Dünyadaki zombi şirketlerin en çoğunun bizde olduğunu biliyor musunuz? Zombi kavramı 1970’lerin sonunda literatüre girdi. Zombileri konu alan birçok roman yazıldı, film çekildi… Zombilerin kökeni bazı Afrika kabillerinde yapılan “VOODOO” büyüsüne dayanmaktadır. Antropolojik araştırmalar voodoo büyüsünün ölüleri diriltmek ve üzerlerinde hâkimiyet sağlamak isteği ile yapıldığını ortaya koymaktadır. İnanışa göre diriltilen ölüler, kendisini dirilten kişinin kontrolü altında olacaktır. Hemen belirtelim ki bu büyünün bilimsel bir geçerliliği bulunmamaktadır. Zombi kavramını; “korku yaratmak amacıyla ölü insan bedenlerinin yeniden canlandırılmasını istemek” olarak tanımlamak yanlış olmayacaktır… Yazılı ve görsel sanatlarda zombi kavramı çok etkili kullanılmış ve başarılı da olmuştur. Ancak ticaret hayatında bazı şirketler için de aynı tanım kullanılmaktadır ve pek de hoş çağrışım yaratmamaktadır.
Peki ne demek zombi şirket?.. Yukarıda ki zombi tanımına baktığımızda, düz mantıkla; ölmüş şirketlerin doğal olmayan biçimde yeniden canlandırılması ya da yaşıyor görünümlü ölü şirketler olarak tanımlanabilir… Bir şirketin ölümünü ticaret yapacak imkânlardan yoksunluk veya iflas etmiş olma hali olarak düşündüğümüzde; zombi şirket ticari faaliyetine devam etmemesi gerekirken zorlamayla ve destekle ticari hayatını sürdüren şirket olarak karşımıza çıkmaktadır.
Bu basit tanımımızdan sonra literatüre bir bakalım… Zombi şirket; aktif finansal desteği olan, devlet desteğinden yaralanan ve buna rağmen aktif bir faaliyet sürdüremeyen, borcuyla borcunu ödeyen şirketler ya da faaliyetlerini sürdürmeye ve borçlarını ödemeye yetecek kadar para kazanan şirketler ya da borcunun faizi faaliyet gelirden daha yüksek olan şirketler olarak tanımlanmaktadır. 1991 yılında Japonya’da Zombi şirket deyimi; zayıf ve başarısız şirketleri batırmak yerine desteklemek kararı ile ortaya çıktı ve faaliyetlerini sürdürmeye, borçlarını ödemeye yetecek kadar para kazanan şirket anlamında kullanıldı.
IMF 16 Haziran 2023 tarihli raporunda dünya ülkelerindeki Zombi şirketler incelendi ve sonuçlarını yayınladı. Bu raporda; 1997 ila 2020 yılları arasında, şirketler için ortalama zombi hisselerinden oluşan bir grafiğe yer verildi. Bu grafiğe göre Türkiye zombi şirket sayısı sıralamasında dünyada 1. sırada bulunurken, ikinci sırada Endonezya, üçüncü sırada ise Romanya yer almaktadır.
Ülkemizde zombi şirket sayısının bu kadar yüksek olması, sermaye birikiminin istenilen/yeterli seviyeye ulaşmadığının en büyük göstergesidir. Tabi bununla beraber ticaret hayatımızda büyük risk içerisinde olduğumuzun da göstergesidir. Çünkü bu şirketler büyüme için gerekli sermayeden yoksun ve iflasa çok yakın şirketlerdir. Bu durum hem yüksek risk içermekte hem de ülkemizdeki ticaret hayatını güvenilmez göstermektedir.
IMF’in zombi şirket tanım ve ölçümü kendi kriterlerine göre yapılan bir değerlendirme sonucudur. Bu sebeple ülkemiz özelinde dünyada zombi şirket sayısı bakımından 1. sırada olduğumuzu düşünmesek, kendimize yakıştıramasak da, ülkemizde ticari hayatımızı olumsuz etkileyecek kadar zombi şirketin var olduğu gerçeğini görmek kabul etmek zorundayız. Nitekim zombi şirketlere yönelik yasal tedbirler almaya çalışmamız bu durumun farkında olduğumuzu göstermektedir. Şirketlerimizdeki sermaye yetersizliği ile birlikte son yıllarda yüksek oranda seyreden enflasyon ve yüksek kur nedeni ile borçlanmalardaki aşırı artış, şirketlerin öz kaynaklarının negatif olarak görünümünü artırmıştır. Bu durumda olan şirketler bazı bankalarca desteklenmekte deyim yerindeyse yüzdürülmeye çalışılmaktadır. Ya kredilerin anaparasından tahsilat yapılamasa bile faizlerin tahsili ile yetinilmekte ve tekrar tekrar kredi yapılandırması yapılmakta ya da vefa hakkı devri gibi değişik yöntemler kullanılmaktadır. Devlet de birçok düzenlemesi ile bu durumun korunmasına destek vermektedir… Örneğin bankaların takibe atma süreleri, yapılandırma usul ve esasları şirketlerin lehine olacak şekilde yeniden yeniden belirlenmektedir…
Türk Ticaret Kanunu’nun 376’ncı maddesi “Teknik İflas”ı tanımlamış ve düzenlemiştir. Yani aslında yüksek kredi faizleri ve yüksek kur birçok işletmeyi teknik iflas (zombi şirket) konumuna getirmiştir… Buna engel olmak amacıyla, TTK 376’nın uygulamasına ilişkin olarak yayınlanan ilgili tebliğin geçici 1. maddesinde “Kanunun 376’ncı maddesi kapsamında sermaye kaybı veya borca batık olma durumuna ilişkin yapılan hesaplamalarda, henüz ifa edilmemiş yabancı para cinsi yükümlülüklerden doğan kur farkı zararları dikkate alınmayabilir.” hükmü getirilmiştir. Bu hükmün uygulanma süresi 01.01.2024 olarak sınırlandırılmışken, 31.10.2023 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan yeni bir tebliğ ile bu süre 1 yıl daha uzatılarak 01.01.2025 olarak belirlenmiştir. Yani söz konusu uygulama 31 Aralık 2023 tarihli mali tabloların hazırlanması için kullanılacak iken, şimdi 31 Aralık 2024 tarihli mali tablolar da bu kapsama alınmıştır. Ancak deneyimlerimizle tahmin ediyoruz ki yakın zamanda yeni bir uzatma daha gelecek ve süre 01.01.2026 tarihine kadar uzatılacaktır. Çünkü görünen o ki ülkemizdeki ekonomik dengeler iyi ihtimalle 2026 yılında yerli yerine oturabilir…
Görüyorsunuz “zombi şirket”ler hem ülkemizin hem dünyanın sorunu… IMF’in ülkemizi zombi şirket sayısı bakımından dünyada birinci diye rapor etmesi iyi bir görünüm değilken ülkemizde kanun koyucunun yukarıda verdiğimiz örneklerden de anlaşılacağı üzere bu şirketlerin faaliyetlerine destek vermesi aslında tartışılması gereken bir konudur. Elbette kanun koyucunun da bu destekten bir şeyler beklediği, en azından bu şirketlerin kurtulması için bir şans vermek istediği görülmektedir.
Ancak zor tercih; bu şirketlerin zombi olarak faaliyetlerine devam etmesi mi doğru, iflas etmesi mi?...
Karar sizlerin!
Yılmaz Sezer
YMM / Güncel Group
Yön. Kur. Bşk.
https://www.ekonomim.com/kose-yazisi/zombi-sirket-sayisi-bakimindan-dunya-birincisiyiz/766779