Başlığı okuyunca, Türk Ticaret Kanunu’nda veya vergi mevzuatında ya da herhangi bir yerde değişiklik oldu da biz mi kaçırdık diye boşuna düşünmeyin. Ticaret sicilinde işlem yapanlar iyi bilir ki, mevzuat değişmese de uygulama değişebilir.
Şirket birleşmelerinde yeni yapılan bir uygulama değişikliğiyle, devralan şirkette yapılacak sermaye arttırımı, devrolan şirketin öz kaynak tutarını aşamayacaktır. Bu yazıda konuya ilişkin bilgi verip, vergi mevzuatı açısından durum değerlendirmesi yapılacaktır.
1- Negatif Öz sermayeli veya Borca Batık Şirketler Birleşmeye Taraf Olabilir mi?
Türk Ticaret Kanunu’nun 119/1’inci maddesi gereği, sermayesiyle kanuni yedek akçeleri toplamının yarısı zararlarla kaybolan veya borca batık durumda bulunan bir şirket, kaybolan sermayeyi veya gerekiyorsa borca batıklık durumunu karşılayabilecek tutarda serbestçe, tasarruf edilebilen öz varlığa sahip bulunan bir şirket ile birleşebilir.
Görüleceği üzere, devralan şirketin sermaye kaybını veya borca batıklık durumunu karşılayacak bir yapıya sahip olması halinde birleşme mümkündür.
2- Birleşmede Sermaye Arttırımı Yapılır mı?
Türk Ticaret Kanunu’nun 142’nci maddesine göre, devralma yoluyla birleşmede, devralan şirket, sermayesini, devrolunan şirketin ortaklarının haklarının korunabilmesi için gerekli olan düzeyde artırmak zorundadır.
Nitekim, TTK’nın 136/3’üncü maddesinde; “Birleşme, devrolunan şirketin malvarlığı karşılığında, bir değişim oranına göre devralan şirketin paylarının, devrolunan şirketin ortaklarınca kendiliğinden iktisap edilmesiyle gerçekleşir” hükmü yer almaktadır.
3- Birleşmede Sermaye Arttırımı Nasıl Yapılmakta idi?
Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 19’uncu maddesi hükümleri de dikkate alınarak, münfesih kurumun (devrolan) devir tarihindeki bilânço değerlerinin, birleşilen kurum tarafından bir bütün halinde devralınması ve aynen bilânçosuna geçirilmesi halinde, devrolan firmadaki kıymetler kayıtlı değerleriyle devralan firmaya geçirilir ve böylece devir sebebiyle herhangi bir kar çıkmaz ve vergilendirme olmaz. Buna vergisiz birleşme demekteyiz.
Vergisiz birleşmeyi sağlayan unsur, kül halinde aktif ve pasifin devralan firmaya kayıtlı değeriyle geçirilmesidir.
Uygulamada, devrolan firmanın sermayesi devralan firmanın sermayesine ilave edilir. Devralan firmada yapılan bu sermaye arttırımından doğan yeni hisse senetleri, şirketlerin öz varlıkları veya gerçek durumları göz önünde bulundurularak belli bir değişim oranıyla devralan-devrolan firma ortakları arasında paylaştırılırdı.
4- Yeni Uygulama Nasıl Olacak ?
İç Ticaret Genel Müdürlüğü’nün 08.08.2024 tarih ve 000993390253 sayılı yazısında, sermayenin korunması ilkesi göz önünde bulundurularak, devrolan şirketin özvarlığının sermayesinden daha düşük olması halinde, devralan şirkette yapılacak sermaye arttırımının devrolunan şirketin tescil edilmiş olan sermayesinden karşılanmasının doğru olmayacağı, dolayısıyla devrolan şirket kaynakları kullanılarak yapılabilecek sermaye arttırımının bu şirketin özvarlıklarını aşamayacağı belirtilmiştir.
Yani, negatif öz sermayeli bir şirketin birleşme yoluyla devrolması halinde, devralan firmada birleşme sebebiyle sermaye arttırımı yapılmaması gerekmektedir.
Bu açıklamalar ışığında, eski ve yeni uygulama örnekleri aşağıdaki gibidir:
Eski Uygulama | Yeni Uygulama 1 | Yeni Uygulama 2 | |
Sermaye | 1.000.000,00 | 1.000.000,00 | 1.000.000,00 |
Geçmiş Yıl Zararı | 2.500.000,00 | 2.500.000,00 | 750.000,00 |
Özkaynak | -1.500.000,00 | -1.500.000,00 | 250.000,00 |
Birleşme Sebebiyle Yapılacak Sermaye Arttırımı | 1.000.000,00 | – | 250.000,00 |
Öte yandan, devrolan şirket ortaklarına birleşme sebebiyle devralan şirket hisselerinden verilmesi isteniyorsa, devralan firmanın iç kaynakları kullanılmak suretiyle sermaye arttırımı yapılabileceği ve yeni hisselerin devrolan şirket ortaklarına verilebileceği yine aynı İç Genelge’de belirtilmiştir.
5- Vergisiz Birleşmede Külli Devir Şartı İhlal Edilmiş Olacak mı?
Vergisiz birleşmenin temel şartlarından biri, devrolan şirketin aktif ve pasiflerinin kayıtlı değerleriyle kül halinde devralan firmaya geçirilmesidir.
Söz konusu İç Genelge kapsamında, devrolan şirketin sermayesi devralan şirket sermayesine aynen eklenemeyeceğinden dolayı kül halinde devir işlemi gerçekleştirilmemiş olacak.
Nitekim, Ticaret Bakanlığı, bu durumu Gelir İdaresi Başkanlığı’na sorarak, devrolan firmanın sermaye tutarının devralan firma sermayesine aynen eklenmemesinin vergisiz birleşmeye engel olup olmadığını sormuş.
İç Genelge’ye göre, Gelir İdaresi Başkanlığı, KVK’nın 19 ve 20’nci maddelerindeki şartların yerine getirilmesi kaydıyla vergisiz birleşmeye halel bir durum olmadığını belirtmiştir.
İç Ticaret Genel Müdürlüğü bu cevabı olumlu olarak değerlendirerek ilgili İç Genelge’yi yayınlamıştır.
Oysa, cevabı okuyunca benim aklıma Gora filmindeki aşağıdaki diyalog geldi:
- Senin yüzüne ne olmuş?
- Ne olmuş?
- Ben de onu soruyorum ne olmuş?…
Gelir İdaresi Başkanlığı’nın cevabı, bir cevap gibi değil mevzuat tekrarlaması şeklindedir. Umarım, daha detaylı ve koruyucu bir açıklama yapılır ve vergisel sonuçları çok ağır olabilecek birleşme işlemleri açısından gri bir nokta kalmaz.
6- Yeni Genelge Sonrası Birleşme Kayıtları Nasıl Olacak
Eski uygulamada, devrolan şirketin devir bilançosunu aynen devralan firma bilançosuna eklediğimiz için birleşme sonrası ilk kayıtta, devrolanın sermaye hesabı dahil tüm kalemleri devralan firma bilançosuna geçirilmekteydi.
İç Ticaret Genel Müdürlüğü Genelgesi sonrası, negatif öz sermayeli ya da sermayesi öz kaynağından düşük olan işletmenin birleşme yoluyla devralınmasında, şu şekilde bir yöntem izlenebilir: Yine ilk kayıtta, devir bilançosu devralan firma bilançosuna aynen geçirilir. Böylece, kül halinde devir işlemi de yapılmış olur. İkinci bir kayıt yapılarak devrolan firmadan aktarılan geçmiş yıl zararı ile sermaye hesabı arasında muhasebeleştirme işlemi yapılarak devrolan firmadan gelen sermaye rakamının özkaynak tutarını aşmaması sağlanır.
Yukarıda yer verilen Yeni Uygulama 1 tablosu için, devir sonrasında aşağıdaki kayıt yapılabilir:
500 Sermaye 1.000.000
580 Geçmiş Yıl Zararı 1.000.000 TL
Tabii, devrolan firma sermayesi içerisinde enflasyon düzeltmesinden kaynaklı sermaye arttırımı varsa, yukarıdaki gibi sermaye azaltımında KVK’nın 32/B maddesinin nasıl ve ne şekilde değerlendirilmesi gerektiği ayrı bir soru olarak karşımıza çıkacaktır.
Diğer bir alternatif ise, devrolan firmadan gelen sermaye tutarının devralan firma sermayesi içerisinde “tescil edilmemiş sermaye” benzeri bir alt hesapta takip edilmesidir.
Son alternatif ise, İç Ticaret Genel Müdürlüğü’nün uygulamadan vazgeçmesidir.
Yeminli Mali Müşavir
Bağımsız Denetçi