2016 yılında TBMM tarafından kabul edilerek yürürlüğe giren 6754 sayılı Bilirkişilik Kanunu ile uygulamaya yön veren Bilirkişilik Yönetmeliği 3.8.2017 tarihinde yürürlüğe girmiş bulunmaktadır. Uzun yıllardır Türk Yargı Sisteminde yer alan bilirkişilik kurumu yaşanan sıkıntılar sebebiyle Adalet Bakanlığı tarafından Yargı Reformu Stratejisi kapsamında büyük bir reforma tabi tutulmuş ve müstakil bir Kanun olarak düzenlenmiş bulunmaktadır.
Sistemin sağlıklı çalışması için Adalet Bakanlığı bünyesinde sicilleri oluşturmak ve takip için Bilirkişilik Daire Başkanlığı kurulmuş, mahkeme boyutunda hâkimlerin bilirkişi görevlendirmelerine bir usul ve standart getirilmiş, bilirkişi ayağına ise belli bir sorumluluk ve denetim imkanı getirilmiştir. Özellikle bilirkişilik yapacak kişilere getirilen temel eğitim zorunluluğu ile bilirkişilik sürecinde yargılamaya ilişkin olarak alanında ihtiyaç duyulan temel bilgilerin verildiği bir eğitim getirilmiştir.
Bilirkişi; hukuki konuların en yetkini olduğu kabul edilen hâkimin, uyuşmazlığı giderebilmek için ihtiyaç duyduğu, hukuk dışındaki, özel veya teknik bilgiyi ona sunan gerçek veya tüzel kişidir. Bilirkişiler ve bilirkişi raporu tanık gibi kesin bir delil değildir, yani takdiri bir delildir, mahkemeyi bağlamaz ama hâkim kararında kendisine yardımcı olması için bilirkişi raporunu talep edebilir. Bilirkişi, görevin ifası ile sınırlı olarak Türk Ceza Kanunu anlamında kamu görevlisidir.
6754 sayılı Bilirkişilik Kanunu ile birlikte, bilirkişilerle ilgili temel ilkeleri belirlenmiş ve bilirkişinin, görevini dürüstlük kuralları çerçevesinde bağımsız, tarafsız ve objektif olarak yerine getirmesi sağlanmış olacaktır. Kanunla verilen görevleri yerine getirmek üzere Bilirkişilik Danışma Kuruluoluşturulmuş ve Danışma Kurulu üyelerinin kimler olacağı belirlenmiştir.
Ayrıca, her bölge adliye mahkemesinin kurulu bulunduğu yerde bir Bilirkişilik Bölge Kuruluoluşturulmuş ve bölge kurulunun oluşumu, üyelerin nitelikleri, bölge kurulunun görevleri, bölge kurulu başkanın görevleri ile bölge kurulunun çalışma usul ve esasları belirlenmiştir. 2017 yılında uygulaması başlayan yeni Kanun kapsamında bilirkişilik yapacak kişilere yönelik olarak zorunlu olan temel eğitimler verilmeye başlanmıştır. Eğitim kuruluşları, eğitimlerini tamamlayan katılımcılara en geç on beş gün içinde temel eğitimi tamamladıklarına dair “Temel Eğitim Katılım Belgesi” vermektedirler.
Kanun ve Yönetmeliğe göre Bilirkişide bulunması gereken nitelikler kısaca şöyledir;
– Yetkinlik ve mesleki özen: Bilirkişi, adalete hizmet etme bilinciyle, görevini etkin, zamanında ve verimli biçimde yerine getirmeyi, sunduğu hizmet kalitesini yükseltmeyi hedefler.
– Bağımsızlık: Bilirkişi, görevlendirmeyi yapan mercie, davanın taraflarına ve kendi işverenine karşı bağımsız olup, görevini yalnızca uzmanlık alanındaki bilimsel verilere göre yerine getirir.
– Dürüstlük ve tarafsızlık: Bilirkişi, görevini dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayrım yapmaksızın dürüstlük ve tarafsızlık ilkeleri doğrultusunda yerine getirir.
– Saygınlık ve güven: Bilirkişi, görevinin saygınlığını ve kişilerin adalete olan güvenini zedeleyen veya şüpheye düşüren her türlü tavır ve davranıştan kaçınır.
– Görevi kabul yükümlülüğü: Sicile ve listeye kayıtlı olan bilirkişi kendisine verilen görevi kabulle yükümlüdür. Bilirkişi, görevlendirildiği konuda uzmanlık bilgisi ve tecrübesinin yeterli olmadığını, konunun kendi uzmanlık alanına girmediğini, varsa görevi kabulden kaçınmasını haklı kılacak mazeretini, görevlendirmeyi yapan mercie bildirmekle yükümlüdür. –Menfaat elde etme yasağı:Bilirkişi, bilirkişilik görev, unvan ve yetkilerini kullanarak kendisi, yakınları veya üçüncü kişiler lehine menfaat sağlayamaz, hediye alamaz ve aracılıkta bulunamaz.
– Bildirim yükümlülüğü: Bilirkişi, etik ilkelerle bağdaşmayan veya hukuka aykırı iş ve eylemlerde bulunmasının kendisinden talep edilmesi halinde ya da görevini yerine getirirken bu tür bir eylem veya işlemden haberdar olduğunda durumu gecikmeksizin görevlendirmeyi yapan mercie bildirir.
– Reklam yasağı: Bilirkişinin, bilirkişilik görevi almak için reklam sayılabilecek her türlü girişim ve eylemde bulunması, internet sitesinde, tabelalarında ve basılı kâğıtlarında sicil ve listeye kayıtlı bilirkişi olduğuna dair ibareler kullanması yasaktır.
Mevcut yasal düzenlemelere göre, bilirkişilik başvurusunda bulunacak gerçek kişilerde aşağıdaki şartlar aranacaktır:
- 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 53 üncü maddesinde belirtilen süreler geçmiş olsa bile; kasten işlenen bir suçtan dolayı bir yıldan fazla süreyle hapis cezasına ya da affa uğramış olsa bile devletin güvenliğine karşı suçlar, Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar ile zimmet, irtikâp, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, güveni kötüye kullanma, hileli iflas, ihaleye fesat karıştırma, edimin ifasına fesat karıştırma, suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama veya kaçakçılık, gerçeğe aykırı bilirkişilik veya tercümanlık yapma, yalan tanıklık ve yalan yere yemin suçlarından mahkûm olmamak.
- Terör örgütleriyle iltisaklı veya irtibatlı olmamak.
- Daha önce kendi isteği dışında sicilden ve listeden çıkarılmamış veya bilirkişilik yapmaktan yasaklanmamış olmak.
- Disiplin yönünden meslekten veya memuriyetten çıkarılmamış ya da sanat icrasından veya mesleki faaliyetten geçici ya da sürekli olarak yasaklanmamış olmak.
- Başka bir bölge kurulunun listesine kayıtlı olmamak.
- Bilirkişilik temel eğitimini başarıyla tamamlamak.
- Bilirkişilik yapacağı uzmanlık alanında en az beş yıl fiilen çalışmış olmak ya da Daire Başkanlığınca daha fazla çalışma süresi belirlenmiş ise bu süre kadar fiilen çalışmış olmak.
- Meslek mensubu olarak görev yapabilmek için ilgili mevzuat gereği aranan şartları haiz olmak ve mesleğini yapabilmek için gerekli olan uzmanlık alanını gösteren diploma, meslekî yeterlilik belgesi, uzmanlık belgesi, ustalık belgesi veya benzeri belgeye sahip olmak.
- Daire Başkanlığının bilirkişilik temel ve alt uzmanlık alanlarına göre belirlediği yeterlilik koşullarını taşımak.
Bilirkişiler, aşağıdaki şartlardan birinin gerçekleşmesi hâlinde sicilden ve listeden çıkarılır:
- Bilirkişiliğe kabul şartlarının kaybedilmesi veya sicile kabul tarihinde gerekli şartların bulunmadığının sonradan tespit edilmesi.
- Kanuni bir sebep olmaksızın bilirkişilik yapmaktan kaçınılması veya raporun belirlenen süre içinde mazeretsiz olarak verilmemesi.
- Bilirkişilik görevi ve bu görevin gerektirdiği etik ilkelerle bağdaşmayan, güven duygusunu sarsıcı tutum ve davranışlarda bulunulması.
- Temel ilkelere aykırı olarak bilirkişilik faaliyetinde bulunulması.
- Bölge kurulu tarafından yapılacak performans değerlendirmeleri sonucunda yeterli bulunulmaması.
- Bilirkişilik süresinin dolmasına rağmen süresi içerisinde yenileme talebinde bulunulmaması.
- Bilirkişinin sicilden ve listeden çıkarılmayı talep etmesi.
Bilirkişi görevlendirilmesinde dikkat edilecek hususlar şöyledir;
- Bilirkişi, resen veya talep üzerine ilgili merci tarafından görevlendirilebilir.
- Bilirkişiler, bölge kurullarınca düzenlenen listelerden seçilir. İşin mahiyetine göre gerekçesi açıkça gösterilmek kaydıyla birden fazla bilirkişi görevlendirilebilir.
- Adlî ve idarî yargıda görev alacak bilirkişiler, bölge adliye mahkemelerinin yargı çevreleri esas alınmak suretiyle bilirkişilik bölge kurulları tarafından hazırlanan listelerden görevlendirilir. Ancak kendi bölge listesinde ilgili uzmanlık alanında bilirkişi olmasına rağmen diğer bir bölgedeki bilirkişinin, görevlendirme yapılan yere daha yakın bir mesafede bulunması durumunda, bu listeden de görevlendirme yapılabilir.
- Bölge kurulunun hazırladığı listede bilgisine başvurulacak uzmanlık alanında bilirkişi bulunmaması hâlinde, diğer bölge kurullarının listelerinden, burada da bulunmaması halinde listelerin dışından bilirkişiliğe kabul şartlarını haiz kişiler arasından görevlendirme yapılabilir. Listelerin dışından görevlendirilen bilirkişiler, bölge kuruluna bildirilir.
- Yüksek mahkemelerin ilk derece mahkemesi olarak baktıkları dava ve işlerde, tüm bölge kurulları listelerinde kayıtlı bilirkişiler arasından görevlendirme yapılabilir.
- İnceleme konusunun başka bir bölgede bulunması halinde ya da fizikî evrak gönderilmesi ve mahallinde inceleme yapılmasının gerekmemesi durumunda bölge kurulunun hazırladığı listede bilgisine başvurulacak uzmanlık alanında bilirkişi bulunmaması kaydıyla, bölge listesi esasına uyulmaksızın ilgili bölge kurulu listesinden UYAP vasıtasıyla elektronik ortamda doğrudan bilirkişi görevlendirilebilir.
Görevlendirilen bilirkişiye, inceleme yaptırılacak konunun kapsamı ve sınırları yazılı olarak bildirilir ve açıkça anlatılır. Bu yazıda aşağıdaki hususlara yer verilir:
- İnceleme konusunun bütün sınırlarıyla ve açıkça belirlenmesi,
- Bilirkişinin cevaplaması gereken sorular,
- Takdir edilen bilirkişi ücreti,
- Raporun verilme süresi,
- Gerçeğe aykırı mütalaada bulunması halinde 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 276 ncı maddesi uyarınca cezalandırılacağı.
Öte yandan, bilirkişi; kendisine tevdi olunan görevin, uzmanlığı, özel veya teknik bilgiyi gerektirmediğini, temel ve alt uzmanlık alanına girmediğini, inceleme konusu iş ve işlemlerin açıklığa kavuşturulması için alanında uzman başka bir bilirkişi ile işbirliğine ihtiyaç duyduğunu veya varsa görevden çekinmeyi haklı kılacak bir mazeretinin bulunduğunu, görevin kendisine verilme tarihinden veya çekinmeyi gerektirecek durumun sonradan öğrenilmesi halinde bu tarihten itibaren en geç bir hafta içinde görevlendirmeyi yapan mercie bildirmesi gerekmektedir.
Düzenlenen Bilirkişi Raporunda aşağıdaki hususlar yer alacaktır:
- Görevlendirmeyi yapan merci,
- Dosya numarası,
- Yargılamanın taraflarına ait bilgiler,
- Görevlendirme tarihi ve süresi,
- İncelemenin konusu,
- Kendisinden gözlemlenmesi ve incelenmesi istenen maddi unsurlar,
- İnceleme yöntemi,
- Bilimsel ve teknik dayanaklar,
- Gerekçeli sonuç,
- Raporun düzenlenme tarihi,
- Bilirkişi gerçek kişi ise adı ve soyadı, unvanı, sicil numarası ve imzası,
- Bilirkişi tüzel kişi ise ticaret unvanı, kanuni temsilcisinin adı ve soyadı, tüzel kişi adına raporu tanzim eden gerçek kişi bilirkişinin adı ve soyadı ile sicil numarası ve imzası.
Bilirkişilik Yönetmeliğine göre; bilirkişiye, tarife esas alınmak suretiyle görevlendirmeyi yapan merci tarafından incelemenin nitelik ve önemi, bilirkişinin sarf etmiş olduğu emek ve zaman göz önünde bulundurularak belirlenen bilirkişi ücreti ödenir. Bilirkişi gider ve ücretine ilişkin usul ve esaslar tarife ile belirlenir. Mahkemede yargılama sürecinde bilirkişiyi görevlendiren hakim tarafından bir ücret belirlenmemişse, Adalet Bakanlığı bünyesinde kurulu olan Daire Başkanlığı tarafından yıllık olarak hazırlanan “Bilirkişilik Asgari Ücret Tarifesi” esas alınır.
Adalet Bakanlığı tarafından en son bilirkişi ücret tarifesi 2016 yılında belirlenen “Hukuk Muhakemeleri Kanunu Bilirkişi Ücret Tarifesi” olup söz konusu Tarife ile 12.1.2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu gereğince bilirkişiye ödenecek ücret ve giderlerin miktarı ile bunların ödenmesine ilişkin usul ve esaslar belirlenmiştir. Bilirkişi ücreti, bilirkişiye sarf etmiş olduğu emek ve mesaisi karşılığı ödenen ücrettir. Bilirkişiye inceleme, ulaşım, konaklama ve diğer giderleri de ödenir. Bu Tarifeye göre verilecek bilirkişi ücretleri aşağıda yer almaktadır.
a)Sulh hukuk mahkemelerinde görülen dava ve işler için | 165,00 TL |
b) İcra hukuk mahkemelerinde görülen dava ve işler için | 165,00 TL |
c) Asliye hukuk mahkemelerinde görülen dava ve işler için | 275,00 TL |
ç) Aile mahkemelerinde görülen dava ve işler için | 220,00 TL |
d) İş mahkemelerinde görülen dava ve işler için | 220,00 TL |
e) Kadastro mahkemelerinde görülen dava ve işler için | 220,00 TL |
f) Tüketici mahkemelerinde görülen dava ve işler için | 165,00 TL |
g) Fikri ve sınai haklar hukuk mahkemelerinde görülen dava ve işler için | 330,00 TL |
ğ) Asliye ticaret ve denizcilik ihtisas mahkemelerinde görülen dava ve işler için | 330,00 TL |
193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 61 inci maddesine göre ücret; işverene tabi ve belirli bir işyerine bağlı olarak çalışanlara hizmet karşılığı verilen para ve ayınlar ile sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatlerdir. Ücretin ödenek, tazminat, kasa tazminatı, tahsisat, zam, avans, aidat, huzur hakkı, prim, ikramiye, gider karşılığı veya başka adlar altında ödenmiş olması veya bir ortaklık münasebeti niteliğinde olmamak şartı ile kazancın belli bir yüzdesi şeklinde tayin edilmiş bulunması onun mahiyetini değiştirmez. Diğer taraftan, aynı maddenin 3’üncü fıkrasının (5) numaralı bendinde; bilirkişilere, resmi arabuluculara, eksperlere, spor hakemlerine ve her türlü yarışma jürisi üyelerine ödenen veya sağlanan para, ayın ve menfaatlerin de ücret sayıldığı hükme bağlanmıştır. GVK’nın 62 nci maddesinde ise işverenler, hizmet erbabını işe alan, emir ve talimatları dahilinde çalıştıran gerçek ve tüzel kişiler olarak tanımlanmıştır. Aynı Kanunun 94’üncü maddesinde ise tevkifat yapmak zorunda olan mükellefler sayılmış, aynı maddeye göre hizmet erbabına ödenen ücretler ile ücret sayılan ödemelerden (istisnadan faydalananlar hariç) vergi tarifesi uygulanmak suretiyle vergi tevkifatı yapılacağı belirtilmiştir.
Ücret ödemelerinin ne şekilde vergilendirileceği konusunda 128 ve 160 Seri No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliğlerinde yapılan açıklamalara göre; bir hizmet erbabının birden fazla işverenden ücret alması halinde her bir işverenin ödediği ücretler ayrı ayrı vergilendirilecektir. Dolayısıyla, vergi tarifesi her bir işverenin ödediği ücrete, diğer işveren veya işverenlerin ödediği ücretle ilgilendirmeksizin ayrı ayrı uygulanacaktır. Diğer taraftan, GVK’nın 86/1-b maddesine göre, tek işverenden alınmış ve tevkif suretiyle vergilendirilmiş ücret gelirleri için tutarı ne olursa olsun yıllık beyanname verilmeyecektir. Diğer gelir unsurları için yıllık beyanname verilmesi halinde de bu gelirler beyannameye dahil edilmeyecektir. Ancak, GVK’nın 86/1-b maddesinin parantez içi hükmüne göre birden fazla işverenden ücret alıp, birden sonraki işverenden aldıkları ücretlerin toplamı 103’üncü maddede yazılı vergi tarifesinin ikinci gelir diliminde yer alan tutarı (296 Seri Nolu GVK Genel Tebliği ile 2017 yılı için 30.000 TL) aşan mükelleflerin, tamamı tevkif suretiyle vergilendirilmiş olanlar da dahil olmak üzere tüm ücretlerini yıllık beyanname ile beyan etmeleri gerekmektedir.
Yeni Kanun, Yönetmelik ve Genelgeler doğrultusunda şekillenen Bilirkişilik Müessesesi hakkında özetle şunlar söylenebilir;
- Bilirkişilik yapabilmek için mevcut bilirkişilerin ve yeni başlayacak olanların mutlaka bilirkişilik temel eğitimini almaları ve her 3 yılda bir de yenileme eğitimine tabi tutulmaları gerekmektedir,
- Genel bilgi veya tecrübeyle ya da hâkimlik mesleğinin gerektirdiği hukukî bilgiyle çözümlenmesi mümkün olan konularda bilirkişiye başvurulamaz,
- Hukuk öğrenimi görmüş kişiler, hukuk alanı dışında ayrı bir uzmanlığa sahip olduğunu belgelendirmedikçe, bilirkişi olarak görevlendirilemez,
- Bilirkişi, raporunda çözümü uzmanlığı, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hususlar dışında açıklama yapamaz; hâkim tarafından yapılması gereken hukukî nitelendirme ve değerlendirmelerde bulunamaz,
- Bilirkişiler görevi yaparken etik ilkelere ve bilirkişilik temel ilkelerine uymakla mükelleftirler,
- Bilirkişinin uzmanlık alanı dışında görevlendirilmesi mümkün değildir,
- Bilirkişileri savcılar veya hâkimler bölge listesinden görevlendirir, bölge listesinde yoksa diğer bölgeden, orada da yoksa dışarıdan birini gerekçesini belirterek atayabilir, bilirkişileri Tahkim Heyeti ve icra müdürlüğü de gerekmesi halinde bilirkişi atayabilir,
- Bilirkişinin hiçbir makam veya kişinin emir, talimat, tavsiye veya telkinini almadan görevini yerine getirmesi gerekir,
- Bilirkişinin sır saklama yükümlülüğü, görevin sona ermesinden sonra da devam eder,
- Bilirkişiler heyet halinde de görevlendirilebilir, en az üç kişi olmak kaydıyla heyetin sayısında üst sınır yoktur,
- Bilirkişiler, görevi aldıktan sonra yasaklılık ve çekilme konusuna dikkat etmeli ve böyle bir durum söz konusu ise hemen mahkemeye başvurmalı ve dosyayı iade etmelidir,
- Bilirkişi, almış olduğu dosyayı önce 7 gün içinde bir ön incelemeye tabi tutması ve yasaklı olup olmadığı ve konunun uzmanlık alanına girip girmediğine bakması aksi takdirde dosyayı iade etmesi gerekir,
- Bilirkişi ön inceleme sırasında eksik belge varsa onu hemen istemeli, başka bir uzmanlık alanı varsa mahkemeden o alanda da bilirkişi görevlendirilmesini yazılı olarak istemelidir,
- Bilirkişiler mahkemenin verdiği süre içinde raporu teslim etmek durumundadır, süre yetersiz ise ek süre talep etmeleri gerekir,
- Bilirkişiler, şartlar gerçekleştiğinde soruşturmaya tabi olup, bunun sonucunda uyarı, belli bir süre men, veya bilirkişilikten çıkarılma cezası alabilirler,
- Bilirkişiler, davalı ve davacıya eşit mesafede olmalıdır, hâkim gibi bağımsız olmalıdır ve yazılı görev ne ise ona bağlı kalarak sadece soruları cevaplamalıdır,
- Bilirkişilerin, mahkeme yani hâkim tarafından verilen görevi keyfi olarak kabul etmeme imkanı yoktur, ancak; husumet, bağlılık, maddi çıkar ve akrabalık bağı gibi hususlarda görevden çekilebilir,
- Hâkim bilirkişiye yerinde inceleme yetkisi vermiş ise, verilen sınırlar içerisinde belgeler ve defterler incelenmeli ve tespitler yapılmalıdır,
- Dosyayı alan bilirkişi, yeni sisteme göre soruların sorulmadığını ve hukuki görüş istendiğini anlaması durumunda mahkemeye yazı yazarak görev tanımına uygun olmayan bir görevlendirmenin yapıldığını ve soruların sorulması gerektiğini yazılı olarak isteyebilir,
- Bilirkişilerin, düzenleyecekleri raporda mutlaka hâkimin sormuş olduğu soruları cevaplamalı ve belirlenen formata uygun olarak raporun düzenlenmesi ve imzalayıp mahkemeye teslim etmesi gerekir,
- Bilirkişiler yazılacak raporun bir adli yazı niteliğinde olduğunu, yazışma kurallarına uyulması gerektiğini ve belirlenen formatta ve Türkçe yazım kurallarına uyularak anlaşılır bir dille yazılması gerektiğini ve de sorulan soruların açık ve net olarak cevaplanması gerektiğini unutulmamalıdır.
- Bilirkişilik ücretinden gelir vergisi tevkifatı ve damga vergisi kesintisi yapılarak, kalan tutarın bilirkişiye ödenmesi gerekmektedir. İmdat TÜRKAY
- http://vergialgi.net/arastirmalar/yeni-bilirkisilik-sistemi-uygulamaya-girdi/