I- GİRİŞ
Toplumsal hayatta olduğu gibi iş hayatında da düzenin varlığını sürdürebilmesi için belli kuralların olması gerektiği aşikardır. Düzeni sağlayan kurallara uyulmadığında bahsi geçen düzeni bozan, işyeri disiplinini ve işverenin otoritesini sarsan durumların varlığı durumunda işyerinde çeşitli olumsuzlukların ve huzursuzlukların yaşanacağı ortadadır. İşte bu tür düzen bozucu ve otoriteyi sarsıcı durumların varlığı halinde o düzene tabi olanların ve düzeni yöneten kişilerin bu davranışlara seyirci kalmaması doğaldır. Makalemizde iş hayatında birçok kişinin yaşadığı veya yaşayacağı durum olmakla birlikte işçilerin mağduriyet yaşamaması ve durumun işverenlerin insafı ile keyfiyetine bırakılmaması diğer yandan işçilerinde işverenleri suistimale uğratmaması adına iş kanununda yer verilmiş olan ve ayrıntıları yönüyle çok fazla bilgi sahibi olunmayan işverenlerce çalışanlarına uygulanan ücret kesme cezasının uygulanma alanları, cezanın neden kaynaklanabileceği, işletildiğinde nasıl bir yol izleneceği, işverenin sorumlulukları, işçilerin hakları gibi konularda bir çok soru işaretine cevap arayacağız.
II- YASAL MEVZUAT
10.06.2003 tarih 25134 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 4857 sayılı İş Kanunu’nun ücret kesme cezası başlığı altında yer alan 38. maddesinde “İşveren toplu sözleşme veya iş sözleşmelerinde gösterilmiş olan sebepler dışında işçiye ücret kesme cezası veremez. İşçi ücretlerinden ceza olarak yapılacak kesintilerin işçiye derhal sebepleriyle beraber bildirilmesi gerekir. İşçi ücretlerinden bu yolda yapılacak kesintiler bir ayda iki gündelikten veya parça başına yahut yapılan iş miktarına göre verilen ücretlerde işçinin iki günlük kazancından fazla olamaz. Bu paralar işçilerin eğitimi ve sosyal hizmetleri için kullanılıp harcanmak üzere Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı hesabına Bakanlıkça belirtilecek Türkiye’de kurulu bulunan ve mevduat kabul etme yetkisini haiz bankalardan birine, kesildiği tarihten itibaren bir ay içinde yatırılır. Her işveren işyerinde bu paraların ayrı bir hesabını tutmaya mecburdur. Birikmiş bulunan ceza paralarının nerelere ve ne kadar verileceği Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanının başkanlık edeceği ve işçi temsilcilerinin de katılacağı bir kurul tarafından karara bağlanır. Bu kurulun kimlerden teşekkül edeceği, nasıl ve hangi esaslara göre çalışacağı çıkarılacak bir yönetmelikte gösterilir” hükmü amirdir.
III- ÜCRET KESME CEZASI UYGULAMA ALANLARI
İşverenin çalıştıran, işçinin çalışan pozisyonunda olması doğal olarak işyerinde işverenin psikolojik ve ekonomik üstünlüğünü ortaya koymaktadır. İşverenlerin işin sürdürülebilirliği, işletmenin varlığını idame ettirebilmesi, kâr etme kaygısı, çalışan-lar arası adaleti sağlama, suiistimalleri engelleme vb. nedenlerle işyerinin disiplinini sağlaması gerekmekte olduğu aşikar olup bu nedenle iş disiplinini ön planda tutmak amaçlı olarak ücret kesintisi konusu, taşıdığı önem ve özellikle ücrete ilişkin bulunmasından ötürü gelir kaybına sebep vereceği için diğer disiplin cezalarından farklı bir konuma sahiptir. Kanun koyucu güçlü durumdaki işverenin zayıf konumdaki işçiyi baskı altına alıp keyfi uygulamalarla haksız yere cezalandırmak istemesi, yıldırma politikalarına başvurması vb durumları engellemek için ücret kesme cezasının uygulama koşullarını;
- İşveren, toplu sözleşme veya iş sözleşmelerinde gösterilmiş olan sebepler dışında işçiye ücret kesme cezası veremeyecek olup önceden belirlenmeyen ya da belirtilmeyen davranışlarda, somut dayanağı olmayan hususlarda ücret kesme cezası yoluna gidilemez.
- İşçi ücretlerinden ceza olarak yapılacak kesintilerin işçiye derhal sebepleriyle beraber bildirilmesi gerekir.
- İşçi ücretlerinden bu yolda yapılacak kesintiler bir ayda iki gündelikten veya parça başına yahut yapılan iş miktarına göre verilen ücretlerde işçinin iki günlük kazancından fazla olamayacaktır. Burada çizilen üst sınır işçinin ücretini koruma amacı gütmekte bu nedenle uygulanabilecek en çok miktarı ifade etmektedir.
- Bu paralar işçilerin eğitimi ve sosyal hizmetleri için kullanılıp harcanmak üzere Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı hesabına, Bakanlıkça belirtilecek Türkiye’de kurulu bulunan ve mevduat kabul etme yetkisini haiz bankalardan birine, kesildiği tarihten itibaren bir ay içinde yatırılır ve her işveren, işyerinde bu paraların ayrı bir hesabını tutmaya mecbur olup, işveren işçinin maaşından ceza olarak kestiği paraları hiçbir surette kendisi için alamayacağı
şeklinde sıralamış olup, kanun koyucu işverenlerin kesintiye uğrattıkları ücret cezalarını belgelendirerek değerlendirilmek üzere ilgili bakanlık hesabına aktarılmasını hükmederek bu yönüyle işverenlerin işçiyi suiistimal edip kendilerine haksız bir kazanç yolu açmasının önüne de geçmiştir.
Yapılan yorum hataları sonucu bazı uygulamalar yönünden sıklıkla karşılaşılan işçilerin hafta tatili yapmak istemesi, kanuni haklarını araması, yıllık izin kullanımı gibi konular sözleşmelerde ücret kesme cezasına sebep olarak belirlenmiş olsalar bile çalışana bu gibi kanuni hak kullanımı nedeniyle ceza verilemeyeceği gibi yine çalışan hangi fiili işlemiş olursa olsun ağır kusurlarda dahil olmak üzere iş sözleşmesinde veya toplu iş sözleşmesinde sayılmayan sebeplerden ötürü işçiye ücret kesme cezası verilemeyecektir. Yine savunma hakkının kutsal bir hak olması nedeniyle; işçiye bir disiplin cezası olan ücret kesme cezası uygulamadan önce işçiden savunması istenmeli ve sonra yapılacak değerlendirme sonucuna göre ceza tayin edilmeli veya edilmemelidir.
IV- SONUÇ
Ücret kesme cezası hususunda temel kuralımız ceza hukukunun ana prensiplerinden olan “kanunsuz suç olmaz” ve “kanunsuz ceza olmaz” ilkeleriyle aynı doğrultuda değerlendirilebileceğimiz işyerinin düzen ve disiplinini sağlamak amacıyla işçilere iş sözleşmelerinde veya toplu iş sözleşmelerinde belirlenmiş olan nedenler dışında hiçbir suretle ücret kesme cezasının verilememesidir. Yine ücret kesintilerden toplanan paralar işverenin mülkiyetinde tutulmamalı, 4857 sayılı Kanun’a aykırı olarak işçisinin ücret alacağına ücret kesme cezası uygulayan işverene ya da bu kesintileri belirlenen banka hesabına aktarmayan işverene 2020 yılında verilecek idari para cezası tutarının 1050 TL olduğu da bilinmeli sürpriz bir yaptırımla karşı karşıya kalınmamalıdır.
Fahrettin YÜKSEK*
Yaklaşım / Eylül 2020 / Sayı: 333