Evli eşlerden birinin vergi borcu nedeniyle, aileye ait konut üzerine konulan vergi haczi nedeniyle konutun satılıp, satılmayacağı hakkında tereddütler oluşmaktadır. Bilindiği gibi, aile konutu şerhi Türk Medenî Kanunu ‘nun 194 maddesi gereğince taşınmaz üzerinde hak sahibi olan eşin tasarrufu, diğer eşin açık rızasına bağlı bulunmaktadır. Aile konutu şerhi bilindiği gibi evlilik cüzdanı veya nüfus kayıt örneğinin ibrazı halinde başkaca hiçbir belgeye ihtiyaç duyulmaksızın, tarafların talebi üzerine tapu idaresi tarafından “Aile Konutu” ‘dur şerhinin işlenmesi ile mümkün olabilmektedir. Aile konutu, eşlerin bütün yaşam faaliyetlerini gerçekleştirdiği ve düzenli yerleşim amacıyla kullandıkları mekânları ifade ettiğinden, zaman zaman ya da hafta sonu kullanmak amacıyla edinilen yazlık konut, dağ evi gibi konutlar Türk Medeni Kanunu ‘nun md. 194 hükmü kapsamında girmemektedir. [1]

Öte yandan, 6183 sayılı A.A.T.H.U.K. ‘nun md. 70/11 hükmü gereğince; borçlunun haline münasip evi haciz edilemeyecek mallar arasında zikredilmektedir.[2] Ancak burada, alacaklı kamu idaresi evin değeri ile borcun miktarını mukayese etmektedir.[3] Bu mukayese sonucunda, evin değeri fazla ise, bedelinden haline münasip bir yer alınabilecek miktarı borçluya bırakılmak üzere haczedilerek satılabilir. [4]

Uygulamada alacaklı vergi daireleri konut satışlarında, konutun kime ait olduğu, üzerinde herhangi gibi takyidatın olup, olmadığı, aile konutu şerhinin bulunup, bulunmadığı gibi hususların satış komisyonları tarafından irdelenmesi zorunludur. Ortak bir konut üzerine, eşlerden herhangi birinin vergi borcu nedeniyle borçlunun hissesi kadar satış kararı alınması halinde durum ne olacaktır? Bize göre, eşlerden birinin vergi borcu diğersinin hissesinin satışını gerektirmez. Başka bir ifade ile, evli eşlerden birinin vergi borcunun olması diğer eşin mal varlığına zarar getirmez. Amme borçlusu eşin, satışa konu hisseli gayrimenkulü, tek konuta tekabul ediyorsa bu konut 6183 sayılı kanunu ‘nun md. 70/11 hükmüne göre değerlendirilecektir.

Danıştay 4. Dairesince verilen bir emsal kararda, “ binanın özellikleri, borçlunun aile yapısı, konutta ikamet eden birey sayısı, sosyal konumları ve ihtiyaçları gibi ölçüler birlikte değerlendirildiğinde, borçlunun haline münasip olduğu tespit edilen tek evinin vergi borcu nedeniyle haciz edilemeyeceğine” karar verilmiştir. [5]

Olayda, kanuni temsilcisi olduğu şirketin vergi borçları nedeniyle davacıya ait gayrimenkul üzerine konulan haciz işleminin iptali talebiyle şirket müdürü tarafından dava açılmıştır.Daha sonra ilgili şirketin kanuni temsilcisi şirket borcu nedeni ile sahibi olduğu kişisel meskeni için vergi dairesi tarafından konulan hacizin iptali için girişimde bulunarak iptal için dava açmıştır.

Daha sonra Danıştay 4. Dairesi vermiş olduğu kararı ile, borçlunun haline uygun bir tek evinin haciz edilemeyeceğine karar vermiştir.

Leave a comment

Make sure you enter all the required information, indicated by an asterisk (*). HTML code is not allowed.

Hakkımızda

 ö z d o ğ r u l a r, 18.08.1988 tarihinde kurularak, Mali Müşavirlik faaliyetine başlamıştır. 

Sektöründe en iyi olma duygusu ile personeline "Kalite" bilincini yerleştirmeyi, Kalite Yönetim Sistemini sürekli iyileştirmeyi, müşterilerine en iyi hizmeti sunmayı, amaç edinerek, 2003 Yılında, alanında Türkiye' de ilk olarak ISO 9001: 2000 Belgesi almıştır.

 

Mali Takvim

Öne Çıkanlar

  • 1 TL için 532.000 TL Fazla Vergi Ödeme Riski Sosyal içerik üreticilerinden ile Appstore, Google Play üzerinden gelir elde…
  • BORSAYA AÇILAN ŞİRKETLER AÇISINDAN EMİSYON PRİMLİ PAYLARA YÖNELİK ÖRNEK UYGULAMA EMİSYON PRİMİ TİCARİ KARA DÂHİL DEĞİLDİR. ÖZKAYNAKLAR ARASINDA 520 PAY…
  • Yatırım Teşvik Belge Kapsamında KDV İstisnası Yatırım Teşvik Belgesi Sahibi Mükellefe Belge Kapsamındaki:· Makine Ve Teçhizat İthal…
Top