Kısa cevap: hayır! "Tescil ve ilan" şirketle muamelede bulunduğunu sanan üçüncü kişilerin iyi niyet iddialarını önlemek amacıyla gereklidir. Şirket müdürü/yönetim kurulu ile Şirket arasındaki ilişki bir özel hukuk ilişkisi niteliğinde olduğundan, şirketin dış dünyada temsiline ilişkin yeni durumun üçüncü kişilere bildirilmesi şirketin sorumluluğu bakımından önemli olacaktır. Oysa VUK md. 10 ve 6183 sayılı Kanun’un Mük. Mad. 35’le kanuni temsilci için getirilen sorumluluğun dayanağı vergi dairelerinin iyi niyetini korumak değildir. Bu halde tescil ve ilan “kurucu” değil “bildirici" mahiyettedir ve kanuni temsilcilerin sorumluluk dönemlerinin ticaret siciline tescil tarihine göre değil, tescil için gerekli hukuki işlemlerin tamamlanması tarihine göre belirlenmesi gerekir. Genel kabul gören görüş, borç ilişkisinin kurulmasında ve borcun doğumunda alacaklının iradesinin rol oynamadığı haksız fiil, haksız iktisap ve yasadan doğan borçlarda/sorumluluklarda sicile tescil ve ilanın herhangi bir işleve sahip olmadığı yönündedir. Nitekim istikrar kazanmış yargı içtihatları da aynı istikamettedir:

Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu'nun 13.10.2021 tarih ve 2021/550, K:2021/1303 sayılı kararı: "...18/04/2008 tarih ve 7045 sayılı Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde ilân edilen 11/04/2008 tarihli ortaklar kurulu kararına göre noterlikçe düzenlenen … tarih ve … sayılı hisse devri sözleşmesi ile hisselerinin tamamını devrederek şirket ortaklığından ayrılmıştır... Hisse devriyle ortaklıktan ayrılmanın ve buna bağlı olarak temsil yetkisinin sona ermesinin tescil ve ilânı, kurucu bir etkiye sahip olmayıp açıklayıcı mahiyettedir. Dolayısıyla, noterlikçe düzenlenen 10/04/2008 tarihli hisse devri sözleşmesi ile hisselerinin tamamını devrederek ortaklıktan ayrılan davacının, kanuni temsilcilik sıfatı da bu tarih itibarıyla sona ermiştir..."

Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu'nun 13.10.2021 tarih ve 2021/40, K:2021/1304 sayılı kararı: "...Hisse devriyle ortaklıktan ayrılmanın ve buna bağlı olarak temsil yetkisinin sona ermesinin tescil ve ilânı, kurucu bir etkiye sahip olmayıp açıklayıcı mahiyettedir. Dolayısıyla, noterlikçe düzenlenen 30/07/2012 tarihli hisse devri sözleşmesi ile hisselerinin tamamını devrederek ortaklıktan ayrılan davacının, kanuni temsilcilik sıfatı da bu tarih itibarıyla sona ermiştir..."

Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu'nun 03.11.2021 tarih ve E:2020/400, K:2021/1470 sayılı kararı: "...Davacının 30/12/2009 tarihli ortaklar kurulu kararıyla şirket müdürü olarak görevlendirilmesi ile kanuni temsilci sıfatını kazandığı anlaşılmaktadır. Anılan hususun ticaret siciline tescili ve ilânı ise açıklayıcı mahiyettedir..."

@MKemalGoze

https://www.linkedin.com/in/av-mustafa-kemal-goze/

Leave a comment

Make sure you enter all the required information, indicated by an asterisk (*). HTML code is not allowed.

Hakkımızda

 ö z d o ğ r u l a r, 18.08.1988 tarihinde kurularak, Mali Müşavirlik faaliyetine başlamıştır. 

Sektöründe en iyi olma duygusu ile personeline "Kalite" bilincini yerleştirmeyi, Kalite Yönetim Sistemini sürekli iyileştirmeyi, müşterilerine en iyi hizmeti sunmayı, amaç edinerek, 2003 Yılında, alanında Türkiye' de ilk olarak ISO 9001: 2000 Belgesi almıştır.

 

Mali Takvim

Öne Çıkanlar

  • Mimarlık ve Mühendislik Hizmet Bedellerinin Hesabında Kullanılacak 2025 Yılı Yapı Yaklaşık Birim Maliyetleri Hakkında Tebliğ Resmi Gazetede Yayımlandı 31 Ocak 2025 Tarihli Resmi Gazete Sayı : 32799 Çevre,…
  • 2024 YILI SONU İTİBARİYLE YAPILACAK ENFLASYON DÜZELTMESİNE İLİŞKİN KİMİ HUSUSLAR Bilindiği üzere 31.08.2024 tarih ve 32648 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Vergi…
  • "Dönen Varlıklar + Duran Varlıklar = KVYK + UVYK +…
Top