Son yıllarda Almanya’da şirket kuran Türkiye merkezli firma sayısında büyük artış oldu; pek çok kişi, kurulan bu şirketler üzerinden ya da başka iş imkanları çerçevesinde Almanya’da yaşamaya başladı. Bunun tam tersi zaten uzun yıllardır mevcut: pek çok Alman firmasının Türkiye’de faaliyeti var, özellikle Türkiye kökenli çok sayıda insan neredeyse iki ülkeli bir yaşam sürüyor.
Dolayısıyla, bir devletin mukimi olmasına karşılık, diğer devlette gelir elde eden, servet sahibi olan ya da harcama yapan çok sayıda işletme ve kişi, vergisel açıdan her iki devletin de ilgi alanına giriyor. Mükelleflerin, bu iki devletin hangi bilgileri birbirleriyle paylaştığı ve kendilerinin nelere dikkat etmeleri gerektiği konusunda bilgi sahibi olmalarında fayda var.
İki devlet arasındaki anlaşmalar
Türkiye ile Almanya arasında vergisel amaçlı bilgi değişimi, dört uluslararası anlaşma temelinde yapılmakta:
-Vergi Konularında Karşılıklı İdari Yardımlaşma Sözleşmesi
-Finansal Hesap Bilgilerinin Otomatik Değişimine İlişkin Çok Taraflı Yetkili Makam Anlaşması
-Türkiye Cumhuriyeti ile Almanya Federal Cumhuriyeti Arasında Gelir Üzerinden Alınan Vergilerde Çifte Vergilendirmeyi ve Vergi Kaçakçılığını Önleme Anlaşması (ÇVÖA)
-Ülke Bazlı Raporların Değişimine İlişkin Çok Taraflı Yetkili Makam Anlaşması
Bu anlaşmalardan sadece ÇVÖA iki taraflı, diğerleri ise çok taraflı.
Hangi bilgiler, nasıl paylaşılıyor?
Her anlaşma çerçevesinde paylaşılacak bilgiler farklı. En kapsamlı bilgi paylaşımına yol açan anlaşma, Vergi Konularında İdari Yardımlaşma Sözleşmesi. Zira, eş zamanlı vergi incelemesi ve yurtdışındaki vergi incelemelerine katılım da dahil, sözleşme kapsamına vergilerle ilgili her tür bilgi değişimini içine alıyor.
Türkiye, anlaşmanın sadece gelir vergisi, kurumlar vergisi ve katma değer vergisi bakımından uygulanması ve Almanya’daki eyalet ya da yerel idareler adına tahsil edilen vergilerin dışarıda kalması konusunda çekince koymuş durumda. Almanya’nın çekinceleri ise daha çok veri korumasına ilişkin.
Şirketler de, özel hayatın gizliliği hakkından yararlanabildiklerini unutmamalılar. Finansal Hesap Bilgilerinin Otomatik Değişimine İlişkin Çok Taraflı Yetkili Makam Anlaşması, mevduat ve saklama hesapları, ortaklık ve borç ilişkisi menfaati, nakdi değer sigorta sözleşmeleri ile -kira gibi- düzenli ödeme sözleşmelerine ilişkin finansal hesap bilgilerinin 31 Aralık tarihi itibariyle durumunun paylaşımını öngörmekte.
Şirket hesapları bakımından, şirketin aktif bir ticari faaliyetinin olup olmadığı önem taşımakta. Aktif ticari faaliyet varsa, ortak diğer devlette mukim ve ortaklık payı yüksek olsa dahi, şirket hesabı kapsam dışında. Buna karşılık, ağırlıklı olarak pasif geliri (örn. faiz) olan şirket hesabı hakkında bilgi paylaşılmakta.
Ülke Bazlı Raporların Değişimine İlişkin Çok Taraflı Yetkili Makam Anlaşması, raporlanan hesap döneminden bir önceki hesap döneminin konsolide finansal tablolarına göre toplam konsolide grup geliri, 750 milyon Avro ve üzeri olan çok uluslu işletmelere ilişkin şu bilgilerin otomatik paylaşımını içermekte: (i) Çok uluslu işletmenin faaliyetlerinin, ilişkili şirketler veya işyerleri aracılığıyla faaliyet gösterdiği ülkelere nasıl dağıldığını gösteren, ülkelere göre düzenlenmiş bir özet (gelir, ödenen vergi, özkaynak, çalışan sayısı gibi bilgiler), (ii) Çok uluslu işletmenin tüm iş birimlerinin en önemli iş faaliyetlerinin (örneğin araştırma ve geliştirme, işleme veya üretim, grup içi finansman) ülkelere göre dağılımı listesi.
Son olarak, Türkiye ile Almanya arasındaki ÇVÖA ise, iki devlette faaliyette bulunan tam ve dar mükelleflerin işlemleri, diğer devlette ödenen vergiler veya tahsil edilen gelir unsurları, diğer devlette sahip olunan varlıklar ve bunların elden çıkarılması, merkez ile işyeri veya ana şirket ile yavru şirketler arasında gelir tahsisi, bağlı işletmeler arasındaki transfer fiyatlandırması gibi bilgilerin paylaşımına temel olmakta.
Bilgiler, ya -anlaşmada belirlenen zamanlarda- otomatikman, ya devletlerden birinin talebi üzerine ya da spontane paylaşılır. Bilginin nasıl paylaşılacağı, ilgili anlaşmada belirlenir. Paylaşım, yetkili idareler üzerinden gerçekleşir. Bu, Türkiye’de Gelir İdaresi Başkanlığı, Almanya’da ise Bundeszentralamt für Steuern’dir.
Nelere dikkat edilmeli?
Mükellefler, bu anlaşmalar temelinde sağlanan bilgilerin ancak vergisel amaçlarla kullanılabileceğine dikkat etmeliler. Bir diğer önemli konu, bilgi paylaşımında mükellefi koruyucu asgari standartlar (örneğin, ticari/sınai/mesleki sırların paylaşılmaması, vergi mahremiyetinin zayıf olduğu devlete bilgi verilmemesi gibi) ve çok taraflı anlaşmalardaki çekincelerdir. Çünkü, bunlar, mükellefi koruyucu içerikte olabilmektedir. Her durumda, yıl sona ermeden finansal hesapların gözden geçirilmesi, özellikle transfer fiyatlandırmasıyla ilgili olarak iç denetim ve iyi belgelendirme değerlidir. Gerekli durumlarda, vergi dairesine düzeltme ya da pişmanlık dilekçesinden kaçınılmamalıdır.
Avukat Prof. Dr. Funda BAŞARAN YAVAŞLAR
fThis email address is being protected from spambots. You need JavaScript enabled to view it.
https://www.dunya.com/kose-yazisi/turkiye-ve-almanya-hangi-vergisel-bilgileri-paylasiyorlar/757155