Yeni vergi paketi dün yola çıktı!...
Son birkaç haftadan beri gündemi işgal eden ve sahibi çıkmayan (!) vergi torba kanununun yeni hali nihayet dün AK Parti Grubu tarafından Meclis Başkanlığı’na sunuldu.
Kanun, yürürlük ve yürütme maddeleriyle toplam 53 maddeden ibaret. Vergi Torba Kanunu ile 9 kanunda değişiklik yapılıyor. Bunların içinde en çok 19 madde ile Kurumlar Vergisi Kanunu’nda ve 12 madde ile Vergi Usul Kanunu’nda düzenlemeye yer veriliyor.
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in açıklamalarından da anlaşıldığı üzere düzenlemeler içerisinde birkaç konu öne çıkmış durumda. Ticari ve mesleki kazanç sahibi gerçek kişiler için hasılat tespitine dayalı vergi inceleme yetkisi getiriliyor. Aynı düzenleme kurumlar vergisi mükellefleri için de geçerli kılınıyor. Bu arada yabancı ve yerli kurumlar vergisi mükellefleri için ayrıca küresel ve lokal asgari kurumlar vergisi öngörülüyor. KDV iade alacaklarının tasfiyesi yönünde kamuoyuna yansıyan hususlar da kanun teklifinde yer alıyor.
Sözün özü, getirilen yeni vergi paketini bir reform hareketi olarak görmemeliyiz. Daha çok teknik düzeltmeler ve uzun vadeli sonuçları olan düzenlemeler olarak görmeliyiz.
Mail Order ve IBAN’a göre vergi incelemesi konusu…
Bundan birkaç gün önce Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, yaptıkları tespite göre aylık 5 milyon liranın üzerinde 800 kişinin mail order ve İBAN ile harcama yaptıklarını söyledi. Vergi ile tanışık olmayanlar olduğunu vurguladı. Dolayısıyla mesajında böyle isimlerin üzerine gidilmesi gerektiğini ortaya koydu.
Önce “mail order” hakkında bilgi verelim.
Açık kaynaklardan edinilen bilgiye göre “mail order”, kredi kartının fiziksel olarak kullanılamadığı durumlarda bir POS cihazı yardımı ile yapılan sanal ödeme yöntemidir. Bilinen diğer işlemler kredi kartlarında POS cihazı üzerinden çip, manyetik veya temassız gibi çeşitli ödemelerle yapılır. Mail order sistemi ise bu iki ödeme şeklinin birleşimidir. Mail order ödeme yöntemi, işlem yapmayı kolay ve pratik hâle getirir. Mail order yöntem başlıca; giyim ve hediye mağazaları, turizm şirketleri ve oteller, sigorta şirketleri, seyahat acenteleri, dernek ve vakıflar, spor kulüpleri ve kitap, kaset, CD satan mağazalar tarafından kullanılır.
Mail order sisteminin bazı avantajları var:
- Alışveriş yapmak için fiziksel bir karta ihtiyaç yoktur.
- Zamandan tasarruf sağlar.
- Mail order işlemi için bilgi girişi yapmak yeterlidir. Bu da pratik ve kolay bir yöntemdir.
- Dünyanın pek çok farklı yerindeki kart sahipleri posta, telefon veya faks aracılığıyla kolayca işlem yapar.
- İşletmelerdeki müşteri sayısının ve satışların artmasına destek olur.
- Fazla ücrete sahip büyük ölçekli satın almalar yapılabilir.
- İşlem herhangi bir aracı gerektirmediği için maliyet düşüktür.
- Nakit olarak gerçekleştirilen ödemeler borç riski gibi durumlar oluşturmaz.
- Bankalar aracılığıyla mail order taksit seçeneği avantaj sağlar.
Mail order yönteminin dezavantajları da şöyle sıralanabilir:
- Kart bilgilerinin üçüncü kişilerle paylaşılması tehlikesini doğurur.
- Müşteriler satın aldıkları ürün ya da hizmetler için dolandırıcılık riskiyle karşı karşıyadır.
- Uzun teslimat süreleri acil ihtiyaçlar için kullanışsızdır.
- Beğenilen ürün satın alınırken fiziksel olarak görme ya da dokunma mümkün değildir.
Görüldüğü gibi mail order ve İBAN bir ödeme sistemidir.
Kaldı ki artık elektronik paranın, finansman şirketlerinin devreye girmesi ve e-ticaret sisteminin gelişmesi de bu ödeme sistemlerini gerekli ve hatta zorunlu kılıyor.
Hazine ve Maliye Bakanı’nın tespitleri doğru. Ancak tüm umudu vergi incelemesine bağlamak doğru değil. Türk vergi hukukunda delil serbestisi olduğu için bu ödeme araçlarına dayalı olarak vergi incelemesi yapılabilir. Ancak;
- Mail order yöntemiyle aylık şu kadar harcama yapan kişi sayısı 800 kişi olamaz. Bu sayı çok daha fazla olmalı.
- Kalıcı ve geçici yabancıların da dikkate alınmadığı 85 milyon nüfuslu ülkemizde bu sayı 800 bin kişi olabilir. Yani nüfusun yüzde 1’i. Türkiye’nin servet artışında dünyanın birinci sırasında bir ülke olduğunu, ilave 1 milyon dolar sahiplerinin sayısının 60 binin üzerine çıktığını unutmayalım.
- Harcamanın ya da ödemenin mahiyetini görmek lazım. Bu bedel borç alacak ilişkisi şeklinde de olabilir.
- Bu konumda olanların bütün bir yıl içindeki harcamalarını ya da ödemelerini izleyecek ayrı bir denetim veri sistemine ihtiyaç var.
- Vergi incelemesi ile işin bitmediğini ve bunun uzlaşma, düzeltme, yargılama süreçlerini göz ardı etmemeliyiz. Yani en iyimser tahminle 3-4 yıl zaman demek.
- Kaldı ki mevcut vergi mevzuatında da bir takım düzenlemelere ihtiyaç var.
Sözün özü; topu dolaştırmak ve bataklıkta sinek avlamak yerine, kayıt dışılığın kalıcı bir şekilde önüne geçilerek bataklığı kurutmak esas çözüm olacaktır. Nevzat SAYGILIOĞLU