Enflasyonun etkisiyle sorunlu olan mevcut geçici yeniden değerleme uygulamasının sabit varlıklar için kalıcı hale getirilmesi beklentisi dikkate alındı. Son torba yasayla belli şartlarda ve vergisiz olarak kalıcı hale getirildi…
YÜKSEK enflasyon karşısında “enflasyon muhasebesi” beklentisi derken, mevzuattaki mevcut düzenlemenin şartlarının oluşamamasından dolayı, kurumların bilançolarında yer alan amortismana tabi iktisadi kıymetler ve taşınmazların defterdeki kayıtlı değerleri ile piyasa satış fiyatları arasında büyük farklar oluşuyordu. Bunun sonucu olarak, bilançolar bozulmuş, satış halinde ise ciddi fiktif kârlar ve vergi yükü yaratıyordu. Bilançolardaki taşınmazların kayıtlı değerlerinin piyasa satış fiyatlarına yükseltilmesi beklentisi için, yeni yasal bir düzenlemeye ihtiyaç vardı. Eski geçici düzenlemede, “enflasyon düzeltmesi” koşullarının gerçekleşme olasılığının pek mümkün olamaması nedeniyle eski düzenleme amacına cevap veremedi. İş dünyasının yoğun talepleri dikkate alınarak, nihayet 14 Eylül 2021 tarihinde TBMM de kabul edilen “7338 Sayılı Vergi Usul Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” ile, amortismana tabi iktisadi kıymetlerin her yıl yeniden değerlemesi vergisiz olarak kalıcı hale gelmiş bulunuyor.
YENİ DÜZENLEME ÖNEMLİ VE FAYDALI
7338 sayılı Kanunun 31’inci maddesiyle, “Enflasyon düzeltmesi, yeniden değerleme oranı ve yeniden değerleme” şeklinde değiştirilmiş ve maddeye aşağıdaki fıkra eklenmiş olup, uygulama 1 Ocak 2022 tarihinden itibaren başlayacak.
“Tam mükellefiyete tabi ve bilanço esasına göre defter tutan gelir veya kurumlar vergisi mükellefleri (kollektif, adî komandit ve adî şirketler dâhil, kayıtlarını Türk para birimi dışında başka bir para birimiyle tutmalarına izin verilenler hariç), enflasyon düzeltmesi yapma şartlarının gerçekleşmediği hesap dönemlerinin sonu itibarıyla, bilançolarına dâhil bulunan amortismana tabi iktisadi kıymetlerini (bu niteliklerini korudukları müddetçe sat-kirala-geri al işlemine veya kira sertifikası ihracına konu edilenler hariç) ve bunlar üzerinden ayrılmış olup bilançolarının pasifinde gösterilen amortismanları aşağıda belirtilen şartlar doğrultusunda yeniden değerleyebilirler”
1. İktisadi kıymetlerin maliyet bedellerine eklenmiş bulunan (iktisadi kıymetlerin aktifleştirildiği hesap dönemine ilişkin olanlar hariç) kur farkları ve kredi faizleri (bunlara isabet eden amortismanlar dâhil) yeniden değerleme kapsamına girmez.
2. Yeniden değerlemede, iktisadi kıymetlerin ve bunlara ait amortismanların, bu Kanunda yer alan değerleme hükümlerine göre tespit edilen ve değerlemenin yapılacağı hesap dönemi sonu itibarıyla yasal defter kayıtlarında yer alan değerleri dikkate alınır. Amortismanın herhangi bir yılda yapılmamış olması durumunda, yeniden değerlemeye esas alınacak tutar bu amortismanlar tam olarak ayrılmış varsayılarak belirlenir.
3. İktisadi kıymetlerin tespit edilen değerleri ve bunlara ilişkin amortismanların, yeniden değerlemenin yapılacağı yıla ait olan yeniden değerleme oranı ile çarpılması suretiyle yeniden değerleme sonrası değerleri bulunur. Yapılacak değerlemede yeniden değerleme oranı olarak belirtilen oran dikkate alınır. Kendilerine özel hesap dönemi tayin olunan mükellefler için, özel hesap döneminin başladığı takvim yılına ait oran esas alınır.
4. Yeniden değerleme neticesinde iktisadi kıymetlerin değerinde meydana gelen değer artışı, yeniden değerlemeye tabi tutulan iktisadi kıymetlerin her birine isabet eden değer artışı ayrıntılı olarak görünecek şekilde, bilançonun pasifinde özel bir fon hesabında gösterilir. Değer artışı, iktisadi kıymetlerin yeniden değerleme sonrası ve yeniden değerleme öncesi net bilanço aktif değerleri arasındaki farktır. Net bilanço aktif değeri, iktisadi kıymetlerin bilançonun aktifinde yazılı değerlerinden, pasifte yazılı amortismanların tenzili suretiyle bulunan değeri ifade eder. İktisadi kıymetler için amortismanın herhangi bir yılda yapılmamış olması durumunda söz konusu değer, bu amortismanlar tam olarak ayrılmış varsayılarak belirlenir.
5. İktisadi kıymetlerini bu fıkra kapsamında yeniden değerlemeye tabi tutan mükellefler bu kıymetlerini, yeniden değerleme sonrasında bulunan değerleri üzerinden amortismana tabi tutmaya devam ederler.
Yeniden değerlemeye tabi tutulanların her birine isabet eden değer artışları ile bunların hesap şekilleri amortisman kayıtlarında ayrıntılı olarak gösterilir.
6. Pasifte özel bir fon hesabında gösterilen değer artışı tutarının, sermayeye ilave edilme dışında herhangi bir şekilde başka bir hesaba nakledilen veya işletmeden çekilen kısmı, bu işlemin yapıldığı dönem kazancı ile ilişkilendirilmeksizin bu dönemde gelir veya kurumlar vergisine tabi tutulur. Sermayeye eklenen değer artışları, ortaklar tarafından işletmeye ilave edilmiş kıymetler olarak kabul edilir. Bu işlemler kâr dağıtımı sayılmaz.
7. Yeniden değerlemeye tabi tutulan iktisadi kıymetlerin elden çıkarılması (satış, devir, işletmeden çekiş, tasfiye gibi) halinde, bunlara isabet eden pasifte özel bir fon hesabında gösterilen değer artışları aynen amortismanlar gibi muameleye tabi tutulur. Her yılın yeniden değerleme oranı ancak o yıla ait değerlemede nazara alınabilir.
Yeniden değerlemenin herhangi bir yıl yapılmamasından veya değerleme oranının düşük uygulanmasından dolayı daha sonraki yıllarda geçmiş dönemlere ilişkin yeniden değerleme yapılamaz.
8. Yeniden değerlemeye tabi tutulan iktisadi kıymetlerin elden çıkarılmasından önce enflasyon düzeltmesi yapılmasına ilişkin şartların oluşması halinde, enflasyon düzeltmesi yapılır. Söz konusu bent gereği öz sermaye kalemlerinin düzeltilmesinde bu madde kapsamındaki yeniden değerleme değer artış fonu öz sermayeden düşülür. Ayrıca mezkûr değer artış fonunun sermayeye ilavesi nedeniyle oluşan sermaye artışları sermaye artışı olarak dikkate alınmaz ve enflasyon düzeltmesine tabi tutulmaz.
9. Enflasyon düzeltmesine ilişkin şartların oluştuğu dönemlerde, bu fıkra uyarınca yeniden değerleme yapılmaz. Anılan Kanunda belirtilen enflasyon düzeltmesine ilişkin şartların oluşmadığı ilk hesap döneminden itibaren, bu Kanun hükümleri uyarınca yeniden değerleme uygulamasına devam olunabilir. Bu durumda iktisadi kıymetlerin yeniden değerlemesine esas değerler olarak, enflasyon düzeltmesine tabi tutulmuş son bilançoda yer alan değerler dikkate alınır.
Bu değerin tespitinde, iktisadi kıymetler için amortismanın herhangi bir yılda yapılmamış olması durumunda, bu amortismanlar tam olarak ayrılmış varsayılır.
10. Hesap dönemi içinde aktife giren iktisadi kıymetler için aktife girdiği hesap döneminde, yeniden değerleme yapılmaz. Bu Kanun kapsamında yeniden değerleme yapılan hesap döneminden sonra enflasyon düzeltmesi şartlarının yeniden oluşması durumunda, bu Kanun hükümlerine göre yeniden değerlemeye tabi tutulmuş olan iktisadi kıymetler ile bunlara ilişkin amortismanlar düzeltilmiş son değerleri dikkate alınarak enflasyon düzeltmesine tabi tutulur. Yeniden değerlemenin herhangi bir yılda yapılmaması durumunda, sonraki hesap dönemlerine ilişkin olarak bu Kanun kapsamında yeniden değerleme yapılabilir.
AYNI KANUNDA İKİ DÜZENLEME
Görüldüğü üzere, 7338 sayılı yasada yeniden değerlemeyle ilgili iki düzenleme mevcut olup, ilgili iki düzenlemenin uygulaması kafaları karıştıracak gibi. Birincisi, 1 Ocak 2022 tarihinden itibaren geçerli olacak KALICI düzenleme olup, bu düzenlemeyle yapılacak yeniden değerleme farkı üzerinde herhangi bir vergi öngörülmemektedir. Ancak, aynı Kanunla getirilen ikinci GEÇİCİ düzenlemede geriye yönelik yapılacak değerleme farkından yüzde 2 vergi alınacaktır. 7338 sayılı Kanunun 52’nci maddesiyle getirilen “geçici düzenleme” ise aşağıdaki gibi.
“Yeniden değerleme yapabilecek olan mükellefler, anılan fıkra uyarınca ilk kez yeniden değerleme yapacakları hesap döneminden önceki hesap döneminin sonu itibarıyla bilançolarına kayıtlı bulunan taşınmazlar ile amortismana tabi diğer iktisadi kıymetlerini (bu niteliklerini korudukları müddetçe sat-kirala-geri al işlemine veya kira sertifikası ihracına konu edilen taşınmaz ve iktisadi kıymetler hariç) Kanundaki şartlarla yeniden değerleyebilirler. Pasifte özel bir fon hesabında gösterilen değer artışı tutarı üzerinden yüzde 2 oranında hesaplanan vergi, yeniden değerleme işleminin yapıldığı tarihi izleyen ayın sonuna kadar bir beyanname ile gelir veya kurumlar vergisi yönünden bağlı olunan vergi dairesine beyan edilir ve ilk taksiti beyanname verme süresi içinde, izleyen taksitler beyanname verme süresini takip eden ikinci ve dördüncü ayda olmak üzere üç eşit taksitte ödenir. Beyanın zamanında yapılmaması ya da tahakkuk eden verginin süresinde ödenmemesi halinde bu madde hükümlerinden faydalanılamaz.”
Kalıcı olan ve 1 Ocak 2022 tarihinden sonra uygulanacak değerleme vergisiz, ihtiyari olup zorunlu değil. Ayrıca, kalıcı düzenleme geriye doğru yani 2022 yılından önceki dönemler için yeniden değerleme yapılmasına imkân vermiyor. Geçici düzenleme ise, tek başına değil, bu kalıcı düzenlemeyle birlikte uygulanabilir nitelikte. Kalıcı düzenleme uyarınca 2022 veya izleyen yıllarda ihtiyari olarak yeniden değerleme yapan mükellefler, istedikleri takdirde yüzde 2 vergi karşılığında, 1 Ocak 2015 ile kalıcı düzenleme uyarınca ihtiyari yeniden değerlemenin yapıldığı yıldan bir önceki yılın sonuna kadar değerleyebilecekler. Yani, kalıcı düzenlemeye göre yeniden değerleme yapılmadan, geçici düzenleme gereğince geçmişe dönük yeniden değerleme yapılamayacak. Ayrıca, kalıcı düzenlemeye göre yeniden değerleme yapılması, geçmişe dönük yeniden değerleme yapılmasını zorunlu kılmıyor, Kaldı ki, yüzde 2 vergi ödenmeden geçmişe dönük yeniden değerleme yapılması mümkün bulunmuyor.
Görüldüğü üzere mükellefler, çok faydalı ancak bir o kadar da karışık bir düzenlemeyle karşı karşıya bulunuyor. Konunun daha net anlaşılması, uygulamada hatalı işlemler yapılmaması ve kafa karışıklığını gidermek için uygulama tebliğinin bir an önce çıkarılması ve mükelleflerin çıkarılacak tebliğe göre hareket etmelerinde fayda bulunuyor.
Talha APAK
Yeminli Mali Müşavir
This email address is being protected from spambots. You need JavaScript enabled to view it.
İktibas: Paradergi