Çok acele bir şekilde yapılan, uzlaşmaya ilişkin yeni yasal düzenlemenin acilen gözden geçirilmesi ve geçmişteki sorunlarla yeni mevzuatın yaratacağı müstakbel sorunları çözecek yeni bir düzenlemenin yapılması şarttır.
Değerli okurlar, 7524 sayılı sayılı torba yasa ile vergiler uzlaşma kapsamından çıkarıldı. Bu değişiklik 2 Ağustos 2024 tarihinde yürürlüğe girdi.
Buna göre sadece vergilere bağlı olarak kesilecek vergi ziyaı cezalar ile belli bir tutarı (2024 yılı için 23.000 TL'yi) aşan usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezaları uzlaşmaya konu edilebilecek.
Geçici bir maddeyle, değişikliğin yürürlüğe girdiği 2 Ağustos tarihinden önce uzlaşma talep edildiği halde henüz uzlaşma günü verilmemiş, uzlaşma günü verilmiş ancak uzlaşma görüşmesi yapılmamış ya da çeşitli nedenlerle uzlaşma günü ertelenmiş veya uzlaşma talep süresi geçmemiş olan vergi ve cezalara ilişkin olarak eski hükümler uygulanacak. Yani bunlarda vergi aslı da uzlaşmaya konu edilecek.
Vergide uzlaşma nedir?
Vergide "uzlaşma" müessesesi, mükellef ile idare arasındaki uyuşmazlığın yargıya intikal etmeden idari aşamada çözülmesini sağlayan bir düzenleme. Tarhiyat öncesi ve sonrası olmak üzere iki türü var.
Vergi uyuşmazlıklarını yargıya intikal etmeden sona erdirmeyi amaçlayan, yargının iş yükünü azaltan bir uygulama. Mükellef ile idare arasındaki uyuşmazlığı, tarafların karşılıklı anlaşarak ortadan kaldırmalarını sağlıyor.
Mükellef uzlaşarak ödeyeceği tutardan indirim kazanıyor. İdare ise vergiyi bir an önce tahsil ediyor.
Özetle iki tarafın da kazandığı ve uzun bir süre başarı ile uygulanan uzlaşma müessesesi, geçmişte, şeffaf olmadığı ve indirim gerekçeleri tutanakta belirtilmediği için çok eleştirildi. Anayasaya aykırı olduğu iddia edildi.
Uzlaşma fiilen etkisizleştirildi
Yaşanan tartışmaların da etkisiyle yazılı olmayan bir talimatla uzlaşma bir standarda bağlandı. Vergi aslında indirim yapılmayıp sadece cezada indirim yapılır hale geldi. Ceza indirimi de konu ayırımı yapılmaksızın yüzde 80 indirim şeklinde uygulanmaya başlandı. Bu konunun detaylarına 17 Aralık 2020 tarihli yazımdan ulaşabilirsiniz. Böylece uzlaşmanın işlerliği azaltıldı.
Uzlaşma fiilen kaldırılmak istendi
Yakın zamanda uzlaşma yine yazılı olmayan bir talimatla bu defa fiilen kaldırılmaya çalışıldı. Yoğun tepkiler üzerine geri adım atıldı. Bu gelişmeyi değerlendirdiğim yazıma buradan ulaşabilirsiniz.
Son torba yasa ile vergi aslı uzlaşma dışına çıkarıldı. Böylece, uzlaşmanın en çok eleştirilen, vergi aslından indirim yapılması ihtimali de kaldırılmış oldu. Son zamanlarda zaten vergide indirim yapılmadığı için fiili durumun yasal düzenlemeye bağlandığını söylemek yanlış olmaz.
Vergi aslının uzlaşma dışı bırakılmasının sonuçları
Vergi aslının uzlaşma konusu olmasına ve vergi aslında indirim yapılmasına ilişkin eleştiriler de dikkate alınarak konu yeniden düzenlenseydi, çok daha isabetli olurdu. Sorunu bu şekilde çözmek (!) doğru değil.
Bu yaklaşım, uzlaşmanın olumlu yanlarının hiç dikkate alınmadığını gösteriyor. Uyuşmazlığı hem pratik hem de hukuki güvenlik çerçevesinde hızlı bir şekilde çözüme kavuşturmanın yararları değerlendirilmemiş anlaşılan. Bunu düzenlemenin hiç tartışılmadan yapılmasından da anlıyoruz.
Peki, bu yeni durum ne getirecek?
* Öncelikle, kesin olarak vergi uyuşmazlıklarının sayısının çok ama çok artacağını söylemek mümkün. Doğal olarak yargının iş yükü artacak. Vergi uyuşmazlıklarının sonuçlanma süresi uzayacak.
* Eskisinden farklı olarak artık sadece vergi ziyaı cezası (ve belli tutarı aşan genel ve özel usulsüzlük cezaları) uzlaşma konusu olabileceğinden, vergi ziyaı cezasında uzlaşma istensin istenmesin vergi aslı bağımsız olarak dava konusu edilebilecek.
* Vergi aslı için dava açıldıktan sonra vergi ziyaı için yapılan uzlaşma toplantısında uzlaşmanın sağlanamaması halinde cezalar için de dava açılabilecek. Bu durum aynı inceleme ile ilgili olarak iki farklı davanın görülmesine neden olacak. Tabii ki bu sorun bağlantı sebebiyle davaların birleştirilmesi yoluyla giderilebilir.
* Geçmişte vergi aslını dava edip vergi ziyaı cezasında uzlaşmak mümkün olmadığından, dava kaybedildiğinde mükelleflerin önüne çok büyük bir rakam (vergi aslı, ceza ve gecikme faizi) çıkmaktaydı. Şimdi dava kaybedildiğinde en azından ceza olmayacak, sadece vergi ve gecikme faizi ödenecektir. Dava uzun sürdüğünde gecikme faizi yükü artacağından tarhiyatın dayanağının iyi değerlendirilmesi gerekir. Yani her durumda dava açmak avantajlı olmayabilir.
* Cezada uzlaşıp vergi aslı dava edildiğinde, davanın kazanılması halinde uzlaşma yoluyla kesinleşen ve ödenen cezanın akıbeti ne olacaktır? Tabii ki İdare bu durumda, cezanın uzlaşma yoluyla kesinleşmesine bağlı olarak ödendiğini, yapılan ödemenin vergi davasının kazanılması halinde iadesinin mümkün olamayacağını söyleyecektir. Ancak bu yorum tartışmaya açıktır, çünkü yargı kararıyla ortadan kaldırılan bir verginin üzerinden hesaplanarak ödenen cezanın hukuki dayanağı kalmamıştır. İdarenin yargı kararı üzerine tahsil ettiği cezayı mükellefe iade etmesi gerekir. Aksi halde mükelleften olmayan bir verginin cezası tahsil edilmiş olur.
* Çok acele bir şekilde yapılan, uzlaşmaya ilişkin yeni yasal düzenlemenin acilen gözden geçirilmesi ve geçmişteki sorunlarla yeni mevzuatın yaratacağı müstakbel sorunları çözecek yeni bir düzenlemenin yapılması şarttır.
* Uzlaşma ile ilgili yapılan düzenlemeyi en iyi anlatan atasözü sizce de "Pireye kızıp yorgan yakmak" değil mi?
Erdoğan Sağlam YMM