Kurumların yurt dışı iştiraklerinden elde ettikleri kazançlar öteden beri Kurumlar Vergisi Yasa'mızda yer alan hüküm çerçevesinde vergiden istisna edilmekteydi. Kamuoyunda “Af Yasası” olarak bilinen 7143 sayılı “Vergi ve Diğer Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun”la tam mükellefiyete tabi kişi ve kurumların yurt dışındaki iştirak ve şubeleri ile ilgili olarak da önemli istisnalar getirilmiştir.
Bu yazıda 7143 sayılı Yasa ile getirilen yurt dışındaki iştirak ve şubelere ilişkin istisnalardan “yurt dışı iştirak hissesi satışından doğan kazanç”a ilişkin görüşlerime yer vermeye çalışacağım.
Kurumlar Vergisi Kanunu'nda yer alan yurtdışı iştirak satış kazancı istisnası
Öncelikle yürürlükteki Kurumlar Vergisi Yasa'mızın 5. maddesinde yer alan istisnalar arasında bulunan ve kurumlar vergisi mükelleflerinin yurt dışında yer alan iştiraklerini elden çıkarmaları durumunda elde edecekleri kazancın istisna edilmesine yönelik hükme kısaca bakalım.
Kurumlar Vergisi Yasa'mızın 5/1-c maddesine göre tam mükellefiyete tabi kurumlar vergisi mükelleflerinin yurt dışındaki iştiraklerini elden çıkarmaları sebebiyle elde edeceklerin kazancın kurumlar vergisinden istisna edilebilmesi için:
- İstisnadan yararlanacak Türkiye’de yerleşik tam mükellef şirket kanuni ve iş merkezi Türkiye’de bulunmayan anonim veya limited şirket niteliğindeki bu yurt dışındaki şirkete nakit varlıklar dışında kalan aktif toplamının kazancın elde edildiği tarih itibariyle aralıksız en az bir yıl süredir %75 veya daha fazlası ile iştirak ediyor olmalı, (Ağırlıklı yurt dışı iştirak şartı )
- Yurt dışı iştirakin sermayesine en az %10 oranında iştirak edilmeli, (İştirak oranı şartı )
- Bu iştirak de en az iki tam yıl süreyle aktiflerinde yer almalıdır. ( Elde tutma süresi şartı )
Yukarıdaki üç şartı birden sağlayan yurt dışı iştiraklerin elden çıkarılması halinde oluşacak kazanç kurumlar vergisinden istisna tutulacaktır. Uzun süredir mevzuatımızda yer alan söz konusu hüküm halen yürürlüktedir.
7143 sayılı Yasa'da yer alan yurtdışı iştirak satış kazancı istisnası
7143 sayılı Kanun'un 10/13-h maddesi ile getirilen yurt dışı iştirak hisseleri satış kazancı istisnasından yararlanmanın şartları şunlardır:
- Tam mükellefiyete tabi kişi ve kurumların istisnadan yararlanacakları iştirak, kanuni ve iş merkezi Türkiye’de bulunmayan kurumlara ait olmalı, (Yurt dışı iştirak şartı)
- İstisnadan yararlanacak söz konusu yurt dışı iştirak satış kazancı yasanın yürürlüğe girdiği tarih olan 18/5/2018 ile 31/10/2018 (bu tarih dahil) tarihleri arasındaki elde edilmiş olmalı, (Elde edilme tarihi şartı )
- İstisna tutulan kazanç 31/12/2018 tarihine kadar Türkiye’ye transfer edilmeli. (Transfer şartı )
Söz konusu yasa ile ilgili olarak yayımlanan 3 seri numaralı Genel Tebliğ'in 2. kısmında (15, 16 ve 17. maddelerde) da açıkça belirtildiği gibi söz konusu istisnadan yararlanabilmek için yasada yukarıda belirttiklerimiz dışında başkaca bir şart aranmamaktadır.
7143 sayılı Yasa'da belirtilen şartlarla, mevcut kurumlar vergisi yasamızda yer alan (her iki yasa içinde ilgili bölümde parantez içinde kendimce isimlendirdiğim) şartlar birbirinden tamamen farklıdır. Zaten bu iki yasada yer alan istisna arasında istisnanın adı dışında bir benzerlik de bulunmamaktadır.
Dolayısı ile tam mükellefiyete tabi gerçek ve tüzel kişiler yurt dışında sahip oldukları iştirak hisselerinin satışından 18/5/2018-31/10/2018 tarihleri arasında elde edecekleri kazançları 31/12/2018 tarihine kadar Türkiye’ye transfer ederek başkaca bir şarta bağlı olmaksızın çok özel bir istisnadan yararlanma hakkına sahip olacaklardır.
Bu hükmün süresi sona erdiğinde de mükellefler, Kurumlar Vergisi Yasası'nın 5/1-c maddesinde yer alan hükmü çerçevesinde, gerekli şartları yerine getirdikleri sürece kalıcı istisnadan yararlanmaya devam edeceklerdir.
Burada belki çok kısaca satışından elde edilecek gelirin kurumlar vergisinden istisna tutulacağı “iştirak hissesi”nin ne anlama geldiğine de bakmakta yarar olabilir. İştirak hisseleri deyimi, anonim şirketlerin hisse senetleri, limited şirketlere ait iştirak payları, sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketlerin komanditer ortaklarına ait ortaklık payları, iş ortaklıkları ile adi ortaklıklara ait ortaklık payları, kooperatiflere ait ortaklık payları gibi menkul değerler portföyüne dahil hisse senetleri ile ortaklık paylarını ifade etmektedir. Bu kıymetlerin muhasebeleştirmede hangi hesap grubunda yer aldığı gerek kurumlar vergisi ve gerekse de 7143 sayılı Yasa kapsamında yararlanılacak istisna açısından önemli değildir. Ersun Bayraktar