Geçen hafta Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Ekim 2021 dönemine ilişkin enflasyon verilerini açıkladı. TÜİK’in açıkladığı enflasyon rakamlarının gerçeği yansıtmadığına yönelik ciddi eleştiriler bulunmakta. Vatandaşın hissettiği enflasyonla TÜİK’in istatistiklerinin uyuşmadığı ortada, ancak bu tartışmayı bir kenara bırakıp bugün enflasyon rakamlarının vergi dünyamızdaki etkilerine odaklanacağım.
Konunun teknik detaylarına girmeden önce TÜİK’in Ekim 2021 dönemine ilişkin açıkladığı yurt içi üretici fiyat endeksi (Yİ-ÜFE) rakamlarını aşağıda özetliyorum. Söz konusu tablo incelendiğinde enflasyon rakamlarının yükselişe geçtiği görülmektedir. 2002 yılından sonra ilk defa bu kadar yüksek Yİ-ÜFE rakamlarıyla karşı karşıya kaldığımız gibi TÜFE ile Yİ-ÜFE arasındaki fark da tıpkı 1994, 2001 krizlerinde olduğu gibi tarihi zirveleri zorlamaktadır.
Ekim 2021 Endeksi (2003 =100) |
780.45 |
Bir önceki aya göre değişim oranı (%) |
5.24 |
Bir önceki yılın Aralık ayına göre değişim oranı (%) |
37.34 |
Yıllık değişim (bir önceki yılın aynı ayına göre değişim) (%) |
46.31 |
On iki aylık ortalamalara göre değişim oranı (%) |
36.20 |
TÜİK’in açıkladığı enflasyon rakamlarının (Yİ-ÜFE) vergi uygulamalarında iki önemli etkisi bulunmaktadır. İlk etki, Vergi Usul Kanunu (VUK)’nun mükerrer 298/B maddesi uyarınca yeniden değerleme oranının belirlenmesidir. Söz konusu madde uyarınca, yeniden değerleme oranı yeniden değerleme yapılacak yılın Ekim ayında (Ekim ayı dahil) bir önceki yılın aynı dönemine göre meydana gelen ortalama fiyat artış oranıdır (Yukarıdaki tablodaki on iki aylık ortalamalara göre değişim oranı). Bu tanım uyarınca, 2022 yılında uygulanacak olan yeniden değerleme oranı %36 olacaktır. Ancak bu oranın uygulanması için Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın oranı bir genel tebliğ ile Resmi Gazete’de ilan etmesi gerekmektedir.
VUK’un mükerrer 414. maddesi uyarınca, VUK’ta yer alan maktu hadler ile asgari ve azami miktarları belirtilmiş olan para ile ödenecek ceza miktarları, her yıl bir önceki yıla ilişkin olarak belirlenen yeniden değerleme oranında artırılmak suretiyle uygulanır. Cumhurbaşkanı, bu suretle tespit edilen had ve miktarları yarısına kadar artırmaya veya indirmeye yetkilidir. Benzer bir hüküm Motorlu Taşıtlar Vergisi Kanunu’nun 10. maddesinde de bulunmaktadır.
Beyana dayanmayan birçok mali yükümlülük yeniden değerleme oranı ile otomatik olarak artmaktadır. Maktu damga vergileri ve harçlar, idari para cezaları, emlak vergisi, değerli konut vergisi, çevre temizlik vergisi, motorlu taşıtlar vergisi, değerli kağıt bedelleri gibi yükümlülükler bu nevidendir. Bu nedenle, yüksek bir yeniden değerleme oranı önümüzdeki yıl daha fazla vergi ödenmesi anlamına gelmektedir. Yeniden değerleme oranı, vergi kanunları başta olmak üzere çeşitli kanunlarda yer alan parasal değerlerin de otomatik olarak güncellenmesine hizmet eder. Ayrıca, vergi kanunlarında yer alan birçok istisnanın sınırı veya giderleştirilmesine izin verilen tutarlar da yeniden değerleme oranıyla güncellenmektedir. Örneğin, vergiden muaf esnaf sınırı, gayrimenkul sermaye iratlarında, çalışanlara sağlanan yemek ve yol yardımında gelir vergisi istisnası sınırı, engellilere yönelik indirim, binek otomobili giderlerinden kazançtan indirimi kabul edilen amortisman, ÖTV, KDV tutarı, basit usule tabi olmanın şartları, gelir vergisinden istisna değer artış kazanç ve arızi kazanç tutarı, gelir vergisi tarife dilimleri, vergiye uyumlu mükelleflere yönelik vergi indiriminin üst sınırı, damga vergisi üst sınırı, veraset ve intikal vergisi tarifesi ile istisna tutarları her yıl yeniden değerleme oranı dikkate alınarak belirlenmektedir.
Açıklanan enflasyon rakamlarının vergi uygulamasında ikinci etkisi ise enflasyon düzeltmesi veya yeniden değerleme yapılmasıdır. Vergisel amaçla hazırlanan bilançoda yer alan kalemler genellikle tarihi maliyetler üzerinden gösterilir. Yüksek enflasyonun bilanço üzerindeki olumsuz etkilerini gidermek için eskiden uygulanan yeniden değerleme müessesi 2003 yılında kaldırılarak enflasyon düzeltmesi uygulamasına geçilmişti. Konuya ilişkin yasal düzenlemeler VUK’un mükerrer 298 ve geçici 25. maddelerinde, idari düzenlemeler ise 328 ve 338 sıra numaralı VUK Genel Tebliği’nde yapılmıştı.
Enflasyon düzeltmesi sadece 2004 yılı için uygulanabilmiş, sonrasında ise şartlar oluşmadığı için uygulanmamıştı. Ancak bu arada enflasyon rakamları tek haneli seyretse de çok düşük seviyelere indirilemediği için bilançolar üzerinde tahribata devam etmiştir. Bunun üzerine 2018 yılında bir seferlik bilançodaki taşınmazların Yİ-ÜFE oranları dikkate alınarak ve değer artışı üzerinden %5 vergi ödenerek yeniden değerlenmesine izin verilmişti. Daha sonra 7326 sayılı Yapılandırma Kanunu ile 2021 yılı için ikinci defa ve kapsam genişletilerek değer artışı üzerinden %2 vergi ödenmesi suretiyle taşınmazlar ile amortismana tabi diğer iktisadi kıymetlerin yeniden değerlemesine imkan tanınmıştı. Bu arada, söz konusu düzenlemenin daha mürekkebi kurumadan bu sefer 7338 sayılı Kanun ile VUK’un mükerrer 298/Ç maddesi ve Geçici 32. maddesinde yapılan düzenlemeler ile enflasyon düzeltmesinin uygulanmadığı dönemlerde yeniden değerleme uygulaması kalıcı hale getirildi.
Yapılan son düzenleme ile 7326 sayılı Yapılandırma Kanunundaki hüküm VUK’un Geçici 32. maddesine taşınmış gibi oldu. Ancak mükelleflerin bu maddeye göre değerleme yapmaları bir süre sınırı olmadan kendi tercihlerine bırakıldı. Bu durumda, VUK’un 298/Ç maddesi uyarınca yeniden değerleme yapmadan önceki yıl için mükellefler isterlerse önce Geçici 32. maddeye göre değer artışı üzerinden %2 oranında vergi ödeyerek taşınmazlar ile amortismana tabi diğer iktisadi kıymetleri önce yeniden değerleyecek, sonraki yıllarda ise böyle bir vergi ödemeden normal yeniden değerleme yapabileceklerdir. Eğer baştaki %2’lik vergi ödenmek istenmiyorsa VUK’un 298/Ç maddesi uyarınca yapılacak yeniden değerleme bilançodaki tarihi değerler üzerinden yapılacaktır. Dolayısıyla, VUK’un Geçici 32. maddesinden yararlanmak mükelleflerin tercihine bırakılmıştır.
Yeniden değerleme yapılabilmesi için enflasyon düzeltmesi şartlarının gerçekleşmemiş olması gerekmektedir. Peki enflasyon düzeltmesi şartları ne zaman oluşmaktadır? VUK’un mükerrer 298/A maddesine göre, fiyat endeksindeki (TÜİK tarafından Türkiye geneli için hesaplanan Üretici Fiyatları Genel Endeksi) artışın 1) içinde bulunulan dönem dahil son üç hesap döneminde %100'den ve 2) içinde bulunulan hesap döneminde %10'dan fazla olması halinde malî tablolar enflasyon düzeltmesine tabi tutulur. Geçici vergi dönemlerinde belirtilen oranların tespitinde, son üç hesap dönemi yerine üçer aylık dönemlerin son ayı dahil önceki otuz altı ay ve içinde bulunulan hesap dönemi yerine son on iki ay dikkate alınır. Cumhurbaşkanı; %100 oranını %35'e kadar indirmeye veya tekrar kanunî seviyesine kadar yükseltmeye, %10 oranını ise %25'e kadar çıkarmaya veya tekrar kanunî seviyesine kadar indirmeye yetkili kılınmıştır.
TÜİK’in açıkladığı ÜFE rakamlarına baktığımızda yukarıdaki şartlardan ikincisinin gerçekleştiğini görmekteyiz. ÜFE’deki yıllık değişim %46, daha yıl sonu gelmeden Aralık 2020’ye göre değişim oranı ise %37 olarak gerçekleşmiş durumdadır. Dolayısıyla, kanundaki yıllık %10 artış oranı, Cumhurbaşkanı yetkisini kullanıp yasal sınırı artırsa bile şimdiden aşılmış durumdadır. Şartlardan ilkinin de yılsonuna doğru sağlanması kuvvetle muhtemeldir. Aralık 2018 ÜFE endeksi 422.94 olup %100 artış olması için endeksin 845.88 olması gerekmektedir. Ekim 2021 ÜFE endeksi 780.45 olarak gerçekleşmiş olup %84.5’lik bir artış yakalanmıştır. Eğer enflasyondaki trend böyle giderse yıl sonunda ilk şartın da sağlanması kuvvetle muhtemeldir. Kasım ve Aralık aylarında ÜFE’nin %4 üzerinde gerçekleşmesi enflasyon düzeltmesi için yeterli olacaktır. Yıl sonunda bu şart sağlanmasa bile 2022 yılının ilk çeyreğinde ilk şartın da sağlanması içten bile değildir.
Son açıklanan ÜFE endeksi ile işletmelerin karar vermesi gereken önemli bir konu daha ortaya çıkmıştır. 2021 yılı sonunda enflasyon düzeltmesi şartları oluşursa VUK’un Geçici 32. maddesi uyarınca yeniden değerleme yapıp %2 vergi ödemenin bir anlamı kalmayacaktır. Enflasyon düzeltmesi şartlarının 2021 yılı sonu değil de 2022 yılı içerisinde gerçekleşmesi halinde de benzer bir durum söz konusudur. Bu durumda işletmeler için en optimum aksiyon planı “bekle ve gör” olmaktadır. Diğer taraftan, şu ana kadar %2 vergiyi ödeyip yenden değerleme yapanlar enflasyon düzeltmesi şartlarının gerçekleşmesi halinde ferahlamak için bir bardak soğuk su içebilirler… Önümüzdeki birkaç ayda enflasyon rakamları hiç olmadığı kadar merak konusu olacak gibi durmaktadır.
Bu noktada, şartlar gerçekleşirse İdarenin yeniden değerleme yapmış olanların enflasyon düzeltmesini nasıl yapacaklarına ilişkin bir açıklama yapmasında fayda bulunduğunu belirmek gerekir. Zira, enflasyon düzeltmesine ilişkin yasal ve idari düzenlemeler artık yeniden değerleme olmayacağı kabulüne dayanarak hazırlanmıştır. Yeni şartları gözeten düzenleme veya açıklamaların yapılması muhtemel yanlışlıkların önüne geçilmesi için elzemdir. Belki de nadiren uygulanan, uygulandığında da birçok teknik zorluk ve hata payı içeren enflasyon düzeltmesini kaldırıp yeniden değerlemenin bilançodaki diğer varlıklara da uygulanmasını sağlayacak bir düzenleme yapılması en iyi çözüm olabilir. Böylece Maliye de %2 vergisini sağlama almış olur. Numan Emre ERGİN
Sözün özü: “Inflation is taxation without legislation. (Enflasyon kanunsuz vergidir.)” Milton Friedman