Kamu alacaklarını yeniden yapılandıran 11.05.2018 tarih ve 7143 sayılı “Vergi ve Diğer Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun” 18.05.2018 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Kanun yürütme ve yürürlük maddeleriyle birlikte 28 maddeden oluşmakta olup, kapsamında; - Kesinleşmiş alacakların yeniden yapılandırılmasına, - İhtilaflı alacakların tasfiyesine, - Matrah artırımına, - Kayıt ve muhasebe düzeltmelerine, - Bazı yurt dışı kazançlarının kurumlar vergisinden müstesna tutulmasına ve - Varlık barışı uygulamasına ilişkin düzenlemeler bulunmaktadır. Kanun’la yapılan düzenlemelerden varlık barışı ve yurt dışı kazanç istisnaları dışındaki konulara ilişkin açıklamaların yer aldığı Genel Tebliğ, 26.05.2018 tarihli mükerrer Resmi Gazetede yayımlanmıştır. Uygulamada kullanılacak dilekçe, form, beyanname ve bildirim örnekleri de Tebliğ ekinde yayımlanmıştır. Kanun kapsamına vergi ve sigorta primleri dışında çok sayıda kamu alacağı girmektedir. Bu Bültende vergi alacakları ve vergi alacaklarına bağlı ceza, faiz ve zamlarla sınırlı açıklamalar yapılacaktır. Varlık Barışı düzenlemesi dahil diğer konular başka bültenlerde incelenecektir. A) YENİDEN YAPILANDIRMANIN KAPSAMI 1.Kapsama Giren Alacaklar Vergi alacakları ve ferileriyle ilgili olarak, yeniden yapılandırma kapsamına; - 213 sayılı Vergi Usul Kanunu kapsamındaki vergiler ve vergi cezaları, - Gümrük vergileri ve idari para cezaları, - Bu kamu alacaklarına ilişkin her türlü faiz, zam, gecikme zammı, gecikme faizi, cezai faiz, gecikme cezası gibi fer'i alacaklar girmektedir. 2. Alacakların Dönemi Açısından Kapsam a)Vergi Usul Kanunu Kapsamındaki Vergiler Vergi Usul Kanunu kapsamına giren vergiler açısından Kanun; - 31.03.2018 tarihinden (bu tarih dahil) önceki dönemlere, beyana dayanan vergilerde bu tarihe kadar verilmesi gereken beyannamelere ilişkin vergi ve bunlara bağlı vergi cezaları, gecikme faizleri ve gecikme zamlarını - 2018 yılına ilişkin olarak 31.03.2018 tarihinden (bu tarih dahil) önce tahakkuk eden vergi ve bunlara bağlı vergi cezaları, gecikme faizleri ve gecikme zamlarını, - 31.03.2018 tarihinden (bu tarih dahil) önce yapılan tespitlere ilişkin olarak vergi aslına bağlı olmayan vergi cezalarını kapsamaktadır. Buna göre, 31.03.2018 tarihinden önceki dönemlerle ve beyana dayanan vergilerde bu tarihe kadar verilmesi gereken beyannamelerle ilgili uygulama aşağıdaki gibi olacaktır: aa) Yıllık beyannameli gelir ve kurumlar vergisi mükellefiyetleri Kamu borçlarının yapılandırmasında; - Gelir vergisinde 2017 takvim yılı ve önceki yıllara ilişkin vergilendirme dönemleri kapsama girmekte, 2018 takvim yılı vergilendirme dönemi ise kapsama girmemektedir. - Kurumlar vergisinde, 2016 takvim yılı ve önceki yıllara ilişkin vergilendirme dönemleri kapsama girmekte, 2017 takvim yılı vergilendirme dönemi ise kapsama girmemektedir. Kanun’da özel hesap dönemine tabi kurumlar için özel bir düzenleme öngörülmemiştir. Genel hükümlerden hareketle, özel hesap dönemine tabi olan kurumlar bakımından, özel hesap döneminin kapandığı tarih ve beyanname verme süresinin son günü 31.03.2018 tarihi ve bu tarihten önce olanların kapsama girdiği, bu tarihten sonra olanların ise kapsama girmediği söylenebilir. ab) Aylık beyannameli mükellefiyetler Katma değer vergisi ve stopaj gelir vergisi gibi aylık beyannameli mükellefiyetlerde; - Şubat/2018 vergilendirme dönemi ve önceki dönemler kapsama girmekte, - Mart/2018 vergilendirme dönemi ise kapsama girmemektedir. ac) Vergilendirme dönemi 15 gün olan mükellefiyetler Dönemin bitim tarihi ve beyanname/bildirim verme süresinin son günü Mart/2018 ve öncesine rastlayan dönemler kapsama girmekte, dönemin bitim tarihi Mart/2018 ve öncesi olmakla birlikte beyanname/bildirim verme süresi Nisan/2018 ve sonrasına rastlayanlar kapsama girmemektedir. Buna göre örneğin, 1-15 Mart 2018 vergilendirme dönemine ait petrol ve doğalgaz ürünlerine ilişkin özel tüketim vergisinin vergilendirme döneminin bitim tarihi ile beyanname verme süresinin son günü Mart/2018’de olduğundan bu dönem kapsama girmekte, 16-31 Mart 2018 vergilendirme dönemi, dönemin bitim tarihi Mart/2018 olmakla birlikte beyanname verme süresi Nisan/2018’de olduğundan kapsama girmemektedir. ad) 2018 yılına ait olup, 31.03.2018 tarihinden önce tahakkuk eden diğer vergiler 2018 yılına ilişkin olarak yıllık tahakkuk etmiş sayılan motorlu taşıtlar vergisi (2018 yılı ikinci taksit hariç), yıllık harçlar, emlak vergisi, çevre temizlik vergisi gibi alacaklar Kanun’un kapsamına girmektedir. ae) Vergi cezaları Vergi aslına bağlı olarak kesilen vergi cezalarında, verginin ait olduğu dönem dikkate alınarak kapsama girip girmediği tespit edilecektir. Bir vergi aslına bağlı olmayan cezalarda ise 31.03.2018 tarihinden (bu tarih dahil) önce yapılan tespitlere ilişkin olup olmadığına bakılacaktır. b) Gümrük Vergileri Gümrük vergileri açısından Kanun; - 31.03.2018 tarihinden (bu tarih dahil) önce 4458 sayılı Gümrük Kanunu ve ilgili diğer kanunlar kapsamında gümrük yükümlülüğü doğan ve Gümrük ve Ticaret Bakanlığına bağlı tahsil dairelerince 6183 sayılı Kanun hükümlerine göre takip edilen gümrük vergileri, - İdari para cezalarını, - Faizler, zamlar ve gecikme zammı alacakları kapsamaktadır. B) KESİNLEŞMİŞ ALACAKLARIN YENİDEN YAPILANDIRILMASI 1.Genel Olarak Ödenecek ve Silinecek Kamu Alacakları Kanun’un yayımlandığı tarih itibariyle (bu tarih dahil); - Vadesi geldiği halde ödenmemiş veya ödeme süresi henüz geçmemiş bulunan vergilerin tamamının, - Vadesi geldiği halde ödenmemiş veya ödeme süresi geçmemiş, bir vergi aslına bağlı olmaksızın kesilmiş olan vergi cezalarının %50’sinin, - İştirak nedeniyle kesilen vergi cezalarının %50’sinin, - Vadesi geldiği halde ödenmemiş veya ödeme süresi henüz geçmemiş bulunan gümrük vergilerinin tamamının, - Gümrük yükümlülüğü nedeniyle gümrük vergisi asıllarına bağlı olmaksızın kesilen idari para cezalarının %50’sinin, - Eşyanın gümrüklenmiş değerine bağlı olarak kesilmiş idari para cezalarının %30’u ve varsa varsa gümrük vergileri aslının tamamının, - Sayılan kamu alacakları için hesaplanacak gecikme faiz ve zamları yerine Kanun’un yayımlandığı tarihe kadar Yİ-ÜFE’ye göre hesaplanan tutarın ödenmesi halinde, - Vergi aslına bağlı kesilen cezalar - Vadesi geldiği halde ödenmemiş veya ödeme süresi geçmemiş, bir vergi aslına bağlı olmaksızın kesilmiş olan vergi cezalarının kalan %50’si, - İştirak fiili nedeniyle kesilen vergi cezalarının kalan %50’si, - Gümrük yükümlülüğü nedeniyle gümrük vergisi asıllarına bağlı olmaksızın kesilen idari para cezalarının kalan %50’si, - Eşyanın gümrüklenmiş değerine bağlı olarak kesilmiş idari para cezalarının kalan %70’i, - Vergilere ve gümrük vergilerine ilişkin faiz, gecikme zammı ve gecikme faizleri, ödenmeyecektir. 2. İhtirazi Kayıtla Verilen Beyannamelerle Tahakkuk Eden Vergiler Kanun’un yayımlandığı tarih itibariyle ihtirazi kayıtla beyan edilmiş ancak ödenmemiş vergilerin, dava konusu yapılıp yapılmadığına bakılmaksızın, kesinleşmiş alacaklarla ilgili düzenlemeler kapsamında yapılandırılması mümkündür. Buna göre, ihtirazi kayıtla verilen beyannameler nedeniyle; - Tahakkuk etmiş vergilerin tamamının, - Bu vergiler için hesaplanacak gecikme zammı yerine Kanun’un yayımlandığı tarihe kadar Yİ- ÜFE’ye göre hesaplanan tutarın ödenmesi halinde, - Gecikme zammı, ödenmeyecektir. 3. Yargı Kararıyla Kesinleşen Ancak Ödeme Tebligatının Yapılmadığı Vergiler Kapsama giren dönemlere ilişkin olarak, Kanun’un yayımlandığı tarih itibariyle yargı kararı ile kesinleştiği halde mükellefe ödemeye yönelik tebligatın yapılmadığı alacakların, kesinleşmiş alacaklarla ilgili düzenlemeler kapsamında yapılandırılması mümkündür. Buna göre; - Yargı kararıyla kesinleşen vergilerin tamamının, - Bir vergi aslına bağlı olmaksızın kesilmiş olan vergi cezalarının %50’sinin, - Bu vergiler için hesaplanacak gecikme faizi ve gecikme zammı yerine Kanun’un yayımlandığı tarihe kadar Yİ-ÜFE’ye göre hesaplanan tutarın ödenmesi halinde, - Vergi aslına bağlı kesilen cezalar, - Bir vergi aslına bağlı olmaksızın kesilmiş olan vergi cezalarının kalan %50’si, - Vergilere ilişkin gecikme zammı ve gecikme faizleri, ödenmeyecektir. Düzenlemeye göre, bu kapsamdaki alacaklar için ayrıca tebligat yapılmayacak, alacakların vade tarihi olarak Kanun’un yayımlandığı tarih kabul edilecektir. Ancak, yapılandırılan borcun belirlenen süre ve şekilde ödenmemesi durumunda, vade tarihinde değişiklik yapılmayacaktır. 4. Kesinleşmiş Alacakların Yeniden Yapılandırılması Uygulamasından Yararlanma Prosedürü Kesinleşmiş alacakların yapılandırılmasından yararlanmak için Kanun’un yayımını izleyen ikinci ayın sonuna kadar yazılı olarak başvurulacaktır. Buna göre, madde kapsamındaki borçların yapılandırılması için 31 Temmuz 2018 tarihine kadar başvuruların yapılması gerekmektedir. 5. Gecikme Faizi veya Gecikme Zammı Yerine Ödenecek Faiz Tutarının Hesaplanması Düzenleme kapsamında ödenecek borç tutarının tespiti için vergi asıllarına; - Vade tarihinden, Kanun’un yayımlandığı tarihe kadar geçen süre için gecikme zammı yerine, - Daha önce hesaplanmış gecikme faizi olması halinde, bu faizin hesaplandığı süre dikkate alınarak, gecikme faizi yerine, Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak ödenecek faiz tutarı hesaplanacaktır. Kanun’da Yİ-ÜFE tutarının hesaplanmasına ilişkin özel bir düzenleme yapılmamış, gecikme faizi veya gecikme zammı yerine Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın ödeneceği hükme bağlanmıştır. Bu düzenleme nedeniyle, Yİ-ÜFE tutarının, fer'i alacaklar için esas alınan hesaplama yöntemi kullanılarak hesaplanması gerekmektedir. Bir başka ifadeyle ödenecek faiz tutarı; - Gecikme faizi yerine hesaplanıyorsa gecikme faizi hesaplama yöntemi kullanılarak, - Gecikme zammı yerine hesaplanıyorsa gecikme zammı hesaplama yöntemi kullanılarak, hesaplanacaktır. Dolayısıyla, Yİ-ÜFE tutarının hesaplanmasında; - Vergi Usul Kanunu’na göre hesaplanan gecikme faizi ve 6183 sayılı Kanun’a göre hesaplanan gecikme zammının hesaplama yöntemi ve hesaplama süreleri değiştirilmeyecek, - Aylık gecikme zammı/gecikme faizi oranı yerine Yİ-ÜFE aylık değişim oranları kullanılarak ödenecek faiz tutarı bulunacaktır. Kanun’a göre, Türkiye İstatistik Kurumunun her ay için belirlediği 31.12.2004 tarihine kadar toptan eşya fiyatları endeksi (TEFE) aylık değişim oranları, 01.01.2005 tarihinden itibaren üretici fiyatları endeksi (ÜFE) aylık değişim oranları, 01.01.2014 tarihinden itibaren yurt içi fiyat endeksi (Yİ-ÜFE) aylık değişim oranları, 01.11.2016 tarihinden itibaren aylık 0,35 oranı esas alınacaktır. Söz konusu endekslere Kurum’un resmi internet sitesinden ulaşılması mümkündür. Yİ-ÜFE aylık değişim oranı bazı aylarda eksi (negatif) çıkmaktadır. Hesaplamada eksi çıkan değerlerin eksi değer olarak dikkate alınması, hesaplamaya konu döneme ilişkin olarak Yİ-ÜFE aylık değişim oranlarının toplamının eksi değer olması halinde ise alacak asılları üzerinden hesaplanan fer'iler yerine alınması gereken Yİ-ÜFE tutarının sıfır kabul edilmesi gerekmektedir. Sonuç olarak; Daha önce uygulanan kanunlardan farklı olarak, 7143 sayılı Kanun’da, 19 aylık bir dönem için sabit bir oran (aylık %0,35) belirlenmiştir. Bu belirleme bir taraftan hesaplamaları kolaylaştırmakta, bir taraftan da dikkate alınacak toplam faiz oranını çok aşağıya çekmektedir. TUİK verilerine göre, Kasım 2016 – Mayıs 2018 dönemi toplam Yİ-ÜFE değişim oranı %27,33 iken, Kanun gereği bu dönem için uygulanacak faiz oranı %6,3 (%0,35 x 18 ay) olmaktadır.01.11.2016 tarihinden sonrası için, gecikme faizi ve gecikme zammı yerine, aylık %0,35 oranı esas alınarak faiz hesaplanacaktır. - Toplam Yİ-ÜFE aylık değişim oranı ile vergi aslı çarpılmak suretiyle gecikme zammı yerine ödenmesi gereken Yİ-ÜFE tutarı hesaplanacak, - Bu tutar, vergi aslı ile toplanarak madde hükmüne göre yapılandırılan alacak tutarı bulunacaktır. 6. Hesaplanan Tutarın Ödenmesi Kanun’un 9. maddesinde yapılan düzenlemeye göre, yukarıda özetlenen düzenlemeler kapsamında ortaya çıkacak borç tutarının peşin veya taksitle ödenmesi konusunda borçluların tercih yapmaları mümkündür. Tercihini taksitler halinde ödemek yönünde kullananlara 36 aya kadar vade tanınabilmektedir. Peşin ödemede Yİ-ÜFE aylık değişim oranı dikkate alınarak hesaplanan faizin daha önceki yapılandırma kanunlarında %50’si silinirken, yeni Kanun’da %90’ının silinmesi öngörülmüştür. Düzenlemeye göre, hesaplanan tutarın ilk taksit ödeme süresi içinde tamamen ödenmesi halinde;- Bu tutara Kanun’un yayımı tarihinden ödeme tarihine kadar geçen süre için faiz hesaplanmayacak, - Fer’i alacaklar yerine Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutar üzerinden ayrıca %90 indirim yapılacaktır. Kanun’un 9. maddesinin üçüncü fıkrasında, yapılandırılan borcun idari para cezalarından oluşması durumunda, borçtan ayrıca %25, borcun sadece fer’i borçlardan oluşması durumunda ise Yİ-ÜFE oranına göre hesaplanan tutardan %50 indirim yapılması hükme bağlanmıştır. 7143 sayılı Kanun’un 9. maddesinin üçüncü fıkrasının (b) bendinde ayrıca hesaplanan yapılandırmaya konu tutarların tamamının ilk iki taksit ödeme süresi içinde ödenmesi halinde de yukarıdaki indirime benzer indirimler öngörülmüştür. Düzenlemeye göre bu durumda; - Ödenecek tutara katsayı hesaplanmayacak (bir aylık süre için), - Fer’i alacaklar yerine Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarların %50’si indirilecek, - Yapılandırılan borcun idari para cezalarından oluşması durumunda, borçtan ayrıca %12,5, borcun sadece fer’i borçlardan oluşması durumunda ise Yİ-ÜFE oranına göre hesaplanan tutardan %25 indirim yapılacaktır. Taksitli ödemenin tercih edilmesi halinde, taksitler ödeme süresine bağlı olarak belli bir katsayıyla artırılacaktır. Açıklanan artış katsayıları şöyledir: - 6 taksitte 12 ayda yapılacak ödemelerde 1,045 - 9 taksitte 18 ayda yapılacak ödemelerde 1,083 - 12 taksitte 24 ayda yapılacak ödemelerde 1,105 - 18 taksitte 36 ayda yapılacak ödemelerde 1,15 7. Taksit Ödeme Süresinde Cari Dönem Vergilerinin Ödenme Zorunluluğu Kanun’un 3. maddesinin 9. fıkrasında, 2. madde kapsamında yıllık gelir veya kurumlar vergileri, stopaj gelir/kurumlar vergisi, katma değer vergisi ve özel tüketim vergisi için yapılandırma hükümlerinden yararlanmak üzere başvuruda bulunanların, taksit ödeme süresince bu vergi türleri ile ilgili cari dönem vergilerini vadesinde ödemeleri zorunluluğu getirilmiştir. Yapılandırmaya konu söz konusu vergilere ilişkin olarak verilen beyannameler üzerine tahakkuk eden vergilerin çok zor durum olmaksızın her bir vergi türü itibariyle bir takvim yılında ikiden fazla vadesinde ödenmemesi halinde, yapılandırılan borçlarına ilişkin kalan taksitlerin ödeme hakları kaybedilmektedir. 8. Kesinleşmiş Alacaklarla İlgili Özet Tablo
C)KESİNLEŞMEMİŞ VEYA DAVA AŞAMASINDA BULUNAN ALACAKLAR 1.Genel Olarak Ödenecek ve Tahsilinden Vazgeçilecek Alacaklar Kanun’da öngörülen düzenlemeye göre, kapsama giren ihtilaflı vergi ve cezaların bir kısmı ile güncelleme oranı dikkate alınarak hesaplanacak tutarın ödenmesi halinde, vergi ve cezaların bir kısmı ile faiz ve zamların tahsilinden vazgeçilecektir. Ödenecek ve silinecek alacak tutarları, tarhiyatın / ihtilafın bulunduğu aşama dikkate alınarak aşağıda özetlenmiştir: a) Kanunun yayımlandığı tarih itibariyle ilk derece mahkemesi nezdinde dava açılmış ya da dava açma süresi henüz geçmemiş olan vergi tarhiyatları ile gümrük vergilerine ilişkin tahakkuklarda
b)Kanunun yayımlandığı tarih itibariyle itiraz/istinaf veya temyiz süreleri geçmemiş ya da itiraz veya temyiz yoluna başvurulmuş ya da karar düzeltme talep süresi geçmemiş veya karar düzeltme yoluna başvurulmuş olan vergi tarhiyatları ile gümrük vergilerine ilişkin tahakkuklarda Kanun’da yer alan düzenlemeye göre, Kanunun yayımlandığı tarih itibariyle; - İlgisine göre itiraz/istinaf veya temyiz süreleri geçmemiş veya - İtiraz/istinaf veya temyiz yoluna başvurulmuş ya da karar düzeltme talep süresi geçmemiş veya - Karar düzeltme yoluna başvurulmuş olan tarhiyat ve tahakkuklarda, ödenecek alacak asıllarının tespitinde, Kanunun yayımlandığı tarih itibariyle tarhiyatın/tahakkukun bulunduğu son durumdaki tutar esas alınır. Son kararın durumuna bağlı olarak ödenecek ve tahsilinden vazgeçilecek tutarlar aşağıdaki Tabloda yer almaktadır: Son kararın terkin olması halinde;
Son kararın tasdik veya tadilen tasdik olması halinde;
Son kararın bozma kararı olması halinde;
Son kararın kısmen onama kısmen bozma kararı olması halinde, onanan kısım için;
Son kararın kısmen onama kısmen bozma kararı olması halinde, bozulan kısım için;
2.Gecikme Faizi veya Gecikme Zammı Yerine Ödenecek Faiz Tutarının Hesaplanması Madde kapsamında ödenecek alacak tutarının tespiti için vergi asıllarına; - Vade tarihinden, Kanun’un yayımlandığı tarihe kadar geçen süre için gecikme zammı yerine, - Daha önce hesaplanmış gecikme faizi olması halinde, bu faizin hesaplandığı süre dikkate alınarak, gecikme faizi yerine, Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak ödenecek faiz tutarı hesaplanacaktır. Hesaplamayla ilgili konular bir önceki bölümde yapılmıştır. 3. Pişmanlık Talebiyle Verilip Şartların İhlali Nedeniyle Kesilen Cezalar Kanun’un 3. maddesinin beşinci fıkrasında, Kanun’un kapsadığı dönemlere ilişkin olarak, Kanun’un yayımlandığı tarihten önce pişmanlık talebi ile verilip, ödeme yönünden şartların ihlal edildiği beyannameler ile kendiliğinden verilen beyannameler için kesilen ve Kanun’un yayımlandığı tarih itibariyle dava açma süresi geçmemiş olan vergi cezaları için 3. maddenin üçüncü fıkrası hükümlerinin uygulanacağı hükme bağlanmıştır. Pişmanlıkla verilen beyannamede yer alan vergi kesinleşmiş olduğundan, 3. madde kapsamına girmemektedir. Dolayısıyla bu maddede sadece cezaya ilişkin düzenleme yapılmıştır. 4. Uzlaşma Talepli Alacaklar Kanun’un yayımlandığı tarih itibariyle, uzlaşma hükümlerinden yararlanılmak üzere başvuruda bulunulmuş, uzlaşma günü verilmemiş veya uzlaşma günü gelmemiş ya da uzlaşma sağlanamamış, ancak dava açma süresi geçmemiş alacaklar için Kanun’un kesinleşmemiş alacaklarla ilgili 3. maddesi hükmünden yararlanılması mümkündür. Bu durumda olanların, düzenlemeden yararlanmak istemeleri durumunda, ödenecek ve silinecek tutarlar aşağıdaki tabloda yer almaktadır.
Madde hükmünden yararlanmak isteyen mükelleflerin uzlaşma talebinden vazgeçmeleri ve dava açmamaları gerekmektedir. 5. Hesaplanan Tutarın Ödenmesi Kanun’un 9. maddesinde yapılan düzenlemeye göre, yukarıda özetlenen düzenlemeler kapsamında ortaya çıkacak borç tutarının peşin veya taksitle ödenmesi konusunda borçluların tercih yapmaları mümkündür. Tercihini taksitler halinde ödemek yönünde kullananlara 36 aya kadar vade tanınmaktadır.
- Bu tutara Kanun’un yayımı tarihinden ödeme tarihine kadar geçen süre için faiz hesaplanmayacak, - Fer’i alacaklar yerine Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarı üzerinden ayrıca %90 indirim yapılacaktır. Taksitli ödemenin tercih edilmesi halinde, taksitler ödeme süresine bağlı olarak belli bir katsayıyla artırılacaktır. Belirlenen artış katsayıları şöyledir: - 6 taksitte 12 ayda yapılacak ödemelerde 1,045 - 9 taksitte 18 ayda yapılacak ödemelerde 1,083 - 12 taksitte 24 ayda yapılacak ödemelerde 1,105 - 18 taksitte 36 ayda yapılacak ödemelerde 1,15 6. Diğer Konular Kanun’da, yukarıda özetlenen konular dışında, kesinleşmemiş kamu alacaklarıyla ilgili olarak ayrıca aşağıdaki düzenlemeler yapılmıştır. - Ödenecek kamu alacaklarının tespitinde esas alınacak olan en son karar, tarhiyata/tahakkuka ilişkin verilen ve Kanun’un yayımlandığı tarihten önce taraflardan birine tebliğ edilmiş olan karardır. - Kesinleşmemiş vergi borçlarını madde hükmünden yararlanarak yeniden yapılandırmak için başvuran ancak belirlenen ödeme şartını yerine getirmeyen borçlulardan ilk tarhiyata/tahakkuka göre belirlenen alacaklar başka bir işleme gerek olmaksızın takip edilir. Kanun’un yayımlandığı tarihten önce verilmiş olan en son yargı kararının, tarhiyatın/tahakkukun tasdikine ilişkin olması halinde, bu karar üzerine tahakkuk eden alacaklar takip edilir. - Yapılandırma olanağından yararlanılabilmesi için madde kapsamına giren alacaklara karşı dava açılmaması, açılmış davalardan vazgeçilmesi ve kanun yollarına başvurulmaması gerekmektedir. D) İNCELEME VE TARHİYAT AŞAMASINDAKİ İŞLEMLER 1.Ödenecek ve Silinecek Kamu Alacakları Kanun’da yapılan düzenlemeye göre, başlanılmış olan vergi incelemeleri ile takdir, tarh ve tahakkuk işlemlerine devam edilecektir. Bu işlemlerin tamamlanmasından sonra yapılacak uygulama aşağıdaki Tabloda yer almaktadır:
Kanun’a göre, Kanun’un yayımından önce tamamlandığı halde, bu tarihten sonra vergi dairesi kayıtlarına intikal eden vergi inceleme raporları üzerine yapılacak tarhiyatlar için de bu düzenlemeden yararlanmak mümkündür. 2. İncelemede Olanların Matrah Artırımı Yapması Kanun’un yayımı tarihi itibariyle incelemede olanların matrah artırımına yasal bir engel yoktur. Öte yandan, matrah veya vergi artırımında bulunulması, Kanun’un yayımı tarihinden önce başlanılmış olan vergi incelemeleri ile takdir işlemlerine engel teşkil etmemektedir. Ancak, matrah artırımı yapan mükelleflerde başlamış olan inceleme sonucunda tarhiyat yapılabilmesi için, Kanun’un yayımlandığı tarihi izleyen ayın başından itibaren iki ay içerisinde incelemenin sonuçlandırılması gerekmektedir. Aksi halde inceleme ve tarhiyat işlemlerine devam edilemeyecektir. Bu durumda sadece matrah veya vergi artırımı nedeniyle hesaplanan vergiler ödenecektir. İncelemenin yasal süresinde bitirilmesi ve tarhiyata konu matrah veya vergi farkı tespit edilmesi durumunda, inceleme raporunun vergi dairesi kayıtlarına intikal ettiği tarihten önce artırımda bulunulmuş olması şartıyla inceleme ve takdir sonucu bulunan fark, Kanun’un matrah artırımı hükümleriyle birlikte değerlendirilecektir. 3. Pişmanlık Talebiyle Verilip Şartların İhlali Nedeniyle Kesilen Cezalar (Tebliğ Edilmemiş Cezalar) Kanun’un 4. maddesinin üçüncü fıkrasına göre, Kanun’un kapsadığı dönemlere ilişkin olarak Kanun’un yayımlandığı tarihten önce pişmanlık talebi ile verilip, ödeme yönünden şartların ihlal edildiği beyannameler ile kendiliğinden verilen beyannameler için kesilen ve Kanun’un yayımlandığı tarih itibarıyla tebliğ edilmemiş olan cezalar bu madde hükmüne göre yapılandırılabilmektedir. Düzenlemeye göre, vergi aslına bağlı vergi cezalarının madde kapsamında tahsilinden vazgeçilebilmesi için verginin Kanun’un yayımlandığı tarihten önce ödenmiş olması veya 2. madde çerçevesinde ödenmesi gerekmektedir. Bu durumda, pişmanlık hükümlerinin ihlali üzerine kesilmesi gereken vergi ziyaı cezasına ilişkin ihbarname düzenlenerek mükellefe tebliğ edilecek ve mükellefin maddenin öngördüğü şartları (vergi aslının ödenmiş olması) yerine getirmesi halinde kesilen ceza terkin edilecektir. Vergi aslına bağlı olmayan cezalarda yapılandırma talep edilmesi durumunda ise ceza tutarının %25’i ödenecek, kalan %75 silinecektir. 4. Tarhiyat Öncesi Uzlaşma Talepli İncelemeler Kanun’un 4. maddesinin beşinci fıkrasında yer alan düzenlemeye göre, Kanun’un yayımlandığı tarih itibariyle, tarhiyat öncesi uzlaşma talebinde bulunulmuş, ancak uzlaşma günü gelmemiş ya da uzlaşma sağlanamamış olmakla birlikte vergi/ceza ihbarnameleri mükellefe tebliğ edilmemiş alacaklar da madde hükmünden yararlanılabilmektedir. Bu durumda, düzenlenen inceleme raporunun vergi dairesine intikali üzerine madde hükmü uygulanacaktır. Bu safhada da ödenecek tutarın tespitinde, tarhiyata ilişkin olarak düzenlenen vergi/ceza ihbarnamelerinde belirtilen tutarlar dikkate alınacaktır. 5. Başvuru ve Ödeme Kanun’un 4. maddesinde yapılan düzenlemeye göre, inceleme aşamasında bulunan işlemlerle ilgili düzenlemeden yararlanılabilmesi için; - İhbarnamenin tebliğ tarihinden itibaren otuz gün içerisinde başvurulması, - İlk taksit ihbarnamenin tebliğini izleyen aydan başlamak üzere ikişer aylık dönemler halinde altı eşit taksitte ödenmesi, gerekmektedir. Aynı maddede yapılan düzenleme gereği, Kanun’un yayımlandığı 18.05.2018 tarihinden 31.07.2018 tarihine kadar tebliğ edilen ihbarnameler için 31.07.2018 tarihine kadar, ihbarnamenin tebliğ tarihi ile 31.07.2018 tarihi arasındaki sürenin 30 günden az kaldığı durumlarda ise ihbarnamenin tebliğ tarihinden itibaren 30 gün içinde başvurunun yapılması gerekmektedir. 6. Diğer Konular - Düzenleme ile getirilen kolaylıktan yararlanılabilmesi için dava açılmaması gerekmektedir. - Yukarıda açıklanan düzenleme hükmünden yararlananların, ayrıca uzlaşma, tarhiyat öncesi uzlaşma ve vergi cezalarında indirim hükümlerinden yararlanmaları mümkün değildir. E) PİŞMANLIKLA VEYA KENDİLİĞİNDEN VERİLEN BEYANNAMELER 1.Ödenecek ve Silinecek Tutarlar Kanun’un yayımlandığı tarihi izleyen ikinci ayın sonuna kadar, pişmanlıkla veya kendiliğinden verilen beyannameler ile gümrük idaresine bildirilecek gümrük vergisi aykırılıklarıyla ilgili olarak yapılacak uygulama aşağıdaki Tabloda yer almaktadır:
2. Emlak Vergisi Bildirimi 31.03.2018 tarihinden önce verilmesi gerektiği halde Kanun’un yayımı tarihi itibariyle emlak vergisi bildiriminde bulunmayan veya bildirimde bulunduğu halde vergisi eksik tahakkuk eden mükelleflerce bildirimde bulunulması ve aşağıdaki tablonun ilk sütununda yer alan tutarların ödenmesi durumunda, tablonun ikinci sütununda yer alan tutarlar silinecektir.
3. Hesaplanan Tutarın Ödenmesi Pişmanlıkla veya kendiliğinden verilen beyannameler nedeniyle tahakkuk eden kamu alacaklarının yapılandırılması sonucu hesaplanan tutarın ödemesiyle ilgili özel bir düzenleme yapılmamıştır. Kanun kapsamında yapılandırılan diğer alacakların ödenmesiyle ilgili genel düzenlemeler kapsamında ödeme yapılacaktır. Kanun’un 9. maddesinde yapılan düzenlemeye göre, yukarıda özetlenen düzenlemeler kapsamında ortaya çıkacak borç tutarının peşin veya taksitle ödenmesi konusunda borçlular tercih yapılabilmektedir. Tercihini taksitler halinde ödemek yönünde kullananlara 36 aya kadar vade tanınmaktadır. Düzenlemeye göre, hesaplanan tutarın ilk taksit ödeme süresi içinde tamamen ödenmesi halinde; -
tarihine kadar geçen süre için faiz hesaplanmayacak, - Fer’i alacaklar yerine Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarı üzerinden ayrıca %90 indirim yapılacaktır. Taksitli ödemenin tercih edilmesi halinde, taksitler ödeme süresine bağlı olarak belli bir katsayıyla artırılacaktır. Açıklanan artış katsayıları şöyledir: - 6 taksitte 12 ayda yapılacak ödemelerde 1,045 - 9 taksitte 18 ayda yapılacak ödemelerde 1,083 - 12 taksitte 24 ayda yapılacak ödemelerde 1,105 - 18 taksitte 36 ayda yapılacak ödemelerde 1,15 F) MATRAH VE VERGİ ARTIRIMI Kanun’un 5. Maddesinde yapılan düzenlemeyle, kapsama giren vergilerde son beş yılın matrahlarının veya vergilerinin belirli oranlarda artırılması halinde, bu yıllarla ilgili olarak inceleme ve tarhiyat yapılmayacağı öngörülmektedir. Matrah ve vergi artırımı aşağıdaki dört vergi grubunda yapılabilecektir: - Gelir Vergisi - Kurumlar Vergisi - Gelir/Kurumlar vergisi stopajı (Sınırlı bazı ödemeler için) - Katma Değer Vergisi Açıklanan matrah veya vergi artırım oranları aşağıda yer almaktadır: 1. Gelir Vergisinde Matrah Artırımı Gelir vergisi mükellefleri, ilgili yıllarda beyan ettikleri gelir vergisi matrahlarını aşağıda tabloda yer alan oranlarda artırdıkları takdirde, kendileri hakkında artırımda bulunulan yıllar için yıllık gelir vergisi incelemesi ve bu yıllara ilişkin olarak daha sonra başka bir tarhiyat yapılmayacaktır. Artırımda bulunulacak yıllara ilişkin beyannamelerde matrah bulunmaması veya hiç beyanname verilmemiş olması durumunda, artırılacak asgari matrah tutarları mükellef grupları itibariyle belirlenmiştir. Bilanço esasına göre defter tutan ticari kazanç sahipleri ile serbest meslek erbabı için geçerli asgari matrah tutarları aşağıdaki tabloda yer almaktadır.
Düzenlemeye göre, artırımda bulunulan yıla ait yıllık beyannamelerini kanuni sürelerinde vermiş, bu beyannameler üzerinden tahakkuk eden vergilerini süresinde ödemiş ve bu vergi türleri için Kanun’un 2. ve 3. maddelerinden yararlanmayanlar için uygulanacak vergi oranı %20 değil %15’tir. Kanun’a göre; - Geliri sadece gayrimenkul sermaye iradından oluşanlar için vergilemeye esas asgari matrah, bilanço esasına göre defter tutan mükellefler için belirlenmiş tutarların 1/5’inden, - Geliri bunlar dışında kalan diğer gelir vergisi mükellefleri için işletme hesabı esasına göre defter tutan mükellefler için belirlenmiş tutardan, az olamamaktadır. Öte yandan, birden fazla gelir unsuru elde eden mükelleflerce, vergi incelemesi ve tarhiyata muhatap olunmaması için, ilgili gelir unsuru itibariyle matrah artırımı yapılması gerekmektedir. 2. Kurumlar Vergisinde Matrah Artırımı a)Matrah artış Oranları ve Asgari Matrah Artış Tutarları Kurumlar vergisi mükellefleri, kurumlar vergisi matrahlarını aşağıda tabloda yer alan oranlarda artırdıkları takdirde, kendileri hakkında artırımda bulunulan yıllar için yıllık kurumlar vergisi incelemesi ve bu yıllara ilişkin olarak daha sonra başka bir tarhiyat yapılmayacaktır. Artırımda bulunulacak yıllara ilişkin beyannamelerde matrah bulunmaması veya hiç beyanname verilmemiş olması durumunda, artırılacak asgari matrah tutarları Kanun’da belirlenmiştir. Söz konusu tutarlar aşağıdaki tabloda yer almaktadır.
b) Artırılan Matraha Uygulanacak Oran Gelir vergisinde olduğu gibi kurumlar vergisinde de belirli koşullarla artırılan matraha uygulanacak oran %15 olmaktadır. Düzenlemeye göre, artırılan matraha %15 vergi oranının uygulanabilmesi için şu üç koşulun gerçekleşmesi gerekmektedir. - Artırımda bulunulacak yıla ait yıllık beyannamelerin yasal süresinde verilmiş olması - Bu vergi türlerinden tahakkuk eden vergilerin süresinde ödenmiş olması - Bu vergi türleri için Kanun’un 2. ve 3. maddeleri hükümlerinden yararlanılmamış olması. Bu koşullardan ilk ikisi için bir tereddüt yoktur. Ancak üçüncü koşulun uygulanması konusunda tereddüt bulunmaktadır. Bu tereddüt, 2. ve 3. maddeden yararlanılmış olması durumu belirlenirken, yalnızca matrah artırımında bulunulan yılın mı dikkate alınacağı, yoksa herhangi bir yıl için söz konusu madde hükümlerinden yararlanılmış olmasının koşulun ihlali sayılıp sayılmayacağı noktasındadır. Konuyla ilgili olarak yayımlanan Genel Tebliğde, herhangi bir dönem için 2. ve 3. madde hükümlerinden yararlanılması durumunda, matrah artırımında bulunulan bütün dönemler için, artırılan matraha %20 oranının uygulanacağı açıklaması yapılmıştır. Daha önce uygulanan 6736 sayılı Kanun’un lafzı ile 7143 sayılı Kanun’un bu konudaki lafzı aynı olup, her iki Kanunla ilgili olarak yayımlanan genel tebliğlerde de aynı yönde açıklama yapılmıştır. 6736 sayılı Kanun’la ilgili uygulama dava konusu olmuş, tespit edebildiğimiz vergi mahkemesi kararlarında, herhangi bir dönem için 2. ve 3. madde hükümlerinden yararlanılması durumunda, sadece bu yıllar için şartın ihlal edildiği, dolayısıyla diğer dönemler için artırılan matraha %15 oranının uygulanabileceği sonucuna varılmıştır. Bu konuda tespit edebildiğimiz bir Danıştay kararı bulunmamaktadır. Bu açıklamalar çerçevesinde, matrah artırımında bulunulan bazı dönemler için Kanun’un 2. ve 3. maddeleri hükümlerinden yararlanıp bazı dönemlerinde yararlanmayanların, yararlanılmayan dönemlere ilişkin artırdıkları matrahlar üzerinden %15 oranı ile vergi hesaplamaları konusunu incelemeleri ve bu çerçevede hareket etmeleri, söz konusu dönemler ihtirazi kayıtla beyanname vermeyi bir seçenek olarak düşünmeleri önerilmektedir. c) Diğer Konular Kurumlar vergisi matrah artırımında birkaç önemli konu bulunmakta olup, özetle belirtmek gerekirse; - Matrah artırımında bulunulan yıllara aitzararların %50’si,2018 ve izleyen yıllar kârlarından mahsup edilemeyecektir. - 2018 yılına ilişkin olarak verilen geçici vergi beyannamelerinde, matrah artırımı yapılan yıllara ait geçmiş yıl zararlarının mahsup edilmiş olması durumunda, söz konusu beyannamelerin düzeltilmesine gerek bulunmamaktadır. Ancak yıllık beyannamelerde ve matrah artırımı sonrasında verilecek geçici vergi beyannamelerinde, matrah artırımı yapılan yıllara ait zararların %50’si mahsup edilemeyecektir. - Matrah artırımında bulunulan vergilendirme dönemlerine ilişkin olarak, Kanun’un yayımlandığı tarihten önce yapılıp kesinleşen tarhiyatlar ilgili dönem beyanı ile birlikte dikkate alınacaktır. Kanun’un yayımlandığı tarih itibariyle henüz kesinleşmemiş olan tarhiyatlar ise dikkate alınmayacaktır. - İşe başlama ve işi bırakma gibi nedenlerle kıst dönemde faaliyette bulunan kurumlar hakkında ilgili yıllar için belirlenen asgari matrahlar, faaliyette bulunulan ay sayısı (ay kesirleri tam ay olarak) dikkate alınarak hesaplanacaktır. - Daha önce stopaj yoluyla ödenmiş olan vergilerin, artırılan matrahlar üzerinden hesaplanan vergilerden mahsup edilmesi mümkün değildir. - İstisna ve indirimler nedeniyle gelecek yıllarda matrahtan indirim konusu yapılabilecek tutarlar ile geçmiş yıl zararları artırılan matrahlardan indirilemeyecektir. - Matrah artırımında bulunanların kurumlar vergisine mahsuben daha önce tevkif yoluyla ödemiş oldukları vergilerin iadesi ile ilgili taleplerine ilişkin inceleme ve tarhiyat yapılabilecektir. - Kurumların, %19,8 oranında stopaja tabi yatırım indirimi istisnasından yararlanan kazançlarının bulunması halinde, vergi incelemesine ve tarhiyata muhatap olunmaması için bu kazanç ve iratlar üzerinden tevkif edilen vergilerin, ait olduğu yıla ilişkin olarak matrah artırımından yararlanılması zorunludur. - Bir üst paragrafta sayılan kazanç ve iratların muhtasar beyanname ile beyan edilmemiş olması halinde, vergi incelemesine ve tarhiyata muhatap olunmaması için, bu kazanç ve iratlara ait tevkifat matrahlarının, Kanunun yayımlandığı tarihi izleyen ikinci ayın sonuna kadar, asgari matrahın %50’sinden az olmamak kaydıyla beyan edilmesi, ayrıca bu yıllar için kurumlar vergisi matrah artırımında bulunmaları şarttır. 3. Gelir/Kurumlar Vergisi Stopajında Artırım Stopaja tabi belirlenen ödemelere ilişkin gayrisafi tutarının yıllık toplamı üzerinden aşağıdaki oranlar kullanılarak ek vergi ödenmesi halinde, bu vergilendirme dönemleriyle ilgili olarak söz konusu ödemeler yönünden stopaj gelir vergisi incelemesi yapılamayacaktır. Kapsama alınan ödemeler şunlardır: - Gelir Vergisi Kanunu’nun 94. maddesinin birinci fıkrasının; - 1 numaralı bendinde yer alan ücret ödemeleri - 2 numaralı bendinde yer alan serbest meslek işleri nedeniyle yapılan ödemeler - 3 numaralı bendinde yer alan yıllara yaygın inşaat işleri istihkak bedelleri - 5 numaralı bendinde yer alan kira ödemeleri - 11 numaralı bendinde yer alan çiftçilere yapılan ödemeler - 13 numaralı bendinde yer alan esnaf muaflığından yararlananlara yapılan ödemeler - Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 15. maddesinin birinci fıkrasının; - (a) bendinde yer alan yıllara yaygın inşaat işleri istihkak bedelleri - (b) bendinde yer alan kooperatiflere ödenen kira bedelleri - Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 30. maddesinin birinci fıkrasının; - (a) bendinde yer alan yıllara yaygın inşaat işleri istihkak bedellerinden oluşmaktadır. Kapsama alınan ödemeler için yapılacak artırım oranları aşağıdaki tabloda yer almaktadır:
Yıllar itibariyle verilen muhtasar beyannamede yer alan yukarıda belirtilen ödemelere ilişkin gayrisafi tutarların yıllık toplamı üzerinden, yukarıda yer alan tablodaki oranların uygulanması suretiyle hesaplanan vergi ödenecektir. Bu şekilde artırımda bulunanlar nezdinde, yararlanılan dönemlerle ilgili olarak söz konusu ödemeler yönünden stopaj gelir veya kurumlar vergisi incelemesi ve tarhiyatı yapılamayacaktır. Stopaj gelir/kurumlar vergisi artırımıyla ilgili birkaç nokta aşağıda özetlenmiştir: - Artırımda bulunulan yılın hiçbir döneminde muhtasar beyanname verilmemiş veya bazı dönemlerinde beyanname verilmemiş olması durumunda yapılacak uygulama ayrıntılı olarak düzenlenmiştir. - Artırımda bulunmak isteyenlerin, yıl içinde işe başlamaları ya da işi bırakmaları halinde faaliyette bulunulan vergilendirme dönemleri için (ay kesirleri tam ay olarak dikkate alınmak suretiyle) uygulama yapılacaktır. - Artırımında bulunulan yıl içinde yer alan vergilendirme dönemlerine ilişkin olarak, Kanun’un yayımından önce yapılıp kesinleşen tarhiyatlar ilgili dönem beyanı ile birlikte dikkate alınacaktır. - Artırıma esas ücret tutarı ve ödenen gelir vergisi, gelir veya kurumlar vergisi matrahlarının tespitinde gider veya maliyet unsuru olarak dikkate alınamayacaktır. - Gelir/Kurumlar (stopaj) vergisi artırımından yararlanılarak hesaplanan gelir vergisine herhangi bir istisna ve indirim uygulanması mümkün değildir. 4. Katma Değer Vergisinde Artırım a)Matrah Artırım Oranları Verilen beyannamelerde yer alan hesaplanan katma değer vergisinin yıllık toplamı üzerinden aşağıdaki tabloda yer alan oranlar kullanılarak ek vergi ödenmesi halinde, ilgili dönemler için katma değer vergisi incelemesi ve tarhiyatı yapılamayacaktır.
b) Bazı Dönemlerde Beyanname Vermeyen veya Verilen Beyannamelerde Hesaplanan Katma Değer Vergisi Bulunmayanlarda Matrah Artırımı Kanun’da artırımda bulunulan yılın bazı dönemlerinde veya tamamında beyanname verilmemiş veya beyanname verilmekle birlikte bazı dönemlerde veya bütün dönemlerde hesaplanan katma değer vergisi çıkmaması durumunda yapılacak uygulama ayrıntılı olarak düzenlenmiştir. Düzenlemeye göre, artırımda bulunulacak yıl içindeki vergilendirme dönemleri ile ilgili olarak; - En az üç döneme ait beyanname verilmişse, bu yıla ait dönemlerden verilmiş olan beyannamelerdeki hesaplanan katma değer vergisi tutarlarının ortalaması bir yıla iblağ edilerek, artırıma esas yıllık hesaplanan katma değer vergisi tutarı bulunacak ve bu tutar üzerinden matrah artırımı yapılacaktır. - Hiç beyanname verilmemiş ya da bir veya iki döneme ilişkin beyanname verilmişse, ilgili yıl için gelir veya kurumlar vergisi matrah artırımında bulunulmuş olması şartıyla, artırılan matrah üzerinden %18 oranında katma değer vergisi artırımında bulunulacaktır. - İlgili yıl içindeki işlemlerin tamamının istisna işlemlerden oluşması, diğer nedenlerle hesaplanan katma değer vergisi bulunmaması veya tecil-terkin uygulaması kapsamındaki teslimlerden oluşması hâlinde, ilgili yıl için gelir veya kurumlar vergisi matrah artırımında bulunulmuş olması şartıyla artırılan matrah üzerinden %18 oranında katma değer vergisi artırımında bulunulacaktır. İlgili takvim yılı içinde bu durumun yanı sıra vergiye tabi diğer işlemlerin de varlığı nedeniyle hesaplanan vergisi çıkan mükelleflerin bu fıkra hükmüne göre ödemeleri gereken katma değer vergisi tutarı, yukarıda belirtildiği şekilde hesaplanacak %18 oranındaki katma değer vergisi tutarından aşağı olamayacaktır. Bu kapsama giren mükellefler, gelir veya kurumlar vergisi için matrah artırımında bulunmamaları hâlinde bu fıkra hükmünden yararlanamayacaktır. Beyannamelerini veren ancak bazı dönemlerde vergiye tabi işlemi olmayan mükelleflerde yapılacak uygulama açık değildir. Geçmişte uygulanan 6111 ve 6736 sayılı Kanunlarda yer alan konuyla ilgili hüküm lafız olarak aynı olmasına rağmen Gelir İdaresi farklı uygulama yapmıştır. 6111 sayılı Kanun uygulamasında konu 2011/4 sayılı İç Genelgede açıklanmıştır. Genelgede yapılan açıklamaya göre, bazı dönemlerde vergiye tabi işlemi olmayan mükelleflerin kurumlar vergisi matrah artırımı yapmadan, hesaplanan katma değer vergisi tutarının olduğu beyannamelerde yer alan hesaplanan katma değer vergisi tutarı üzerinden matrah artırımı yapmaları mümkündür. 6736 sayılı Kanun uygulamasıyla ilgili olarak Tebliğde bir açıklama yapılmamış, konuyla ilgili bir sirküler veya iç genelge de çıkartılmamıştır. Ancak Gelir İdaresinin Ankara Yeminli Mali Müşavirler ve Ankara Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odaları ile ortaklaşa düzenlediği bir bilgilendirme toplantısında sorulan iki soruya verilen cevapta, bu durumda olanların kurumlar vergisi matrah artırımı da yapmaları gerektiği belirtilmiştir. Toplantıda sorulan sorular ve verilen cevaplar İdarenin resmi internet sitesinden duyurulmuş, sorular ve cevaplar siteye konmuştur. Hukuksal değeri olmamakla birlikte, yayımlanan cevaplardan yukarıda sayılan düzenlemeler yanında önemli bir kaynak olarak yararlanmak ve bu konularla ilgili İdarenin görüşünü öğrenmek açısından önemlidir. Özetlenen her iki açıklama aşağıdaki tabloda yer almaktadır:
7143 sayılı Kanun’un konuyla ilgili lafzı da söz konusu iki kanunun lafzıyla aynıdır. Bu Kanun’la ilgili olarak yayımlanan Genel Tebliğde konu bir örnekle açıklanmış, Tebliğde yer alan 25 no.lu örnekte 6736 sayılı Kanun’la ilgili anlayış korunmuştur. Örnekte mükellef bütün beyannamelerini vermiştir, üç dönemde vergiye tabi işlemi yoktur, toplam hesaplanan KDV tutarı 305.000 liradır. Mükellef, 45.000 lira kurumlar vergisi matrah artırımında bulunmuştur. Bu verilere göre örnekte; hesaplanan KDV tutarı üzerinden (305.000 x %2) 6.100 lira, artırılan kurumlar vergisi matrahı üzerinden de (45.000 x %18) 8.100 lira vergi hesaplanmış, sonuçta karşılaştırma yapılarak 8.100 liranın ödenmesi gerektiği belirtilmiştir. Bizim görüşümüz, 6111 sayılı Kanun’la ilgili olarak çıkartılan İç Genelgede yer alan görüş doğrultusundadır. Vergiye tabi teslim veya hizmetin olmaması, Kanun’da yer alan “işlemlerin tamamının istisnalar kapsamındaki teslim ve hizmetlerden oluşması veya diğer nedenlerle hesaplanan katma değer vergisi bulunmaması” ibaresinde geçen diğer nedenlerle hesaplanan katma değer vergisi bulunmaması kavramının için de değerlendirilmemelidir. Vergiye tabi işlem olmaması, maddede sayılan durumlarla aynı nitelikte değildir. Tebliğde yapılan yorum, Kanun’un amacına da uygun değildir. Tebliğde yapılan yoruma uygun işlem yapılması halinde örneğin, bir yılda yapılan inşaat onarım işine ait istihkakın bir sonraki yılda düzenlenmesi durumunda, Kanun koyucunun hiç de istemediği bir durum ortaya çıkmaktadır. Bu çerçevede, katma değer vergisi matrah artırımı yapmak isteyen ve durumu yukarıda özetlendiği şekilde olanların, işlem yapmadan önce konuyu etraflıca değerlendirmelerinde yarar bulunmaktadır. c) Diğer Konular Katma değer vergisi artırımıyla ilgili birkaç nokta aşağıda özetlenmiştir: - Artırıma esas alınan ilgili yılın vergilendirme dönemlerinin tamamı için artırımda bulunulması zorunludur. - Artırımda bulunulan yıl içindeki vergilendirme dönemlerine ilişkin olarak Kanun’un yayımlandığı tarihten önce yapılıp kesinleşen tarhiyatlar, ilgili dönem beyanı ile birlikte dikkate alınacaktır. - Artırım talebinde bulunulan yılları izleyen dönemlerde yapılacak vergi incelemelerine ilişkin olarak artırım talebinde bulunulan dönemler için, sonraki dönemlere devreden katma değer vergisi yönünden inceleme ve tarhiyat yapılabilecektir. Sonraki dönemlere devreden katma değer vergisi yönünden yapılan incelemelerde artırım talebinde bulunulan dönemler için tarhiyat önerilemeyecektir. - Ödenen katma değer vergisi, gelir veya kurumlar vergisi matrahlarının tespitinde gider veya maliyet unsuru olarak dikkate alınamayacak, ödenmesi gereken katma değer vergilerinden indirilemeyecek veya herhangi bir şekilde iade konusu yapılamayacaktır. 5. Beyan ve Ödeme Süresi
Hesaplanan veya artırılan verginin, peşin veya azami altı eşit taksitte ödenmesi mümkündür. Peşin ödemenin tercih edilmesi durumunda vade sonu 30 Eylül 2018 olmaktadır. Ödemenin taksitler halinde yapılması durumunda ise ilk taksit Eylül/2018 sonuna kadar ödenecek, diğer taksitler ise ikişer aylık dönemler halinde ödenecektir. Bu vergilerin Kanun’da belirtilen şekilde ödenmemesi durumunda, 6183 sayılı Kanun’da belirlenen gecikme zammı ile birlikte takip edilecektir. Ancak bu durumda matrah artırımının sağladığı olanaktan yararlanılamayacaktır. G) MUHASEBE KAYITLARINDA DÜZELTME Kanun’da öngörülen düzenleme kapsamında; - İşletmede mevcut olduğu halde kayıtlarda yer almayan mal, makine teçhizat ve demirbaşları kayda alma, - Kayıtlarda mevcut olduğu halde işletmede yer almayan mallar ile kasa mevcutları için düzeltme işlemleri yapma, - Kayıtlarda olduğu halde işletmede bulunmayan ortaklardan alacaklar ile ortaklara borçlar arasındaki net alacak tutarında düzeltme yapma olanağı getirilmektedir. pwc Uygulamanın vergisel sonuçları aşağıdaki Tabloda özetlenmiştir:
|
26 Mayıs 2018 Tarihli Resmi Gazete
Sayı: 30432 (Mükerrer)
Maliye Bakanlığı (Gelir İdaresi Başkanlığı)’ndan:
I- AMAÇ, KAPSAM, DAYANAK VE TANIMLAR
11/5/2018 tarihli ve 7143 sayılı Vergi ve Diğer Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun 18/5/2018 tarihli ve 30425 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmış ve yapılandırmaya ilişkin hükümleri yayımı tarihinde yürürlüğe girmiştir.
Bu Tebliğ ile 7143 sayılı Kanunun 9 uncu maddesinin Bakanlığımıza verdiği yetkiye istinaden, Maliye Bakanlığına bağlı tahsil dairelerince takip edilen amme alacakları, il özel idareleri ile belediyeler ve Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlıklarına (YİKOB) ait alacakların yapılandırılması, matrah ve vergi artırımı, işletme kayıtlarının düzeltilmesine ilişkin hükümlerinin uygulanmasına dair usul ve esaslar belirlenmiştir.
Kanunun 1 inci maddesinin ikinci fıkrasında, Kanun uygulamasında vergi, beyanname ve Yİ-ÜFE aylık değişim oranlarının;
– Vergi: 213 sayılı Kanun kapsamına giren vergi, resim ve harçları,
– Beyanname: vergi tarhına esas olan beyanname ve bildirimleri,
– Yİ-ÜFE aylık değişim oranları: Türkiye İstatistik Kurumunun (TÜİK) her ay için belirlediği 31/12/2004 tarihine kadar toptan eşya fiyatları endeksi (TEFE) aylık değişim oranlarını, 1/1/2005 tarihinden itibaren üretici fiyatları endeksi (ÜFE) aylık değişim oranlarını, 1/1/2014 tarihinden itibaren yurt içi üretici fiyat endeksi (Yİ-ÜFE) aylık değişim oranlarını, 1/11/2016 tarihinden itibaren aylık %0,35 oranını (bu Kanunun yayımlandığı ay dâhil),
ifade ettiği hükme bağlanmıştır.
Bu Tebliğde, vergi, beyanname ve Yİ-ÜFE aylık değişim oranları, 7143 sayılı Kanunda tanımlandığı şekilde kullanılmıştır.
A- MALİYE BAKANLIĞINA BAĞLI TAHSİL DAİRELERİNCE TAKİP EDİLEN AMME ALACAKLARI
7143 sayılı Kanunun 1 inci maddesinin birinci fıkrasının (a), (b), ve (c) bentlerinde; Maliye Bakanlığına bağlı tahsil dairelerince takip edilen amme alacaklarından Kanun kapsamına alınan alacaklar düzenlenmiş, (ç) bendinde de işletme kayıtlarının düzeltilmesine ilişkin düzenlemelerin Kanun kapsamında olduğu hükme bağlanmıştır. Bu hükümler çerçevesinde Kanun kapsamına giren alacaklar, tür ve dönemler itibarıyla aşağıda açıklanmıştır.
1- Alacağın Türü ve Dönemi
a) 213 sayılı Vergi Usul Kanunu Açısından
(1) Alacağın türü
7143 sayılı Kanunun kapsamına, 4/1/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanunu kapsamına giren vergiler ve vergi cezaları ile bunlara bağlı gecikme faizleri, gecikme zamları gibi fer’i alacaklar girmektedir.
(2) Alacağın dönemleri
Kanun kapsamına giren vergiler, vergilendirme dönemleri itibarıyla aşağıda açıklanmıştır.
i)31/3/2018tarihinden (bu tarih dâhil) önceki dönemlere, beyana dayanan vergilerde ise bu tarihe kadar verilmesi gereken beyannamelere ilişkin vergi ve bunlara bağlı vergi cezaları, gecikme faizleri, gecikme zamları Kanun kapsamındadır.
Konuya ilişkin açıklamalar aşağıda yer almaktadır.
– Vergilendirme dönemi 15 gün olan mükellefiyetler
Vergilendirme döneminin bitim tarihi ve beyanname verme süresinin son günü Mart/2018 ayı ve öncesine rastlayan dönemler kapsama girmekte, dönemin bitim tarihi Mart/2018 ayına rastlamakla beraber beyanname verme süresinin son günü Nisan/2018 ayına sirayet edenler kapsama girmemektedir.
Örneğin, 1-15 Mart 2018 vergilendirme dönemine ait petrol ve doğalgaz ürünlerine ilişkin özel tüketim vergisinin vergilendirme döneminin bitim tarihi ile beyanname verme süresinin son günü Mart/2018 ayına rastladığından kapsama girmekte, 16-31 Mart 2018 vergilendirme dönemi ise dönemin bitim tarihi Mart/2018 ayında olmakla birlikte beyanname verme süresi Nisan/2018 ayına sirayet ettiğinden kapsama girmemektedir.
Aynı şekilde, 1-15 Mart 2018 tarihleri arasında noterler tarafından tahsil edilen ve dönemi izleyen 7 nci iş günü mesai saati bitimine kadar ilgili vergi dairesine yatırılması gereken noter harçları kapsama girmekte, buna karşılık 16-31 Mart 2018 dönemine ilişkin olanlar kapsama girmemektedir.
– Vergilendirme dönemi aylık olarak belirlenen mükellefiyetler
Şubat/2018 vergilendirme dönemi ve önceki dönemler kapsama girmekte, Mart/2018 vergilendirme dönemi ise kapsama girmemektedir.
Örneğin, Şubat/2018 dönemi katma değer vergisi kapsama girmekte, Mart/2018 dönemi katma değer vergisinin dönemi Mart/2018 itibarıyla sonlanmakla birlikte beyanname verme süreleri Nisan/2018 ayına rastladığından kapsama girmemektedir.
– Vergilendirme dönemi 3 aylık olarak belirlenen mükellefiyetler
Vergilendirme döneminin bitim tarihi ve beyanname verme süresinin son günü Mart/2018 ayı ve öncesine rastlayan dönemler kapsama girmekte, Mart/2018 ayından sonraya rastlayanlar kapsama girmemektedir.
Örneğin, 10-11-12/2017 dönemi (3 aylık) gelir (stopaj) vergisi ve katma değer vergisi kapsama girmekte, 1-2-3/2018 dönemine (3 aylık) ilişkin gelir (stopaj) vergisi ve katma değer vergisinin dönemi Mart/2018 itibarıyla sonlanmakla birlikte beyanname verme süreleri Nisan/2018 ayına rastladığından kapsama girmemektedir.
Ayrıca, Kanunun 1 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin (1) numaralı alt bendi gereğince, gelir ve kurumlar vergisine mahsuben 2018 yılında ödenmesi gereken geçici vergi de Kanun kapsamında değildir.
– Yıllık beyanname ile beyan edilen gelir ve kurumlar vergisi mükellefiyetleri
Vergilendirme dönemi yıllık olan vergilerde, beyanname verme süresi 31/3/2018 tarihine (bu tarih dâhil) kadar olan vergiler Kanun kapsamındadır. Buna göre, 2017 takvim yılına ilişkin gelir vergisi beyannamesi 31/3/2018 tarihine kadar verildiğinden bu vergi Kanun kapsamında olduğu halde Kanunun 1 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin (1) numaralı alt bendi gereğince, 31/3/2018 tarihinden sonra ödenmesi gereken gelir vergisi taksitleri Kanun kapsamına girmemektedir. Kurumlar vergisi beyannamesi Nisan/2018 ayı içinde verildiğinden 2017 yılına ilişkin kurumlar vergisi ise Kanun kapsamında değildir.
Özel hesap dönemine tabi olan mükellefler bakımından, özel hesap döneminin sona erdiği tarih ve beyanname verme süresinin son günü 31/3/2018 tarihinden (bu tarih dâhil) önce olanlar kapsama girmekte, bu tarihten sonra olanlar ise kapsama girmemektedir. Özel hesap dönemine ait beyannamenin 31/3/2018 tarihinden önce verilmesi durumunda, 31/3/2018 tarihinden sonraya isabet eden gelir vergisi taksitlerinin kapsama girmeyeceği tabiidir.
2018 yılı kıst dönemlerine ilişkin olup vergi mevzuatı gereği 2018 yılı içinde verilmesi gereken yıllık gelir ve kurumlar vergisi beyannamelerinden, beyanname verme süresinin son günü 31/3/2018 tarihinden (bu tarih dâhil) önce olanlar kapsama girmektedir. Aynı şekilde, tasfiye dönemine ilişkin olarak verilmesi gereken beyannamelerden kanuni beyanname verme süresi 31/3/2018 tarihinden (bu tarih dâhil) önce olanlar kapsama girmektedir.
– Veraset ve intikal vergisi mükellefiyetleri
Bu vergi türünde, beyanname verme süresinin son günü 31/3/2018 tarihinden (bu tarih dâhil) önce olanlar kapsama girmektedir.
– Harç mükellefiyetleri
2/7/1964 tarihli ve 492 sayılı Harçlar Kanununa göre alınan harçlar genel olarak işlem anında beyanname alınmaksızın tahakkuk ettirilerek tahsil edilmektedir. Bununla birlikte, harçlar da 213 sayılı Kanun hükümlerine göre tarhiyata konu olabilmektedir.
492 sayılı Kanuna göre gayrimenkullerin devir ve iktisap işlemleri nedeniyle ödenmesi gereken harç tutarı ile ilgili olarak devir ve iktisap tarihinden sonra tarhiyat yapılabilmektedir. Bu çerçevede, 31/3/2018 tarihi ve bu tarihten önce gerçekleştirilen devir ve iktisap işlemleri nedeniyle, tarh edilip kesinleşmiş bulunan ya da ihtilaflı olan alacaklar ile Kanunun yayımı tarihinden önce inceleme ve tarhiyat safhasında bulunan işlemler Kanunun kapsamına girmektedir. Aynı şekilde, 31/3/2018 tarihi ve bu tarihten önce gerçekleştirilen devir ve iktisap işlemleri nedeniyle Kanunun 4 üncü maddesinin onuncu fıkrası kapsamında pişmanlıkla ya da kendiliğinden beyanda bulunulması da mümkündür.
492 sayılı Kanunun 28 inci maddesi uyarınca tahsili gereken karar ve ilam harçları ile aynı Kanunun (8) sayılı tarifesi uyarınca tahsil edilen yıllık harçlardan, Kanunun yayımı tarihi itibarıyla vadesi geldiği hâlde ödenmemiş olan ya da ödeme süresi henüz geçmemiş bulunanlar kapsama girmektedir.
– Ücretlilerde asgari geçim indirimi
Ücretlilerde asgari geçim indirimi nedeniyle ilgililer veya işverenler adına tarh ve tahakkuk ettirilen gelir vergisi ve bu vergiye bağlı cezalar Kanun kapsamındadır. Bu alacaklar için de 31/3/2018 tarihi esas alınacak, aylık ya da üç aylık vergilendirme dönemleri için yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde Kanun kapsamına girip girmediği tespit edilecektir.
ii) 2018 yılına ilişkin olarak31/3/2018tarihinden (bu tarih dâhil) önce tahakkuk eden vergi ve bunlara bağlı vergi cezaları, gecikme faizleri, gecikme zamları Kanun kapsamındadır.
2018 yılına ilişkin olarak 31/3/2018 tarihinden (bu tarih dâhil) önce tahakkuk eden motorlu taşıtlar vergisi, yıllık harçlar gibi alacaklar Kanunun kapsamına girmektedir.
Ancak, Kanunun 1 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin (2) numaralı alt bendi gereğince, 2018 yılı için tahakkuk eden motorlu taşıtlar vergisi ikinci taksiti bu Kanun kapsamında değildir.
18/2/1963 tarihli ve 197 sayılı Motorlu Taşıtlar Vergisi Kanununun 9 uncu maddesinin altıncı fıkrası gereğince, yıl içinde ilk defa kayıt ve tescil edilen taşıtlara ilişkin olup, kayıt ve tescilin yapıldığı tarih 31/3/2018 tarihinden (bu tarih dâhil) önce olanlara ilişkin tahakkuk eden motorlu taşıtlar vergisinin birinci taksiti Kanun kapsamına girmekte, bu tarihten sonra olanlar ise girmemektedir.
2018 yılına ilişkin olarak yıllık tahakkuk etmesi gereken motorlu taşıtlar vergisi için yapılan tarhiyatlardan 31/3/2018tarihine kadar tahakkuk edenler kapsama girmektedir. Ancak, 31/3/2018 tarihinden sonra tahakkuk edenler kapsama girmemektedir.
492 sayılı Kanuna bağlı (8) sayılı tarife uyarınca tahsil edilen ve 2018 yılına ilişkin olarak 31/3/2018 tarihinden (bu tarih dâhil) önce tahakkuk eden yıllık harçlar kapsama girmektedir.
iii) 31/3/2018 tarihinden (bu tarih dâhil) önce yapılan tespitlere ilişkin olarak kesilen vergi aslına bağlı olmayan vergi cezaları Kanun kapsamındadır.
Vergi aslına bağlı olmayan vergi cezalarında 31/3/2018 tarihinden (bu tarih dâhil) önce yapılan tespitlere ilişkin olarak kesilen ve Kanunun yayımı tarihi itibarıyla; kesinleştiği hâlde ödenmemiş ya da ödeme süresi geçmemiş, dava açılmış veya dava açma süresi geçmemiş ya da tespit edildiği hâlde ceza ihbarnameleri düzenlenmemiş veya düzenlendiği hâlde tebliğ edilmemiş olanlar kapsam dâhilindedir.
Örneğin; Şubat/2018 dönemine ait olup 31/3/2018 tarihi saat 00:00’a kadar elektronik ortamda verilmesi gereken mal ve hizmet alımlarına ilişkin bildirim formu (Form Ba) ile mal ve hizmet satışlarına ilişkin bildirim formunun (Form Bs) bu tarihte verilmemesine ilişkin tespitler en erken bu tarihin bittiği 00:00 saatinden sonra dolayısıyla 1/4/2018 tarihinde yapılabileceğinden, bu tespitlere ilişkin vergi aslına bağlı olmayan vergi cezaları Kanun kapsamına girmemektedir. Şubat/2018 döneminden önceki dönemlere ait söz konusu bildirimler nedeniyle kesilmesi gereken cezalar ise Kanun kapsamına girmektedir.
Diğer taraftan, vergi aslına bağlı olarak kesilen vergi cezalarında ise verginin ait olduğu dönem dikkate alınarak kapsama girip girmediği tespit edilecektir.