Zamanaşımı belirli bir sürenin geçmesi ile  bir hakkın kazanılmasına, kaybedilmesine veya bir yükten kurtulmaya neden olan  süredir.  Zamanaşımı bir hakkı  sona erdirmez ancak dava edilebilmesini engellemektedir.

SGK primlerinde zamanaşımını  düzenleyen  mevzuat hükümlerini kısaca incelersek;

Borçlar Kanunu’nun 125. maddesinde, “Bu Kanun’da başka suretle hüküm mevcut olmadığı takdirde, her dava on senelik müruru zamana tabidir. 128. maddesinde de, müruru zaman alacağın muaccel olduğu zamandan başlar, alacağın muacceliyeti bir ihbar vukuuna tabi ise müruru zaman bu haberin verilebileceği günden itibaren cereyan eder” şeklinde düzenlenmiştir.

6183 sayılı Yasa’nın 102. maddesinde, “Amme alacağı, vadesinin rastladığı takvimi yılını takip eden takvim yılı başından itibaren 5 yıl içinde tahsil edilmezse zamanaşımına uğrar. Para cezalarına ait hususi kanunlarındaki zamanaşımı hükümleri mahfuzdur. Zamanaşımından sonra mükellefin rızaen yapacağı ödemeler kabul olunur.” şeklinde düzenlenmiştir.

5510 sayılı kanuna göre, süresinde ödenmeyen prim alacakları için kurum gecikme zammı ve gecikme cezası uygulanmaktadır.    İdari para cezaları on yıllık zamanaşımı süresine tabidir. Zamanaşımı süresi, fiilin işlendiği tarihten itibaren başlar.

Kurumca zamanaşımı, süre geçmesi suretiyle kurumun prim, rücu ve diğer alacağının  kalkmasıdır.   Zamanaşımıi bu  kapsamda bir müracaat olup olmadığına bakılmaksızın hüküm ifade etmektedir. Bir borcun zamanaşımına uğraması alacağı sona erdirmekmekte,  alacaklının  dava yolu ile alacağını  elde etme imkanını  ortadan kaldırmaktadır.  Diğer bir ifade ile, borcun eksik  borç haline gelmesidir.

5510 sayılı kanunun 93/2 md hükmüne göre; kurumun  prim ve diğer alacakları  ödeme süresinin dolduğu tarihi takip eden  takvim yılı  başından  başlayarak 10 yıllık zamanaşımına tabidir.[1]

Kurumun  prim ve diğer alacakları;

a) Mahkeme kararı sonucunda doğmuş ise mahkeme kararının  kesinleşme tarihinden,

b) Kurumun  denetim ve kontrolle  görevli memurlarınca yapılan  tespitlerden  doğmuş ise  rapor tarihinden,

c) Kamu  idarelerinin denetim ve incelemelerden  doğmuş ise bu soruşturma denetim ve inceleme sonuçlarının  kuruma intikal ettiği tarihten

d) Bankalar, döner sermayeli kuruluşlar, kamu idareleri ile kanunla kurulmuş kurum ve kuruluşlardan alınan  bilgi ve belgenin kuruma intikal ettiği tarihten itibaren,

zamanaşımı  10 yıl olarak  uygulanır.  Bu  alacaklar için 89. Madde hükümleri gereğince hesaplanacak gecikme cezası  ve gecikme zammı, 88. Madde hükümlerinde belirtilen  ödeme süresinin son gününü takip eden  günden  itibaren  uygulanır.

Sosyal Güvenlik Kurumu primlerinde zamanaşımı 4 dönemde ayrı ayrı uygulanmaktır.

a) 08.12.1993 ve öncesinde sona eren alacaklar için, Borçlar Kanunu hükümlerine istinaden, ödeme süresinin sona erdiği tarihi takip eden günden itibaren 10 yıldır. Örneğin; 1992 yılı Mayıs ayına ait sigorta primleri takip eden ay olan Haziran ayı sonuna kadar ödenebilecektir. Bu dönem için zamanaşımı başlangıcı 01.07.1992 yılı olup zamanaşımı ise 10 yıl sonrası olan 01.07.2002’dir.

b) 08.12.1993 ila 05.07.2004 tarihleri arasında sona eren alacaklar için, 6183 sayılı Kanun hükümlerine istinaden, alacağın ödeme süresinin sona erdiği tarihi takip eden takvim yılı başından itibaren 5 yıldır. Örneğin; 1996 yılı Nisan ayına ait SSK primleri takip eden Mayıs ayı sonuna kadar ödenmektedir. Zamanaşımının başlangıcı ödeme dönemini takip eden yılbaşı olan 01.01.1997 olup zamanaşımının dolduğu tarih 01.01.2002 tarihidir.

c) 06.07.2004 ila 30.09.2008 tarihleri arasında sona eren alacaklar için, Borçlar Kanunu hükümlerine istinaden, ödeme süresinin sona erdiği tarihi takip eden günden itibaren on yıl, olarak dikkate alınacaktır. Örneğin; 2005 yılı Nisan ayı sigorta primleri 2005 yılı Mayıs sonuna kadar ödenebilecektir. Zamanaşımı başlangıç tarihi 01.06.2005 olup 10 yıl sonrası 01.06.2015’te zamanaşımı defi ileri sürülebilecektir.

d) Vadesi 01.10.2008 veya sonrasında sona eren prim alacakları için zaman aşımı süresi; bu döneme ait prim borçlar, yasal ödeme süresinin sona erdiği tarihi takip eden takvim yılı başından itibaren on yıllık zamanaşımı süresine tabi olacaktır.

Yüksek mahkeme Yargıtay 10. Hukuk Dairesi tarafından  verilen bir kararda;

“506 sayılı Kanun’un 80. maddesinde 3917 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik uyarınca, Kurum’un süresi içinde ödenmeyen prim ve diğer alacaklarının tahsilinde 6183 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanması gerekmektedir. Bu durumda zamanaşımı süresi bakımından; 3917 sayılı Kanun’un yürürlüğe girdiği 08.12.1993 tarihinden önceye ilişkin prim ve gecikme zamları yönünden Kurum’un alacak hakkı, Borçlar Kanunu’nun 125. maddesinde öngörülen on yıllık zaman- aşımı süresine tabi olup, zamanaşımının başlangıç tarihi, anılan Kanunu’nun 128. maddesinde öngörülen gereğince alacağın muaccel olduğu tarihtir ve zamanaşımının kesilmesi ile durmasına ilişkin 132. madde ve ardından gelen düzenlemeler de burada uygulama alanı bulmaktadır. 08.12.1993 tarihi ve sonrasına ilişkin prim ve gecikme zammı yönünden ise 6183 sayılı Kanun’un “Tahsil Zamanaşımı” başlığını taşıyan 102. ve ardından gelen maddeleri uygulanacaktır. Anılan madde hükmüne göre zamanaşımı süresi beş yıl olup, zamanaşımı süresinin başlangıcı da, alacağın vadesinin rastladığı takvim yılını izleyen yılbaşı olarak belirlenmiştir.  Öte yandan 06.07.2004 tarihinde yürürlüğe giren 5198 sayılı Kanun ile bu konuda yeniden bir düzenleme yapılarak 506 sayılı Kanun’un 80. maddesinin beşinci fıkrasına eklenmiş, Kurum’un süresi içinde ödenmeyen prim ve diğer alacaklarının tahsilinde 6183 sayılı Kanun’un 51. maddesiyle birlikte 102. maddesinin de uygulanamayacağı hükme bağlanmıştır. Böylelikle 3917 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki duruma dönülmüş olmaktadır.” şeklinde hüküm verilmiştir.[2]

Diğer yandan, kanuna dayanılarak kurumca açılacak tazminat ve rücü davaları ise, 10 yıllık zamanaşımına tabidir.  Zamanaşımı tarihi, rücu konusu gelir ve aylıklar bakımından  kurum onay tarihinden, masraf ve ödemeler için ise masraf  veya ödeme tarihinden  itibaren  başlar. [3]

Kurumun  prim ve diğer alacaklarının tahsilinde, 6183 sayılı AATUHK’nun uygulamasından  doğan  uyuşmazlıkların çözümlenmesinde, kurumun alacaklı  birminin bulunduğu ildeki yetkili “iş mahkemesi”ne 7 gün içerisinde iptal davası  için müracaat  edilmektedir.  Ancak, SGK idari para cezalarında ise, 15 gün içinde kuruma itiraz talebinde bulunulup,  kurum tarafından  gelen  red yazısına karşı 30 gün içerisinde  başvurulacak yetkili mahkeme “idare mahkemesi”dir.

Prim alacaklarının tahsili için 5510 sayılı Yasa’dan önce prim borçları için amme alacaklarının tahsilini düzenleyen yasaya yollama yapılmıştır. Bu yasada da, amme alacağının vadesinin rastladığı takvim yılını takip eden takvim yılı başından itibaren 5 yıl içerisinde tahsil edilmezse zaman aşımına uğrayacağı düzenlenmiştir. Ancak, 5510 sayılı Kanun’da açık şekilde, kurumun prim ve diğer alacaklarının ödeme süresinin dolduğu tarihi takip eden yılın başından itibaren başlayarak 10 yıllık zamanaşımına tabi olduğu düzenlenmiştir. Bu durumda, 5510 sayılı Kanun’un yürürlüğe girdiği 01.10.2008 tarihinden önce 5 yıllık zamanaşımı süresi dolan prim borçları için zaman aşımı süresi 5 yıldır ve sürenin bitmesi ile borç zaman aşımına uğrayacaktır. Ancak, 5 yıllık zamanaşımı süresi dolmadan yeni yasa yürürlüğe girmiş ise zamanaşımı süresi 10 yıla uzayacaktır. 2008 yılından önceye ait prim borcu için 5 yıllık zamanaşımı süresi dolmamışsa, 01.10.2008 tarihinden itibaren zamanaşımı süresi 10 yıl olacaktır. Yargıtay 10. Hukuk Dairesi’nin 26.04.2011 Tarih, 2011/2076 E. ve2011/6094 K. sayılı kararı da bu yöndedir. Nazlı Gaye Alpaslan http://www.hukukihaber.net

-------------------------------------
[1] BİLGİLİ Özkan, Yeni Sosyal Güvenlik Uygulaması, İzmir SMMMO Yayını, Eylül 2008, s.313

[2] Yrg. 10. HD.’nin, 14.02.2008 tarih ve E. 2007/25251, K. 2008/1851 sayılı Kararı.

[3] 5510 sayılı kanun md.93/3

Leave a comment

Make sure you enter all the required information, indicated by an asterisk (*). HTML code is not allowed.

Hakkımızda

 ö z d o ğ r u l a r, 18.08.1988 tarihinde kurularak, Mali Müşavirlik faaliyetine başlamıştır. 

Sektöründe en iyi olma duygusu ile personeline "Kalite" bilincini yerleştirmeyi, Kalite Yönetim Sistemini sürekli iyileştirmeyi, müşterilerine en iyi hizmeti sunmayı, amaç edinerek, 2003 Yılında, alanında Türkiye' de ilk olarak ISO 9001: 2000 Belgesi almıştır.

 

Mali Takvim

Öne Çıkanlar

  • Enflasyon Düzeltmesi Uygulayan Şirketlerde Kar Dağıtımı Ticaret Bakanlığı tarafından hazırlanan “Enflasyon Düzeltmesi Uygulayan Şirketlerde Esas Alınacak…
  • 1 TL için 532.000 TL Fazla Vergi Ödeme Riski Sosyal içerik üreticilerinden ile Appstore, Google Play üzerinden gelir elde…
Top