1-    Giriş

3490 Sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile 5520 sayılı KVK’nın 11/i bendinde yer alan finansman gider kısıtlamasına ilişkin yetki kullanılmış ve finansman gider kısıtlaması (17 yıl sonra farklı bir amaçla yeniden) uygulanmaya başlamıştır. Bu çerçevede, yabancı kaynakları öz kaynaklarını aşan mükelleflerin (yatırıma ilave edilenler dışındaki) finansman giderlerinin  %10’unun kurum kazancından indirilemeyeceği hükme bağlanmıştır.

Bu çalışmadaki amacımız, finansman gider kısıtlaması düzenlemesindeki belirsiz ve ilave izaha ihtiyaç duyulan alanları kısaca ele aldıktan sonra örtülü sermaye ile aynı anda uygulanması durumunda ortaya çıkabilecek sonuçları bir örnekle açıklamaktır.

2-    Finansman Gider Kısıtlaması ve Belirsiz Noktalar

Finansman gider kısıtlaması, özünde, yabancı kaynak yerine öz sermaye kullanımını teşvik amacıyla getirilen bir düzenlemedir. Bu yönde, ilişkili kişilerden alınan borçlar açısından örtülü sermaye (KVK m. 13) ve matrahtan indirilebilecek unsur olarak nakdi sermaye indirimi (KVK 10/ı) uygulanmakta olmasına karşın bu düzenlemelere ilave olarak yabancı kaynaklara ait finansman giderlerinin %10’unun da matrahtan indirilemeyeceği düzenlenmiştir.

Buna göre; işletmelerin yabancı kaynaklarının öz sermayesini aşması durumunda, öz sermayeyi aşan kısma isabet eden finansman giderlerinin %10’u kazançtan düşülemeyecek. Bir başka ifadeyle, öz sermayesi yabancı kaynaklarından az olan işletmeler açısından kurumlar vergisi yükü artacak.

Düzenleme bu şekilde olmakla birlikte, çıkarılması beklenen bir Tebliğ ile bazı belirsizliklerin açıklığa kavuşturulacağını düşünüyoruz. Bu belirsizlikler ve bunlara ilişkin görüşlerimiz özetle şöyledir:

a) Düzenleme tarihinden önce alınan yabancı kaynaklar için finansman gider kısıtlaması uygulanıp uygulanmayacağı en önemli belirsizliklerden biridir. Bu konuda mülga 5422 sayılı KVK döneminde uygulanan finansman gider kısıtlamasında, Danıştay’ın düzenleme öncesinde kullanılan kredilerin kısıtlamaya tabi olmayacağı yönünde kararları bulunmakta olup burada da, gereksiz ihtilafların önüne geçmek adına, düzenleme öncesi alınan borçların kapsama dahil edilmemesi gerektiği görüşündeyiz.

b) Yabancı kaynak-öz sermaye kıyaslamasında hangi tarihteki öz sermayenin dikkate alınacağı da belirsizdir. Burada hesaplamaların pratik olması açısından (örtülü sermaye düzenlemesiyle benzer şekilde) dönem başı özsermayenin esas alınması gerekir. Aksi bir durum mükellefleri her geçici vergi döneminde öz sermaye hesaplamak zorunda bırakacaktır.

c) KDV yükü içeren finansman giderlerinin KKEG olan kısmı açısından KDV indirim hakkının devam edip etmediği konusu önem taşımaktadır. KDVK’nın 30/d maddesi gereği finansman gider kısıtlamasına tabi tutulan giderlere ait KDV tutarlarının indirimi, mevcut düzenlemeler çerçevesinde, mümkün görünmüyor. Mülga 5422 sayılı KVK döneminde uygulanan finansman gider kısıtlamasında, Tebliğ açıklamasıyla, KDV indirimlerinin reddedilmeyeceği belirtilmiş olduğu için burada da Tebliğ ile benzer bir izaha yer verilerek sorun çözülebilir.

d) Düzenlemede yer alan yatırım kavramının neyi ifade ettiği ve yatırım maliyetine eklenebilecek unsurların neler olduğu açık olmamasına karşın burada sadece yatırım teşvik belgesine bağlanmış yatırımların değil duran varlık kalemlerinde yer alan iktisadi kıymetlerin esas alınması gerektiği düşüncesindeyiz.

e) Yabancı kaynak ifadesine, mal ve hizmet alımlarından kaynaklanan borçların da dahil olup olmadığı konusunda, mülga 5422 sayılı KVK’daki uygulamaya benzer şekilde, bu borçların da kapsama dahil olduğunu anlıyoruz. Ancak, Pandemi döneminde artan tedarik sorunları nedeniyle düzenlemenin bu kısmının, en azından 2021 yılı için, uygulanmaması gerektiği kanaatindeyiz. Ayrıca, yatırım maliyetine dahil edilen finansman giderleri kapsam dışında olduğu için öz sermaye kıyaslamasında bu yabancı kaynaklarında hesaplamaya dahil edilmemesi gerektiğini düşünüyoruz.

f) Finansman giderleri ya da kur zararlarının yanı sıra faiz geliri ya da kur geliri olan işletmelerin bu gelir ve karlarının da vergilendirilmemesi gerektiği düşünülmekle birlikte, (örtülü sermaye düzenlemesinin aksine) Kanun’da açık bir belirleme olmadığı için bunun Kanuni düzenleme olmadan mümkün olmadığı görüşündeyiz.

g) Bu noktalara ilave olarak; Mülga 5422 sayılı KVK döneminde uygulanan finansman gider kısıtlamasında olduğu gibi imalatçıların bu düzenlemenin dışında tutulması faydalı olacaktır.

3-    Finansman Gider Kısıtlaması ile Örtülü Sermayenin Bir Arada Uygulanmasına İlişkin Örnek

Yukarıda yer verdiğimiz belirsizliklerden biri de örtülü sermaye ile finansman gider kısıtlamasının bir arada uygulanması durumudur. Bu sorunu, kendi görüşlerimiz çerçevesinde, uygulamalı bir örnekle ele almaya çalışacağız.

Örtülü sermaye, ilişkili kişilerle gerçekleşen borç para hareketlerine odaklanan bir vergi güvenlik müessesidir. Finansman gider kısıtlaması da teknik olarak bir vergi güvenlik müessesesi olmasına karşın kaynağını ilişkili- ilişkisiz olarak ayırmaksızın tüm yabancı kaynaklara odaklanan bir uygulamadır.

Bu açıdan ele alındığında; örtülü sermaye uygulamasının ilişkili kişilerle yapılan işlemleri merkeze alan özel bir düzenleme olduğu ve  “eski tarihli Kanuni düzenleme – yeni tarihli Kanuni düzenleme” ayrımına girmeden, ilişkili kişilerle gerçekleşen tüm para hareketlerinde ilk olarak örtülü sermayenin (ve gerekiyorsa faiz oranına ilişkin emsal bedel yönüyle transfer fiyatlandırmasının) uygulanması gerektiği kanaatindeyiz. Bu uygulama sonrasında, öz sermayenin üç katını aşmayıp bir katını aşan borçlanmalar yönüyle finansman gider kısıtlamasının hesaplanması gerekmektedir.

Her ikisi de KVK’nın 11’inci maddesinde yer almasına karşın, örtülü sermayeden kaynaklanan KKEG ile finansman gider kısıtlamasından kaynaklanan KKEG tutarları, sonuçları itibariyle birbirinden farklılaşmaktadır. Çünkü, örtülü sermayede reddedilen finansman giderlerinin kar payı addedilmesi, kur farkı gelirlerinin vergiye tabi olmaması, karşı taraf düzeltmesi ve kapsama dahil olmayan borçlanmalar kurumlar vergisi dışında KDV ve gelir stopaj vergisi gibi diğer vergisel sonuçları farklılaştırmaktadır.

Basit bir örnekle, yurt dışı ilişkili kişiden alınan bora ait finansman giderleri, “finansman gider kısıtlaması” sebebiyle KKEG olduğunda herhangi bir kar payı tevkifatına tabi tutulmayacak olmasına karşın “örtülü sermaye” kapsamına girdiğinde reddedilen finansman gideri için ayrıca kar payı tevkifatı da söz konusu olacaktır.

Örnek: (A) A.Ş.’nin 31.12.2021 tarihli borç kalemlerinden bazılarının ve dönem başı öz sermayesinin aşağıdaki gibi olduğunu varsayalım.

Tutar (Euro)

 Tutar (TL)

Banka Kredileri (İşletme Kredisi)

-

9.000.000,00

Banka Kredileri (Yatırım Kredisi)

-

 6.000.000,00

Satıcılar

-

5.000.000,00

İlişkili Kişiden Alınan Borç

2.000.000

 18.000.000,00

Dönem Başı Öz Sermaye

 -

 5.000.000,00

(A)A. Ş.’nin bu bilanço kalemleri çerçevesinde, ilişkili kişiden dönem başı öz sermayesinin üç katını aşan tutarda borç kullandığı için 3.000.000 TL tutarında örtülü sermayesi olduğu sonucuna varıyoruz.

Ayrıca, öz sermayesinin bir katını aşan tutardaki (ilişkili kişiden alınan da dahil) yabancı kaynaklarına ait finansman giderlerinin %10’unun kısıtlama kapsamında KKEG olacağını görüyoruz.

Bu kapsamda ortaya çıkan ilk sorun, yatırım amaçlı alınan kredinin finansman gider kısıtlaması hesabına dahil edilip edilmeyeceğidir ve yukarıda yer verdiğimiz açıklama çerçevesinde bu 6.000.000 TL’lik kredinin, öz sermaye mukayesesinde dikkate alınmaması gerektiği düşüncesindeyiz.

Satıcılara olan borçların ise, yine yukarıda yer alan görüşümüz çerçevesinde yasal düzenleme yapılmadığı müddetçe, öz sermaye karşılaştırmasına dahil olması gerekir.

(A)A. Ş.’nin bu yabancı kaynak kalemlerine ilişkin katlandığı giderler ve yüklendiği KDV tutarları ise aşağıdaki gibidir:

Tutar (Euro)

 Tutar (TL)

Kur Farkı Zararı (TL)

Vade Farkı (TL)

Faiz (TL)

Yüklenilen KDV (TL)

Banka Kredileri (İşletme Kredisi)

 9.000.000,00

 -

 -

270.000,00

 -

Banka Kredileri (Yatırım Kredisi)

-

6.000.000,00

 -

 -

900.000,00

 -

Satıcılar

-

 5.000.000,00

 -

300.000,00

 -

54.000,00[1]

İlişkili Kişiden Alınan Borç

2.000.000

18.000.000,00[2]

200.000,00

 -

540.000,00

97.200,00[3]

Dönem Başı Öz Sermaye

 -

 5.000.000,00

 -

 -

 -

 -

Toplam Gider / KDV

 -

 -

200.000,00

 300.000,00

1.710.000,00

151.200,00

Bu veriler çerçevesinde ilk olarak (yukarıda açıkladığımız görüş çerçevesinde) örtülü sermayeye isabet eden faiz giderleri ile kur farkı giderleri ve bunlara isabet eden KDV tutarlarının hesaplanması gerekmektedir.

Dönem başı öz sermaye tutarı 5.000.000 TL olduğu için bu tutarın üç katı olan 15.000.000 TL’yi aşan 18.000.000 TL tutarındaki ilişkili kişi borçlanmasının 3.000.000 TL’lik kısmı örtülü sermayedir.

Bu örtülü sermayeye isabet eden faiz giderleri ile kur farkı giderleri KKEG olarak dikkate alınacak ve bunlara isabet eden KDV tutarları da KDVK’nın 30/d maddesi gereği indirimler arasından çıkarılacaktır. Ayrıca KKEG olarak dikkate alınan bu tutarlar kar payı addedildiği için (ilişkili kişinin statüsüne göre) kar payı tevkifatına tabi olması da ihtimal dahilinde olacaktır. 

Bu çerçevede örtülü sermayeye isabet ettiği için KKEG olarak dikkate alınması gereken faiz gideri ve kur farkı zararları ile bunlara isabet eden indirilemeyecek KDV tutarları aşağıdaki gibidir:

Tutar (Euro)

 Tutar (TL)

Kur Farkı Zararı

Faiz

Yüklenilen KDV

İlişkili Kişiden Alınan Borç

2.000.000

 18.000.000,00

200.000,00

540.000,00

 97.200,00

Dönem Başı Öz Sermaye

 -

  5.000.000,00

 -

 -

 -

 

KKEG

KKEG

İndirilemeyecek KDV

Örtülü Sermaye Sonuçları

333.333,33

3.000.000[4]

33.333,33[5]

    90.000,00[6]

16.200,00[7]

Yukarıda da belirttiğimiz üzere, tabloda yer alan KKEG tutarları kar payı addedildiği için elde eden yönünden (kur farkları hariç) kar payı geliri olacağı için (A) A.Ş.’nin tevkifat yükümlülüğü de ayrıca dikkate alınmalıdır. İlave olarak, geliri elde eden karşı tarafın da KVK’nın 12/7 maddesinde belirtilen şartları sağlaması durumunda düzeltme hakkı bulunmaktadır.

Örtülü sermaye kısmı tamamlandıktan sonra finansman gider kısıtlamasına ilişkin hesaplamaların yapılması gerekmektedir.

Tutar (Euro)

 Tutar (TL)

Kur Farkı Zararı

Vade Farkı

Faiz

Yüklenilen KDV

Banka Kredileri (İşletme Kredisi)

-

9.000.000,00

-

-

270.000,00

-

Banka Kredileri (Yatırım Kredisi)

-

6.000.000,00[8]

-

-

900.000,00

-

Satıcılar

-

5.000.000,00

-

300.000,00

-

54.000,00

İlişkili Kişiden Alınan Borç

2.000.000

18.000.000,00

200.000,00

-

540.000,00

97.200,00

Dönem Başı Öz Sermaye

-

5.000.000,00

-

-

-

-

Toplam Gider

-

-

200.000,00

300.000,00

1.710.000,00

151.200,00

 

 

 

KKEG

KKEG

KKEG

İndirilemeyecek KDV

Finansman Gider Kısıtlaması Sonuçları

 -

27.000.000[9]

 14.062,50[10]

 25.312,50[11]

    60.750,00[12]

      11.390,63[13]

Sonuç olarak, örtülü sermaye kapsamında toplam 123.333,33 TL’nin kar payı addedilmesi ve KKEG olarak dikkate alınması, bu tutarın 90.000 TL’si için (elde edenin statüsü çerçevesinde öngörülmüşse) brütleştirilerek kar payı tevkifatı yapılması ve 16.200 TL KDV’nin de indirim hesaplarından çıkarılması ve bu tutarın da KKEG olarak dikkate alınması gerekmektedir.

İlave olarak, 100.125 TL’nin finansman gider kısıtlaması kapsamında KKEG olarak dikkate alınması ve bu tutarın vade farkına isabet eden 25.312,50 TL’lik kısmına isabet eden 4.556,25 TL KDV’nin de indirim hesaplarından çıkarılarak KKEG olarak dikkate alınması gerekmektedir.

Yukarıda yer verdiğimiz üzere, KDV konusunda idarenin açıklaması (mülga 5422 sayılı KVK döneminde olduğu gibi) KDV indiriminin kabul edilmesi yönünde olursa, bu durumda yukarıda hesapladığımız KDV tutarlarının indirimler arasından çıkarılmasına gerek olmayacaktır.

4-    Sorumlu Vergicilik Bakışıyla

Çalışmada esas olarak finansman gider kısıtlamasına ilişkin belirsiz noktalar ele alınmış ve bu noktalardan biri olan örtülü sermaye ile eşanlı uygulama sorunu bir örnek yardımıyla açıklanmaya çalışılmıştır.

Finansman gider kısıtlamasına ilişkin olarak;

-          Düzenleme öncesi borçlanmaların kapsama dahil edilmemesi,

-          Öz sermayenin dönem başı tutarıyla dikkate alınmasının belirlenmesi,

-          KDV yüklenimi olan borçlanmalara ilişkin olarak KDV indirimine imkan tanınması,

-          İmalatçıların (daha önceki düzenlemede olduğu gibi) kapsam dışına alınması,

-          Mal ve hizmet alımlarından kaynaklanan tedarik borçlanmaların düzenleme dışında tutulması,

-          Örtülü sermayede olduğu gibi kapsam dışında tutulacak borçlanmaların açıkça belirlenmesi,

-          Yatırım kavramının netleştirilmesi ve yatırım maliyetiyle ilişkilendirilen yabancı kaynakların öz sermaye mukayesesinde dikkate alınmaması,

-          Finansman gider ve kur farkı zararının yanı sıra faiz geliri ya da kur farkı geliri elde eden mükelleflerin bu tutarlarının KKEG tutarından mahsup edilmesine olanak tanınması,

gerektiği düşüncesindeyiz. Nadir Gülhan/https://kpmgvergi.com/

[1] Alışların %18 KDV ‘ye tabi olduğu varsayılmış olup, oran farkından dolayı vade farkına ait KDV oranının da değişeceği ve bu nedenle aşağıdaki hesaplamaların da bu doğrultuda değişeceği göz önünde bulundurulmalıdır.

[2] Tabloda kurumun kur farkı zararlarının dönem sonu değerleme işlemlerinden kaynaklandığı için KDV’ye tabi olmadığı varsayılmıştır.

[3] 31.12.2021 tarihindeki tutar aynı zamanda yıl içindeki en yüksek tutardır.

[4][18.000.000 – (5.000.000 * 3)]

[5] (3.000.000/18.000.000) * 200.000

[6] (3.000.000/18.000.000) * 540.000

[7] (3.000.000/18.000.000) * 97.200

[8] Yatırımla ilgili olduğu için faizi de borcun kendisi de hesaplamalara dahil edilmemiştir.

[9] (9.000.000 + 5.000.000 + 18.000.000 – 5.000.000)

[10] Örtülü sermaye olan KKEG tutarı düşülerek; [(200.000 – 33.333,33) * 27.000.000 / 32.000.000] * %10

[11] (300.000 * 27.000.000 / 32.000.000) * %10

[12] Örtülü sermaye olan KKEG tutarı düşülerek hesaplanmıştır. [(540.000 – 90.000) + 270.000] * 27.000.000 / 32.000.000 * %10

[13] Birinci Aşama: Örtülü sermaye düşüldükten sonra ilişkili kişiden olan borcun finansman gider kısıtlaması kapsamındaki KKEG tutarı. (540.000 – 90.000) 27.000.000 / 32.000.000 *.%10 = 37.968,75 TL

İkinci Aşama: ilişkili kişiden olan ve örtülü sermayeye girmeyen finansman gider kısıtlaması kapsamındaki KKEG’nin reddedilecek KDV’si. (37.968,75 + 25.312,50) * 0,18

Leave a comment

Make sure you enter all the required information, indicated by an asterisk (*). HTML code is not allowed.

Hakkımızda

 ö z d o ğ r u l a r, 18.08.1988 tarihinde kurularak, Mali Müşavirlik faaliyetine başlamıştır. 

Sektöründe en iyi olma duygusu ile personeline "Kalite" bilincini yerleştirmeyi, Kalite Yönetim Sistemini sürekli iyileştirmeyi, müşterilerine en iyi hizmeti sunmayı, amaç edinerek, 2003 Yılında, alanında Türkiye' de ilk olarak ISO 9001: 2000 Belgesi almıştır.

 

Mali Takvim

Öne Çıkanlar

  • Araç Alım Satımlarında Yeni Dönem Başlıyor, Trafik Sigortasında 15 Gün Kuralı Kalkıyor Böylece araç alım satımlarında trafik sigortası kaynaklı sorunlar ortadan kalkacak…
  • Sahte Sigortalıların Emeklilikleri İptal Mi Ediliyor? SGK, yapay zekâdan yararlanarak tespitleri yapıyor. Çalışma ve Sosyal Güvenlik…
  • Forward İşlemleriyle İlgili KDV Tarhiyatları Forward sözleş­melerinde, ta­raflar belirli mik­tardaki dövizi ge­lecekte, şimdiden belirlenen bir…
Top