Maliye’nin 2010’dan bu yana gelir vergisi tarife belirlemelerinde, yeniden değerleme oranını ücretli çalışanlar için eksik uyguladığı anlaşıldı. "Yüzde 5’ini aşmayan kesirlerin” dikkate alınmayacağı hükmünün, ücret ve maaş gelirleriyle geçinenlerin aleyhinde yorumlanmasıyla düşük ücretlilerin vergi yükü %30'a varan oranlarda fazla çıktı.
Maliye’nin 2010 yılından bu yana gelir vergisi tarife belirlemelerinde yeniden değerleme oranını eksik uyguladığı anlaşıldı.
Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın ücretlerin vergilendirilmesinde bir önceki yılın yeniden değerleme oranını baz alarak yaptığı hesaplamada ciddi hata yaptığı ortaya çıktı. Maliye’nin 2010 yılından bu yana gelir vergisi tarife belirlemelerinde yeniden değerleme oranını eksik uyguladığı anlaşıldı. Ayrıca, kanunen yeniden değerlemedeki küsuratlı tutarların yuvarlanması amacıyla konulmuş olan “yüzde 5’ini aşmayan kesirlerin” dikkate alınmayacağı hükmünü, ücret ve maaş gelirleriyle geçinenler aleyhine yorumladı. Bu da vergi yükünün düşük ücretlilerde yüzde 30’a varan oranda daha fazla artmasına yol açtı.
VERGİ TARİFE DİLİMİ 4 KALEMLİ
Gelir Vergisi Kanunu’nda ücret ve maaşların vergilendirilmesinde yüzde 15, yüzde 20, yüzde 27 ve yüzde 35 oranlarında tarife dilimi uygulanıyor. Ayrıca, Vergi Usul Kanunu ile de gelir dilimi tutarları, her yıl bir önceki yıla ilişkin belirlenen yeniden değerleme oranında artırılıyor. Yeniden değerleme oranı ise her yıl ekimde bir önceki yılın aynı dönemine göre TÜİK’in Toptan Eşya Fiyatları Endeksinde meydana gelen ortalama fiyat artışı oranı olarak belirleniyor ve Maliye Bakanlığı tarafından ilan ediliyor. Yeniden değerleme oranında hesaplanan maktu tutarlarda da yüzde 5’i aşmayan kesirler dikkate alınmıyor. Yeniden değerleme oranları bir sonraki yıl ücret gelirlerinin artırılmasında kullanılıyor.
DEĞERLENDİRİLME BAŞLANGIÇ YILI 2010
Bu kapsamda ücret ve maaş alan kesimlerden alınacak vergi ile ilgili ilk hata 2011 yılında başladı. 2011’in gelirlerinin vergilendirilmesinde 2010 için belirlenen yüzde 7,7’lik yeniden değerleme oranı yüzde 4,55 ila yüzde 6,82 şeklinde eksik uygulandı. Sadece ücret veya maaş geliriyle geçinmek zorunda olan vergi mükellefleri için vergi yükünü daha da artıran bu tablonun olumsuz etkileri her geçen yıl biraz daha ağırlaştı.
Ücret gelirlerindeki üst sınıra eksik uygulama 2013’de de 2012 yılı için belirlenen yüzde 7,8 yerine yüzde 3,45 ila yüzde 7 aralığında yapıldı. Aynı durum 2017 yılı gelirlerinin vergilendirilmesinde de yüzde 3,83 yerine yüzde 0 (sıfır) ila yüzde 3,17 arasındaki uygulanarak sürdürüldü. 2018 yılı için ise yüzde 14,47’lik oran yerine yüzde 9,09 ila yüzde 14,29 arası artırıldı.
Asgari ücretliye fazladan vergi çıktı
Yeniden değerleme oranlarının eksik uygulanması sonucu, 2018 yılında yüzde 15’lik ilk vergi dilimindeki ücretlerin yüzde 14,47 artışla 14 bin 881 lira olması gerekiyordu. Eksik uygulama ile 14 bin 800 oldu. Böylece ücretlinin 81 liralık kazancının bir üst vergi dilimi yüzde 20’ye çıkarıldı. Bu durum aynı zamanda üst dilimin tutarını da düşürdüğü için üst dilimdeki ücretlilerde de daha erken vergi yükü oluşmasına yol açtı. Yine 2018 yılında yüzde 20 dilimine giren ücret yüzde 14,47 ile 34 bin 341 lira üst sınırına çıkması gerekiyordu. Ancak oran eksik uygulanarak 34 bin lirada tutuldu. Böylece ücretlinin 341 lirası bir üst dilim olan yüzde 27’ye girdi. Yüzde 35’lik dilime giren ücretlilere de yüzde 14,47 uygulansaydı 125 bin 917 liralık üst sınır oluşacaktı. Ancak yüzde 9,09 oran uygulanarak, üst sınır 120 bin lirada tutuldu. Böylece ücretlinin 5 bin lirası bir alt vergi dilimden vergilendirilmedi, üst dilimden vergi yükünü üstlenmesine yol açıldı.
https://www.yenisafak.com/ekonomi/degerleme-hatasiucretlileri-yakti-3400048