İlişkili kurumlar arası borçlanmalarda esas alınması gereken emsal faiz oranını, 8 Kasım 2023 tarihli makalede yazmıştım.
Söz konusu makalede özetle;
- Emsal arayışında öncelikle iç emsal olup olmadığına bakılması, varsa iç emsalin esas alınması,
- İç emsal yoksa veya iç emsaller karşılaştırılabilir değilse, o zaman dış emsal araştırması yapılması,
gerektiğini belirtmiş, dış emsal uygulamasında yaygın olarak kullanılan;
- Ortalama ticari kredi faiz oranının,
- Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) tarafından belirlenen, reeskont işlemlerinde uygulanan faiz oranının
ve
- Borç alanın kredibilitesine dayalı dış emsal çalışmasıyla belirlenen faiz oranının,
yasaya uygunluğunu değerlendirmiştim.
Bugün aynı konuları tekrarlamayacağım. İlişkili kuruma borç veren kurumun, yabancı kaynak kullanması durumunda, kullandığı yabancı kaynağa ilişkin faiz oranının iç emsal olarak kullanılıp kullanılmayacağına değineceğim. Konunun bir başka boyutu da yabancı kaynak kullanarak ilişkili kurumu finanse eden kurumun, bu işlemden zarar etmesi durumunda bu zararın kabul edilip edilemeyeceği.
Konuya ilişkin önce yeni tarihli bir yargı kararını özetleyeyim, sonra da kısaca kendi değerlendirmemi yaparım.
Dava konusu
Davaya konuyu somut olayda;
- Davacı şirketin bağlı ortaklıklarına kullandırdığı kaynaklar için, iç emsal olmadığı gerekçesiyle, TCMB avans işlemlerinde uygulanan yüzde 9,75 faiz oranını kullanarak hesapladığı faiz gelirini kazancın tespitinde dikkate aldığı,
- Şirketin incelenmesi sonucunda, arsa alımı için yıllık yüzde 11,76 faiz oranı üzerinden kredi temin etiğinin saptanması üzerine, inceleme elemanınca, kullanılan kredi faiz oranının işletme içi emsal niteliğinde olduğunun kabulüyle, bu faiz oranı esas alınarak adatlandırma yöntemiyle beyan edilmesi gereken faiz gelirinin hesaplandığı,
- Verilen ödünç paralar için emsaline göre düşük faiz hesaplamak suretiyle, transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü kazanç dağıtımı yapıldığı sonuç ve kanaatine varılarak, bu doğrultuda kurumlar vergisi beyanının yeniden düzenlenmesi ile dönem zararının azaltılması yönünde işlem yapıldığı anlaşılıyor.
Vergi Mahkemesi kararı
Vergi Dairesi işleminin dava konusu yapılması üzerine konuyu inceleyen Vergi Mahkemesi, ilişkisiz kişilere verilen borç paralara uygulanan faizi oranının iç emsal olarak kabul edilebileceği, davacı şirketin herhangi bir ilişkisiz kişiye borç para vermediğinden ortada iç emsalin varlığından söz edilemeyeceği, öte yandan, borç para alma ve verme işlemlerinin farklı nitelikte olduğu, ilişkili kişilere verilen borç para için uygulanacak faiz ile ilişkisiz bankadan alınan kredi için uygulanan faiz oranlarının birbirlerine emsal teşkil etmeyeceği sonucuna vararak, dönem zararının azaltılmasına dair işlemde hukuka uyarlık görmemiş ve dava konusu işlemi iptal etmiş.
Bölge İdare Mahkemesi kararı
İstinaf başvurusunu inceleyen Bölge İdare Mahkemesi Vergi Dava Dairesi, Vergi Mahkemesi kararını usul ve hukuka uygun bulmuş ve başvuruyu reddetmiş.
Danıştay Kararı
Temiz talebini inceleyen Danıştay Üçüncü Dairesi;
- Transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü kazanç dağıtımına ilişkin düzenlemenin amacının, ilişkili kişilerle mal veya hizmet alım ya da satımında bulunan kişi ve kurumların gelirlerinin tam ve doğru olarak beyan edilmesini sağlamak ve transfer fiyatlandırması yoluyla vergi matrahının aşındırılmasına engel olmak olduğu,
- Bilançosunda zarar gösteren kurumun bağlı ortaklıklarına sağladığı fon karşılığında TCMB’nin avans işlemlerinde uyguladığı % 9,75 faiz oranına göre faiz geliri hesaplamasına karşın aynı dönemde arsa alımı için yıllık %11,76 faiz oranı üzerinden kredi kullanmasının ticari hayatın gerekleriyle bağdaşmadığı gibi, bu durumun basiretli davranmak zorunluluğuna uygun düştüğünden de söz edilemeyeceği,
- Bu durumda, temin edilen krediye ilişkin faiz oranının, karşılaştırılabilir nitelikte iç emsal faiz oranı verisi olarak esas alınabileceği ve davacı şirket yönünden borç verilen para karşılığında bu oran üzerinden hesaplanan faiz gelirinden mahrum kalındığı, başka bir anlatımla eksik faiz hesaplanmak suretiyle transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü kazanç dağıtımında bulunulduğu,
sonucuna vararak, ilgili yıla ait zararın azaltılmasına ilişkin tesis edilen işlemde hukuka aykırılık görmemiş ve dava konusu işlemin iptaline ilişkin Vergi Mahkemesi kararına yöneltilen istinaf başvurusunun reddi yolundaki Vergi Dava Dairesi kararını bozmuş. (Danıştay Üçüncü Dairesi’nin 28.11.2023 tarih ve E:2023/4022 K:2023/4962 sayılı kararı.)
Kişisel değerlendirmem
Öncelikle şunu ifade edeyim: Kredi kullanarak ilişkili kuruma borç veren kurumun, kullandığı kaynak için uygulanan faiz oranının iç emsal olarak dikkate alınıp alınmayacağı bir tarafa, bu işlemde TCMB tarafından belirlenen avans veya reeskont işlemlerinde uygulanan faiz oranının dikkate alınmasının doğru olmadığını düşünüyorum. Bu oranların karşılaştırılabilir olmadığını değerlendiriyorum.
Öte yandan, Vergi Denetim Kurulu Danışma Komisyonu’nun, ilişkili kişiler arası borçlanmalarda, TCMB tarafından ilan edilen, bankalarca açılan ticari kredilere uygulanan ağırlıklı ortalama faiz oranının kullanılması yönünde bir kararı var. Vergi Müfettişleri için bağlayıcı bir karar. Bu oranın da karşılaştırılabilir olmadığını düşünüyorum.
Her iki görüş ve uygulamayla ilgili değerlendirmemi 8 Kasım 2023 tarihli makalede ayrıntılı olarak ifade etmiştim. Burada tekrarlamak istemem.
Kişisel değerlendirmem, ilişkili kişiler arası borçlanmalarda, borçlanan kurumun kredibilitesine, borcun vade yapısına ve büyüklüğüne bağlı olarak, yapılacak araştırma sonucu bulunacak emsal faizi oranını esas almak yönünde. Ancak, ilişkili şirkete kullandırılan kaynağın yabancı kaynaklardan temin edilmiş olması durumunda, borç verenin bu işlemden zarar etmemesi gerektiğini düşünüyorum. Daha da ötesi, bu şekilde yapılan borç verme işlemlerinde, borç veren için doğrudan fonlama maliyetinin yanı sıra, finansman hizmeti maliyetlerinin ve üstlenilen fonksiyon ve risklerin de dikkate alınarak bir kâr marjı uygulanması konusunun da ayrıca değerlendirilmesi gerekir. Recep BIYIK