Kooperatiflerde genel kurul zorunluluğu her hangi yeni bir düzenleme yapılmadığı takdirde COVID-19’a davetiye çıkarmak anlamına geliyor.
Kooperatiflerde genel kurul zorunluluğu her hangi yeni bir düzenleme yapılmadığı takdirde COVID-19’a davetiye çıkarmak anlamına geliyor. Kooperatifler Kanununda genel kurulların olağan ve gerektiğinde olağanüstü toplanabileceği, olağan genel kurul toplantılarının her hesap devresi sonundan (genellikle 31 Aralık) itibaren 6 ay içinde (30 Hazirana kadar) ve en az yılda bir defa yapılması gerektiği açıkça belirtilmiştir.
Kooperatifler Kanununda cezai sorumlulukların belirtildiği ilgili maddelerden genel kurulun yılın ilk altı ayı içerisinde “toplanmaması” nın değil, “toplanacak şekilde yönetim kurulunca çağrılmaması” nın suç teşkil edeceğini anlıyoruz.
Bu durumda, kooperatifler ve üst kuruluşlarının olağan genel kurul toplantılarının her hesap devresi sonundan itibaren 6 ay içinde ve en az yılda bir defa yapılması zorunluluğunu yerine getirmeyen ve ortakları bu 6 aylık süre içerisinde toplanacak şekilde olağan genel kurul toplantısına çağırmayan yönetim kurulu üyeleri için cezai yaptırım uygulanabilmesi gündeme gelebilecektir.
Kooperatiflerde -sırasıyla- yönetim kurulu, gerektiğinde denetçiler kurulu veya ortağı olduğu üst birlik ya da tasfiye memurları genel kurulu toplantıya çağırmaya yetkili durumdadırlar. Bunların çağrısı üzerine genel kurul toplanamadığı takdirde Kooperatifler Kanununa göre ilgili Bakanlık da genel kurulu toplantıya çağırabilir.
Süresi içerisinde yapılabilecek bir çağrı için birden fazla yetkili bulunduğu halde, Kanunda bunlardan sadece yönetim kurulu üyeleri için cezai yaptırım öngörülmüştür. Bu durumun yönetim kurulu üyeleri için oldukça ciddi bir sorun teşkil edeceği kaçınılmaz bir gerçek olarak karşımıza çıkmaktadır.
7244 sayılı COVID-19 Kanunu ile içinde bulunduğumuz pandemi ortamına ilişkin tedbir mahiyetinde birçok özellikli yeni kural kanunlarımıza eklenmiş oldu.
7244 sayılı Kanunda; “ … Kooperatifler Kanunu kapsamındaki genel kurul toplantıları 31 Temmuz 2020 tarihine kadar ertelenir. Bu süre, ilgili Bakan tarafından 3 aya kadar uzatılabilir. Ertelenen genel kurul toplantıları, ertelemenin sona erdiği tarihten itibaren üç ay içinde yapılır. Mevcut organların görev, yetki ve sorumlulukları erteleme süresi sonrasında yapılacak ilk genel kurula kadar devam eder.” denilmektedir.
Görüleceği üzere 7244 sayılı Kanunla kooperatif genel kurul toplantılarının erteleme/yapılmama durumunun ortaya çıkarabileceği potansiyel yönetimsel organ yokluğu durumu da böylece önlenmiş oldu.
Sonuç itibariyle, 7244 sayılı Kanun sonrasında kooperatiflerde, ilgili Bakanlıklara yetkiyi/sorumluluğu bırakmadan 2020 yılı içinde yapılması gereken olağan genel kurul toplantıları Temmuz ayı sonuna kadar ertelenmiş; ilgili Bakanlıklara bu süreyi 3 aya kadar (31 Ekim 2020’ye kadar) uzatma yetkisi de ayrıca verilmiştir. Yani 31 Ekim 2020’ye kadar kooperatiflerin genel kurul toplantısı yapmaları kesin bir kanun hükmü ile yasaklanmaktadır.
Peki, pandemi dönemi bitmediğine göre kooperatif genel kurul toplantıları Ekim 2020’den sonra yapılacak mı? Her şeye rağmen genel kurul yapılmaması halinde yukarıda belirtildiği üzere ilgili kooperatif yönetim kurulu üyeleri Kooperatifler Kanunu karşısında suç işlemiş mi sayılacaktır?
7244 sayılı Kanuna Göre 31 Ekim 2020’ye kadar Kooperatif Genel Kurullarının Yapıl(a)mamasının Cezai Sorumluluğu Var mıdır?
Kooperatiflerde genel kurul toplantısı yapılmasına ilişkin sadece Kooperatifler Kanunu ve ilgili hükümleri bulunmasına karşın, kooperatiflerle ilgili 3 ayrı bakanlığın 3 ayrı uygulaması ve yaklaşımıyla karşılaşılmaktadır. Bu durum zaten ortada bir kooperatifçilik politikasının bulunmamasının tezahürüdür.
Örneğin, yapı kooperatifleri ve bunların üst kuruluşlarının bağlı olduğu Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Mesleki Hizmetler Genel Müdürlüğünün “Genel Kurul Toplantıları” konulu, 15.06.2000 tarihli, 23262224-345.03-E.120658 sayılı Genelgesine göre “kooperatif genel kurullarının 31 Ekim’e kadar yapılması gerektiği, 2020 yılında yapılması gereken 2019 yılı genel kurullarının 2021 yılında birleştirilerek yapılmasının mümkün olmadığı vs.” ifadeleriyle, genel kuruların mutlaka yapılması yönünde görüş bildirilmiştir.
Oysa, aynı Kanun hükümlerine dayalı olarak ne Ticaret Bakanlığınca ne de Tarım ve Orman Bakanlığınca böyle bir genelge, tebliğ ya da “genel kurulu yapmazsanız suç duyurusunda bulunulacaktır!” tarzı bir yaklaşım sergilenmemiştir.
Bu durumda, salgının yayılmasını önlemeye yönelik tedbirlerin arttığı ve artacağının öngörüldüğü bu dönemde, 31 Ekime kadar ya da herhangi bir tarihe endeksli olarak şirket, kooperatif ya da dernek genel kurul toplantılarının yapılmasını savunmak; bunun da ötesinde kooperatif genel kurul toplantılarının yapılamamasından dolayı ilgili yönetim kurulu üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunulması, böyle bir suç duyurusunda bulunulacağının Genelge ile duyurulması açıklanabilir bir şey değildir.
Yani, 7244 sayılı Kanun sonrasında “olağan genel kurul toplantısını 2020 yılında yapacak şekilde çağırmayan yönetim kurulları” hakkında suç duyurusunda bulunmak mümkün değildir. Aksi bir durum, Anayasanın 38. maddesinde “Kimse, işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanunun suç saymadığı bir fiilden dolayı cezalandırılamaz; kimseye suçu işlediği zaman kanunda o suç için konulmuş olan cezadan daha ağır bir ceza verilemez.” şeklinde ifade edilen “Kanunilik ilkesi”ne açıkça aykırılık teşkil etmeyecek midir?
Ancak, her ne olursa olsun kooperatiflerin yüzlerce ortağını bir salonda bir araya getirmek ise pandemi ortamında cinayetle eşdeğer bir anlam taşıyacaktır. O halde soruna makul bir çözüm üretilmesi elzemdir.
Genel kurul toplantısına katılmak, kooperatif ortakları açısından vazgeçilmez ve müktesep nitelikli bir haktır. Ancak bu hakkın, salgın ortamında kullanılması beklenemez.
Örneğin, 65 yaş üzerinde ya da Büyükşehirde yaşayan bir ortağın pandemi ortamında çağrısı yapılacak bir genel kurul toplantısına katılma hakkı, kötü niyetli yönetim kurulunun bu pandemi sürecinde aldığı/alacağı çağrı kararı ile adeta “katıl katılabilirsen” dercesine ortadan kalkmış olmaktadır.
Dolayısıyla, çağrı yapılsa dahi bir kısım ortakların katılmayacağı ya da katılamayacağı hesap edilerek genel kurullarda alınan kararların hukuka uygunluğu da tartışmalı olacaktır. Dolayısıyla böyle bir süreç izlenerek alınan kararlar da aykırılık denetimine tabi tutulabilecektir.
Ortak sayısı 500’den fazla olan kooperatifler için yönetim ve denetim kurulu üye seçimlerinin gizli oy açık tasnif esasına göre yapılması gerektiğinden, ortakların birbirleri ile olan temasının zorunlu hale gelmiş olması bir yana; birçok kooperatifin ortak sayısının binlerle ifade edilmesi nedeni ile genel kurul yapılacak uygun bir alanın temini de mümkün değildir.
Bu durumda, 7244 sayılı Kanun sonrasında genel kurul kararı alınmasında ve genel kurulda alınan kararların hukuki akıbeti/geçerliği tartışmaya açıktır. O halde soruna makul ve kalıcı bir çözüm üretilmesi elzemdir.
Çözüm; elektronik tebligat ve elektronik genel kurul
Kooperatif örnek ana sözleşmelerinde “elektronik tebligat” ve “elektronik genel kurul” yapılmasını tarif eden hüküm bulunmamaktadır. Ancak bazı kooperatif ana sözleşmelerinde uzun zamandır “elektronik tebligat”a ilişkin özel düzenleme bulunduğu da bilinmektedir.
Yine, kooperatifler de mevcut yasal düzenlemeler ışığında “elektronik genel kurul” yapılmasına engel bir durum da bulunmamaktadır. Aksine Kooperatifler Kanununun 98. maddesi yollamasıyla gidilen Türk Ticaret Kanununda da böyle bir genel kurulun nasıl yapılacağına dair hükümler bulunmaktadır.
Yani kooperatiflerde elektronik tebligat ve genel kurul yapılıp yapılamaması meselesi, kanuni bir düzenlemeden çok “örnek ana sözleşme” olarak dikte edilen ana sözleşmelerdeki ufuk meselesidir.
Buna göre; Tebligat Kanununun “Elektronik tebligat” başlıklı 7/a maddesindeki “Tebligata elverişli bir elektronik adres vererek bu adrese tebligat yapılmasını isteyen kişiye, elektronik yolla tebligat yapılabilir” hükmü gereğince, kooperatifler de dâhil olmak üzere bütün şirketlerin ortaklarıyla yapacakları yazışma ve tebligatları e-posta ile yapmaları imkân dâhilindedir.
Dolayısıyla gerçek, sürekli ve hızlı çözüm; içinde bulunulan koşullar nedeniyle bir genel kurul yaparak ana sözleşme değişikliğine gitmek yerine, özel bir yasal düzenleme yapılarak kooperatiflerde elektronik tebligat ve elektronik genel kurul işlevinin bir an önce yürürlüğe konulması gerekmektedir.