Kıdem tazminatı, hizmet sözleşmesi Kanun’da öngörülen hallerden biri ile sona eren ve yine Kanun’da öngörülen asgari sürenin üstünde çalışmış olan işçiye veya ölümü halinde mirasçılarına, işveren tarafından ödenen ve miktarı işçinin çalışma süresi ve ücretine göre belirlenen paradır. Diğer bir anlatımla, kıdem tazminatı işçinin yıllarca birikmiş emeğinin yıpranmasının karşılığı olmasının yanı sıra emekli ikramiyesi niteliğindedir(2). Şeklinde ikinci bir tanımına yer verdiğimiz kıdem tazminatı 4857 sayılı İş Kanun’da düzenlenmemiştir. Şöyle ki; 4857 sayılı yeni İş Kanunu’nun(3) 120. maddesi, 1475 sayılı eski İş Kanunu’nun “kıdem tazminatını düzenleyen 14. maddesi hariç” diğer maddelerini yürürlükten kaldırmıştır. Yeni İş Kanunu’nun geçici 6. maddesi “Kıdem tazminatı fonunun yürürlüğe gireceği tarihe kadar işçilerin kıdemleri eski İş Kanunu’nun 14. maddesi hükümlerine göre saklıdır.” hükmüne yer vermiştir.

1475 sayılı eski İş Kanunu’nun bugün yürürlükte olan 14. maddesine göre, bir işyerinde çalışan işçilerin işten ayrılmaları durumunda kıdem tazminatı alabilme koşulları;

● İş Kanunu’na tabi olarak bir işte çalışmak,

● Aynı işverenin bir veya değişik işyerlerinde en az bir yıl çalışmış olmak ve

● İş sözleşmesinin İş Kanunu’nda belirtilen biçimde sona ermesi,

olarak üç madde altında toplanabilir.

Halen yürürlükte olan 1475 sayılı İş Kanunu’nun 14. maddesinin 1. fıkrasında kıdem tazminatına hak kazandıran fesih halleri sayılmıştır. Başka bir anlatımla, işçinin kıdem tazminatını isteyebilmesi için iş sözleşmesinin aşağıda belirtilen nedenlerden biriyle feshedilmiş veya son bulmuş olması gerekir. Bu maddeye göre iş sözleşmesi:

● İşveren tarafından 1475 sayılı İş Kanunu’nun 17. maddesinin II numaralı bendinde (yeni İş Kanunu’nun 25/II. maddesi) gösterilen ahlâk ve iyi niyet kurallarına uymayan haller ve benzeri nedenler dışında haklı nedenle iş sözleşmesinin feshedilmesi durumunda,

● İşçi tarafından 1475 sayılı İş Kanunu’nun 16. maddesinde (yeni İş Kanunu’nun 24. maddesi) sayılan nedenlerden dolayı iş sözleşmesinin haklı nedenle feshedilmesi durumunda,

● Muvazzaf askerlik dolayısıyla iş sözleşmesinin feshedilmesi durumunda,

● İşçinin bağlı bulunduğu Kanunla kurulu kurum veya sandıklardan yaşlılık, emeklilik veya malullük aylığı yahut toptan ödeme alması amacıyla iş sözleşmesinin feshedilmesi durumunda,

● (Ek: 25.08.1999 -4447/45 md.) 506 sayılı Kanun’un 60. maddesinin birinci fıkrasının (A) bendinin (a) ve (b) alt bentlerinde öngörülen yaşlar dışında kalan diğer şartları veya aynı Kanun’un geçici 81. maddesine göre yaşlılık aylığı bağlanması için öngörülen sigortalılık süresini ve prim ödeme gün sayısını tamamlayarak kendi istekleri ile işten ayrılmaları durumunda,

● Kadın işçinin evlendiği tarihten itibaren bir yıl içinde kendi rızası ile iş sözleşmesini sona erdirmesi durumunda,

● işçinin ölümü sebebiyle iş sözleşmesinin son bulması durumunda,

işçi kıdem tazminatı almaya hak kazanır.  Ertuğrul GEZEN Yaklaşım / Haziran 2018 / Sayı: 306

İŞÇİNİN 15 YIL SİGORTALILIK SÜRESİ, 3600 PRİM ÖDEME GÜNÜYLE KIDEM TAZMİNATINA HAK KAZANILMASI

Mülga 506 sayılı Kanun’un “Yaşlılık aylığından yararlanma şartları” başlıklı 60. maddesinin birinci fıkrasının 4447 sayılı Kanunla 08.09.1999 tarihinden geçerli olmak üzere değişmeden önceki (A) bendinin (b) alt bendinde yaş şartı hariç 15 yıldan beri sigortalı bulunması ve 3600 gün malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi ödemiş olması şartı arandığından, bu nedenle iş sözleşmesinin sona erebilmesi için işçinin 08.09.1999 tarihinden önce işe başlamış olması, son işyerinde en az bir yıllık kıdem tazminatına esas çalışmasının bulunması ve Sosyal Güvenlik Kurumu’ndan işçiye 15 yıl, 3600 prim ödeme gününü tamamladığına ilişkin bir yazı verilmesi icap etmektedir.

İşçinin Sosyal Güvenlik Kurumu’ndan aldığı 15 yıl sigortalılık süresi, 3600 prim ödeme gününü tamamladığına ilişkin belgenin işyerine teslim edilmesi konusunda sorun yaşamaması için, bu belgeyi işyerinde çalışmayı sürdürdüğü süre içinde noter kanalıyla işyerine göndermesi ve bu nedenle istifasını bildirmesi önem taşımaktadır.

Sosyal Güvenlik Kurumu’nun 15 yıl sigortalılık süresi, 3600 prim ödeme gününe ilişkin noter kanalıyla gönderilen istifa dilekçesinin işverenliğe ulaşmasından itibaren ya ihbar öneli süresi kadar çalışmak veya ihbar tazminatı ödemeyi kabul etmek suretiyle işçinin varsa zimmetinde bulunan işyerine ait kayıt ve belgeler ile eşyaları işyeri yetkililerine imza mukabilinde teslim etmek suretiyle çalıştığı işyerinden ayrılmasında bir sakınca bulunmamaktadır.

Bu şekilde 15 yıl sigortalılık süresi, 3600 prim ödeme günüyle kıdem tazminatı alan işçi, işten ayrıldığı tarihten kısa bir süre sonra aynı veya bir başka işyerinde işe başlayıp, bir yıllık çalışma süresini tamamladıktan sonra Sosyal Güvenlik Kurumu’ndan alacağı 15 yıl sigortalılık süresi, 3600 prim ödeme gününü tamamladığına ilişkin yeni bir belgeyle yeni bir kıdem tazminatı alabilmesinde yasal bir kısıtlama bulunmamaktadır. Hatta işçinin her bir işyerinde ve her bir seferinde kıdem tazminatına esas kıdemi yönünden en az bir yıl çalışması bulunduğu ve Sosyal Güvenlik Kurumu’nun işçiye 15 yıl sigortalılık süresi, 3600 prim ödeme gününü tamamladığı konusunda belge verdiği sürece işçinin herhangi bir sınırlama olmaksızın kıdem tazminatı alabilmesi mümkündür.

Yargıtay, İşçinin emeklilik nedeni ile iş sözleşmesini feshetmesinden kısa bir süre sonra, yeniden çalışmasını gerektirecek durumlar ortaya çıkabileceği gibi işçinin bu hakkını kendisi için daha olumlu sonuçlar doğurabileceğini düşündüğü bir başka işyerinde çalışma amacı ile de kullanmasının mümkün olduğuna karar vermiştir([1])Yargıtay bir başka kararında, 15 yıl sigortalılık süresi ve 3600 prim ödeme gününü tamamlamak suretiyle işten ayrılan kişinin 3 gün sonra bir başka işyerinde işe başlamasının hakkın kötüye kullanılması olarak değerlendirilemeyeceğine karar vermiştir([2]).

İŞE 08.09.1999 TARİHİNDEN SONRA BAŞLAYANLARIN KIDEM TAZMİNATINA HAK KAZANMASI

Mülga 506 sayılı Kanun’un “Yaşlılık aylığından yararlanma şartları” başlıklı 60. maddesinin birinci fıkrasının 4447 sayılı Kanunla 08.09.1999 tarihinden geçerli olmak üzere değişen (A) bendinin (b) alt bendinde yaş şartı hariç 25 yıldan beri sigortalı bulunması ve 4500 gün malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi ödemiş olması şartı arandığından, işe 08.09.1999 tarihi ve sonrasında başlayanlar makalemizin 2. maddesinin (d) paragrafı kapsamında ancak 09.09.2024 tarihi ve sonrasında olmak üzere 25 yıl sigortalılık süresi, 4500 prim ödeme günüyle kıdem tazminatına hak kazanabileceklerdir.

İşe 01.05.2008 tarihinden itibaren ilk defa başlayacak olanlar 25 yıl sigortalılık süresi ve 5400 prim ödeme gününü tamamlamaları durumunda kısmi emeklilik hakkı elde ettiklerinden, 02.05.2033 tarihi ve sonrasında bu kapsamda kıdem tazminatı alabilmeleri mümkün olacaktır.

Sonuç Olarak, Anayasanın “Çalışma ve Sözleşme Hürriyeti” başlıklı 48. maddesinde; herkesin dilediği alanda çalışma ve sözleşme hürriyetine sahip bulunduğu; “Çalışma Hakkı ve Ödevi”başlıklı 49. maddesinde ise; çalışmanın herkesin hakkı ve ödevi olduğu belirtilmiştir.

İşe 08.09.1999 tarihi öncesinde başlayan işçiler 15 yıl sigortalılık süresi, 3600 prim ödeme günüyle buna ilişkin olarak Sosyal Güvenlik Kurumundan alacağı belgeyi işyerine teslim etmek suretiyle kıdem tazminatı alabilmektedir. Bu şekilde 15 yıl sigortalılık süresi, 3600 prim ödeme günüyle kıdem tazminatı alan işçi, işten ayrıldığı tarihten kısa bir süre sonra aynı veya bir başka işyerinde işe başlayıp, bir yıllık çalışma süresini tamamladıktan sonra Sosyal Güvenlik Kurumu’ndan alacağı 15 yıl sigortalılık süresi, 3600 prim ödeme gününü tamamladığına ilişkin yeni bir belgeyle yeni bir kıdem tazminatı alabilmesinde yasal bir kısıtlama bulunmamaktadır.

İşe 08.09.1999 tarihi ve sonrasında başlayanlar ancak 25 yıl sigortalılık süresi, 4500 prim ödeme gününü tamamladığı 09.09.2024 tarihi ve sonrasında olmak üzere kıdem tazminatına hak kazanabileceklerdir. Raşit ULUBEY E-Yaklaşım / Eylül 2017 / Sayı: 297

Leave a comment

Make sure you enter all the required information, indicated by an asterisk (*). HTML code is not allowed.

Hakkımızda

 ö z d o ğ r u l a r, 18.08.1988 tarihinde kurularak, Mali Müşavirlik faaliyetine başlamıştır. 

Sektöründe en iyi olma duygusu ile personeline "Kalite" bilincini yerleştirmeyi, Kalite Yönetim Sistemini sürekli iyileştirmeyi, müşterilerine en iyi hizmeti sunmayı, amaç edinerek, 2003 Yılında, alanında Türkiye' de ilk olarak ISO 9001: 2000 Belgesi almıştır.

 

Mali Takvim

Öne Çıkanlar

  • 1 TL için 532.000 TL Fazla Vergi Ödeme Riski Sosyal içerik üreticilerinden ile Appstore, Google Play üzerinden gelir elde…
  • BORSAYA AÇILAN ŞİRKETLER AÇISINDAN EMİSYON PRİMLİ PAYLARA YÖNELİK ÖRNEK UYGULAMA EMİSYON PRİMİ TİCARİ KARA DÂHİL DEĞİLDİR. ÖZKAYNAKLAR ARASINDA 520 PAY…
  • Yatırım Teşvik Belge Kapsamında KDV İstisnası Yatırım Teşvik Belgesi Sahibi Mükellefe Belge Kapsamındaki:· Makine Ve Teçhizat İthal…
Top