Değerli okurlar,10 Şubat’ta Kastamonu Barosu’nda kıymetli meslektaşlarıma da ifade ettiğim görüşlerimi paylaşayım. 28 Ağustos ve 4 Eylül 2023’de yayınlanan yazılarımı da okumanızı tavsiye ediyorum.
Çok boyutlu sorunlar çok boyutlu yaklaşımla çözülür
İşletmelerin sorunlarını masaya yatırdığımızda görüleceği üzere, tüm sorunların çok boyutlu ele alınması sağlıklı bir değerlendirme ve faydalı bir çözüm için zorunluluktur. Bu çok boyutlu yaklaşım göstermektedir ki konuların mutlaka mali ve hukuki boyutu da olmaktadır. Bu nedenle, işinizi en az riskle yönetmek istiyorsanız her türlü kararınızı alırken, işin mali ve hukuki boyutunun da değerlendirildiğinden, mali müşavir ve konunun uzmanı avukatlardan destek alınıldığından emin olun.
Bu çağrı aynı zamanda her iki meslek grubuna da. Müşteriniz/müvekkiliniz olan işletmenin zarar görmesini istemiyorsanız, ister dava öncesi aşamalarda isterse dava aşamasında konunun dört başı mamur, sorunsuz yürütülebilmesi için işin (müşavir-avukat)iş birliği içinde yürütülmesi elzemdir. 1984 yılından beri mali konuları ilgilendiren tüm meslekleri yürütmüş birisi olarak, 40 yıldır yaptığım gözlemler ve yaşadıklarımdan hareketle, kendim için vardığım sonuçları sizlerle de paylaşmak istedim.
1-Avukatlar mali konuları tamamen mali müşavirlere bırakmış. Mali konuların karmaşıklığı, sürekli mevzuatın değişmesi, kendi içinde bile çok sayıda ayrı uzmanlık alanları barındırması vb. nedenlerle, avukatlar mali konulara ilgi duymamışlar. Avukatların bu yaklaşımı nedeniyle şirketler de mali konuların adeta her aşamada yönetimini şirketlerin mali işler yöneticilerine, mali müşavirlerine bırakmaktalar.
2-Mali müşavirler de sanki avukat gibi davranır olmuş. Duruşmalarda sıklıkla, avukatların hatta bazen doğrudan mükelleflerin yanında müşavirlerin duruşmaya katıldığını, avukatların bir açılış cümlesi sonrasında hızla topu müşavire atma çabasında olduklarını görüyorum. Avukatlar müvekkillerini düşünüyorlarsa, vergi davalarında kendilerini şişe veya imzacı durumuna sokmamalıdır.
3-İfrat ve tefrit durumu. Her iki yaklaşımında doğru olmadığını, iki ucu temsil ettiğini, her iki meslek gurubunun birlikte çalışmaları gerektiğini düşünüyorum. Ne avukat ne de müşavir, müşterilerine/ müvekkillerine zarar vermek istemiyor veya daha faydalı olmak istiyorlarsa, mali konuları tek başına yürütmemelidir.
4-Avukatınız da ilk günden işin içinde olsun. Örneğin bir vergi incelemesi başladığında, mali müşavirinizle birlikte avukatınız da konuya dâhil olsun. İlk günden konuların içinde olsun ki konunun yargıya götürülmeden çözülüp çözülmeme kararı alırken, konu yargıya gidecekse yargı aşamasında da daha faydalı olabilsin. Konu bir gazete yazısının boyutlarının çok ötesinde olduğu için diğer konuların sadece başlıklarını zikrederek geçeceğim.
5-Bu iki meslek birbirinin tamamlayıcısıdır, rakibi değildir.
6-Dava aşaması mutlaka avukatla götürülmeli, avukat da mutlaka şirketin mali müşaviri, muhasebe, mali işler sorumluları ve işin gerektirdiği uzmanlardan destek almalıdır.
7-Sadece vergi davalarında değil her türlü özel hukuk hatta şirketlerin dâhil olduğu ceza davalarına mali müşavirlerinizi de işe dâhil edin.
8-Avukatlar da mali mevzuatı en azından genel hatları ile bilmelidir.
9-Avukatlar da mali tablolar ve muhasebe konusunda genel de olsa bilgi sahibi olmalıdır.
10-TÜRMOB ve Barolar Birliği bu iki meslek grubunun birbirini anlaması için çaba sarf etmelidir.
Zeki GÜNDÜZ
This email address is being protected from spambots. You need JavaScript enabled to view it.
https://www.dunya.com/kose-yazisi/is-dunyasinin-siyam-ikizleri-mali-musavir-avukat/718281