1. KANUN GEREKÇESİ
7101 sayılı İcra ve İflas Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanunla[1]2004 sayılı İcra ve İflas Kanununda yapılan değişiklikle iflas ertelemesi müessesesi kaldırılmış olup Konkordato kurumu kapsamlı bir şekilde yeniden ele alınmıştır. Kanunun genel gerekçesinde bu değişikliklere duyulan ihtiyaç aşağıdaki şekilde ifade edilmiştir.
İflas erteleme kurumundan beklenen fayda elde edilemediği gibi, birçok durumda alacaklılar da alacaklılarını tahsil edememiş, mali durumları kötüleşmiş ve bu nedenle bir nevi iflas erteleme diğer bir iflas erteleme talebine sebebiyet verir duruma gelmiştir. Öte yandan uzun yargılama süreleriyle birlikte uzayan tedbir süreleri, kötü niyetli borçlu ve alacaklıların sürece müdahil olmaları gibi nedenler, iflas erteleme yargılamalarının kalitesini problemli hale getirmiştir.
İflas ertelemede alacaklıların herhangi bir söz hakkı bulunmamakta, süreç borçlu ve mahkeme arasında yürümektedir. Bu nedenle mevcut iflas erteleme kurumu, dünya bankasının yatırım ortamına ilişkin notlandırmasında aradığı, alacaklıların söz sahibi olması kriterini de sağlamamaktadır. Tasarı ile iflas erteleme kurumu kaldırılarak, alacaklılar ile borçlunun müzakere etmesi ve müzakere sonucundaki anlaşmalarının mahkemece tasdiki temeline dayanan konkordato kurumu, daha işlevsel bir hale getirilmektedir.
2. KONKORDATO BAŞVURUSU
İcra ve İflas Kanununun 285 inci maddesine göre, Borçlarını, vadesi geldiği hâlde ödeyemeyen veya vadesinde ödeyememe tehlikesi altında bulunan herhangi bir borçlu, vade verilmek veya tenzilat yapılmak suretiyle borçlarını ödeyebilmek veya muhtemel bir iflâstan kurtulmak için konkordato talep edebilir.
Konkordato talebi, borçlu tarafından yapabileceği gibi alacaklılar tarafından da yapılabilir. Gerekçeli bir dilekçeyle, borçlu hakkında konkordato işlemlerinin başlatılmasını isteyebilir. Bu durumda anılan belge ve kayıtların hazırlanması için gerekli masraf alacaklı tarafından karşılanır. Bu getirilen yeni düzenleme ile konkordato sürecine alacaklılarda dahil edilmekte süreç her iki kesimin bilgisi dahilinde şeffaf bir şekilde yürütülmektedir. İflas erteleme müessesesinde ise alacaklı sürece dâhil edilmediği için bir yanı eksik kalmış ve bu düzenleme ile tamamlanmıştır.
Konkordato talebine eklenecek belgeler kanunun 286 ncı maddesinde düzenlenmiş olup ayrıntılı bilgiler ise Konkordato Talebine Eklenecek Belgeler Hakkındaki Yönetmelikte[2]açıklanmıştır. Buna göre, borçlunun, konkordato talebine aşağıdaki belgeleri eklemesi gerekmektedir.
2.1. Konkordato ön projesi
Konkordato ön projesi, borçlunun borçlarını hangi oranda veya vadede ödeyeceğini, bu kapsamda alacaklıların alacaklarından hangi oranda vazgeçmiş olacaklarını, ödemelerin yapılması için borçlunun mevcut mallarını satıp satmayacağını, borçlunun faaliyetine devam edebilmesi ve alacaklılara ödemelerini yapabilmesi için gerekli malî kaynağın sermaye artırımı veya kredi temini yoluyla yahut başka bir yöntem kullanılarak sağlayıp sağlamayacağını göstermesi gerekir.
2.2. Borçlunun malvarlığının durumunu gösterir belgeler
İcra ve İflas Kanununun 286/b maddesi ile Konkordato Talebine Eklenecek Belgeler Hakkındaki Yönetmelik düzenlemesinin 6 ncı maddesine göre, konkordato ön projesinde borçlunun, borçlarını hangi oranda veya vadede ödeyeceği, alacaklıların, alacaklarından hangi oranda vazgeçmiş olacakları, borçlunun, ödemelerin yapılması için mallarını satıp satmayacağı, borçlunun faaliyetine devam edebilmesi ve alacaklılara ödemelerini yapabilmesi için gerekli malî kaynağı hangi yöntemle sağlayacağı; bu kapsamda sermaye artırımı veya kredi temini yoluna gidip gitmeyeceği yahut başka bir yöntem kullanıp kullanmayacağı yer alır.
Borçlu, malvarlığının durumunu gösterir belgeleri konkordato talebine ekler. Şayet borçlu, defter tutmaya mecbur kişilerden ise ayrıca aşağıdaki belgeleri de ekleyecektir.
a) 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununa göre hazırlanan son bilanço
b) Gelir tablosu
c) Nakit akım tablosu
ç) İşletmenin devamlılığı esasına göre hazırlanan ara bilanço
d) Aktiflerin muhtemel satış fiyatları üzerinden hazırlanan ara bilanço
e) Ticari defterlerin açılış ve kapanış tasdikleri ile elektronik ortamda oluşturulan defterlere ilişkin e-defter berat bilgileri
f) Maddi ve maddi olmayan duran varlıklara ait olup defter değerlerini içeren listeler
g) Tüm alacak ve borçları, vadeleri ile birlikte gösteren liste ve belgeler
ğ) Borçlunun malî durumunu açıklayıcı diğer bilgi ve belgeler
h) Bağımsız denetime tabi olan borçlular için, birinci fıkranın (a), (b) ve (c) bentlerinde sayılanların bağımsız denetimden geçmiş olması gerekir.
Bunların yanında borçlu; alacaklıları, alacak miktarlarını ve alacaklıların imtiyaz durumunu gösteren listeyi konkordato talebine ekler. Borçlu, konkordato ön projesinde yer alan teklife göre alacaklıların eline geçmesi öngörülen miktar ile iflası hâlinde alacaklıların eline geçebilecek muhtemel miktarı karşılaştırmalı olarak gösteren tabloyu ve makul güvence veren denetim raporunu konkordato talebine ekler.
2.3. Makul güvence raporu
Kamu Gözetimi Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumunun 14.02.2019 tarih ve 75935942-050.01.04-[01/71] sayılı Kurul kararında, 2004 sayılı Kanunun 286/1-(e) maddesi ve Konkordato Talebine Eklenecek Belgeler Hakkında Yönetmelik kapsamında yapılacak denetim sonucunda düzenlenecek Konkordato Ön Projesine İlişkin BAĞIMSIZ MAKUL GÜVENCE RAPORU örneğine yer verilmiştir. Raporda bağımsız denetçi tarafından yapılacak değerlendirmeler ve ulaşılacak sonuçlara göre aşağıdaki verilere yer verilmesi ve görüş bildirilmesi gerektiğine vurgu yapılmıştır.
a) Konkordato Talebine Eklenecek Belgeler Hakkında Yönetmelik’in 13 üncü maddesi uyarınca son bilanço, gelir tablosu, nakit akım tablosu, ara bilançolar ile diğer tarihi finansal bilgilerin finansal raporlama çerçevesine uygun olarak hazırlanıp hazırlanmadığı ve gerçeğe uygun bir biçimde sunulup sunulmadığının belirlenmesine yönelik olarak Bağımsız Denetim Standardı 805’e göre yapılmış olan bağımsız denetimde olumlu görüşe [veya sınırlı olumlu görüşe] varılması nedeniyle yürütülen makul güvence denetimi ve inceleme sonucunda güvence denetimi raporu hazırlanacaktır.
b) Borçlunun konkordato başvurusuna eklenecek, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 285 ve 286 ncı maddeleri kapsamında (ileriye yönelik finansal bilgiler niteliğinde olan) (konkordato ön projesinde yer alan teklife göre alacaklıların eline geçmesi öngörülen miktar ile borçlunun iflâsı hâlinde alacaklıların eline geçebilecek muhtemel miktarı karşılaştırmalı olarak gösteren) karşılaştırma tablosu incelenecektir. Karşılaştırma tablosunun temelini oluşturan varsayımları destekleyen kanıtlara ilişkin incelemeye göre, bu varsayımlar karşılaştırma tablosu için makul bir dayanak oluşturmalıdır. Verilecek görüşte karşılaştırma tablosu, varsayımlara dayanarak uygun şekilde hazırlanmış ve tüm önemli yönleriyle 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 285 ve 286 ncı maddelerine uygun olarak sunulduğu belirtilecektir.
c) Borçlunun konkordato başvurusuna eklenecek, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 285 ve 286 ncı maddeleri kapsamında (ileriye yönelik finansal bilgiler niteliğinde olan) konkordato ön projesi bağımsız denetçi tarafından incelenmelidir. Konkordato ön projesinin temelini oluşturan varsayımları destekleyen kanıtlara ilişkin yapılan incelemeye göre, bu varsayımlar konkordato ön projesi için makul bir dayanak oluşturup oluşturmadığı açıklanmalıdır. Ayrıca, konkordato ön projesi, varsayımlara dayanarak uygun şekilde hazırlandığı ve tüm önemli yönleriyle 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 285 ve 286 ncı maddelerine uygun olarak sunulduğu belirtilmelidir.
2.3.1. Görüşün dayanağı
Makul güvence denetimi, Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu (KGK) tarafından yayımlanan Türkiye Denetim Standartlarının (TDS) bir parçası olan Tarihî Finansal Bilgilerin Bağımsız Denetimi veya Sınırlı Bağımsız Denetimi Dışındaki Güvence Denetimleri Standardına (GDS 3000) uygun olarak yürütülmüş ve GDS 3000’in 12 nci paragrafının (i) bendinde tanımlanmıştır.
Borçlunun hazırladığı konkordato ön projesi ve karşılaştırma tablosu, TDS’nin bir parçası olan İleriye Yönelik Finansal Bilgilerin İncelenmesi Standardına (GDS 3400) uygun olarak incelenmelidir. Ayrıca, Borçlunun konkordato talebine eklenecek son bilanço, gelir tablosu, nakit akım tablosu, ara bilançolar ile diğer tarihi finansal bilgilerin bağımsız denetimi Bağımsız Denetim Standardı 805’e uygun olarak yapıldığı bağımsız denetçi tarafından açıklanmalı olumlu görüşe [veya sınırlı olumlu görüş] varıldığı belirtilmelidir.
KGK tarafından yayımlanan Bağımsız Denetçiler için Etik Kurallar (Etik Kurallar) ile finansal tabloların bağımsız denetimiyle ilgili mevzuatta yer alan etik hükümlere uygun olarak borçludan bağımsız olunduğu beyan edilmelidir. Etik Kurallar ve mevzuat kapsamındaki etiğe ilişkin diğer sorumluluklarında yerine getirildiği ifade edilmelidir.
Finansal Tabloların Bağımsız Denetim ve Sınırlı Bağımsız Denetimleri ile Diğer Güvence Denetimleri ve İlgili Hizmetleri Yürüten Bağımsız Denetim Kuruluşları ve Bağımsız Denetçiler İçin Kalite Kontrol Standardını (KKS 1)uygulandığı ve buna bağlı olarak Etik Kurallara uygunluk ile ilgili belgelenmiş politikalar, etik gereklilikler ve geçerli yasal ve düzenleyici gereklilikler ile uygun, kapsamlı bir kalite kontrol sisteminin olduğu belirtilmelidir.
Bağımsız denetçi, bu kapsamda, denetim sırasında elde edilen denetim kanıtlarının, olumlu görüşün oluşması için yeterli ve uygun bir dayanak oluşturduğuna inanıldığına vurgu yapmalıdır.
2.3.2. Borçlunun sorumluluğu
Borçlu, konkordato ön projesi ve karşılaştırma tablosunun 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 285 ve 286 ncı maddelerine uygun olarak hazırlanmasından sorumludur. Ayrıca borçlu, Bağımsız Denetim Standardı 805’e uygun olarak bağımsız denetimi yapılan son bilanço, gelir tablosu, nakit akım tablosu, ara bilançolar ile diğer tarihi finansal bilgilerin finansal raporlama çerçevesine uygun olarak hazırlanmasından ve gerçeğe uygun bir biçimde sunumundan sorumludur. Borçlu ayrıca, hata veya hile kaynaklı önemli yanlışlık içermeyen belgelerin hazırlanmasını sağlamak için gerekli gördüğü iç kontrolden sorumludur.
Üst yönetimden sorumlu olanlar, bu belgelerin hazırlanma sürecinin gözetiminden sorumludur. Borçlu, konkordato ön projesi ve karşılaştırma tablosunun dayandığı varsayımların belirlenmesi ve açıklanması dâhil bu bilgilerin hazırlanmasından ve sunumundan da sorumludur.
2.3.3. Güvence denetimini ve incelemeyi gerçekleştiren denetçinin sorumluluğu
Bağımsız denetçi, GDS 3000 ve GDS 3400’e uygun olarak yürütülen bu denetimine göre, konkordato ön projesi ve karşılaştırma tablosunun hata veya hile kaynaklı önemli yanlışlık içerip içermediği ve konkordato ön projesinde yer alan teklifin gerçekleşip gerçekleşmeyeceği hakkında makul güvence elde etmek ve bir makul güvence denetimi raporu düzenlemekten sorumludur.
Ayrıca, Bağımsız Denetim Standardı 805’e uygun olarak bağımsız denetimi yapılan son bilanço, gelir tablosu, nakit akım tablosu, ara bilançolar ile diğer tarihi finansal bilgilerin finansal raporlama çerçevesine uygun olarak hazırlanıp hazırlanmadığı ve gerçeğe uygun bir biçimde sunulup sunulmadığı hakkında makul güvence elde etmiş ve bir görüşe ulaşmış olmak bağımsız denetçinin sorumlulukları arasındadır.
GDS 3000’e uygun olarak yürütülen bir güvence denetimi sonucunda verilen makul güvence; yüksek bir güvence seviyesidir ancak, var olan önemli bir yanlışlığın her zaman tespit edileceğini garanti etmez. Yanlışlıklar hata veya hile kaynaklı olabilir. Yanlışlıkların, tek başına veya toplu olarak, konkordato ön projesi ve karşılaştırma tablosu ile güvence raporu kullanıcılarının, bu projedeki teklife ve güvence raporuna istinaden alacakları kararları etkilemesi makul ölçüde bekleniyorsa bu yanlışlıklar önemli olarak kabul edilir.
Konkordato ön projesi ve bu projede yer alan teklif ile karşılaştırma tablosunda hata veya hile kaynaklı “önemli yanlışlık” riskleri belirlenmekte ve değerlendirilmekte; bu risklere karşılık veren denetim prosedürleri tasarlanmakta ve uygulanmakta ve bağımsız denetçinin görüşüne (sonuca) dayanak teşkil edecek yeterli ve uygun denetim kanıtı elde edilmelidir. Sonuç olarak bağımsız denetçinin sorumluluğu, konkordato ön projesi ve karşılaştırma tablosu ile ilgili aşağıdaki hususları da kapsayacaktır.
a) Dayandığı yönetimin en iyi tahmine dayalı varsayımlarının makul olup olmadığı,
b) Varsayımlara uygun bir şekilde hazırlanıp hazırlanmadığı,
c) Uygun bir şekilde sunulup sunulmadığı ve tüm önemli varsayımlar hakkında yeterince açıklama yapılıp yapılmadığı,
d) Konkordato talebine eklenecek son bilanço, gelir tablosu, nakit akım tablosu, ara bilançolar ile diğer tarihi finansal bilgilerin dayandığı esasla tutarlı bir şekilde, uygun muhasebe ilkeleri kullanılarak hazırlanıp hazırlanmadığı ve hata veya hile kaynaklı önemli yanlışlık içerip içermediği,
e) Konkordato ön projesinde yer alan teklifin gerçekleşip gerçekleşmeyeceği hususlarında yeterli ve uygun kanıt elde ederek bir güvence sağlamak ve bir makul güvence denetimi raporu hazırlamak.
2.4. Geçici mühlet
2.4.1. Geçici mühlet kararı
İcra ve İflas Kanununun 286’ncı maddesi kapsamında belirtilen bilgi ve belgeleri konkordato talebi ekinde Asliye Ticaret Mahkemesine eksiksiz sunulması üzerine başkaca bir işleme gerek kalmaksızın derhal geçici mühlet kararı verilir ve borçlunun malvarlığının muhafazası için gerekli gördüğü bütün tedbirleri alır.
Mahkeme, geçici mühlet kararıyla birlikte konkordatonun başarıya ulaşmasının mümkün olup olmadığının yakından incelenmesi amacıyla bir geçici konkordato komiseri görevlendirir. Alacaklı sayısı ve alacak miktarı dikkate alınarak gerektiğinde üç komiser de görevlendirilebilir.
Geçici mühlet üç aydır. Mahkeme bu üç aylık süre dolmadan borçlunun veya geçici komiserin yapacağı talep üzerine geçici mühleti en fazla iki ay daha uzatabilir, uzatmayı borçlu talep etmişse geçici komiserin de görüşü alınır. Geçici mühletin toplam süresi beş ayı geçemez. Geçici mühlet talebinin kabulü, geçici komiser görevlendirilmesi, geçici mühletin uzatılması ve tedbirlere ilişkin kararlara karşı kanun yoluna başvurulamaz.
2.4.2. Geçici mühletin sonuçları, ilânı ve bildirimi
Aynı Kanunun 288’inci maddesine göre verilecek geçici mühlet kararı, kesin mühletin sonuçlarını doğuracaktır. Bu kararla, devletin ve üçüncü kişilerin borçlu üzerindeki baskı ve tahakkümünü geçici olarak durdurmakta ve geçici hukuki koruma sağlamaktadır. Ancak bu koruma sınırsız da değildir. Geçici verilen ilk 3 aylık süreye ek olarak 2 aylık sürede ilave edildiğinde toplam 5 aylık bir koruma öngörmektedir. Mahkemece verilen geçici mühlet kararı Ticaret sicili gazetesinde ve Basın-İlan Kurumunun resmî ilân portalında ilân edilerek aşağıdaki birim ve kurumlara ivedi olarak bildirilir.
a) Tapu müdürlüğüne,
b) Ticaret sicili müdürlüğüne,
c) Vergi dairesine,
d) Gümrük ve posta idarelerine,
e) Türkiye Bankalar Birliğine,
f) Türkiye Katılım Bankaları Birliğine,
g) Mahallî ticaret odalarına, sanayi odalarına, taşınır kıymet borsalarına,
h) Sermaye Piyasası Kuruluna bildirilir.
2.4.3. Geçici mühletin sonuçları
Geçici mühlet kararı, kesin mühletin sonuçlarını doğuracaktır. Bu nedenle 294’üncü maddesine göre, Devletin kamu icrasından kaynaklanan cebri takibatı dâhil duracağından borçlu nezdinde rahatlama sağlayacak haciz muameleleri ile uğraşmayacağından işine odaklanarak iflastan kurtulma çareleri arayacaktır.
Borçluyu korumaya yönelik olarak getirilen bu tedbirlerden en önemlisi geçici mühlet kararı içerisinde borçluya takip ve haciz yapılamayacağı kuralıdır. Bu nedenle, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanuna göre yapılan takipler de dâhil olmak üzere hiçbir takip yapılamaz ve evvelce başlamış takipler durur. İhtiyatî tedbir ve ihtiyatî haciz kararları uygulanmaz. Bir takip muamelesi ile kesilebilen zamanaşımı ve hak düşüren müddetler işlemez. Ancak bu karar verildikten sonra yapılan borçlanmalar için aynı husus söz konusu olamayacağından takip işlemlerine devam edilir.
2.4.4. Konkordato komiserinin atanması
Asliye Ticaret Mahkemesi, geçici mühlet kararıyla birlikte konkordatonun başarıya ulaşmasının mümkün olup olmadığının yakından incelenmesi amacıyla bir geçici konkordato komiseri görevlendirir. Alacaklı sayısı ve alacak miktarı dikkate alınarak gerektiğinde üç komiser de görevlendirilebilir. Geçici mühlet içinde, geçici komiser görevlendirilmesi kararlara karşı kanun yoluna (istinaf) başvurulamaz. Borçlu, konkordato sürecinde mahkeme veya komiser tarafından istenebilecek diğer belge ve kayıtları da ibraz etmek zorundadır.
Konkordato komiserinin atanması, nitelikleri, görevlendirilmesi ve yükümlülükleri Konkordato Komiserliği ve Alacaklılar Kuruluna Dair Yönetmelikte belirlenmiştir.[3]Buna göre, Mahkeme, komiseri, bağlı bulunduğu bölge adliye mahkemesinde kurulu bulunan bölge kurulu tarafından oluşturulan listeden seçer. Listeye kayıtlı komiser kendisine verilen görevi kabulle yükümlüdür. Bir kişi eş zamanlı olarak beşten fazla dosyada geçici komiser ve komiser olarak görev yapamaz. Üç komiser görevlendirilmesi durumunda;
a) Komiserlerden biri, mahkemenin bulunduğu ilde faaliyet göstermek şartıyla bağımsız denetçiler arasından,
b) Seçilecek komiserlerden bir diğerinin ise hukukçu olması tercih edilir.
c) Diğer komiser ise mahkemenin takdirinde olmakla beraber yeminli mali müşavir veya mali müşavir unvanına sahip meslek mensuplarından seçilmektedir.
2.5. Kesin mühlet ve Alacaklılar kurulu
2.5.1. Kesin mühlet
Kesin mühlet, İİK’nun 289 uncu maddesinde düzenlenmiştir. Mahkeme, kesin mühlet hakkındaki kararını geçici mühlet içinde verir. Kesin mühlet hakkında bir karar verilebilmesi için, mahkeme borçluyu ve varsa konkordato talep eden alacaklıyı duruşmaya davet eder. Geçici komiser, duruşmadan önce yazılı raporunu sunar ve mahkemece gerekli görülürse, beyanı alınmak üzere duruşmada hazır bulunur. Mahkeme yapacağı değerlendirmede, itiraz eden alacaklıların dilekçelerinde ileri sürdükleri itiraz sebeplerini de dikkate alır.
Konkordatonun başarıya ulaşmasının mümkün olduğunun anlaşılması hâlinde borçluya bir yıllık kesin mühlet verilir. Bu kararla birlikte mahkeme, yeni bir görevlendirme yapılmasını gerektiren bir durum olmadığı takdirde geçici komiser veya komiserlerin görevine devam etmesine karar verir ve dosyayı komisere tevdi eder. Güçlük arz eden özel durumlarda kesin mühlet, komiserin bu durumu açıklayan gerekçeli raporu ve talebi üzerine mahkemece altı aya kadar uzatılabilir. Borçlu da bu fıkra uyarınca uzatma talebinde bulunabilir; bu takdirde komiserin de görüşü alınır.
Her iki hâlde de uzatma talebi kesin mühletin sonra ermesinden önce yapılır ve uzatma kararı vermeden önce, varsa alacaklılar kurulunun da görüşü alınır. Kesin mühlet verilmesine, kesin mühletin uzatılmasına ve kesin mühletin kaldırılarak konkordato talebinin reddine ilişkin kararlar, 288’inci madde uyarınca ilân edilir ve ilgili yerlere bildirilir.
2.5.2. Alacaklılar kurulu
İcra ve İflas Kanununun 290’ıncı maddesi ile Konkordato Komiserliği ve Alacaklılar Kuruluna dair Yönetmeliğin 21’inci maddesinde alacaklılar kurulu ve oluşturulması hususları düzenlenmiştir. Buna göre, Mahkemece, kesin mühlet kararıyla beraber veya kesin mühlet içinde uygun görülecek bir zamanda yedi alacaklıyı geçmemek, herhangi bir ücret takdir edilmemek ve tek sayıda olmak kaydıyla ayrıca bir alacaklılar kurulu oluşturulabilir.
Bu durumda alacakları, hukuki nitelik itibarıyla birbirinden farklı olan alacaklı sınıfları ve varsa rehinli alacaklılar, alacaklılar kurulunda hakkaniyete uygun şekilde temsil edilir. Diğer bir ifade ile hukuki nitelikleri büyük ölçüde birbirine benzer alacaklar, aynı alacaklı sınıfında yer alır. Rehinli alacaklılar, rehnin kıymetini karşılayan miktardaki alacakları bakımından ayrı bir sınıf olarak kabul edilir. En az üç alacaklı sınıfı bulunması kaydıyla, alacaklı sayısının iki yüz elliyi veya alacak miktarının yüz yirmi beş milyon Türk Lirasını aşması hâlinde alacaklılar kurulunun oluşturulması zorunludur.
Alacaklılar kurulu oluşturulurken komiserin de görüşü alınır. Bunun yanında alacaklılar kurulu, komiserin faaliyetlerine nezaret eder; komisere tavsiyelerde bulunabilir ve Kanunun öngördüğü hâllerde mahkemeye görüş bildirir. Alacaklılar kurulu komiserin faaliyetlerini yeterli bulmazsa, mahkemeden komiserin değiştirilmesini gerekçeli bir raporla isteyebilir. Mahkeme bu talep hakkında borçluyu ve komiseri dinledikten sonra kesin olarak karar verir.
Alacaklılar kurulunun aylık olağan toplantıları komiser tarafından belirlenerek bildirilen gün ve yerde yapılır ve hazır bulunanların oy çokluğuyla karar alınır. Komiser bu toplantıda hazır bulunarak alınan kararları toplantıya katılanların imzasını almak suretiyle tutanağa bağlar.
2.5.3. İyileşmenin sağlanması
Konkordato talebi ile amaçlanan iyileşmenin, kesin mühletin sona ermesinden önce gerçekleştiğinin komiserin yazılı raporuyla mahkemeye bildirilmesi üzerine mahkemece re’sen, kesin mühletin kaldırılarak konkordato talebinin reddine karar verilir. Bu karar ilgili yerlere ve ilan edilir. Mahkeme, bu madde kapsamında kesin mühletin kaldırılmasına karar vermeden önce borçlu ve varsa konkordato talep eden alacaklı ve alacaklılar kurulunu duruşmaya davet eder; diğer alacaklıları ise gerekli görürse davet eder.
2.5.4. Konkordato talebinin reddi ve iflâsın açılması
İflâsa tabi borçlu bakımından, kesin mühletin verilmesinden sonra aşağıdaki durumların gerçekleşmesi hâlinde komiserin yazılı raporu üzerine mahkeme kesin mühleti kaldırarak konkordato talebinin reddine ve borçlunun iflâsına re’sen karar verir:
a) Borçlunun malvarlığının korunması için iflâsın açılması gerekiyorsa,
b) Konkordatonun başarıya ulaşamayacağı anlaşılıyorsa,
c) Borçlu, 297’nci maddeye aykırı davranır veya komiserin talimatlarına uymazsa ya da borçlunun alacaklıları zarara uğratma amacıyla hareket ettiği anlaşılıyorsa,
d) Borca batık olduğu anlaşılan bir sermaye şirketi veya kooperatif, konkordato talebinden feragat ederse
İflâsa tabi olmayan borçlu bakımından ise birinci fıkranın (b) ve (c) bentlerindeki hâllerin kesin mühletin verilmesinden sonra gerçekleşmesi durumunda, komiserin yazılı raporu üzerine mahkeme kesin mühleti kaldırarak konkordato talebinin reddine re’sen karar verir. Mahkeme, bu madde uyarınca karar vermeden önce borçlu ve varsa konkordato talep eden alacaklı ve alacaklılar kurulunu duruşmaya davet eder; diğer alacaklıları ise gerekli görürse davet eder.
2.5.5. Kesin mühletin sonuçları
2.5.5.1. Alacaklılar bakımından
İİK’nun 294’üncü maddesi mucibince, kesin mühlet içinde borçlu aleyhine 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanuna göre yapılan takipler de dahil olmak üzere hiçbir takip yapılamaz ve evvelce başlamış takipler durur, ihtiyatî tedbir ve ihtiyatî haciz kararları uygulanmaz, bir takip muamelesi ile kesilebilen zamanaşımı ve hak düşüren müddetler işlemez. 206’ncı maddenin birinci sırasında yazılı imtiyazlı alacaklar için haciz yoluyla takip yapılabilir.
Tasdik edilen konkordato projesi aksine hüküm içermediği takdirde kesin mühlet tarihinden itibaren rehinle temin edilmemiş her türlü alacağa faiz işlemesi durur. Takas bu Kanunun 200 ve 201’inci maddelerine tâbidir. Bu maddelerin uygulanmasında geçici mühletin ilânı tarihi esas alınır. Hacizli mallar hakkında niteliğine uygun düştüğü ölçüde 186’ncı madde hükmü uygulanır.
2.5.5.2. Borçlu bakımından
Borçlu, komiserin nezareti altında işlerine devam edebilir. Şu kadar ki, mühlet kararı verirken veya mühlet içinde mahkeme, bazı işlemlerin geçerli olarak ancak komiserin izni ile yapılmasına veya borçlunun yerine komiserin işletmenin faaliyetini devam ettirmesine karar verebilir. Borçlu, mahkemenin izni dışında mühlet kararından itibaren;
a) Rehin tesis edemez,
b) Kefil olamaz,
c) Taşınmaz ve işletmenin devamlı tesisatını kısmen dahi olsa devredemez, takyit edemez ve ivazsız tasarruflarda bulunamaz.
Aksi hâlde yapılan işlemler hükümsüzdür. Mahkeme bu işlemler hakkında karar vermeden önce komiserin ve alacaklılar kurulunun görüşünü almak zorundadır. Borçlu bu hükme yahut komiserin ihtarlarına aykırı davranırsa mahkeme, borçlunun malları üzerindeki tasarruf yetkisini kaldırabilir veya konkordato talebinin reddi ile iflâsın açılmasına karar verebilir.
2.6. Konkordato sürecinde şüpheli alacak karşılığı uygulaması
213 Sayılı Kanunun 323’üncü maddesi uygulamasında, ticari ve zirai kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi ile ilgili olan; dava veya icra safhasındaki alacaklarla, yapılan protestoya veya yazı ile bir defadan fazla istenilmesine rağmen borçlu tarafından ödenmemiş olan dava ve icra takibine değmeyecek derecedeki küçük alacaklar şüpheli alacak sayılmakta ve münhasıran maddede belirtilen şartları haiz alacaklar için karşılık ayrılması mümkün bulunmaktadır.
Öte yandan, konkordato, bir borçlunun, alacaklılarının belli bir çoğunluğu ile yaptığı ve ticaret mahkemesinin tasdiki ile hüküm ifade eden bir cebri anlaşma olup, bununla alacaklılar, borçluya karşı olan alacaklarının bir kısmından feragat ederler ve/veya borçluya borcunu ödeme konusunda belli bir süre verirler. Konkordato; temelde iflasın engellenmesini ve borçlunun borçlarının yeniden yapılandırılmasını amaç edinmiş bir kurumdur.
2004 sayılı Kanun uygulamasında konkordato süreci, çeşitli aşamalardan oluşmakta olup, ilgili aşamaların şüpheli alacak karşılığı uygulaması karşısındaki durumuna göre farklı ele almak gerekmektedir.
a) Geçici mühlet,
b) Kesin mühlet,
c) Konkordatonun reddi,
d) Konkordato projesinin tasdiki.
2.6.1. Geçici mühlet aşamasında
İİK’nun 287’nci maddesinde, “Konkordato talebi üzerine mahkeme, 286’ncı maddede belirtilen belgelerin eksiksiz olarak mevcut olduğunu tespit ettiğinde derhâl geçici mühlet kararı verir ve 297’nci maddenin ikinci fıkrasındaki hâller de dâhil olmak üzere, borçlunun malvarlığının muhafazası için gerekli gördüğü bütün tedbirleri alır. Geçici mühlet üç aydır.
Mahkeme bu üç aylık süre dolmadan borçlunun veya geçici komiserin yapacağı talep üzerine geçici mühleti en fazla iki ay daha uzatabilir, uzatmayı borçlu talep etmişse geçici komiserin de görüşü alınır. Geçici mühletin toplam süresi beş ayı geçemez.
2004 sayılı Kanun uygulamasında, geçici mühlet kararı verilmesi ile borçlu aleyhine hiçbir takip yapılamamakta, evvelce başlamış takipler durmakta ve ihtiyatî tedbir ve ihtiyatî haciz kararları uygulanamamaktadır.
2.6.1.1. Geçici mühlet kararından önce dava veya icra safhasına intikal etmiş alacaklar
Geçici mühlet kararından önce dava veya icra safhasına intikal etmiş alacaklar için 213 sayılı Kanunun 323 üncü maddesi kapsamında karşılık ayrılmış ise mahkeme tarafından geçici mühlet kararı verilmesi, alacağa ilişkin şüphelilik durumunda herhangi bir değişiklik meydana getirmediğinden, daha önce ayrılan karşılığa ilişkin herhangi bir düzeltme yapılmasına gerek bulunmamaktadır.
Örnek: Mükellef, 10.05.2018 tarihinde 100.000,- TL tutarlı senetli alacağının tahsili için borçlu nezdinde yazı ile bir defadan fazla istenilmesine rağmen ödenmemiş ve icra takibine başvurulmuştur. Borçlu firmanın, 17.10.2018 tarihinde konkordato talebi asliye ticaret mahkemesinde kabul edilmiştir.
——————————– 10.05.2018 —————————-
128- Şüpheli Ticari Alacaklar 100.000 TL
121- Alacak Senetleri 100.000 TL
——————————– / ——————————————
654- Karşılık Giderleri 100.000 TL
129- Şüpheli Ticari Alacaklar Karşılığı 100.000 TL
——————————– / ——————————————
690- Dönem Karı veya Zararı 100.000 TL
654- Karşılık Giderleri 1 00.000 TL
——————————– / ——————————————
2.6.1.2. Geçici mühlet kararından önce dava veya icra safhasına intikal etmemiş alacaklar
2004 sayılı Kanunun 288’inci maddesi uyarınca, geçici mühlet kararı kesin mühletin hukuki sonuçlarını doğurmakta olduğundan ve geçici mühlet kararı ile birlikte takip yapılması mümkün bulunmadığından, geçici mühlet kararından önce dava veya icra safhasına intikal ettirilmemiş alacaklar için geçici mühlet kararının ilan edildiği hesap dönemi itibariyle şüpheli alacak karşılığı ayrılabilir.
2.6.1.3. Geçici mühletin kaldırılarak konkordato talebinin reddedilmesi
2004 sayılı Kanunun 287 ve 288’inci maddeleri uyarınca, geçici mühletin kaldırılarak konkordato talebinin reddine ilişkin karar verilmiş olması durumunda;
a) Geçici mühlet kararından önce dava veya icra safhasına intikal etmiş olması nedeniyle karşılık ayrılan alacaklar için herhangi bir düzeltme yapılmaması,
b) Geçici mühlet kararının ilan edilmesi ile karşılık ayrılan alacaklar için ise, ayrılmış olan karşılıkların geçici mühletin kaldırılarak konkordato talebinin reddine ilişkin kararın ilan edildiği hesap dönemi itibariyle düzeltilmesi (karşılığın iptal edilmesiyle gelir hesabına alınması gerekmektedir)
Örnek: Borçlu firmanın, 17.10.2018 tarihinde konkordato talebi asliye ticaret mahkemesinde kabul edilmiştir. Ancak bağımsız denetim raporuna istinaden geçici mühlet süresinde gerekli iyileşme sağlandığından 28.12.2018 tarihinde geçici mühlet kaldırılarak konkordato talebi reddedilmiştir.
——————————– 28.12.2018 —————————–
129- Şüpheli Ticari Alacaklar Karşılığı 100.000 TL
644- Konusu Kalmayan Karşılıklar 100.000 TL
——————————– / ——————————————
c) Bu alacakların dava veya icra safhasına intikal etmesi durumunda genel hükümler çerçevesinde şüpheli alacak karşılığı ayrılmasının mümkün olduğu tabiidir.
2.6.2. Kesin mühlet kararı aşamasında
2004 Sayılı Kanunun 289’uncu maddesinde, “Mahkeme, kesin mühlet hakkındaki kararını geçici mühlet içinde verir.” Konkordatonun başarıya ulaşmasının mümkün olduğunun anlaşılması hâlinde borçluya bir yıllık kesin mühlet verilir. Bu kararla birlikte mahkeme, yeni bir görevlendirme yapılmasını gerektiren bir durum olmadığı takdirde geçici komiser veya komiserlerin görevine devam etmesine karar verir ve dosyayı komisere tevdi eder.
Kesin mühlet verilmesine, kesin mühletin uzatılmasına ve kesin mühletin kaldırılarak konkordato talebinin reddine ilişkin kararlar, 288’inci madde uyarınca ilân edilir ve ilgili yerlere bildirilir. 291’inci maddesinde, “Konkordato talebi ile amaçlanan iyileşmenin, kesin mühletin sona ermesinden önce gerçekleştiğinin komiserin yazılı raporuyla mahkemeye bildirilmesi üzerine mahkemece re’sen, kesin mühletin kaldırılarak konkordato talebinin reddine karar verilir.”
2.6.2.1. Kesin mühlet kararının verilmesi
2004 sayılı Kanunun 289’uncu maddesi uyarınca, konkordatonun başarıya ulaşmasının mümkün olduğunun anlaşılması durumunda geçici mühlet verilmiş olan borçluya kesin mühlet verilmektedir. Bu aşamada, konkordatonun başarıya ulaşmasının mümkün olduğu kabul edilmekle birlikte, bu süreçte de alacaklılar tarafından dava veya icra süreçleri yürütülemediğinden daha önce ayrılmış olan karşılıklara ilişkin herhangi bir düzeltme yapılmasına gerek bulunmamaktadır.
213 sayılı Kanun uygulamasında, şüpheli hale gelen alacak için bu dönemde karşılık ayrılması gerekmekte olup, ilgili olduğu hesap döneminde ayrılmayan karşılığın sonraki hesap dönemlerinde dikkate alınması mümkün bulunmadığından, geçici mühlet kararının ilan edildiği hesap dönemi itibariyle şüpheli alacak karşılığı ayrılmamışsa sonraki hesap döneminde kesin mühlet kararının ilan edilmesi durumunda şüpheli alacak karşılığı ayrılamaz.
2.6.2.2. Borçlunun mali durumunun düzelmesi halinde kesin mühlet kararının kaldırılması
2004 sayılı Kanunun 291’inci maddesi uyarınca, konkordato talebi ile amaçlanan iyileşmenin kesin mühletin sona ermesinden önce gerçekleşmesi nedeniyle konkordato talebinin reddine karar verilmesi halinde;
a) Geçici mühlet kararından önce dava veya icra safhasına intikal etmiş olması nedeniyle karşılık ayrılan alacaklar için herhangi bir düzeltme yapılmaması,
b) Geçici mühlet kararının ilan edilmesi ile karşılık ayrılan alacaklar için ise ayrılmış olan karşılıkların konkordatonun reddine ilişkin kararın ilan edildiği hesap dönemi itibariyle düzeltilmesi gerekmektedir.
c) Bu alacakların dava veya icra safhasına intikal etmesi durumunda genel hükümler çerçevesinde şüpheli alacak karşılığı ayrılmasının mümkün olduğu tabiidir.
2.6.2.3. Kesin mühlet içinde konkordatonun reddi ve iflasın açılması
2004 sayılı Kanunun 292’nci maddesinde, iflâsa tabi borçlu bakımından, kesin mühletin verilmesinden sonra ilgili maddede belirtilen şartların gerçekleşmesi hâlinde mahkeme tarafından kesin mühletin kaldırılarak konkordato talebinin reddine ve borçlunun iflâsına re’sen karar verilmesi öngörülmüş olup, bu durumda ilgili mevzuatına uygun olarak iflas masasına kaydedilen alacaklarda şüphelilik hali devam edeceğinden daha önce ayrılan karşılıklara ilişkin düzeltme yapılmasına gerek bulunmamaktadır.
2.6.3. Konkordato projesinin tasdik edilmesi veya reddedilmesi durumu
2.6.3.1. Konkordato projesinin tasdik edilmesi
2004 sayılı Kanunun 306’ncı maddesi uyarınca, konkordatonun tasdiki kararında alacaklıların hangi ölçüde alacaklarından vazgeçtiği ve borçlunun borçlarını hangi takvim çerçevesinde ödeyeceğinin belirtilmesi gerekmektedir.
Bu kapsamda, alacakların borçlu lehine vazgeçilen kısmı, değersiz alacak niteliğini kazanacak ve değersiz alacak ile bu alacağa isabet eden karşılık, konkordatonun tasdiki kararının ilan edildiği (bağlayıcı hale geldiği) hesap dönemi itibariyle 213 sayılı Kanunun 322’nci maddesi hükmüne uygun olarak yok edilecektir.
Projenin tasdik edilmesiyle beraber alacağın vazgeçilmeyen kısmının vadesi ise proje çerçevesinde uzatılmış olacaktır. Buna göre mahkemece tasdik edilen konkordato projesiyle alacaklı ile borçlu arasında yeni bir borç ilişkisi kurularak eski borç vade/miktar itibariyle yenilendiğinden bu alacaklar, şüpheli alacak olma vasfını kaybedecektir. Dolayısıyla söz konusu alacaklar için ayrılmış olan karşılıkların, konkordatonun tasdiki kararının ilan edildiği (bağlayıcı hale geldiği) hesap dönemi itibariyle düzeltilmesi gerekmektedir.
2.6.3.2. Konkordato projesinin reddedilmesi
2004 sayılı Kanunun 308’inci maddesi uyarınca, konkordatonun tasdik edilmemesi durumunda; mahkemenin konkordato talebinin reddine karar vermesi, bu kararın 288’inci madde uyarınca ilân edilerek ilgili yerlere bildirilmesi ile borçlunun iflâsa tabi şahıslardan olması ve doğrudan doğruya iflâs sebeplerinden birinin mevcut olması hâlinde, borçlunun iflâsına re’sen karar verilmesi öngörülmüştür. Bu durumda ilgili mevzuata uygun olarak iflas masasına kaydedilen alacaklarda şüphelilik hali devam edeceğinden daha önce ayrılan karşılıklara ilişkin düzeltme yapılmasına gerek bulunmamaktadır.[4]
Yeminli Mali Müşavir
This email address is being protected from spambots. You need JavaScript enabled to view it.
[1]15.03.2018 tarihli ve 30361 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.
[2]30.01.2019 tarih ve 30671 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.
[3] 30.01.2019 tarih ve 30671 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.
[4]Gelir İdaresi Başkanlığının 14.02.2019 tarih ve VUK-112/2019-2