1) VUK'un "Kıymeti Düşen Mallar" kenar başlıklı 278. maddesi hükmünden "yangın, deprem ve su basması gibi âfetler yüzünden zayi olan emtiaların takdir komisyonlarının takdir edeceği emsal bedeller üzerinden değerleneceği ve maliyet bedeli ile emsal bedeli arasındaki farkın (afetten doğan zararın) giderleştirileceği" sonucu çıkmaktadır.

2) VUK'un "Fevkalade Amortisman" kenar başlıklı 317. maddesi hükmünden "yangın, deprem, su basması gibi afetler neticesinde zayi olan amortismana tabi iktisadi kıymetlerin (ATİK'lerin) Maliye Bakanlığınca belli edilen fevkalade ekonomik ve teknik amortisman nispetleri üzerinden amortismana tabi tutulmak suretiyle (afetten doğan zararın) giderleştirileceği" sonucu çıkmaktadır.

3) Öte yandan, VUK'un 329 ve 330. maddelerinde ise, "yangın, deprem, su basması gibi afetler neticesinde zayi olan emtia ve ATİK'ler nedeniyle alınan sigorta tazminatı ile net defter değeri (maliyet bedeli) arasındaki farkın kar-zarar hesabına geçirileceği (farkın gelir ya da gider yazılacağı)" yönünde hüküm mevcuttur.

Buradaki soru şu olmaktadır: Afete ve dolayısıyla olağan dışı değer kaybına maruz kalan (kısmen veya tamamen zayi olan) emtia ve ATİK'ler aynı zamanda sigortalı ise değerleme (zarar değerlemesi) hangi hükme göre yapılacaktır?

Bu soruya vergi idaresi 06.03.2022 tarihli ve 39044742-130[Özelge]-259107 sayılı özelgesinde "Emtianın emsal bedelinin takdir komisyonunca takdir edileceği tarihe kadar ve fevkalade amortismanın ayrılacağı tarihe kadar sigorta şirketinden tazminat alınması halinde VUK'un 278 ve 317. madde hükümlerinin uygulanamayacağı" şeklinde cevap vermiştir.

>>> Vergi idaresinin bu görüşüne katılmanın mümkün olmadığını düşünmekteyiz. Öncelikle ifade etmeliyiz ki; kanun koyucu VUK'da bu şekilde bir öncelik-sonralık sıralaması (hiyerarşik bir sıralama) yapmamıştır. Öte yandan, 278. madde hükmü VUK'un 3. kitabı olan "Değerleme Kitabının" "İktisadi İşletmelere Dahil Kıymetleri Değerleme" kısmında ve 317. maddesi hükmü de "Amortismanlar" kısmının "mevcutlarda amortismanlar" bölümünde (temel değerleme usulleri olarak) yer almaktadır. 329 ve 330. madde hükümleri ise, "amortismanlar" kısmında "özel haller" alt başlığı altında düzenlenmiştir. Bu cümleden olarak, 329 ve 330. madde hükümlerinin istisnai değerleme yöntemleri/usulleri olduğu, bir başka anlatımla takdir komisyonuna ve Maliye Bakanlığına başvurulmayan durumlarda ancak bu madde hükümlerine göre zarar değerlemesi yapılabileceği kanaatindeyiz.

>>> Dolayısıyla, sigortalı emtia ve ATİK'lerin afetlerden zarar görmesi üzerine takdir komisyonuna ve Maliye Bakanlığına başvurulduğunda, zarar değerlemesi (afetten doğan zararın vergiye tabi gelirden düşülmesi işlemi) her hal ve şartta takdir komisyonu kararına ve fevkalade amortismana göre yapılmalıdır. Bu düzlem içerisinde alınan sigorta tazminatlarının tamamının ise, vergiye tabi gelir olarak kayıtlara alınması gerekeceği tabiidir. Vergi Atöleysi

Leave a comment

Make sure you enter all the required information, indicated by an asterisk (*). HTML code is not allowed.

Hakkımızda

 ö z d o ğ r u l a r, 18.08.1988 tarihinde kurularak, Mali Müşavirlik faaliyetine başlamıştır. 

Sektöründe en iyi olma duygusu ile personeline "Kalite" bilincini yerleştirmeyi, Kalite Yönetim Sistemini sürekli iyileştirmeyi, müşterilerine en iyi hizmeti sunmayı, amaç edinerek, 2003 Yılında, alanında Türkiye' de ilk olarak ISO 9001: 2000 Belgesi almıştır.

 

Mali Takvim

Öne Çıkanlar

  • 1 TL için 532.000 TL Fazla Vergi Ödeme Riski Sosyal içerik üreticilerinden ile Appstore, Google Play üzerinden gelir elde…
  • BORSAYA AÇILAN ŞİRKETLER AÇISINDAN EMİSYON PRİMLİ PAYLARA YÖNELİK ÖRNEK UYGULAMA EMİSYON PRİMİ TİCARİ KARA DÂHİL DEĞİLDİR. ÖZKAYNAKLAR ARASINDA 520 PAY…
Top