Geçen hafta cuma günü bir uzatma daha geldi Maliye cephesinden, muhasebeciler aylık beyannamelerinde uzatma beklerken enflasyon muhasebesinden geçmiş geçici vergi beyanları için 10 gün daha süre verildi.
Enflasyonun olumsuz etkileri çok, bunlardan bir tanesi de işletmelere yol gösterici olması gereken finansal tablolar üzerinde ortaya çıkıyor. Ölçüm ve kayıt yapılan para hızla değer kaybedip tabiri caizse pul olunca, bir noktadan sonra fikir verme özelliğini de kaybediyor. Finansal tabloların biraz daha gerçeğe yakın veriler sunabilmesi için yeniden değerleme veya enflasyon muhasebesi gibi uygulamalar gerekiyor.
Enflasyon muhasebesi uygulamasında şartların gerçekleştiği ilk 2 yıl için tüm ülke el birliğiyle düzeltme yapılmamasına karar verdi, acı reçete de ertelenmiş oldu. Özetle bakarsak, son 20 küsur yılda fiyatlar 30 kat artmış. Eski taşınmazlarınız, eskiden ödenmiş sermayeniz gerçeğe uygun bir değeri ifade etmiyor. Çıkan yasa ile tüm firmalar 2023 yılı bilançolarını düzeltti, kar da çıksa zarar da Maliye bu karı vergilendirmedi, zararı da vergiden düşmeye izin vermiyor. Artırılmış stok, demirbaş, makine ve teçhizat üzerinden artan tutarlar üzerinden stok maliyeti ve amortismana başlandı. Yani, vergisiz bir şekilde düzeltilen bu değerlerin 2024’te matrah üzerinde aşındırıcı bir etkisi başladı diyelim.
Peki, 2024’te ne oluyor, hiper enflasyon şartları devam ediyor, rakamlar ortada. O yüzden 2024’te hem geçici vergilerde hem de yıllıkta bir düzeltme yapılması gerekiyor. Mayıs ayında yapılacak olan ilk düzeltme ertelendi. Şimdi ise Maliye ikinci geçici vergi döneminde ikinci bir uzatma ile firmalara biraz süre daha tanıdı. Geçici vergide bir erteleme veya sadece yıllık yapılması talebine yeşil ışık yakmadı. Meslek örgütünün sessiz çığlığı duyulmadı, meslek mensupları ise dertli. Peki, neden erteleme veya iptal isteniyor? Geçici vergi özü itibariyle ve adından anlaşılacağı üzere yılsonunda yapılan dönem sonu işlemleriyle karşılaştırınca çok basit ve hızlıca hesaplanan ve asıl vergiye mahsuben alınan bir peşin vergi. Bunun ipucu biraz teknik uygulamada saklı. Son 20 yılın enflasyonuyla aşınan tüm dönen ve duran varlıklar vergisiz bir şekilde bilançolara alındı. Şimdi satılsa yeni maliyetten kar çıkacak, amortisman ise yeni tutar üzerinden ayrılmaya başlandı bile. O yüzden Maliye, vergisiz geçiş uygulaması sonrasında bu yıl uygulamayı önce geçici vergi dönemlerinde sonra da yıllık uygulamada görmek istiyor.
İş dünyası ise maalesef biraz sınıfta kaldı! Ülkemizin göz bebeği şirketler ve sivil toplum ise biraz son dakikacı. 2-3 yıldır devam eden bu hengâmede taleplerini çok az dile getirebildi. Tam da Maliye erteleme olmayacak sadece size beyannameleri düzenlemeniz için ilave 10 gün veririm deyince biraz daha sesleri duyulur oldu. Hâlbuki kendi içinde tutarlı ve haklı olan enflasyon düzeltmesi ve muhasebesi uygulamasında teknik/ekonomik konulara uygun vakit varken kafa yorulabilirdi, bir önceki uygulamanın bilinen teknik sorunlarından da ders çıkararak.
Geçici vergi adı üstünde, yıllık gelir/kurumlar vergisine giderken Hazine’nin vergi ihtiyacını gidermeye yönelik. Asıl vergi yılsonunda hesaplanıyor, kolayı ve mantıklısı bu olduğu için %10 yanılma payı bile var. Geçici vergide uygulama yapılması bir tercih, Bakanlığın sadece yıllık olarak yaptırma yetkisi de var. Hiç yapılmaması için ise ya enflasyonun düşmesi ya da kanun değişikliği şart. Bir diğer yolu da Cumhurbaşkanı’nın kriterleri değiştirmesi, kanuna göre enflasyonun son 3 yılda toplam %100, içinde bulunulan yılda ise %10 olması yeterli. Cumhurbaşkanı bu oranları sırasıyla %35’e indirmeye ve %25’e kadar artırmaya yetkili. Yani daraltma ve genişletme yaparak 2025 ve 2026 için farklı senaryolar çalışılabilir.
Bir önceki uygulamada olan belli aktif büyüklüğünün altındaki firmalara seçimlik olarak yaptırılması da önemli bir kolaylık sağlayabilirdi. Şu anda çok sayıda gayri faal, işi olmayan, kâğıt üstünde olan veya borca batık firmanın da enflasyon muhasebesi yapması gerekiyor.
Sorulara örnek olarak, karşımıza çıktıkça çözüm bulmaya çalıştığımız amortismana tabi olmayan kıymetlerin yeni yılda olası zararına satışında aşan maliyetinin kanunen gider veya maliyet olarak kabul edilmemesi, daha önce ayrılmamış amortismanların yine ayrılmamış sayılarak düzeltmeye tabi tutulması, geçmiş yıl zararlarının yeni yılda kar etkisi yaratmasına rağmen vergiye tabi matrahtan düşülememesi, varlıklarda ertelenmiş vergi imkânı veren yenileme fonu rakamının nasıl ele alınacağı gibi.
Tebliğ’de yer alan bir maddeye göre stok veya amortismana tabi olmayan bir kıymeti biraz zararına satarsanız, zarar kısmını matrahtan indiremeyebilirsiniz. Üstelik bu Tebliğ açıklamasının bir yasal dayanağı da yok. Daha doğrusu bir önceki düzenlemeye ilişkin geçici 25’inci maddede bu fıkra varken mevcut düzenleme olan mükerrer 298/A maddesinde bu cümle yer almıyor. Bu konuda çok sayıda ihtilaf çıkabilir.
Konuya biraz daha geniş bir perspektiften bakmak gerekir. Tüm ülkeyi tek bir şirket gibi düşünürsek, günün sonunda enflasyonun vergi etkisinin hem kar hem de zarar boyutu var, sonuç olarak ülke bilançosunun daha doğru ve anlaşılır olmasını sağlayacak. Bunun bazı şirketlere kar ve vergi, bazı şirketlere de vergiden indirilebilir zarar oluşturacağı kesin. Bunu zaten baştan beri biliyor ve söylüyorduk, daha anlaşılır olması için önümüzdeki 10 gün çok önemli. Tüm iş insanları gelir tablolarına bakıp enflasyonun şirketine etkisini gelir tablosunda kar/zarar hesabında görecekler.
Maliye Bakanlığı’nın elinde 1,1 milyon kurumlar vergisi mükellefi şirketler ile bilançoya tabi şahısların tüm finansal verileri var. Bu yıl verilecek beyannamelerde 648/658 enflasyon kar/zarar rakamlarını açıklaması sadece akademik bir bilgi ihtiyacı değil konuşulan konuların sonuçlarını tüm vergi mükellefleri ve kamuoyunun bilmesi açısından şeffaf ve faydalı bir bilgi sağlayabilir.
2024 yılı için yapılacak olan düzeltmeyi henüz satılmamış bir maldan, varlıktan vergi almak diye yorumlamak tam doğru olmaz. 2023 sonuna kadar bu düzeltme vergisiz bir şekilde yapıldı. Üstelik varlıkların düzeltilmesi gelir etkisi yaratırken, güçlü özkaynak kalemleri de gider etkisi yaratıyor. Yani borçla finanse edilen varlıklarla özkaynakla karşılanan yatırımlar açısından farklı sonuçlar çıkması mümkün.
Bu teknik konular bir sonraki yazımızın konusu olsun ama sonuç olarak şunu söyleyelim, uluslararası bir standardın da gereği olan enflasyon muhasebesinde çok ses çıktı ama bu sesleri ahenkle yönetip bir senfoni haline getiremedik.
Sonuç olarak, geçer bir not alamadık.
ŞABAN KÜÇÜK
YMM, Taxia
https://www.ekonomim.com/kose-yazisi/enflasyon-muhasebesinde-sinifta-mi-kaldik/763286