Bilindiği gibi, 16/02/2021 günlü Resmi Gazete'de yayımlanan Katma Değer Vergisi (KDV) Genel Uygulama Tebliği’nde Değişiklik Yapılmasına Dair 35 seri no’lu Tebliğ ile KDV Genel Uygulama Tebliği’nin (I/C-2.1.5.1) bölümünün ikinci paragrafında yer alan "İade taleplerinin yerine getirilmesinde, alıcı tarafından 2 No.lu KDV beyannamesi ile beyan edilen ve tahakkuk ettirilen KDV'nin ödenmiş olması şartı aranmaz." hükmündeki "şartı aranmaz" ibaresi "şarttır" olarak değiştirilmiştir.

Bu konuda bir yasal düzenleme olmadığı gibi bir yasa değişikliği dahi söz konusu değilken yapılan bu değişiklik zamanında, pek çok yazıda haksızlığa yol açtığı ve uygulamada sıkıntı yarattığı gerekçesi ile eleştirilmişti. Ancak konuyu hukuk bilimi açısından değerlendiren ve bu konudaki talebi reddedilmiş bir şirketin başvurusu üzerine bu değişiklik yargıya taşınmıştı.

Davacı şirket davasında; tebliğ maddesinde öngörülen değişikliğin bir mükellefin vergi yasalarına muhalefet içeren davranışlarından başka bir mükellefin müteselsilen sorumlu tutulmasına neden olduğu, yasaların kendisine yüklediği ödevleri yerine getiren iyiniyetli vergi mükelleflerinin mal ve hizmet satışı yaptıkları kişilerin beyan ettikleri vergileri ödeyip ödemediklerini takip etmelerinin ve onları bu yönde zorlamalarının mümkün olmadığı, vergi yasalarına aykırılık teşkil eden mükellef hareketleri nedeniyle başka mükelleflerin sorumlu tutulmalarına sebebiyet verdiği sebepleri ile hukuka aykırı olduğu savında bulunmuştur.

Konuyu değerlendiren Danıştay 4. Dairesi 2021/2647 sayılı dosya kapsamında bu değişikliğe ilişkin olarak; “(…) Her ne kadar Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliği’nde Değişiklik Yapılmasına Dair 35 Seri Nolu Tebliğ’in 15. maddesiyle, iade taleplerinin yerine getirilmesinde, alıcı tarafından 2 No.lu KDV beyannamesi ile beyan edilen ve tahakkuk ettirilen KDV'nin ödenmiş olması şartı öngörülmüş ise de, Katma Değer Vergisi Kanunu’nda ödenmiş olma şartına yer verilmediğinden, bu haliyle, Kanunda Hazine ve Maliye Bakanlığı’na tanınan yetkinin sınırları aşılarak düzenlenen ve mükelleflere Kanunda yer almayan bir yükümlülük yükleyen dava konusu Tebliğ hükmünde hukuka uygunluk bulunmadığı ve uygulanması halinde telafisi güç veya imkânsız zararların doğmasına yol açabileceği” gerekçesi ile tebliğ hükmünün yürütmesinin durdurulmasına karar vermiştir.

Danıştay katıldığımız bu kararı ile konuyu, Anayasal bir ilke olan verginin yasallığı ilkesi ve idari işlemlerin hukuka uygunluk unsurlarından yetki unsuru açısından değerlendirmiştir.

Bu konuda, özellikle bu düzenlemeden etkilenmiş olanlardan tarafıma gelen çok sayıda soru, “şimdi ne olacak ve ne yapabiliriz” şeklinde.

Her şeyden önce Gelir İdaresi, tecrübelerin göstergesine göre, yürütmeyi durdurma kararını, yapacağı itirazın Vergi Dava Daireleri Kurulu tarafından karara bağlanmasına kadar uygulamayacaktır.

Vergi Dava Daireleri Kurulu itirazı reddederse, muhtemelen yürütmeyi durdurma tarihi itibariyle karar uygulamaya girecektir. Buradaki sorun ise idari anlayışın genelde, yürütmeyi durdurma kararlarının karar tarihi itibariyle uygulamaya alınması şeklinde oluşmasıdır. İdare, yürütmeyi durdurma kararlarını karar tarihi itibariyle durma şeklinde anlamlandırmaktadır. Oysa idare hukukuna ve idari yargı anlayışına göre işlemin yürütülmesi, işlem tarihi itibariyle durdurulmaktadır. Bu nedenle karardan tebliğin yayımı tarihinden yürütmeyi durdurma kararının tarihine kadar geçen sürede talebi tebliğ hükmüne göre reddedilmiş olanlarında yararlanması ve idarenin bu konudaki ret işlemlerini kendiliğinden düzeltmesi gerekmektedir.

Bir diğer ihtimal de Vergi Dava Daireleri Kurulu’nun idarece yapılacak itirazı kabul ederek yürütmeyi durdurma kararını kaldırmasıdır.

Üçüncü bir ihtimal daha var. O da yürütmeyi durdurma kararının torba kanuna konulacak bir hükümle anlamsızlaştırılmasıdır.

Hangi ihtimalin gerçekleşeceğini zaman gösterecek. Bekleyip göreceğiz. Ben oyumu üçüncü ihtimalden yana kullanıyorum. Bumin Doğrusöz

https://www.dunya.com/kose-yazisi/danistayin-yurutmeyi-durdurma-karari-ve-olasi-sonuclari/635156

Leave a comment

Make sure you enter all the required information, indicated by an asterisk (*). HTML code is not allowed.

Hakkımızda

 ö z d o ğ r u l a r, 18.08.1988 tarihinde kurularak, Mali Müşavirlik faaliyetine başlamıştır. 

Sektöründe en iyi olma duygusu ile personeline "Kalite" bilincini yerleştirmeyi, Kalite Yönetim Sistemini sürekli iyileştirmeyi, müşterilerine en iyi hizmeti sunmayı, amaç edinerek, 2003 Yılında, alanında Türkiye' de ilk olarak ISO 9001: 2000 Belgesi almıştır.

 

Mali Takvim

Öne Çıkanlar

  • Enflasyon Düzeltmesi Uygulayan Şirketlerde Kar Dağıtımı Ticaret Bakanlığı tarafından hazırlanan “Enflasyon Düzeltmesi Uygulayan Şirketlerde Esas Alınacak…
  • 1 TL için 532.000 TL Fazla Vergi Ödeme Riski Sosyal içerik üreticilerinden ile Appstore, Google Play üzerinden gelir elde…
Top