Uygulamada anonim şirketler tarafından sıklıkla hisse (pay) senedi yerine ilmühaber bastırıldığını gözlemlemekteyiz. 232 seri no’lu Gelir Vergisi Genel Tebliği’nde ilmühaberlerin elden çıkarılmasından doğan kazançların vergilendirilmesinde hisse senetlerinin elden çıkarılmasından doğan kazançların vergilendirilmesine ilişkin hükümlerinin uygulanması gerektiği belirtilmiş, Danıştay da ilmühaberin vergi hukuku açısından hisse senedi kapsamında bulunduğu hususunda yerleşik görüş oluşturmuştur. Anılan idari düzenleme ve yargı kararlarında mülga 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun düzenlemeleri etkili olmuştur. Zira, pay senedi ile ilmühaber çıkarılması hususu Ticaret Kanunu’nda düzenlenmiştir. Ancak, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu, pay senedi ve ilmühaber çıkarılması konularında mülga 6762 sayılı Kanu’ndan oldukça ayrılmıştır.

Şirketler hukuku yönünden “ilmühaber” kavramı, anonim şirket tarafından hisse senedi bastırılıncaya kadar geçerli olan ve hisse senetlerinin yerini tutmak üzere çıkarılan menkul kıymeti ifade eder. İlmühaber çıkarılması, TTK’nın 486’ncı maddesinin ikinci fıkrasında yer almış, “Pay senedi bastırılıncaya kadar ilmühaber çıkarılabilir. İlmühaberlere kıyas yoluyla nama yazılı pay senetlerine ilişkin hükümler uygulanır” hükmü ile pay senedi bastırılıncaya kadar ilmühaber çıkarılmasına da olanak sağlanmıştır. Ancak, TTK’da ilmühaber çıkarılması eski kanunun aksine ayrı bir madde altında ele alınmadığı gibi bir “nama yazılı pay senetlerinin yerini tutmak üzere” veya “hamiline yazılı pay senetleri yerine tanzim olunan” şeklinde bir ayrıma da gidilmemiş, sadece nama yazılı pay senetlerine ilişkin hükümlerin kıyas yoluyla ilmühaberlere uygulanması öngörülmüştür. Ayrıca, bu hüküm, hamiline yazılı pay senedi çıkarılmasına ilişkin 486’ncı maddenin ikinci fıkrasında yer almış, nama yazılı pay senedi çıkarılmasına ilişkin üçüncü fıkrada ilmühaberden bahsedilmemiştir.

Bunun nedenini şu şekilde izah edebiliriz: TTK’nın 344’üncü maddesi gereği anonim şirketin nakden taahhüt edilen payların itibarî değerlerinin en az yüzde 25’i tescilden önce, gerisi de şirketin tescilini izleyen 24 ay içinde ödenmesi gerekir. Uygulamada bu azamî süre genelde sonuna kadar kullanılmaktadır. Hal böyle olunca, hamiline yazılı payların bedellerinin tamamının ödenmesi, kuruluşun ve sermaye artırımının tescilinden ancak 24 ay sonra gerçekleşmektedir. 486’ncı madde bu süreye üç ay daha ilave ettiğinden, hamiline yazılı payların senede bağlanması, kuruluşun ve sermaye artırımının tescilinden itibaren ancak 27 ay sonra mümkün olabilmektedir. Oysa nama yazılı payların senede bağlanmasında, pay bedelinin tamamının ödenmesi koşulu aranmadığından, nama yazılı pay senetlerinin şirketin kuruluşunun yahut sermaye artırımın tescilinin hemen akabinde çıkarılması mümkündür. İşte, hamiline yazılı payların sahiplerini senetsiz bırakıp mağdur etmek istemeyen yasa koyucu, bu 27 ay boyunca hamiline yazılı pay senedi sahiplerinin şirket ortağı olduklarını ispat etmeleri amacıyla ilmühaber çıkarılıp bunlara verilmesine izin vermiştir.

Bu çerçevede, ilmühaber çıkarılması hususuna özellikle TTK’nın 486’ncı maddesinin hamiline yazılı pay senetlerinin çıkarılmasına ilişkin ikinci fıkrasında yer verilmesi, aynı maddenin nama yazılı pay senedi çıkarılmasına ilişkin üçüncü fıkrasında ilmühaberden bahsedilmemesi nedeniyle, ilmühaberin sadece hamiline yazılı paylar için ve azami 27 aylık bir süre için çıkarılabileceği, nama yazılı paylar için ise ilmühaber çıkarılamayacağı görüşüne ulaşmaktayız. Bu durumda, 1 Temmuz 2012 tarihinden sonra nama yazılı paylar için çıkarılan ilmühaberlerin sahiplerinin Gelir Vergisi Kanunu ile Katma Değer Vergisi Kanunu’nda pay (hisse) senetleri için getirilen istisnalardan faydalanamayacağı kanısındayız. Ancak, ETK’da açıkça düzenlenmiş olduklarından, 1 Temmuz 2012 tarihinden önce çıkarılan nama yazılı ilmühaberlerin geçerli olduğunu kabul etmek gerekir.

Öğretide bu hususun üzerinde yeterince durulmamış olmakla birlikte, bazı yazarlar da nama yazılı paylar için ilmühaber çıkarılamayacağı görüşündedirler. Bu konuda anonim şirket ortaklarına ve yöneticilerine tavsiyemiz, nama yazılı pay senedi çıkarma imkanı varken ilmühaber bastırmaktan vazgeçmeleridir. Mali müşavirlerin de anonim şirket ortaklarını ve yöneticilerini ilmühaber çıkarmaya teşvik etmemeleri, eski sistemde geçerli olan bu uygulamanın artık geçerliliğini yitirdiğini öngörerek doğruya yani nama yazılı pay senedi çıkarmaya yönlendirmeleridir. Vergi idaresinin de, TTK’da yapılan değişiklikleri esas alarak, 6762 sayılı eski kanuna göre düzenlediği 232 seri no’lu Gelir Vergisi Genel Tebliğ’in ilgili hükmünü güncellemesinin ve uygulamada yaşanan tereddütleri gidermesinin faydalı olacağını düşünmekteyiz. Dr. Soner ALTAŞ - This email address is being protected from spambots. You need JavaScript enabled to view it.

https://www.dunya.com/kose-yazisi/nama-yazili-hisse-senedi-yerine-ilmuhaber-cikarma-donemi-bitti-mi/609934

Leave a comment

Make sure you enter all the required information, indicated by an asterisk (*). HTML code is not allowed.

Hakkımızda

 ö z d o ğ r u l a r, 18.08.1988 tarihinde kurularak, Mali Müşavirlik faaliyetine başlamıştır. 

Sektöründe en iyi olma duygusu ile personeline "Kalite" bilincini yerleştirmeyi, Kalite Yönetim Sistemini sürekli iyileştirmeyi, müşterilerine en iyi hizmeti sunmayı, amaç edinerek, 2003 Yılında, alanında Türkiye' de ilk olarak ISO 9001: 2000 Belgesi almıştır.

 

Mali Takvim

Öne Çıkanlar

  • Araç Alım Satımlarında Yeni Dönem Başlıyor, Trafik Sigortasında 15 Gün Kuralı Kalkıyor Böylece araç alım satımlarında trafik sigortası kaynaklı sorunlar ortadan kalkacak…
  • Sahte Sigortalıların Emeklilikleri İptal Mi Ediliyor? SGK, yapay zekâdan yararlanarak tespitleri yapıyor. Çalışma ve Sosyal Güvenlik…
  • Forward İşlemleriyle İlgili KDV Tarhiyatları Forward sözleş­melerinde, ta­raflar belirli mik­tardaki dövizi ge­lecekte, şimdiden belirlenen bir…
Top