun kabulü gerektiği varsayımından hareketle tesis edilen işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı hk.
İstemin Konusu: İstanbul 10. Vergi Mahkemesi’nin ısrar kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Dava Konusu İstem: Davacı tarafından, 2011 yılında indirimli orana tabi teslimler nedeniyle yüklenilen ancak ilgili dönemlerde indirim yoluyla giderilemeyen katma değer vergilerinin 2012 yılının Kasım dönemine ait katma değer vergisi beyannamesi ile iadesi talebiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin işlemin iptali ile 7.178.267,04 TL katma değer vergisinin yeminli mali müşavir raporunun vergi dairesine sunulduğu tarihi takip eden üç aylık sürenin sonundan itibaren hesaplanacak gecikme faizi ile birlikte iadesine karar verilmesi istemiyle dava açılmıştır.
İstanbul 10. Vergi Mahkemesi’nin 27.06.2014 tarih ve E.2013/3319, K.2014/1631 sayılı kararı:
3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun "İndirilemeyecek Katma Değer Vergisi" başlıklı 30. maddesinin birinci fıkrasının (b) işaretli bendinde, faaliyetleri kısmen veya tamamen binek otomobillerinin kiralanması veya çeşitli şekillerde işletilmesi olanların bu amaçla kullandıkları hariç olmak üzere işletmelere ait binek otomobillerinin alış vesikalarında gösterilen katma değer vergisinin indirilemeyeceği düzenlenmiştir.
Bu hükmün değerlendirilmesinden, faaliyetleri otomobil kiralaması olan firmaların bu amaçla kullandıkları araçlara ait alış vesikalarında gösterilen katma değer vergilerini faaliyet alanlarına ilişkin yüklenilen katma değer vergilerinden indirilebilecekleri sonucu ortaya çıkmakla birlikte ihtilaf, araç alımı esnasında ödenen katma değer vergisi oranının %18, kiralama süresi içinde hesaplanan ve tahsil edilen katma değer vergisi oranının %18, kira süresi sonunda araçların satışı esnasında hesaplanan ve tahsil edilen katma değer vergisi oranının ise indirimli oran uygulaması çerçevesinde %1 olması nedeniyle indirime konu edilemeyip yüklenilen fark verginin iadesinden kaynaklanmaktadır.
3065 sayılı Kanun’un 29. maddesinin ikinci fıkrasında, indirimli orana tabi teslim ve hizmetlerin gerçekleştiği vergilendirme döneminde indirilemeyen verginin muhtelif borçlara mahsuben iade edileceği, yılı içinde mahsuben iade edilemeyen verginin ise nakden iade edileceği düzenlenmiş olup bu düzenlemeden anlaşılacağı üzere, indirimli oranda vergilendirilen mal teslimi ve hizmet ifası için yüklenilen verginin bir yıl içinde indirilememesi halinde indirilemeyen vergiden yıl içinde teslim ve hizmetlerin bünyesine giren kısmın iadesi gerektiği açıktır.
Olayda, binek otomobil kiralama ve ikinci el araç satışı faaliyetiyle uğraşan davacı tarafından otomobil alımı esnasında genel oranda yüklenilen katma değer vergisi (%18) ile otomobilin satışı esnasında indirimli oranda hesaplanan katma değer vergisi (%1) arasında oluşan farkın iadeye konu edilmesine yasal bir engel bulunmamaktadır.
Davacı tarafından yeminli mali müşavir tasdik raporu ile başvuruda bulunulmasına rağmen, idarece gerekli incelemeler yapılmaksızın ve gerçek durum ortaya konulmaksızın, binek otomobillerin işletme olarak kullanıldığından ve bu nedenle de verginin itfa edilmiş olduğunun kabulü gerektiği varsayımından hareketle tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uyarlık görülmemiştir.
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 112. maddesinin 5. fıkrasında, vergi kanunları uyarınca iadesi gereken vergilerin, ilgili mevzuatı gereğince mükellef tarafından tamamlanması gereken bilgi ve belgelerin tamamlandığı tarihi takip eden üç ay içinde iade edilmemesi halinde, bu tutarlara üç aylık sürenin sonundan itibaren düzeltme fişinin mükellefe tebliğ edildiği tarihe kadar geçen süre için aynı dönemde 6183 sayılı Kanun’a göre belirlenen tecil faizi oranında hesaplanan faiz ile birlikte mükellefe iade edileceği düzenlenmiştir. Bu düzenleme uyarınca dava konusu katma değer vergisi iade alacağının, yeminli mali müşavir tasdik raporunun idareye sunulduğu tarihi takip eden üç ayın sonundan itibaren tecil faizi oranında hesaplanacak faizi ile birlikte davacıya iadesi gerekmektedir.
Vergi mahkemesi bu gerekçeyle dava konusu işlemin iptali ile 7.178.267,04 TL katma değer vergisi iade alacağının yeminli mali müşavir tasdik raporunun vergi dairesine sunulduğu tarihi takip eden üç aylık sürenin sonundan itibaren tecil faizi oranında hesaplanacak faizi ile birlikte davacıya iadesine karar vermiştir.
Davalının temyiz istemi istemini inceleyen Danıştay Dördüncü Dairesinin 20.12.2017 tarih ve E.2016/3418, K.2017/8683 sayılı kararı:
Davacı şirketin 2007 yılında aktifinde kayıtlı olan %18 oranında katma değer vergisi ödeyerek satın aldığı otomobilleri, 3065 sayılı Kanun’un 28. maddesinin verdiği yetki uyarınca Bakanlar Kurulunca belirlenen %1 oranındaki katma değer vergisini tahsil ederek 2011 yılında sattığı, bu suretle ortaya çıkan indirimli orana tabi araç satışlarından doğan iade alacakları için 20.03.2013 tarih ve 53 sayılı yeminli mali müşavir katma değer vergisi inceleme ve tasdik raporunun düzenlendiği, davacının katma değer vergisinin iadesi yolundaki isteminin yüklenilen vergilerin telafi edilmiş olduğunun kabulü gerekeceği yolundaki 14.06.2013 tarih ve 11363 sayılı işlemle reddedilmesi üzerine görülmekte olan davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 28, 29 ve 30. madde hükümlerine göre binek otomobillerin iktisabında yüklenilen vergilerin indirim konusu yapılabilmesi için otomobilin işletme olarak kullanılması gerektiği açıktır. Otomobilin katma değer vergisi hesaplanmasını gerektirecek biçimde işletme olarak kullanılmış kabul edilebilmesinin de alış sırasında yüklenilen vergilerin işletme olarak kullanılması nedeniyle tahsil edilen vergilerle telafi edilmiş olmasına bağlı olduğundan dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
Daire bu gerekçeyle kararı bozmuştur. Davacının karar düzeltme istemini reddetmiştir.
İstanbul 10. Vergi Mahkemesi’nin 11.04.2019 tarih ve E-.2019/487, K.2019/709 sayılı ısrar kararı:
Vergi mahkemesi, aynı hukuksal nedenler ve gerekçeyle ısrar etmiştir.
Temyiz Edenin İddiaları: Dava konusu işlemin idari davaya konu olabilecek kesin ve yürütülmesi gereken işlem niteliğinde olmadığı, ayrıca davacının iade talebinin Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 29/2. maddesi kapsamında değerlendirilemeyeceği belirtilerek aksi yönde verilen ısrar kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
Karşı Tarafın Savunması: Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.
Karar: Dayandığı hukuksal nedenler ve gerekçesi yukarıda açıklanan ısrar kararı, aynı hukuksal nedenler ve gerekçe ile Kurulumuzca da uygun bulunmuş olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, kararın bozulmasını gerektirecek durumda görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle; davalının temyiz isteminin reddine, İstanbul 10. Vergi Mahkemesi’nin ısrar kararının onanmasına, 2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, oybirliğiyle karar verildi.