Hemen itiraf edelim, ülkemizdeki şirketlerin tamamına yakın kısmı, kurumsal bir yapıya sahip değil! Yani, aile şirketi. Bu da ister istemez bazı sakıncaları beraberinde getiriyor. Patronlar veya şirket ortakları, şirket ile kendileri arasında herhangi bir fark görmüyor ve şirkete ait para, gayrimenkul vb. kıymetleri istedikleri gibi kullanabileceklerini düşünüyorlar.
İşte, en büyük yanılgıda burada!
Şirketlerin, Ortaklarından Ayrı Tüzel Kişilikleri Var, Bunun Kabullenilmesi Şart!
TTK’ya göre şirketlerin ortaklarından ayrı tüzel kişilikleri var. Yani, ortaklar ayrı, şirketin tüzel kişiliği ayrı.
Bunun özellikle şirket ortakları ve patronları tarafından peşinen kabul edilmesi gerekiyor!
Konutların Patronlar/Ortaklar Tarafından Kullanılması ile 3. Şahıslara Kiralanması Aynı Şey!
Son dönemlerde, şirketlerin konut satın alarak, patronların veya şirket ortaklarının kullanımına bırakmaları olayına sıkça rastlanılıyor. Bunu engelleyen yasal bir düzenlemede bulunmuyor.
Şirketler açısından mal ve hizmet alım - satımı, kiralama, ödünç alıp verme vb. işlemlerin ortaklarla yapılması ile 3. şahıslarla yapılması arasında herhangi bir fark yok. Şirketlerin 3. şahıslarla yaptığı işler nasıl ticari iş ise, ortaklarıyla yaptığı işler de ticari iş niteliğinde.
Her İkisi de Vergiye Tabi!
Şirket aktifine kayıtlı konutların 3. kişilere kiralanması işlemi, ticari faaliyet kapsamında kurumlar vergisi ve KDV’ye tabi bulunuyor. Bu şekilde yapılan kiralama işlemleri nedeniyle tahakkuk ettirilen kira bedelleri kurum kazancına dahil edilerek kurumlar vergisine tabi tutuluyor, ayrıca kira bedelleri üzerinden yüzde 18 KDV hesaplanıyor.
Konutların ortaklara kiraya verilmesi halinde de, durum değişmiyor, kira tutarları üzerinden aylık dönemler itibariyle ortaklar adına fatura düzenlenmesi ve yüzde 18 KDV hesaplanması gerekiyor.
Yalnız burada, ortaklar için belirlenen kira tutarının 3. Şahıslar için tespit edilen kira tutarından düşük veya yüksek olmamasına özellikle dikkat edilmesi gerekiyor. Çünkü, her iki durum da, transfer fiyatlandırması yönünden sorgulanabilir ki, bu da ciddi bir konu (KVK Mad.13).
Patronlar/Ortaklar Konutları Bedelsiz Kullanıyor!
Uygulamaya bakıldığında, şirkete ait konutların genel olarak patronlar ve/veya ortaklar tarafından bedelsiz kullanıldığı görülüyor. Şirketin patronu veya ortakları, şirketin sahibi olmaları nedeniyle şirkete ait konutun da sahibi olduklarını ve kendi konutları için kira ödememeleri gerektiğini düşünüyorlar.
Bu konuda ikna edilmeleri de oldukça zor görünüyor.
Maliye’nin Vergi İncelemelerinde Baktığı Önemli Konular Arasında!
Şirkete ait konutların bedelli veya bedelsiz olarak patron veya şirket ortaklarının kullanımına bırakılıp bırakılmadığı konusu, vergi incelemelerinde bakılan ana konular arasında. Tanımlanan önemli risklerden birisi.
Aman Dikkat! Son Dönemde Ciddi Vergi Tarhiyatları Yapılmaya Başlandı!
Vergi Müfettişleri, inceleme yaptıkları şirketlerde, şirkete kayıtlı konut varsa, bunların patron ve/veya şirket ortaklarının kullanımına tahsis edilip edilmediğini araştırıyor. Böyle bir durum varsa kira alınıp alınmadığını, kira için fatura düzenlenip düzenlenmediğini ve kira tutarının o bölgedeki emsali kiralara göre uygun olup olmadığını sorguluyor. Kira alınıyorsa, faturası düzenleniyorsa ve kira bedeli emsaline göre uygunsa herhangi bir işlem yapılmıyor.
Ancak, kira alınmıyorsa ya da belirlenen kira bedeli düşükse, emsal kira bedeli tespit ediliyor, belirlenen kira bedeli üzerinden vergi ziyaı cezalı kurumlar vergisi ve KDV tarhiyatı yapılıyor. Kira bedeli yüksekse, bu defa da transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü kazanç dağıtımı yapılıp yapılmadığına bakılıyor, buna göre de gerekli işlemler yapılıyor.
Yani, bundan kaçış yok. Patron veya şirket ortaklarına aktifine kayıtlı konutları tahsis eden şirketlerin, bu hususa dikkat etmelerinde yarar var. Aksi halde, ciddi yaptırımlarla karşı karşıya kalma ihtimalleri oldukça yüksek. ABDULLAH TOLU